Kriter > Dosya > Dosya / Ukrayna |

Savaşın Yıl Dönümünde Almanya’nın Ukrayna Politikası


Koalisyon hükümetinin büyük ortağı SPD, Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınan temkinli bir politika izlemeye çalışırken, koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ve FDP ile bir dizi Avrupa ülkesi; Almanya’nın, Avrupa’nın Rusya’ya karşı mücadelesinde liderlik rolü üstlenmesini istedi. ABD de Almanya’nın öne çıkmasını ve Avrupa’ya liderlik yapmasını istiyor.

Savaşın Yıl Dönümünde Almanya nın Ukrayna Politikası
Ukrayna’nın yeniden imarı konusunda uzmanların bir araya geldiği Ukrayna Yeniden Yapılanma Konferansı Almanya'nın başkenti Berlin'de gerçekleştirildi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz konuşma yaptı. (Abdulhamid Hoşbaş/AA, 25 Kasım 2022)

Şubat’la birlikte Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının yıl dönümü de gelmiş oldu. 24 Şubat’ta savaşın birinci yılı dolmuş olacak. Rusya, Ukrayna topraklarının bir kısmını işgal etmiş ve bu toprakların bir kısmını ilhak etmiş olsa da Ukrayna ordusunun direnişi her geçen gün artıyor ve bu da savaşı Moskova’nın hesaba katmadığı düzeyde uzatıyor. Ukrayna ordusunun direnişinin güçlenmesinde ve savaşın uzamasında Almanya’nın da payı var kuşkusuz. Zira Almanya, Ukrayna’ya en fazla silah desteği veren ülkelerin başında geldiği gibi aynı zamanda Rusya’ya karşı yaptırımlarda da en etkili ülkelerden biri olarak göze çarpıyor. Yine bu süreçte Ukrayna’ya Avrupa Birliği'ne adaylık statüsü verilmesinde de Berlin’in önemli bir rol oynadığının altını çizmek gerekir. Almanya aynı zamanda 1 milyonun üzerinde Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yaparak savaştan kaçan Ukraynalılara kucak açan ülkelerin başında geliyor.

Bütün bunlara rağmen Almanya, Ukrayna’ya yardım konusunda en fazla eleştirilen ülkelerden biri olmaya da devam ediyor. En son Leopard tanklarının Ukrayna’ya teslim edilmesi meselesinde de Berlin’deki federal hükümetin başkanı Şansölye Olaf Scholz ağır eleştirilere maruz kalmıştı. Bu eleştirilerin ardından Scholz, Ukrayna’ya Alman Leopard 2 tanklarının verilmesini onaylamak zorunda kaldı. Eleştirilerin nereden geldiğine bakıldığında ise geniş bir koalisyon görülüyor. Amerikan yönetimi de Alman başbakanı eleştirenler arasında yer alıyor, Polonya ve Litvanya gibi AB üyesi ülkeler de Ukrayna yönetimi de. Hatta Scholz’un başında olduğu federal hükümetin küçük ortakları Yeşiller ve FDP (Freie Demokratische Partei-Hür Demokrat Parti) de onu en fazla eleştirenlerin arasında yer alıyorlar.

Koalisyon ortakları arasındaki bu anlaşmazlık, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Almanya’ya etkisi konuşulurken değinilmesi gereken ilk konu aslında. Koalisyon hükümetinin büyük ortağı SPD (Sozialdemokratische Partei Deutschlands-Almanya Sosyal Demokrat Partisi) savaşın başından beri Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınan temkinli bir politika izlemeye çalışırken, koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ve FDP ile bir dizi Avrupa ülkesi Almanya’nın, Avrupa’nın Rusya’ya karşı mücadelesinde liderlik rolü üstlenmesini istediler. Bu mücadelenin NATO ayağında liderlik rolünü üstlenen ABD de Almanya’nın daha fazla öne çıkmasını ve Avrupa’ya liderlik yapmasını istiyor. Buna karşılık Şansölye Scholz ve partisi SPD ise tam da bu liderlik rolünün Almanya’yı Rusya gibi tehlikeli bir ülkeyle karşı karşıya getirmesinden endişe ediyor ve mümkün olduğunca kenarda durmayı, çok gerektiğinde ise arkadan gelmeyi tercih ediyordu. Ancak gelinen noktada artık Almanya Ukrayna’ya Gepard uçaksavar tankları, obüs topları, çok namlulu roketatarlar ve IRIS-T hava savunma sistemi dahil olmak üzere birçok gelişmiş silah platformunu teslim eden ve dünyanın en etkili tankları arasında sayılan Leopard 2 A6 tanklarını da vereceğini açıklayan bir ülke konumuna geldi.

Tanke schön (Çok teşekkürler)
Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Almanya'nın Ukrayna'ya Leopard tanklarını gönderme kararı için memnuniyetini belirterek, "Tanke schön" ifadesini kullandı. Landsbergis, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Almanca "Çok teşekkürler" anlamına gelen "Danke schön" cümlesine göndermede bulundu. Ukrayna bayrağı taşıyan bir tank resmini paylaşan Landsbergis, söz konusu resimde "Tanke schön" ifadesine yer verdi. (AA, 26 Ocak 2023)

 

Savaşın başladığı ilk dönemde Ukrayna’ya silah sevkiyatının Almanya’yı Rusya ile karşı karşıya getireceği tartışmalarını yapan ve sadece Ukrayna askerleri için miğfer teslim etmekle yetinen Berlin’deki federal hükümetin bu noktaya gelmesi açık bir şekilde ABD’nin başarısı olarak görülebilir. Washington yönetimi gerek Almanya’daki koalisyon hükümetindeki gerekse AB içerisindeki yandaşlarının yardımıyla Almanya’yı Ukrayna konusunda kendi istediği çizgiye getirdi. Yeşiller partisine mensup Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un 25 Ocak günü söylediği “Biz Rusya’ya karşı bir savaş yürütüyoruz, birbirimize karşı değil” şeklindeki sözleri, Şansölye Scholz’un hiç istemediği, buna karşılık Varşova ve Washington gibi başkentlerin duymaktan hoşlandığı ifadeler. Koalisyon ortakları Yeşiller ve FDP ile muhalefet partisi CDU’dan (Christlich Demokratische Union-Hristiyan Demokratik Birliği) çok sayıda önde gelen siyasetçi, Washington’ın çizgisine yakın şekilde Almanya’nın Ukrayna’ya ağır silah sevkiyatını destekliyor ve bu konuda Şansölye Scholz’a baskı yapıyor.

 

Almanya’nın Ukrayna’ya Silah Yardımı

Şansölye Scholz’un, başta karşı çıkmasına rağmen gerek koalisyon ortaklarından gerekse AB ve NATO içerisindeki müttefiklerinden gelen baskılar karşısında geri adım atması sonucu, Almanya günümüze kadar çok sayıda silah sistemini Ukrayna’ya teslim etti, bir kısmının ise sözünü verdi. Bu çerçevede Ocak 2022 ile Ocak 2023 arasında yaklaşık 2,3 milyar avro tutarında silah ve askeri malzemenin Ukrayna’ya ihracı için federal hükümetin onayı söz konusu oldu. Federal hükümetin resmi internet sayfasında yer alan bilgilere göre, Ukrayna’ya teslim edilen askeri malzemeler arasında radarlar, roketatarlar, çeşitli kategorilerde zırhlı araçlar, istihbarat dronları, çeşitli kategorilerde hava savunma sistemleri, dron savunma araçları, mayın temizleme araçları, obüs topları, çok yüksek miktarda cephane ve çeşitli kategorilerde askeri kıyafetler yer alıyor. Bunlara ek olarak Leopard tankları ve Patriot hava sistemlerinin de teslim edileceği sözü verildiği hatırlanırsa, Almanya’nın Rusya’ya karşı Ukrayna’yı yoğun bir şekilde askeri olarak desteklediği görülür. Bu silahların arasında ağır saldırı silahlarının da olması bazı Alman siyasetçilerin savaşın ilk aşamalarında çizdiği kırmızı çizgilerin aşıldığını göstermektedir. Çizgilerin bu kadar kolay aşılması, SPD’li Parlamento Grup Başkanı Rolf Mützenich’in Ukrayna’ya Leopard tankları verilmesi için baskı yapanlara yönelik “Almanya’yı silahlı bir çatışmanın parçası olmaya çağırıyorlar ve yarın da savaş uçakları ve asker gönderelim demeye başlayacaklar” sözlerindeki endişesinin de gerçekleşmesinin ihtimal dışı olmadığını gösterir.

Tarihte birçok silahlı çatışma örneğinde olduğu gibi, Almanya ve bazı Batılı devletlerin Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik angajmanlarının, sonunda onları Rusya ile doğrudan bir savaşın parçası yapıp yapmayacağı bilinmez ama Rusya’nın nükleer silahlara sahip olmasının bu riski azalttığını söylemek mümkündür. Ayrıca yapılan kamuoyu yoklamaları, Almanya ve diğer AB ülkelerinin çoğunda Ukrayna’ya silah yardımlarına yönelik halkın desteğinin azaldığını göstermektedir. Mart 2022’de Almanya’da bu destek yüzde 57 iken Eylül 2022’de yüzde 48’e düşmüştür.

GRAFİK 1. AB Ülkelerinde Halkın Ukrayna'ya Silah Yardımı Konusunda Destek Oranları

 

Ukrayna’ya Yardımın ve Savaşın Almanya’ya Getirdiği Maliyet

Berlin’deki federal hükümetin, koalisyon ortakları arasındaki görüş ayrılıklarına ve halkın desteğinin giderek azalmasına rağmen, Ukrayna’ya gerek silah yardımı yaparak gerekse Rusya’ya karşı ağır yaptırımlara katılarak destek vermesinin Almanya için önemli maliyetler ürettiğini ifade etmek gerekir. Bu maliyetlerin en çok öne çıkanı enerji tedariki ve fiyatları konusunda Almanya’nın yaşadığı zorluklar olarak kendisini gösteriyor. 2021’de tükettiği doğal gazın yüzde 55’ini, petrolün yüzde 34’ünü ve kömürün yüzde 26’sını Rusya’dan ithal eden Almanya, özellikle bu ülkeden doğal gaz akışının kesildiği Eylül’den itibaren ciddi zorluklar yaşamıştır.

GRAFİK 2. 2021 Yılında Almanya'nın Enerji Tüketimi ve Rusya'dan Enerji İthalatının Etkisi

Gerek sanayisinin gerekse kış aylarında konutların ihtiyaç duyacağı doğal gaz konusunda yeni tedarikçi arayışı içerisine giren Berlin, piyasa koşullarının üzerindeki fiyatlardan alım anlaşmaları yapmak zorunda kalarak zarara uğramıştır. Yine aynı arayış içerisinde doğrudan LNG temini için gerekli terminallerin hızlı bir şekilde inşasına girişen Almanya için yeni maliyetler söz konusu olmuştur. Bunların yanında, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk çeyreğinde doğal gaz depolarını doldurmak için Rusya’dan aldığı gaz miktarını artırması, Almanya’nın yaptırımların ruhuna aykırı davrandığı eleştirilerine maruz kalmasına yol açmıştır. Bütün bu çabalara rağmen ülkedeki yakıt fiyatlarının enflasyonun çok üzerinde artış göstermesi ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck’ten gelen kamu binalarının ancak 18 dereceye kadar ısıtılabileceğine dair açıklamalar, muhalefetin eleştirilerini ve halkın huzursuzluğunu büyütmüştür.

Almanya’da Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili olarak halkın huzursuzluğunu artıran bir başka mesele de Rusya ve Ukrayna kaynaklı arz problemleri nedeniyle un ve sıvı yağ gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarında yüzde 80’lere varan artışlar olmuştur. Bu alanda ithalata bağımlı olan diğer çok sayıda ülke gibi Almanya da önemli zorluklarla karşılaşmış ve hazineye yük getiren destek paketleriyle, sorunun siyaset açısından olumsuz sonuçlar üretmesini engellemeye çalışmıştır.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Almanya için ürettiği doğrudan sonuçlardan biri de sayıları 1 milyonu geçen Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapmak zorunda kalmasıdır. Yapılan kamuoyu yoklamalarının bu mültecilerin önemli bir kısmının savaş sonrasında da Almanya’da kalmak istediğini gösterdiği düşünüldüğünde bu meselenin ileriki yıllarda ekonomik ve sosyal sonuçlarının olacağı tahmin edilebilir. Her ne kadar “sarışın ve mavi gözlü” Ukraynalı mültecilerin, Alman toplumunda kabul edilme düzeyi Suriyeli ve Afganistanlı mültecilere göre çok yüksek olsa da yabancı düşmanı ve mülteci karşıtı toplumsal ve siyasi grupların uygun şartlar oluştuğunda bu meseleyi de kendi çıkarları doğrultusunda suistimal etmekten çekinmeyeceğini tahmin etmek zor değildir.

Bütün bunların yanında Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Almanya’ya en olumsuz etkisinin koalisyon hükümetini oluşturan partiler arasında açtığı derin çatlaklar olduğunu ifade etmek gerekir. Koalisyonun büyük ortağı SPD ile küçük ortaklar Yeşiller ve FDP arasında Ukrayna krizine yönelik izlenecek politika konusunda ciddi görüş ayrılıkları olduğu görülmektedir. Şimdiye kadar Yeşiller ve FDP’nin Washington, Varşova, Kopenhag ve Riga gibi başkentlerle iş birliği içerisinde SPD’yi baskıyla da olsa kendi çizgilerine getirmeleri söz konusu oldu. Ancak bu çerçevede girilen her güç mücadelesinin koalisyon ortakları arasındaki ilişkiyi yıprattığını da ifade etmek gerekir. Bu sürecin sonunda, Rusya-Ukrayna Savaşı yüzünden Almanya’daki koalisyon hükümetinin dağılması ve erken seçimin gündeme gelmesi ihtimal dışı değildir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası