Kriter > Dış Politika |

Almanya’da Erken Seçim Süreci


Parti programları dışında Almanya’nın ABD ile ikili ilişkilerinin yeni ABD Başkanı Donald Trump döneminde hangi yönde şekilleneceği tartışmalarının da kampanya sürecinde öne çıkması beklenebilir. Bilhassa Almanya’nın Ukrayna’ya yönelik silah yardımlarının geleceği konusunun yeni dönemde bir değişikliğe uğrayabilmesi sorusu gündemde olacaktır.

Almanya da Erken Seçim Süreci
Almanya Başbakanı Olaf Scholz için Federal Meclis'te güven oylaması oturumu yapıldı. (Ömer Sercan Karkuş / AA, 16 Aralık 2024)

Federal Meclis’te 16 Aralık 2024’te gerçekleşen güven oylamasında, beklendiği üzere, gerekli çoğunluk sağlanamayarak Şansölye Olaf Scholz’a (Almanya Sosyal Demokrat Partisi/SPD) erken seçim sürecini başlatabilme imkanı verildi. Geride bırakılan üç yılda sürekli krizler ile gündeme gelen üç partili koalisyon hükümeti, 6 Kasım’da Hür Demokratik Parti’nin (FDP) koalisyondan çekilmesinin akabinde sona ermişti. Esasen FDP Genel Başkanı ve görevdeki Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’in Şansölye Scholz tarafından 6 Kasım’da hükümetteki görevinden bir nevi alınması sonrasında[1] (Ulaştırma Bakanı haricinde) diğer FDP’li bakanlar da görevlerinden ayrılmışlardı. Bunun üzerine ise Scholz tarafından Cumhurbaşkanına yeni bakanların atanması önerisi yapılarak üçlü koalisyonun, SPD ve Yeşiller’den oluşan bir azınlık hükümeti olarak göreve devam etme kararı alınmıştı. Dolayısıyla Scholz, şansölye olarak görevini sürdürürken, başında bulunduğu koalisyon da –azınlık hükümeti statüsüne gerilese dahi– anayasal olarak görevine devam etmektedir. Güven oylaması talebinin Scholz tarafından planlandığı üzere olumsuz neticelenmesi, anayasal çerçevede hükümetin düşmesi anlamına gelmiyor. Bu mekanizma, Şansölyeye aşağıda işaret edileceği üzere erken seçimlere gidilmesi yolunu açıyor.

 

6 Kasım–27 Aralık 2024 Arasında Yaşananlar

6 Kasım’daki siyasi krizin neticesinde Scholz liderliğindeki üçlü hükümet dağılmış ve Şansölye azınlık hükümetini Mart 2025’teki bir erken seçim tarihine kadar sürdürmeyi planlamıştı. Hedeflenen bu ilk erken seçim takviminde, daha sonra başta ana muhalefet ve ekonomi çevrelerinin eleştirileri neticesinde uzlaşılarak bir değişikliğe gidilmiştir. Son olarak erken seçimin 23 Şubat 2025’te yapılmasında anlaşma sağlanmıştır. Hükümetin 16 Aralık’ta mecliste güven oylamasında gerekli çoğunluğa ulaşamamasının ardından da erken seçim süreci başlamıştır. Bu süre zarfında Scholz liderliğindeki azınlık hükümetinin görevde kalması ve bazı yasal düzenlemeleri hayata geçirmesi planlanmaktadır.

Koalisyonun Kasım’da dağılmasından önce dahi toplumdaki memnuniyetsizliğin zirveye ulaştığına güncel anketlerde işaret edilmekteydi. Böylelikle genel olarak istikrarsız bir dönemin sona erdirilmesi beklentisiyle erken seçimin gerçekleşecek olması, toplum ve ekonomi çevrelerinde de olumlu yankılanmıştır.

Koalisyonun dağılmasının ardından FDP’nin koalisyonu sonlandırmaya yönelik hamlesi öncesinde bir plan hazırladığı basında yer almış, FDP çevreleri ilk başta bu iddiaları reddetmişti. Daha sonraki süreçte ise koalisyonun dağılmasına dair anketlerde FDP’nin de sorumlu tutulduğunun belirginleşmesinin gölgesinde[2], FDP iddiaları fiilen kabul etme evresine gelmiştir. Gelinen aşamada, 6 Kasım’da Şansölye Scholz tarafından görevden alınan eski Federal Maliye Bakanı Lindner bir sorumluluk üstlenmeme çizgisini sürdürürken partinin genel sekreterliği görevinden de ayrılmıştır.[3]

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz
Almanya’nın başkenti Berlin’de, koalisyon hükümetinin dağılmasının ardından, Federal Meclis’te görüşmeler gerçekleştirildi. Meclis çalışmalarına Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz de katıldı. (Halil Sağırkaya / AA, 13 Kasım 2024)

 

Güven Oylaması ve Şansölyenin Alman Siyasi Sistemindeki Konumu

1949’da kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki parlamenter sistemde şansölyenin konumu bazı kritik noktalarda öne çıkmaktadır. Özellikle yasama ve yürütme erklerinin istikrarı açısından ve 1918-1933 arasında olumsuz bir tecrübe olarak hafızalara kazınan “Weimar Cumhuriyeti” dönemindeki krizlerden kaynaklı, yeni devletin kuruluş aşamasında birtakım anayasal tedbirlere başvurulmuştur. Bu tedbirler arasında örneğin 11 Aralık’ta Şansölye Scholz tarafından Federal Meclis’e sunulan ve 16 Aralık’ta oylaması gerçekleştirilen “güven oylaması” bilhassa öne çıkmaktadır. Zira Almanya Anayasası gereğince görevde bulunan bir federal hükümetin görevinin sonlandırılması için bazı hususlar öne çıkmakla birlikte özellikle şansölyenin aktif olarak harekete geçmesi gerektiği de belirtilmelidir. Güven oylaması enstrümanıyla birlikte görevdeki şansölye kendisine olan desteği tahkim edebilmekte veya oylamada olumsuz bir sonuç alması durumunda da Federal Meclis’in feshi sürecini başlatabilmektedir. Nitekim 16 Aralık’ta gerçekleşen, Federal Meclisten talep edilen güven oylamasında Scholz’un da isteği doğrultusunda gerekli çoğunluk sağlanamamıştır. Toplam 717 oy kullanılırken gerekli salt çoğunluk için 367 oy (güncel meclis üye tam sayısı 733) gerekmekteydi. 394 milletvekili “hayır” oyu kullanırken Scholz yalnızca 207 milletvekili tarafından güven oyu alabilmiş, 116 milletvekili ise çekimser oy kullanmıştır.[4] Böylelikle kendisinin Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e Federal Meclis’i feshetme önerisinde bulunabilme yolu açılmıştır. Anayasada meclisin feshedilebilmesi başka türlü mümkün olmamakla birlikte bu yöntem yukarıda da işaret edilen geçmişteki olumsuz ve istikrarsızlıkların bir neticesi olarak tercih edilmiştir.

Şansölyenin görevden kendi isteğiyle ayrılması olarak tarif edilebilecek diğer yöntem haricinde ise “yapıcı güvensizlik oyu” olarak adlandırılan bir diğer önemli anayasal seçenek de dikkate değerdir. Bu yöntem, meclisteki mevcut siyasi denklem gereği gündeme gelmese de hatırlatılabilir. Hükümetin karşısında yer alan ana muhalefet veya muhalefet partilerinin meclisteki gerekli çoğunluğu sağlaması durumunda bu durum gündeme gelebilmektedir. Çoğunluğu sağlamayı başarabilen, örneğin görevdeki koalisyon hükümetindeki bir koalisyon ortağının koalisyonu terk ederek muhalefet saflarına katılmasıyla, görevdeki şansölye yerine muhalefetin adayı mecliste şansölye olarak seçilebilir. Böyle bir ihtimal neticesinde görevdeki şansölyenin görevinin sonlandırılmasıyla birlikte herhangi bir erken seçime de gidilmeksizin yeni bir şansölye liderliğinde yeni bir hükümet kurulabilmektedir. Geçmiştekine benzer istikrarsızlıkların ve sürekli meclisin feshinin gündeme getirilmeyişinin de bu şekilde önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

16 Aralık’ta gerçekleşen güven oylamasında Şansölye Scholz, planlandığı üzere yalnızca SPD’li vekillerin olumlu, Yeşiller üyesi milletvekillerinin ise çekimser oy kullanmaları sebebiyle güvenoyu alamamıştır. Bu planlı sürecin ardından Scholz, Cumhurbaşkanı Steinmeier’e Federal Meclisi feshetmesi önerisinde bulunmuş, Steinmeier ise Noel günlerinin ardından 27 Aralık’ta Federal Meclisi feshetmiştir. Belirtmek gerekmektedir ki anayasal olarak Cumhurbaşkanının bu durumda dahi meclisi feshetme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak daha önce de işaret edildiği üzere, Cumhurbaşkanıyla gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde erken seçim tarihi olarak 23 Şubat 2025’te mutabakat sağlanmıştır. Dolayısıyla Steinmeier’in 27 Aralık’ta meclisi feshetmesinin ardından (en geç 60 gün içerisinde) 23 Şubat 2025’te erken seçimlerin gerçekleştirilmesi beklenmektedir.

1994’ten bu yana Almanya’da ilk kez federal düzlemdeki seçimlerin kış aylarında gerçekleşmesinden dolayı oluşan ilk başlardaki çekincelerin, gelinen aşamada yoğun bir seçim sürecine dönüştüğü söylenebilir. Yeni yılın ilk haftaları ile daha yoğun bir kampanya sürecine girileceği tahmin edilebilir. Partilerin seçim hazırlıklarına Kasım itibarıyla başlamaları ve 17 Aralık’ta seçim programlarının kamuoyu ile paylaşmaya başlanması da belirtilmelidir. Özellikle Noel ve yılbaşı tatilleri esnasında seçim çalışmalarının da yürütüldüğüne şahit olunurken geçmiş seçim dönemlerinden ayrışan bir süreç olmuştur. Hızlı başlayan kampanya sürecinin Ocak ile birlikte daha da yoğunlaşması ve parti kongrelerinde ilgili seçim programları ve aday listelerinin de netleştirilerek kabul edilmeleri beklenmektedir.

 

23 Şubat 2025 Federal Meclis Seçimlerine Kadar Neler Bekleniyor?

23 Şubat’a kadar sürecek kampanya sürecinde beş şansölye adayının karşı karşıya gelecek olması da bir ilk teşkil edecek. Siyasi geleneklerde de bir değişimi simgeleyen bu durum, merkezde yer alan siyasi partilerin gerilemesi, uç partilerin ise oy oranlarının ise federal düzlemde de rekabet edebilecek bir seviyeye ulaşmasıyla açıklanabilir. Her ne kadar CDU/CSU güncel anketlerde birinci sırada yer almayı sürdürse de SPD’nin yeniden şansölye adayı gösterdiği Olaf Scholz’un CDU lideri ve şansölye adayı Friedrich Merz karşısında bu ciddi farkı kapatmayı hedeflediği dillendirilmektedir. Seçimi birinci sırada bitirme ihtimalleri oldukça düşük olsa da Yeşiller’in ikinci, BSW’nin yanı sıra aşırı sağcı AfD’nin de ilk kez bir şansölye adayı belirlediği hatırlatılmalıdır. Dolayısıyla kampanya sürecinde geçmiş seçim dönemlerine kıyasla parti programlarından ziyade daha fazla kişi odaklı bir sürecin yaşanmasına da şahit olunabilir. Bilhassa SPD’nin anketlerdeki son derece düşük oy oranlarını artırma hedefinin parti programı ve vaatlerinden ziyade, ana muhalefetin şansölye adayı Merz’in olası söylemsel hatalarına yoğunlaşması beklenebilir. Bu yöndeki bir stratejinin seçimlerde başarıya dönmesi ise şimdilik düşük bir ihtimaldir.

Muhtemel koalisyonlara dair çeşitli olasılıkların da seçim tarihine kadar partiler tarafından ele alınması beklenmektedir. Bu olasılıklar, odaklı tartışmalar yanı sıra görevdeki azınlık hükümetinin bazı aciliyet gerektiren yasal düzenlemeleri de örneğin ana muhalefetin desteğine başvurarak hayata geçirmesi gündemdedir. Son olarak bu doğrultuda CDU/CSU ve hatta FDP’nin destek verdiği bazı yasal düzenlemeler, yıl bitmeden hayata geçirilebilmiştir. Şansölye Scholz seçim tarihine kadar bütçe irtibatlı olmayan diğer bazı uzlaşılabilir hususlarda da ana muhalefetin desteğini temenni etmektedir.

Çoğu partinin şimdiye kadar açıklanmış seçim programları, Ocak 2025’te gerçekleştirilecek olan kongrelerde netleştirilecektir. Programlar arasında ekonomi, vergilendirme ve sosyal politikalar alanındaki ciddi farklılıklar yanı sıra güvenlik ve göç/iltica konularında da başta aşırı sağcı AfD, muhafazakar CDU/CSU ve liberal FDP ile sol eğilimli partiler olan SPD, Yeşiller ve Sol Parti ve hatta popülist çizgide kabul edilen BSW arasında farklılıklar öne çıkmaktadır. 20 Aralık’ta Magdeburg kentinde Noel pazarına gerçekleşen araçlı saldırı[5] sonrası başta aşırı sağcıların bu konuya geçmişteki gibi popülist ve ayrıştırıcı bir şekilde yaklaşmaları da muhtemeldir.

Sonuç itibarıyla kampanya sürecinde farklılıkların ve olası koalisyon olasılıklarının daha da somutlaşması muhtemeldir. Parti programları dışında Almanya’nın ABD ile ikili ilişkilerinin yeni ABD Başkanı Donald Trump döneminde hangi yönde şekilleneceği tartışmalarının da kampanya sürecinde öne çıkması beklenebilir. Bilhassa Almanya’nın Ukrayna’ya yönelik silah yardımlarının geleceği konusunun yeni dönemde bir değişikliğe uğrayabilmesi sorusu, gündemde olacaktır. Kampanya sürecinde geçmiş seçimlerdeki gibi uç noktalardaki parti ve isimlerin popülist ve hatta ayrıştırıcı söylemlerinin merkezdeki partiler tarafından da benimsenmesi ihtimali söz konusudur. Bu yöndeki olası tercihler ise Almanya’nın kronikleşme eğilimindeki sorunlarına çözüm olmaktan uzaktır.

 

[1] Cüneyt Karadağ, Erbil Başay, “Almanya'da erken genel seçim takvimi işliyor, partiler seçim hazırlığında”, AA 21 Aralık 2024, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/almanyada-erken-genel-secim-takvimi-isliyor-partiler-secim-hazirliginda/3430735, (Erişim tarihi: 25 Aralık 2024).

[2] “Bruch der Regierungskoalition: Wer hat Schuld am Ampel-Aus?”, tagesschau.de, 16 Kasım 2024, https://www.tagesschau.de/inland/innenpolitik/ampelkoalition-bruch-schuldzuweisungen-100.html, (Erişim tarihi: 25 Aralık 2024).

[3] “FDP Genel Sekreteri Buschmann oldu”, hurriyet.com.tr, 2 Aralık 2024, https://www.hurriyet.com.tr/avrupa/fdp-genel-sekreteri-buschmann-oldu-42612459, (Erişim tarihi: 25 Aralık 2024).

[4] Erbil Başay, “Almanya Başbakanı Scholz, Federal Mecliste yapılan oylamada güvenoyu alamadı”, AA, 16.12.2024, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/almanya-basbakani-scholz-federal-mecliste-yapilan-oylamada-guvenoyu-alamadi/3426054, (Erişim tarihi: 25 Aralık 2024).

[5] “Almanya'da Noel pazarına araçlı saldırı”, TRT Haber, 20 Aralık 2024, https://www.trthaber.com/haber/dunya/almanyada-noel-pazarina-aracli-saldiri-892217.html, (Erişim tarihi: 25 Aralık 2024).

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası