Kriter > Dosya > Dosya / Enerji |

Gaz Ticaret Merkezi Olarak Türkiye


Avrupa’nın içine düştüğü ve giderek derinleşmesi beklenen enerji krizine kısa vadede hızlı ve kalıcı bir çözüm kolay görünmüyor. Avrupa’nın kendi arz güvenliği için ekonomi ve siyasi gerçeklikle uyumlu bir şekilde Türkiye ile enerjide iş birliğini artırması ve diğer sorunların gölgesinden kurtarması, sağlayacağı katkılar göz önüne alındığında rasyonel bir tercih olacaktır.

Gaz Ticaret Merkezi Olarak Türkiye
Rus gazını Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyan iki hattan oluşan TürkAkım Doğal Gaz Boru Hattı'nın derin sulardaki boru döşeme işlemi, dünyanın en büyük inşaat gemisi

Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma isteği, 90’ların ikinci yarısında masaya gelen ve bir kısmı hayata geçirilen çeşitli boru hattı projeleri ve doğal gaz piyasasının gelişimiyle birlikte sektör ve ülke gündemine girmiştir. 2000’lerde, Türkiye doğal gaz piyasası ve altyapıdaki hızlı büyüme, yeni boru hattı projeleri ve AB’nin alternatif tedarik kaynağı arayışlarının artmasıyla birlikte enerji ticaret merkezi olma hedefi, Türkiye’nin resmi enerji politikalarına dahil olmuş ve Türkiye’nin enerji diplomasisinde de sıklıkla kullanılan bir politika haline gelmiştir.

Türkiye, sahip olduğu yüksek doğal gaz tüketimi, gelişmiş piyasa ve fiziki altyapısı ve potansiyeli, İstanbul’da hayata geçirilen Enerji Borsası EPİAŞ ve diğer avantajlarına rağmen doğal gaz piyasasında serbestleşmenin sağlanamaması, topraklarından geçen boru hatlarından iletilen gazın Türkiye’de fiyatlanmak yerine sadece transit olarak geçişiyle sınırlı kalması ve uzun vadeli kontratların üçüncü ülkelere ihracata izin vermemesi gibi çeşitli nedenlerle, bugüne kadar enerji ticaret merkezi olma hedefine ulaşmakta geç kalmıştır. Bununla birlikte son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefine ulaşması yolunda önemli katkı sağlayacak güçlü bir potansiyel meydana getirmektedir.

Avrupa, Rus gazına alternatif ve kalıcı çözüm ararken, Ukrayna’yı işgali ve sonrasında Avrupa ile arasında yaşanan gerilime ve AB’nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltma hedefine rağmen; Rusya, Avrupa doğal gaz piyasasına ihracatını devam ettirmek istemektedir. Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’nin enerji jeopolitiğindeki konumu güçlendirirken, aynı zamanda enerji ticaret merkezi olma hedefini gerçekleştirmesi için de büyük bir fırsat sağlamaktadır.

Halihazırda Trans Anadolu doğal gaz boru hattı (TANAP) ile Azerbaycan ve TürkAkım boru hattıyla Rus doğal gazı hem Türkiye piyasasına gelmekte hem de Türkiye üzerinden Avrupa piyasalarına iletilmektedir. Türkiye, toplam taşıma kapasitesi şu an 16 milyar metreküp olan TANAP’tan yılda 6 milyar metreküp doğal gaz ithalatı yaparken, 10 milyar metreküp doğal gaz ise TANAP’ın devamında TAP boru hattı üzerinden Avrupa piyasalarına ulaştırılmaktadır. Karadeniz’in altından geçerek Türkiye’ye ulaşan TürkAkım boru hattı ise her biri yıllık taşıma kapasitesi 15,75 milyar metreküp olan 2 ayrı hattan oluşmaktadır. Bu iki hattan birisi Rus doğal gazını Türkiye piyasasına iletirken diğer hat ise Bulgaristan üzerinden Avrupa piyasalarına iletmektedir. Bu iki hat da Türkiye’nin enerji ticaret merkezi hedefine katkı sağlamamakta sadece transit gelir getirmektedir. Bir diğer ifadeyle bu iki hattan geçen doğal gaz, üretici şirketlerle alıcı ülkeler arasında yapılan anlaşmalarla satılmakta, Türkiye’den geçmesine rağmen EPİAŞ’ta ticarete konu olmamakta ve üçüncü ülkelere ihraç edilememektedir.

Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı
Edirne’de bulunan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’nı Avrupa’ya bağlayan MS4 Ölçüm İstasyonu (Celal Güneş/AA)

 

TANAP ve TürkAkım’da Kapasite Artışları

6 Ekim’de İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Azerbaycan 2. Enerji Forumu'nda bir araya gelen Türkiye ve Azerbaycan Enerji Bakanları, TANAP boru hattının kapasitesinin iki katına kadar artırılması konusunda mutabakata vardı. Halihazırda TANAP’tan yılda 16 milyar metreküp Azerbaycan doğal gazı taşınıyor. Bunun 10 milyar metreküplük kısmı Avrupa'ya, 6 milyar metreküpü ise Türkiye'ye geliyor. Yapılan anlaşma ile taşınan gaz miktarı 2 kat arttırılarak 32 milyar metreküpe çıkarılmış olacak. Söz konusu bu kapasite artışı ile Türkiye ve Avrupa'ya gaz tedariki artırılmış olacak.

Dizayn kapasitesi 31 milyar metreküp olan TANAP’ta ilerleyen yıllarda kapasite artışı en başından planlanmıştı. Bununla birlikte Azerbaycan’ın Şafaq-Asiman, Abşeron, Ümid ve Babak gibi yeni gaz sahalarının geliştirilememesi ve Türkmenistan, Irak ve İsrail gibi alternatif gaz kaynaklarının TANAP üzerinden Avrupa piyasalarına iletilmek için tedarik edilememesi nedeniyle hattan ilave gaz tedarikine ilişkin net bir gelişme olmadı. İlave yeni kompresör istasyonu yatırımları ile TANAP’ın ilk dizayn kapasitesinin de üzerinde, yıllık taşıma kapasitesinin 32 milyar metreküpe çıkarılması planlanmaktadır. En geç 2027’de TANAP’ta 32 milyar metreküplük kapasiteye ulaşılabileceği değerlendirilmektedir. Buradan gelen 16 milyar metreküplük gazın ne kadarının Türkiye’de kalacağı, ne kadarının Avrupa’ya gideceği henüz net olmasa da bu gazın tamamının Türkiye’de EPİAŞ’ta ticarileştirilmesi ve yeniden ihraç hakkı verilmesi durumunda, Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olması yolunda en önemli adımlardan birisi atılabilir.

Bu gelişmeden sadece 6 gün sonra 12 Ekim’de Moskova'da Rusya Enerji Haftası'nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Putin Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2'de kullanılamayan kapasitelerin TürkAkım boru hattı üzerinden kullanılabileceğini ifade etmiştir. Putin, "Baltık Denizi'nde Kuzey Akım hatlarında kaybedilen hacimleri Karadeniz'e yönlendirebiliriz. Böylece, Avrupa'ya yönelik yakıt ve doğal gaz kaynaklarımız için ana rotayı Türkiye üzerinden sağlayarak, Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulabilir." ifadelerini kullandı.

Halihazırda TürkAkım’la Avrupa’daki alıcılara (Sırbistan, Bosna Hersek ve Macaristan) yılda 15,75 milyar metreküp doğal gaz iletilmektedir. Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatlarında Eylül’de meydana gelen patlamalar sonrası bu hatların nasıl ve ne zaman tamir edileceği ve geleceğinin ne olacağı, belirsizliğini korumaktadır. Putin’in Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulabilir açıklaması, Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını devam ettirme isteğini gösterse de mevcut konjonktürde bu hiç de kolay görülmemektedir. Doğası gereği uzun vadeli ve yüksek yatırım bütçeleriyle hayata geçirilen enerji projeleri siyasi, teknik ve ekonomik fizibiliteye sahip olmak zorundadır. Putin’in açıklamasındaki yeni doğal gaz merkezi kurulabilmesi için mevcut TürkAkım boru hattındaki gazın bir kısmının ya da tamamının Türkiye’de ticarileştirilmesi tek başına yeterli olmayacaktır. TürkAkım’da 3 ve 4’üncü hatların inşa edilmesi gerekmektedir. Bu projenin hayata geçmesinin önünde ise 3 önemli zorluk bulunmaktadır.

İlk olarak yeni hatların inşa edilmesi Kuzey Akım 1 ve 2’nin geleceği konusunda da olduğu gibi yaptırımlar nedeniyle mevcut hatları inşa eden Avrupalı şirketlerin, Rusya ile yeni boru hattı projelerinde yer almasının mevcut koşullarda güçlüğü, önemli ve zor bir problem olarak ortaya çıkmaktadır.

İkinci olarak bu hatların, her şey yolunda gitse ve tüm sorunlar çözülse bile, 2,5-3 yıllık inşaat ve hazırlık sürelerine ihtiyaç duyacağı aşikardır. Bu hatlar tamamlansa bile bu gazın Avrupa’da nasıl ve ne kadarına alıcı bulacağı, Rus gazına bağımlılığını düşürmek isteyen AB’nin Rus gazına ilerleyen yıllarda bir yaptırım kararı alıp almayacağını kestirmek de oldukça güçtür. Yeni gelecek Rus gazına alıcı bulunması bir diğer önemli problem olarak önümüzde duruyor. Bu hattın devamında Bulgaristan’dan başlayarak günlük taşıma kapasitesi en az 90-100 milyon metreküp olan yeni boru hatlarının da yapılması gerekecektir.

Üçüncüsü ise bu yatırımların finansmanın kim tarafından ve nasıl karşılanacağıdır. Milyarlarca dolarlık bu yatırımların savaş ekonomisi içinde ve önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak geri gitmesi beklenen Rusya tarafından nasıl finanse edileceği bir diğer önemli zorluk olarak masada durmaktadır.

Rusya’nın gündeme getirdiği bu projenin, mevcut koşullarda ve kendi düşündüğü gibi hayata geçmesi kolay görülmemektedir. Giderek kötüleşen durum ve artan gerilim nedeniyle Ukrayna savaşının ve Rusya-Batı ilişkilerinin geleceğini öngörmek oldukça güç. Savaşın ve ilişkilerin izleyeceği seyir de bu ve diğer projelerin geleceği üzerinde oldukça etkili olacaktır.

Rus gazının geleceği için en gerçekçi seçenek TürkAkım’daki mevcut hatlardan gelen doğal gazın ve gündeme gelmesi/yapılması kuvvetle muhtemel yeni hatlardan (3 ve 4) Avrupa’ya iletilmesi planlanan doğal gazın, EPİAŞ’ta ticarileştirilmesi ve Türkiye’ye yeniden ihraç hakkı verilerek Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine ihraç edilmesinin sağlanmasıdır. Aksi takdirde Putin’in hayallerinin mevcut ve giderek kötüleşen konjonktürde gerçekleşmesi mümkün olamayacaktır.

Türkiye enerjide ticaret merkezi olmaya hazırlanıyor, İNFO

Artan LNG Giriş Kapasitesi Önemli Bir Avantaj

Türkiye, 2022 sonu itibariyle 2 LNG terminali ve 2 FSRU ile günlük 133 milyon metreküp doğal gaz giriş kapasitesine sahiptir. BOTAŞ’a ait Marmara Ereğli LNG terminali ve Ocak 2023 sonunda operasyonel hale gelmesi planlanan Saros FSRU projeleri sadece yüksek tüketimin olduğu İstanbul ve Marmara bölgesinin tedarik güvenliğine katkının yanı sıra Trakya üzerinden Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve diğer Güney Doğu Avrupa ülkelerine de ilerleyen dönemlerde gaz tedarik edilmesinde önemli rol oynayacaktır. Geçtiğimiz Haziran’da Bulgaristan’a Türkiye üzerinden 1 LNG kargosunun tedariki sağlandığı basına yansımıştır. Bu ticaretin önümüzdeki dönemlerde devam etmesi bölge ülkelerinin arz güvenliğine katkı verirken, aynı zamanda Türkiye açısından da çeşitli katkılar sağlayacaktır. Bu tesislerin kullanım ve iletim gelirlerinin çok ötesinde, ilerleyen dönemde BOTAŞ ve özel sektör şirketlerinin Türkiye’de mevcut LNG terminalleri ve FSRU’lar aracılığıyla getireceği LNG’nin EPİAŞ’ta oluşacak referans fiyatla ticarileştirilmesi de Türkiye’nin ticaret merkezi hedefine önemli bir fayda sağlayacaktır.

 

Karadeniz Gazı Önemli Katkılar Sağlayacak

2020’da Karadeniz’de ilki Sakarya Gaz Sahası'nda Tuna-1 kuyusunda yapılan keşif, sonrasında Amasra-1 ve Çaycuma-1 kuyularında yapılan yeni gaz keşifleri ile Aralık 2022 sonu itibariyle üretilebilir toplam gaz rezervi 710 milyar metreküpe yükselmiştir. Karadeniz’de devam eden saha geliştirme faaliyetleri neticesinde ilk gaz üretiminin Mart 2023 sonunda başlaması planlanıyor. İlk fazda günlük 10 milyon metreküplük doğal gaz üretiminin yapılması planlanan sahanın enerji krizinin ortasında devreye alınması, Türkiye açısından oldukça büyük bir şans. 2026 sonuna kadar plato seviyede günlük gaz üretiminin 40 milyon metreküpe, yıllık toplam üretim miktarının ise 14-15 milyar metreküpe çıkarılması planlanıyor. 710 milyar metreküpe yükselen rezerv miktarına bağlı olarak sahanın üretim kapasitesinde artışa gidebileceği ve 2030’a kadar Karadeniz’deki toplam gaz üretiminin yıllık 20-25 milyar metreküp seviyelerine kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de devam eden arama faaliyetleri neticesinde önümüzdeki yıllarda yeni keşiflerin yapılması, Türkiye’nin doğal gaz üretiminin 2030 sonrasında öngörülenden daha yüksek seviyelere ulaşmasına imkan verecektir. Karadeniz gazının da uzun vadeli anlaşmalar yerine EPİAŞ’ta ticarileştirilmesi sağlanarak hem ticari derinliğin hem de işlem gören gaz miktarının artması sağlanabilir. Türkiye’nin enerji ticaret merkezi vizyonuna en önemli katkı yine Türkiye’nin kendi gazıyla sağlanabilir.

16 Aralık’ta Türkmenistan’da gerçekleştirilen Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Başkanları Zirvesinin en önemli gündem maddelerinden birisi enerji başlığı oldu. Türkmen gazının Azerbaycan üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya ulaştırılması için üç ülke arasındaki iş birliğinin ve çalışmaların hızlanacağı görülmektedir. Türkmenistan’ın sahip olduğu doğal gaz kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılması imkansız değil ama kolay da değil. Hazar’ın statü sorununun çözülememesi, İran ve Rusya’nın Türkmenistan gazının Trans-Hazar boru hattı projesi ya da İran üzerinde yapılacak bir boru hattıyla Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasına izin verme ihtimali şu an için zor olsa da gelişmelerin seyrini izlemek gerek. Rusya’nın Türkiye’de kurulacak enerji ticaret merkezi üzerinden sağlayacağı katkılar dikkate alındığında buna karşılık olarak Rus gazının Avrupa’da hızla düşen payına ciddi bir alternatif olmayacak miktarda Türkmen gazının Hazar üzerinden Azerbaycan’a ulaştırılması için Rusya’nın yapıcı bir yaklaşım sergilemesi, bu ülkenin samimiyeti için bir test ve ticari beklentilerinin geleceği açısından da oldukça kritik bir adım olacaktır.

İsrail ve Doğu Akdeniz gazının Türkiye’ye gelmesi ise ticari nedenlerden çok bölgedeki siyasi meselelerinin çözülmesine ve karşılıklı güvenin tesis edilmesine bağlı. İsrail ile ilişkilerde olumlu seyrin devam ederek normalleşmenin bölgesel ve küresel konjonktürün de etkisiyle hızlanması ve enerjide de bir iş birliğini tekrar gündeme getirmesi sürpriz olmaz. Avrupa’nın içine düştüğü ve giderek derinleşen enerji krizi; hattın izleyeceği güzergah, deniz yetki alanları, Kıbrıs meselesi gibi diğer problemlerin çözümü için de bir katkı sağlayabilir.

Türkmenistan, Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz gazının, her şey yolunda gitse ve hiçbir sorun olmasa bile Türkiye’ye gelmesi ve Türkiye’de ticarileştirilerek Avrupa ülkelerine ulaştırılması için en az 4 yıllık bir süreye ihtiyaç olduğu, enerji çevrelerinde bilinen bir gerçek. Tabii ki bu yatırımların hayata geçmesi için gerekli finansmanı kimin sağlayacağı ise bir diğer önemli soru işaretini beraberinde getiriyor. Öte yandan Ukrayna’daki savaşın devamı ve Batı ile Rusya arasındaki gerilimin düşmemesi durumunda, Avrupa için enerjide önümüzdeki 3-4 yıllık dönemin oldukça zor geçeceği görülmektedir.

TANAP’ta 16 milyar metreküplük kapasite artışı gelecek ilave Azerbaycan gazı, TürkAkım’da yeni ilave boru hatlarının inşa edilmesi durumunda gelecek ilave Rus gazı, Türkmenistan, Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz’den gelmesi muhtemel diğer doğal gaz kaynaklarının, her şey yolunda gitse bile 4 seneye yakın bir süreye ihtiyacı olduğu gerçek. İlk etapta TANAP’tan gelecek ilave 16 milyar metreküp, TürkAkım 2’den Avrupa’ya giden 15,75 milyar metreküp ve TürkAkım’da 3 ve 4’üncü hatların inşa edilmesi durumunda gelecek ilave Rus gazının ve diğer ülkelerden gelebilecek diğer tüm alternatif gaz kaynaklarının ve Türkiye’nin Karadeniz’de üreteceği gazın EPİAŞ’ta ticarileştirilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde bölge çok sayıda kaynaktan ve farklı giriş noktasından beslenen, en yüksek hacme sahip enerji ticaret merkezi haline gelebilir. Türkiye, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu tedarik kaynağı çeşitlendirmesine bu şekilde önemli katkı sağlarken birçok farklı kaynaktan gazın fiziki ve ticari açıdan Türkiye’de paçallanması ile gaz molekülünün hangi ülkeden geldiğine bakılmaksızın Avrupa’ya güvenli ve uygun rekabetçi fiyatlarla gaz tedarikinin önünü de açacaktır.

Avrupa’nın içine düştüğü ve giderek derinleşmesi beklenen enerji krizine kısa vadede hızlı ve kalıcı bir çözüm bulunması kolay görünmüyor. Avrupa’nın arz güvenliği, ekonomi ve siyasi gerçeklikle uyumlu bir şekilde Türkiye ile enerjide iş birliğini artırması ve diğer sorunların gölgesinden kurtarması, bu iş birliğinden sağlayacağı katkılar göz önüne alındığında rasyonel bir tercih olacaktır. Benzer şekilde Rusya’nın da gerek TürkAkım’daki mevcut hat ve gündeme gelmesi muhtemel yeni hatlardan Avrupa’ya ilave gaz tedarikinin gerçekleşebilmesi için bu gazın Türkiye’de ticarileştirilmesi ve ihraç hakkını vermesi de en rasyonel tercih olacaktır. Diğer gaz kaynakları ile Türkiye’nin enerji ticaret merkezi EPİAŞ’ta ticarileşerek ve Trakya’da kurulacak fiziki merkezde harmanlanarak Avrupalı alıcılara iletilmesi Rus gazı için tek ve en gerçekçi seçenek olacaktır.

Putin’in Rus gazının Türkiye’de doğal gaz merkezi kurulabilir açıklaması sonrası Türkiye’ye yönelik gelmeye başlayan eleştiriler ve açıklamalar oldukça tutarsız. Rus petrolünün büyük bölümünün halen Yunan tanker filosu tarafından taşınmasına ve Rusya’dan LNG ithalatına, söz konusu Yunanistan olunca ses çıkarmayan Avrupa’nın, Türkiye’yi Rusya ile enerji iş birliği nedeniyle eleştirmesi, ikiyüzlü ve taraflı bir bakış açısının yansımasını gösteriyor.

 

Gelişmiş Altyapı ve Piyasa Avantajı

Türkiye geçtiğimiz aylarda Rusya ve Ukrayna arasındaki tahıl anlaşmasında olduğu gibi bu kez Avrupa ve Rusya arasında enerji krizinin çözümünde bir arabulucu rolü üstlenebilir. Bunun ötesinde EPİAŞ’ta ticarileştirilecek ve Trakya’da kurulacak fiziki bir merkezden ilerleyen yıllarda boru hatları ve LNG ile birçok kaynaktan gelen gazın Güney Doğu Avrupa ülkelerine iletilmesi, bu ülkelerin tedarik güvenliği ve erişilebilir fiyatlarla gaz ithal edebilmesine imkan verecektir. 2023 ve 2024 kışları Avrupa için enerjide en zor iki kış olacak. Enerji krizinin Avrupa ekonomileri üzerindeki muhtemel hasarın ve toplumsal tepkinin doğuracağı siyasi sonuçlar göz önüne alındığında Avrupa’nın, Türkiye’de kurulacak, tamamen Türkiye’nin kontrolünde olacak ve birçok kaynağın geldiği bir enerji ticaret merkezinden elde edeceği avantajları göz ardı etmemesi gerekiyor.

Avrupa’nın en büyük 4 doğal gaz piyasasından birisi olan, bölgenin en büyük LNG ve boru hattı giriş, iletim, dağıtım ve yer altı doğal gaz depolama kapasitesine sahip ülkesi olan, mevzuat ve düzenlemeler açısından ileri ve EPİAŞ gibi günden güne büyüyen ve oturmuş bir enerji borsasına sahip Türkiye, potansiyeli ile doğal gaz ticaretinde Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz’in en önemli ticaret merkezi olma yolunda kısa zamanda önemli adımlar atacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası