Kriter > Söyleşi |

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler “Küresel ve Bölgesel İstikrar, Huzur ve Adalet İçin Öncü Rol Üstleniyoruz”


Savaşlar eşliğinde girdiğimiz yeni yılın ilk sayısında Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile gündeme dair konuştuk.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler Küresel ve Bölgesel İstikrar Huzur
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler

Savaşlar eşliğinde girdiğimiz yeni yılın ilk sayısında Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile gündeme dair konuştuk. Filistin’de devam eden katliamlara da değinen Sayın Güler, Türkiye olarak insani yardım ve çözüm diplomasisi adımlarımızdan bahsetti; diğer taraftan gündemin biraz arkasında kalan ama hız kesmeden süren Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki son durumu, ABD ile ilişkilerimizi ve F16 alımına dair gelişmeleri de bizlere aktardı. Terörle mücadeledeki kararlılığımıza vurgu yapan, şehitlerimize olan minnet borcumuzu hatırlatan Bakan Güler’in gündeminde, Türkiye olarak küresel ve bölgesel barış, istikrar ve huzur için atılan adımlar da vardı.

 

SÖYLEŞİ: BURHANETTİN DURAN

 

Yeni bir yıla başlarken son dönemde yaşanan jeopolitik krizlerden hareketle, dördüncü nesil savaşlar ve hibrit savaş konsepti kapsamında; Türkiye’nin savunma ve güvenlik politikasının genel görünümü açısından 2023’le ilgili değerlendirmeniz ve 2024’e ilişkin beklentileriniz nelerdir?

Tarih boyunca ülkeler için her zaman büyük önem arz eden savunma ve güvenlik konusu, son dönemde her zamankinden daha da önemli bir hale gelmiştir.

Zira başta yakın coğrafyamız olmak üzere dünyada her alanda yaşanan gelişmeler ile artan jeopolitik gerilimler; risk ve tehditleri öngörülemez, çok yönlü ve asimetrik bir hale getirmiştir.

Geçmişten bugüne savaşlar da zaman içerisinde büyük değişim göstermiştir.

Günümüz muharebe ortamında konvansiyonel kuvvetler ile birlikte özel kuvvet, yerel güçler, siber saldırı, bilgi harekatı ve propaganda, ekonomik savaş gibi unsurlardan oluşan melez savaş uygulamalarının öne çıktığı görülüyor.

Eskinin konvansiyonel savaşları, artık hibrit savaşa evriliyor. Böylece savaşın aktörleri, salt ordular olmaktan çıkıyor.

Dolayısıyla muharebe sahasında birbirinden farklı harekat çeşitleri arasında süratli ve senkronize bir geçiş sağlama, silahlı kuvvetlerin temel amacı haline geldi. Biz bu doğrultuda geliştirdiğimiz kapsamlı yaklaşımla personel ve donanım açısından yeteneklerimizi güçlendiriyoruz.

 

YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ SİSTEMLERDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK

 

Bir yandan harbin değişen doğasına uygun olarak eğitim ve tatbikat faaliyetlerimizi aralıksız sürdürerek personelimize en ileri düzeyde eğitim verirken, diğer yandan da yapay zekâ destekli otonom sistemler gibi yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yapmakta ve geleceğe yönelik AR-GE faaliyetlerimize büyük önem vermekte ve değişen savaş konseptine uygun olarak savunma sanayimizi öncü bir yaklaşımla geliştirmek için var gücümüzle çalışmaktayız.

Bu kapsamda; milli muharip uçak, dikey iniş/kalkış yapabilen SİHA’lar ve muharip insansız uçaklar ile insansız kara ve deniz araçları, uydu sistemleri de dahil haberleşme ve bilgi teknolojileri, elektronik harp, siber güvenlik, uzun menzilli hava savunma ve füze sistemleri alanlarında önemli gelişmeler kaydediyoruz.

Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar atarak bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaşmış; askeri ve diplomatik hamleleriyle dünyadaki söz sahibi konumunu daha da güçlendirmiştir.

Nitekim bu dönemde ülkemiz başta Kıbrıs olmak üzere Azerbaycan’da, Libya’da, Katar’da, Somali’de, Kosova’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok coğrafyada kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davasına destek vermiş; Rusya-Ukrayna arasında ateşkesin sağlanmasına yönelik çabaları ile beraber, Tahıl Koridoru Anlaşmasının yürürlüğe girmesine öncülük etmiş; Gazze’de ateşkes ve barışın tesisine yönelik girişimlerle, tüm dünyayı etkileyen gelişmelerde barış ve istikrar adına öncü bir rol üstlenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, artık bölgesinde huzur, güven ve istikrarın merkezi olarak gıpta ile takip edilmekte; kritik bölge ve coğrafyalarda getirdiği çözüm önerileri; barış ve istikrara sağladığı katkılar ile müzakere masalarının vazgeçilmezi olmaktadır.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ile birlikte olanların kazanacağı, ülkemizi içermeyen hiçbir değerlendirmenin kıymetiharbiyesinin olmayacağı gerçeğini herkes gün geçtikçe daha iyi görmektedir. Dolayısıyla bizler de uluslararası çatışma ve krizlerin aşılmasına yönelik üstlendiği büyük ve kıymetli inisiyatiflerle küresel bir oyun değiştirici ve oyun kurucu konumuna yükselen ülkemizin hak ve menfaatlerini tavizsiz bir şekilde koruyabilmek için, çok boyutlu ve kapsamlı bir savunma ve güvenlik anlayışıyla faaliyetlerimizi icra ediyoruz.

Bu kapsamda şanlı ordumuz; “terörü kaynağında yok etme” anlayışıyla gerçekleştirdiği büyük ve kapsamlı operasyonlar ile güney sınırlarımızda oluşturulmak istenen terör koridorunu parçalayarak, terör örgütlerine büyük darbe vurmuş; terörle mücadelenin daha etkin yapılması, sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçakçılığın engellenmesi maksadıyla sınırlarımızda aldığı etkin tedbirlerle hudut güvenliğinde birçok ülkeye de örnek olmuş; Ege Denizi, Akdeniz ve Karadeniz’de huzur, güvenlik ve istikrarın devamına yönelik gayret göstermiştir.

Ayrıca barışı destekleme ve koruma faaliyetlerimiz kapsamında; NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında uluslararası savunma ve güvenlik çabalarına önemli katkılar sağlamış, insani yardımlar ve doğal afetlerle mücadelede de görev alarak hem yurt içinde hem de dost coğrafyalarda görevlerini başarıyla yerine getirmiştir.

Asil milletimizin her alanda hak ve menfaatlerinin korunmasından bölgemizde ve dünyada barış ve istikrarın desteklenmesine, yerli ve milli savunma sanayimizin geliştirilmesinden personelimizin niteliklerinin artırılmasına kadar birçok alanda sürdürdüğümüz çalışmaları, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladığımız bu tarihi süreçte de üstün bir gayretle devam ettireceğiz.

Milli Savunma Bakanlığı olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrını, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve “Türkiye Yüzyılı” hedefleri doğrultusunda, aynı zamanda “Savunmanın Yüzyılı” yapma kararlılığındayız.

Bu vesileyle 2024’ün ülkemize ve milletimize sağlık, başarı ve mutluluk; bölgemize ve dünyaya ise daha fazla barış, huzur ve istikrar getirmesini temenni ediyorum.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler "Eskinin konvansiyonel savaşları, artık hibrit savaşa evriliyor. Böylece savaşın aktörleri, salt ordular olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla muharebe sahasında birbirinden farklı harekat çeşitleri arasında süratli ve senkronize bir geçiş sağlama, silahlı kuvvetlerin temel amacı haline geldi. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz kapsamlı yaklaşımla personel ve donanım açısından yeteneklerimizi güçlendiriyoruz."

 

MAĞARALARINI YIKMA, İNLERİNİ YERLE BİR ETME KARARLILIĞINDAYIZ

 

Türkiye’nin terörle mücadelesinde hangi aşamaya gelinmiştir? Suriye ve Irak’taki terörle mücadele faaliyetlerimiz de dahil bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tehditleri sınırlarımıza dayanmadan, kaynağında bertaraf etmeyi öngören dinamik ve proaktif savunma ve güvenlik stratejimiz çerçevesinde, terörle mücadelesini başarıyla sürdürmektedir.

Kahraman Mehmetçiğin yurt içinde ve sınır ötesinde büyük bir fedakarlık ve olağanüstü gayretle yürüttüğü bu başarılı mücadele sonucu terör örgütünün hareket kabiliyeti bitme noktasına getirilmiştir.

Bu kapsamda, 2023’te Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil; iki binden fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir.

Özellikle, 2023’ün son aylarında (Eylül, Ekim, Kasım, Aralık) Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik bir kısmında karadan ateş destek vasıtalarının da kullanıldığı etkili ve kapsamlı hava operasyonları ile terör örgütüne ağır darbe indirilmiştir.

Sözde kale olarak gördükleri mağaralarını başlarına yıkma, inlerini yerle bir etme kararlılığımız tamdır.

PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir.

 

ŞEHİTLERİMİZİ MİNNETLE ANIYORUZ

 

Dolayısıyla teröristler için tek çıkış yolu, Türk adaletine teslim olmaktır. Bir kez daha hatırlamakta yarar var. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız;

- Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda,

- Komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak,

- Masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak icra edilmektedir.

Uzun yıllardır ülkemizin enerjisini ve kaynaklarını harcayan terörle; bu hainlere kim destek verirse versin, tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadele etmekte azimliyiz, kararlıyız.

Bu vesileyle, 22 ve 23 Aralık tarihlerinde ülkemizin huzur ve güvenliği için görevlerini ifa ederken şehit düşen 12 kahraman evladımıza bir kez daha Allah’tan rahmet; kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı evlatlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Terörle mücadelede elde edilen başarılarda en büyük paya sahip olan tüm aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; bugüne kadar terörle mücadelede emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimize, komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline teşekkür ediyor, saygı ve şükranlarımı sunuyorum.

Öte yandan, Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz devam etmektedir. Amacımız, Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde siyasi bir çözüme ulaşılmasıdır. Kapsayıcı bir Anayasa’nın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, sınır güvenliğimizin sağlanması sonrası biz de herkes gibi gereğini yapacağız.

“Hafızayı beşer nisyan ile maluldür.” Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırıları ile bölgeyi DEAŞ tehlikesinden kurtardığımız gerçeği unutulmamalıdır! Dolayısıyla Suriye topraklarında varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuz nettir.

 

MÜTTEFİKLİK RUHUYLA HAREKET EDİLMEDİ

 

F-16 savaş uçağı modernizasyon ve alıma ilişkin süreç, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini, Eurofighter savaş uçağı alımına yönelik son durum ve NATO’nun Türkiye için anlamını nasıl değerlendirirsiniz?

Öncelikle Türkiye ve ABD yıllara dayalı ilişkileri olan stratejik ortak ve önemli iki müttefik ülkedir.

Ancak son dönemde ABD’nin PKK/PYD/YPG’yle yaptığı iş birliği ve tek taraflı yaptırımları müttefiklik ruhuyla bağdaşmamaktadır.

ABD başta olmak üzere müttefiklerimizin milli güvenliğimizi doğrudan etkileyen konulardaki yanlış tutum ve yaklaşımlarını düzeltmesi gerekmektedir.

ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. ABD ile teknik toplantılar tamamlandı.

Bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi, muhataplarımıza iletiyoruz.

Konunun sürüncemede bırakılması, ipe un serme yaklaşımı kabul edilebilir değildir.

F-16 tedarik ve modernizasyon süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter.

İlk aşamada 20 daha sonra da 20 olmak üzere en üst versiyon 40 uçak alma planımız var. İngiltere’nin bu konudaki desteği ve yaklaşımı diğer müttefiklere örnek olması açısından önemlidir.

ABD, Almanya, Kanada başta olmak üzere müttefiklerimizin Türkiye'nin küresel ve bölgesel fonksiyonunu iyi anlaması, ona göre bu gibi tahdit uygulamalarından derhal vazgeçmesi gerektiğini her zaman ifade ediyoruz.

Bu çerçevede müttefiklerimizin, İttifak’ın ruhuna ve ortak güvenlik perspektifine uygun kararlar alması doğru bir yaklaşım olacaktır.

Tüm bunların ötesinde önceliğimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hayata geçirilen milli teknoloji hamlesi doğrultusunda; teknolojisiyle, tecrübesiyle, mühendislik altyapısı ve proje yönetim sistematiği ile dünyada büyük yankı uyandıran ve gıpta ile takip edilen savunma sanayimizi daha da ileriye taşımak için çalışmaktır.

Dolayısıyla asıl hedefimiz, muharip eğitim uçağımız HÜRJET ve 5'inci nesil milli muharip uçağımız KAAN’ın envantere alınmasıdır.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran

Sayın Güler "Yapay zekâ destekli otonom sistemler gibi yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yapmakta ve geleceğe yönelik AR-GE faaliyetlerimize büyük önem vermekte ve değişen savaş konseptine uygun olarak savunma sanayimizi öncü bir yaklaşımla geliştirmek için var gücümüzle çalışmaktayız."

 

NATO İTTİFAKINDA SORUMLULUK PAYLAŞIMI

 

Diğer yandan; kuruluşundan bugüne kadar başarılı bir savunma ittifakı olan NATO’nun, değerlerini ve sorumluluklarını paylaşan Türkiye, İttifak’a katıldığı günden bu yana üstlenmiş olduğu tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye; NATO’nun aktif, yapıcı ve saygın bir üyesi olmaya devam etmektedir.

Hem müttefikler arasındaki savunma konularında hem de Avrupa-Atlantik coğrafyasında güvenlikle ilgili tüm meselelerde en önemli platform olmayı sürdüren NATO da, ülkemizin güvenliğinde merkezi bir role sahip olmuştur.

NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan ülkemiz; NATO kuvvet yapısına, misyon, operasyon ve karargahlarına katkı bakımından önde gelen müttefiklerden biridir.

NATO’ya katkılarımız yüksek seviyede devam ederken, Balkanlar’daki en büyük NATO Misyonu olan Kosova Gücü (KFOR) Komutanlığını 10 Ekim’de devraldık ve bu görevi başarıyla sürdürüyoruz.

Hava Kuvvetleri unsurlarımız, NATO Hava Polisliği Görevleri kapsamında 1 Aralık’ta Romanya’da konuşlanmış olup 4 ay süreyle bölgede görev yapacaktır.

NATO nezdinde aldığı tüm görevlerde sergilediği profesyonel yaklaşımı, yapıcı tutumu ve muharebe sahasındaki tecrübesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, beraber çalıştığı ülkelerden çok olumlu geri dönüşler almaktadır.

NATO ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de önemli ve belirleyici katkılarda bulunmaya devam edeceğiz.

Terörden en çok zarar gören NATO ülkesi olarak beklentimiz, terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle kararlılıkla mücadelemizde müttefiklerimizin destek olması; İttifak’ın birlik, dayanışma ve uyum ilkeleriyle bağdaşmayan ülkemize yönelik yaptırım ve kısıtlamaların sonlandırılmasıdır.

Güçlü Türkiye’nin, güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin; güçlü NATO ve güçlü ittifak demek olduğunu hatta güçlü terörle mücadele olduğunu vurguluyoruz.

Bu vesileyle 1952’den bu yana seçkin bir üyesi olduğumuz NATO’nun 75’inci kuruluş yıl dönümünü şimdiden kutluyorum.

 

VAHŞET BOYUTUNA ULAŞAN BİR “SAVAŞ” SUÇU

 

İsrail'in Gazze saldırılarının bölgesel güvenlik mimarisi üzerinde ne gibi potansiyel etkileri olabilir?

7 Ekim'den bu yana İsrail ve Filistin’de yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Gazze ile ilgili başından beri ortaya koyduğumuz insani, vicdani, adaletli tutum ve yaklaşımımızı bugün de sürdürüyoruz.

Filistin’de, uluslararası hukukun ihlal edilmesi; ayrım gözetmeksizin hastaneler, okullar, ibadethaneler, mülteci kamplarının hedef alınması ile daha da vahimi çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan binlerce masum sivilin katledilmesi kabul edilemez.

Bu durum vahşet boyutuna ulaşan bir savaş suçu ve daha da acısı bir insanlık suçudur.

İsrail, saldırılarını sürdürdüğü müddetçe bölgesel barışa yönelik tehditler de artmaktadır.

Beklentimiz; barışa giden tüm gayretlerin gösterilmeye devam edilmesi ve derhal kalıcı bir ateşkes ilan edilmesidir.

1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin, sadece barış için değil, hem bölgesel hem de uluslararası istikrar için şarttır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz, hem insani yardım konusunda üzerini düşeni yapmaya hem de kalıcı çözüm için diplomatik girişimlerde bulunmaya devam ediyor.

 

KARADENİZ’DE “ÜÇLÜ GİRİŞİM”

 

Rusya-Ukrayna Savaşı gündemde biraz daha geriye düşse de savaş devam ediyor. Ülkemizin savaştaki güncel pozisyonunu ve beklentilerini nasıl değerlendirirsiniz?

Ukrayna-Rusya arasında devam eden çatışmalara ilişkin Türkiye olarak, ilk günden itibaren, bu krize çözüm bulabilmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gayretlerimizi sürdürmekteyiz.

Bu kapsamda Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini her seviyede ve her platformda dile getiriyoruz.

Temennimiz, tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır.

Yine, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın, yeniden aktif hale gelmesi için girişimlerimizi de sürdürüyoruz.

Ayrıca, Karadeniz’de barış ve istikrarın yeniden tesisi, başta kıyıdaş devletler olmak üzere tüm dünya açısından önem arz etmektedir.

Türkiye olarak Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız.

Diğer taraftan Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı ülkemiz öncülüğünde Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’nın yer aldığı “Üçlü Girişim” başlattık.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran

Sayın Güler "Değişen savaş konseptine uygun olarak savunma sanayimizi öncü bir yaklaşımla geliştirmek için var gücümüzle çalışmaktayız. Bu kapsamda; milli muharip uçak, dikey iniş/kalkış yapabilen SİHA’lar ve muharip insansız uçaklar ile insansız kara ve deniz araçları, uydu sistemleri de dahil haberleşme ve bilgi teknolojileri, elektronik harp, siber güvenlik, uzun menzilli hava savunma ve füze sistemleri alanlarında önemli gelişmeler kaydediyoruz."

 

İYİ KOMŞULUK VE MİLLİ MENFAATLERİMİZ ESAS ALINIYOR

 

Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde yeniden bir yumuşama dönemi başlamış görünüyor. İkili ilişkilerin gelişmesinin Doğu Akdeniz’de nasıl etkileri olur?

Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihi bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz.

Kasım’da Ankara’da icra edilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı, Yunanistan ile ilişkilerimizi daha da geliştirmek için güzel bir fırsat oldu.

Bu vesileyle, iki yıldan fazla bir süredir ara verilen “heyetler arası görüşmeler” tekrar başlatılarak görüşmelere 2024’te de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varıldı.

Ayrıca, Güven Artırıcı Önlemlerin uygulanmasını kolaylaştırmak için bir İletişim Noktası (Point of Contact) Mekanizması kurma kararı alındı.

Yine, Aralık’ta Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının 5’incisi kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde iki ülke adına önemli bir adım daha atıldı.

Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Ege’de gerginliğin azaltılması, diyalog kanallarının açık tutularak sorunların iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu çerçevesinde çözümü konuları ön plana çıkmıştır.

İki ülke arasında imzalanan Atina Bildirgesi çerçevesinde de iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz.

Tabii, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi ve bu konuda kararlılığımızın tam olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

 

BÖLGE İSTİKRARI İÇİN ÇOK YÖNLÜ ÇABALARIMIZ SÜRECEK

 

Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’nda zafer elde etmesinin ardından üç sene geçti. Azerbaycan ile Ermenistan arasında muhtemel barış anlaşmasının Güney Kafkasya’daki dengeleri nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Can Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında her zaman yanındayız.

Tek Vatan Harekatı ile elde edilen zafer ve sonrasında meşru ve haklı endişeleri kapsamında terör unsurlarına yönelik icra edilen antiterör operasyonu ile bugün, Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir memnuniyet duyuruyoruz.

Stratejik müttefikliğimizin güçlenmesi ve iş birliğimizin derinleşmesi yönündeki ortak çabalarımız başarıyla sürüyor.

Başta savunma sanayii ve askeri iş birliği olmak üzere, sarsılmaz dayanışmamızı, daha üst seviyelere taşımak için aralıksız çalışıyoruz.

Kafkasya bölgesinin artık çatışmaya değil, dostluk ve iş birliğine ihtiyacı vardır. Kafkasya’da güvenlik ve huzurun tesisi Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı ve kalıcı bir barış antlaşmasından geçmektedir.

Buna yönelik samimi çabaları destekliyor, bir an evvel olumlu bir şekilde neticelenmesini arzu ediyoruz.

Geçtiğimiz günlerde alınan iki ülke arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyuyoruz.

Diğer yandan, Kasım’da Bakü’de Azerbaycan ve Gürcistan ile askeri ve güvenlik konuları dahil olmak üzere geniş bir yelpazede, üç ülkenin de ortak yarar ve beklentilerine hizmet eden Üçlü Savunma Bakanları 10’uncu Toplantısı’nı gerçekleştirdik.

Bölge istikrarı için çabalarımız çok yönlü olarak sürecektir.

 

ÜLKELERLE ASKERİ İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRİYORUZ

 

Dost ve müttefik ülkelerle olan askeri alandaki iş birliğimizin genel bir değerlendirmesini yapabilir misiniz?

Kardeş, dost ve müttefik ülkelerle karşılıklı askeri iş birliğini geliştirmek için Askeri Çerçeve Anlaşmaları, Askeri Eğitim İş Birliği ve Askeri Yardım Anlaşmaları imzalıyoruz.

Bunlardan Askeri Çerçeve Anlaşmaları askeri eğitim ve öğretim, tatbikatlar, askeri iş birliği, lojistik iş birliği, askeri sağlık, insani yardım harekatı, arama ve kurtarma gibi hususları kapsaması bakımından müteakip antlaşmalara da imkan tanımaktadır.

Bu bağlamda, kardeş, dost ve müttefik ülkelerle bugüne kadar 88 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması, 63 ülke ile Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmıştır.

Ayrıca, 47 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması ve 13 ülke ile Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir.

Askeri Yardım anlaşmaları kapsamında ise bugüne kadar 20 ülke ile Askeri Mali İş Birliği Anlaşması, 30 ülke ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır.

Bunların yanı sıra yeni anlaşmalar imzalamaya ve eski tarihli anlaşmaları güncellemeye yönelik gayretlerimiz de sürmektedir.

İkili ve bölgesel savunma ve güvenlik ile savunma sanayii iş birliği konularında bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlayıcı adımlarla çalışmalarımızı çok yönlü ve artırarak devam ettireceğiz.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası