Kriter > Siyaset |

Erdoğan Marmaris’ten İstanbul’a Nasıl Geldi?


Darbe girişiminin püskürtülmesinde en büyük pay sahibi kuşku yok ki o gece göğsünü tanklara siper eden vatansever insanlardır. Bu insanlarımızın 237'si şehit düştü, binlercesi de yaralandı.

Erdoğan Marmaris ten İstanbul a Nasıl Geldi

Darbe girişiminin püskürtülmesinde en büyük pay sahibi kuşku yok ki o gece göğsünü tanklara siper eden vatansever insanlardır. Bu insanlarımızın 237'si şehit düştü, binlercesi de yaralandı. Darbeye karşı ilk direnişler tankların ve askerlerin sokaklarda görülmesiyle başladı. Fakat sokakların hareketlenmesi ve meydanların hızlı bir şekilde dolması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Vatandaşlarımızı sokaklara, meydanlara davet ediyorum. Ben de onlarla birlikte olacağım” açıklamasını yapmasından sonra gerçekleşti. Darbe bildirisinin TRT ekranında okutulmasından sonraki kısa ama anlamı itibarıyla oldukça uzun olduğu hissedilen süre içerisinde ülke genelinde oluşan karamsar atmosfer, Erdoğan’ın çağrısıyla yerini bir anda ülkeye, vatana, milli iradeye ve demokrasiye sahip çıkma duygusuna bıraktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 00.25’te CNN Türk aracılığıyla yaptığı konuşmada kendisinin de meydanlarda olacağını ve milletinin arasına katılacağını belirtiyordu. Spikerin, “İstanbul’a mı geleceksiniz?” sorusuna verdiği cevaptaysa Erdoğan yer belirtmedi ve sadece “Halkımın arasında olacağım” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamadan sonra Erdoğan’ın İstanbul’a mı, Ankara’ya mı veya Anadolu’da başka bir yere mi gideceği yönünde değerlendirmeler yapılmaya başlanmıştı. Fakat aynı dakikalarda Erdoğan Marmaris’te bulunduğu otelden Dalaman’a, oradan da İstanbul’a hareket etmek için çıkış hazırlığındaydı. Bu dakikadan sonra hem ülkemiz hem de bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi için yeni bir süreç başladı. Tanıkların anlatımları darbe tehlikesinin doğrudan Cumhurbaşkanı’nı hedef aldığını ve Erdoğan’ın da milli iradeyi temsil etmek için birçok tehlikeyi göğüsleyerek bulunduğu yerden İstanbul’a hareket ettiğini gösteriyor.

Yunan Adaları Teklifi

FETÖ mensubu cunta tarafından darbe başlatıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan Marmaris’te bir oteldeydi. Kendi açıklamasına göre ülkede darbe olduğu haberini eniştesi telefonla arayarak Erdoğan’a veriyor. Erdoğan telefonla ne MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a ne de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a ulaşamıyor. Başbakan’a ise zor da olsa ulaşıyor. Bu süreçte Marmaris’te bulunduğu otelden ayrılmak için hareket ediyor Erdoğan. Otelin sahibi Serkan Yazıcı Posta gazetesine verdiği demeçte o esnada yaşananları şu şekilde aktarıyor:

“Çevreyi iyi bildiğim için Cumhurbaşkanımız bana, ‘Serkan deniz yoluyla en yakın nereye gidebiliriz?’ diye sordu. Dalaman’a gidebileceğimizi ancak Aksaz Askeri Deniz Üssü’nün önünden geçmek gerektiğini belirttim. ‘O olmaz, başka nereye gidebiliriz?’ dedi. Çok yakında Yunan adaları olduğunu söyleyip, ‘Ben sizi götürürüm’ dedim. O ana kadar sakin olan Erdoğan ilk kez sakinliğini kaybetti ve ‘Benim Yunan adalarında ne işim var kardeşim! Ben sana İstanbul’a nasıl gidebileceğimizi soruyorum’ diye kızdı.”

Darbecilerin İstanbul ve Ankara’da kan döktüğü saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan adalarına gitme teklifini elinin tersiyle reddediyor ve esas olarak İstanbul’a nasıl ulaşacağının planını yapıyor.

Yazıcı’nın aktardığına göre Erdoğan’ın helikopteri havalanmadan önce İstanbul’da milletin meydanları doldurmaya başladığı haberi kendisine ulaştırılıyor. Erdoğan’ın yüzünde ilk kez mutlu bir ifade beliriyor. Daha sonra Erdoğan, telefonla konuştuğu Başbakan Yıldırım'a "Onların tankları varsa bizim de imanımız var. Direnin. Gerekiyorsa öleceğiz" diyor. Telefonu kapattıktan sonra da Serkan Yazıcı’ya dönerek “Serkan şu an tarihe tanıklık ediyorsun” diyor. Sonra da Erdoğan’ın helikopteri eşi Emine Erdoğan, kızı Esra Albayrak, damadı Berat Albayrak ve üç torunu ile birlikte Dalaman’a hareket ediyor. Dalaman’a hareketinden önce ise Erdoğan ile helikopterdeki pilotlar arasında kritik bir konuşma geçiyor. Erdoğan pilotlara, “Bana mertçe söyleyin, kimden yanasınız?” diye soruyor. Onlar da, “Sizden yanayız ve sizinle birlikte ölmeye hazırız” şeklinde cevap veriyorlar. Yolculuğun ilk adımı bundan sonra başlıyor. Helikopter bütün ışıklarını söndürüyor ve radarlara yakalanmamak için alçak uçuş yaparak Dalaman’a gidiyor.

İstanbul’a Hareket

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’ten Dalaman’a hareket ettiği saatlerde cuntacılar ele geçirdikleri F-16’lar ve Sikorsky helikopterler ile Ankara ve İstanbul’da kan döküyor ve belli binaları ele geçirmek için darbeci askerleri indiriyordu. Yani havada büyük ölçüde hakim durumdaydılar. Ayrıca cuntacılardan oluşan 40 kişilik bir grup da suikast için Erdoğan’ın oteline hareket etmişti. Zaten Erdoğan’ın hareketinden 15 dakika sonra kaldığı otel bombalanıyor. Otelde görevli polisler ile darbeciler arasında çıkan çatışmada 2 polis şehit düşüyor. Muğla valisinin yoğun çabası sonucunda yakıt ikmali yapamayan helikopterler bölgeden ayrılmak zorunda kalıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dalaman’dan ATA uçağı ile İstanbul’a hareket ettiğinde Ankara ve İstanbul semalarında darbecilere ait F-16 uçakları dolaşıyordu. Bu yüzden Dalaman’dan Cumhurbaşkanlığına ait üç uçak aynı anda havalanıyor. Erdoğan, İnegöl üzerindeyken Atatürk Havalimanı'na inilmesi talimatını veriyor. Erdoğan’ın uçağı havadayken cuntacılara ait F-16 uçakları ve helikopterleri Ankara ve İstanbul’da belli yerleri bombalamıştı. Bu süreçte TBMM de bombalandı ve ağır hasar aldı. İstanbul’daki Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları cuntacıların elineydi. Tüm bunlara rağmen Erdoğan’ın İstanbul’a hareket edebilmiş olması ve iniş talimatını vermiş olması sadece onun karakteri ve inancı ile açıklanabilecek bir durumdur. Burada risk kavramını kullanmak bile olayın büyüklüğü karşısında aciz kalmaktadır. Her an vurulma tehlikesine rağmen Erdoğan İstanbul’a hareket etmekte tereddüt etmiyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ TRT’deki bir programda Dalaman’dan havalanmadan önce Erdoğan ile pilot arasında yaşanan konuşmayı şu şekilde aktarıyor:

“Pilot, ‘Şu anda havalimanında ışıklar kapatılmış. Kule de izin vermiyor. Orada sıkıntı var’ diyor. Cumhurbaşkanımız, ‘Havaalanına kendi ışıklarınla inebilir misin? Onlar izin vermese de havaalanına inebilir misin?’ diye soruyor. Pilot da, ‘Efendim inebiliriz ama risk var. Havaalanının zeminine araç çekmiş olabilirler. Ayrıca başka riskleri de olabilir’ yanıtını veriyor. Onun üzerine Cumhurbaşkanımız diyor ki, ‘Sen bir turlarsın, bakarsın orada, ona göre inersin. Ne kadar havada kalabiliriz?’ Pilot, ‘Dört saatlik bir yakıtımız var’ diyor. Cumhurbaşkanımız da, ‘O zaman ona göre bir tedbir alırsın’ diyerek kendi ışıklarıyla havaalanına inme talimatı veriyor.”


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası