Kriter > Dış Politika |

Altın: 2025 ve Ötesinde Güvenli Bir Liman mı? Yoksa Dijital Çağın Gölgesinde Bir Figüran mı?


Yapılan akademik çalışmalar, altının jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman statüsünü koruduğunu, bu tür dönemlerde volatilitenin artmasına rağmen genellikle pozitif getiri sağladığını ortaya koyuyor. Gelen son veriler, altın talebinin 2025’te de hız kesmeyeceğine işaret ediyor. Merkez bankalarının astronomik altın alımlarıyla üst üste üçüncü yıl bin tonu aşan bir alım çılgınlığı oluşmuş durumda. Dünya Altın Konseyi, bu talebin 2025’te de süreceğini öngörüyor.

Altın 2025 ve Ötesinde Güvenli Bir Liman mı Yoksa Dijital

Altın piyasaları nereye gidiyor? Trump’ın yeniden sahneye çıkışıyla şekillenen ABD’nin ekonomi politikaları, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın gölgesi, İsrail’in soykırımı ve BRICS ülkelerinin dolar karşıtı hamleleri gibi küresel riskler altın fiyatlarını nasıl etkileyecek? Türkiye’de gram altın rekor üstüne rekor kırarken, kripto paraların yükselişi bu eski dostu tahtından edebilir mi? Hep birlikte tepeden tırnağa bir altın yolculuğuna çıkmanın vaktidir.

 

Dünya Altın Konseyi Perspektifinden Merkez Bankaları ve Altın Talebi

Altın piyasalarının nabzını tutan en önemli kuruluşlardan biri olan Dünya Altın Konseyi (WGC), 2024 verileri ve 2025 öngörülerini yayınladığı raporunda; 2024’te altın talebinin, özellikle merkez bankalarının alımlarıyla güçlü seyrettiğine dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları, bahse konu altın talebinin lokomotifi oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2022’de 148 tonla rekor bir alım gerçekleştirerek bu alanda lider konumdaydı ve 2024’te 74 bin 80 ton net altın alımı yaparak Polonya'nın ardından dünyanın en fazla altın alımı yapan merkez bankası oldu.

Altının 2024’teki performansı, artan piyasa dalgalanmaları ve jeopolitik risklere karşı bir koruma aracı olarak öne çıkmıştır. 2025 için ise merkez bankalarının altın talebinin devam etmesi piyasaların ortak beklentisi... Özellikle dünya ekonomisine yön veren ABD’nin artan ulusal borcu, enflasyonist baskılar ve faiz oranlarındaki belirsizlikler, altını küresel anlamda cazip bir seçenek haline getiriyor.

WGC’nin raporunda, 2025 için altın fiyatlarının ortalama 2 bin 900 - 3 bin USD/ons aralığında olabileceği öngörülüyor. Bu tahmin temelde, merkez bankalarının 500 tonun üzerinde alım yapmaya devam etmesi ve jeopolitik risklerin sürmesi varsayımına dayanıyor. Yapılan akademik çalışmalar da altın fiyatlarının böylesi dönemlerde yönünü yukarı çevirdiğine işaret etmektedir. Baur ve McDermott (2010), altının jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman statüsünü koruduğunu, bu tür dönemlerde volatilitenin artmasına rağmen genellikle pozitif getiri sağladığını ortaya koymaktadırlar. WGC’nin son verileri, altın talebinin 2025’te de hız kesmeyeceğine işaret etmektedir. Merkez bankalarının astronomik altın alımlarıyla üst üste üçüncü yıl bin tonu aşan bir alım çılgınlığı oluşmuş durumda. Dünya Altın Konseyi, bu talebin 2025’te de süreceğini öngörüyor. Neden mi? ABD’nin büyüyen borç yükü, enflasyonun inatçı gölgesi ve jeopolitik risklerin bitmeyen dansı, altını merkez bankaları için vazgeçilmez kılmaya devam ediyor.

Grafik. ONS ALTIN FİYAT (USD)

 

Finans Devlerinin Kristal Küresi: 2025’te Altın Ne Olur?

Uluslararası finans kurumları, 2025 için altın fiyatlarına dair farklı senaryolar sunuyor. UBS, 2025 sonunda ons altının 2 bin 900 dolara ulaşabileceğini söylerken, Goldman Sachs daha cüretkar: Trump’ın enflasyonist politikaları ve merkez bankalarının iştahı sürerse, 3 bin 100 dolar mümkün diyor. J.P. Morgan ise FED’in faiz indirim döngüsü ve ETF talebinin artışı ile 2 bin 950 dolar öngörüyor. Ama herkes pembe gözlük takmıyor; Goldman Sachs, jeopolitik gerilimlerin azalması veya Çin’in beklenmedik bir toparlanma göstermesi halinde altın fiyatlarının tökezleyebileceği konusunda piyasaları uyarıyor.

Burada altını çizmemiz gereken hususlardan bir diğeri ise ABD Merkez Bankası’nın (FED) 2025’teki faiz politikalarının altın fiyatları üzerinde belirleyici bir faktör olmasıdır. FED’in Trump’ın yeni ekonomi politikalarının da etkisiyle 2025 için daha az faiz indirimi öngörmesi, ons altın fiyatı için aşağı yönlü baskı oluşturması demek. Olası FED faiz indirimlerinin doların değerini düşürmesi halinde, altın fiyatlarına yukarı yönlü bir patika oluşturacağı da aşikar. Trump’ın izleyeceği politikaların, enflasyonist baskıları artırabileceğini ve dolayısıyla altına olan talebi destekleyeceğini de es geçmemek lazım. Trump’ın vergi indirimleri ve ithalata yönelik yüksek gümrük tarifeleri, ABD’de enflasyonu körükleyebilir, bu da FED’in faiz politikalarını sıkılaştırma yönünde zorlayabilir.

Goldman Sachs’ın Şubat 2025’te güncellenen tahmini, altın fiyatlarının 2025 sonunda 3 bin 100 USD/ONS’a ulaşabileceğini öngörüyor. Bu revize edilmiş tahmin, Trump politikalarının enflasyonist etkileri ve merkez bankaları taleplerinin devamı beklentisine dayanmaktadır. Literatürdeki çalışmalar da bunu destekler nitelikte. O’Neill ve diğerlerinin (2016) çalışması, altın fiyatlarının enflasyonist baskılar ve ABD dolarının değeriyle negatif korelasyon içerisinde olduğuna dikkat çekiyor. Bu, Trump politikalarının altın talebini artırabileceği tezini desteklemektedir. J.P. Morgan’ın Şubat 2025 raporuna göre, altın fiyatlarının 2025’te 2 bin 950 USD/ons’a ulaşması bekleniyor; bu tahmin, FED’in faiz indirim döngüsü ve ETF talebinin artışı öngörüsüne dayanıyor.

altın durumu

Türkiye’de Gram Altın: Rekorlar ve Belirsizlikler

Türkiye’de altın hem yatırım aracı hem de kültürel, geleneksel bir birikim unsuru olarak öne çıkmaktadır. 2025’in başında gram altın fiyatları, ons altındaki hareketler ve dolar/TL kurundaki değişimlerle şekillenmektedir. TCMB’nin altın rezervlerini artırma politikası, Türkiye’yi küresel altın piyasasında dikkat çekici bir konuma yerleştirmektedir. Altın fiyatlarının 2025 boyunca enflasyona karşı bir koruma aracı olarak cazibesini koruyacağını düşünmekteyim. Ancak, TCMB’nin faiz politikaları ve döviz kuru oynaklığı, altın fiyatlarındaki dalgalanmaların bant genişliğinde belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır. Türkiye’de altın piyasası, küresel risklerden de doğrudan etkilenmektedir. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın enerji fiyatları üzerindeki baskısı, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonu artırabilir ve bu da altın talebini güçlendirebilir. Trump’ın Türkiye’ye yönelik olası yaptırımları veya ticaret politikaları, dolar/TL’de volatilite oluşturarak gram altın fiyatlarını yukarı itebilir. BRICS ülkelerinin altın rezervlerini artırma ve dolar bağımlılığını azaltma stratejileri ise Türkiye’nin altın politikalarını bu blokla uyumlu hale getirme potansiyelini artırabilir. Erb ve Harvey (2006), altın fiyatlarının yerel para birimlerindeki oynaklıkla güçlü bir ilişki içinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’de dolar/TL kuru volatilitesinin gram altın fiyatlarını doğrudan etkilediği bu çalışma ile destekleniyor.

Grafik. GRAM ALTIN FİYAT (TL)

 

Altın Piyasalarının 2025 Görünümü: Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar

Uluslararası finans kurumları, ons altın fiyatlarının 2 bin 900 - 3 bin 200 dolar bandında hareket edeceğini tahmin ederken, Türkiye’de gram altın fiyatları, döviz kuru ve küresel altın fiyatlarına paralel olarak yükseliş potansiyeli taşımayı sürdürmektedir. Ancak riskler de göz ardı edilmemelidir. FED’in faiz politikaları, Trump’ın ekonomi stratejileri, Çin’deki büyüme hızı ve jeopolitik gelişmeler, altın fiyatlarında ani dalgalanmalara yol açabilir. Altın yatırımı yapmadan önce bu faktörlerin dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Altın piyasasının yönü, büyük ölçüde küresel ekonomik rüzgara bağlı olarak şekillenecektir. Benim olası senaryolarım ise tablodaki gibidir.

 

Tablo. Senaryo

 

2025 ve Ötesi: Altın Hâlâ Kral mı, Yoksa Figüran mı Olacak?

Bretton Woods sisteminde doların altınla bağlantısı, finansal istikrarı sağlamayı amaçlayan bir yöntemdi. Ancak, 1971’de Nixon’ın doların altın konvertibilitesini askıya almasıyla bu sistem çöktü ve dünya, dalgalı kur rejimine geçti. Bu süreç, altının bir rezerv varlıktan piyasa temelli bir emtiaya dönüşümünü de hızlandırdı.

Günümüzde kripto para piyasalarının yükselişi, özellikle Bitcoin’in “dijital altın” olarak tanımlanması, altınla rekabet ve tamamlayıcılık ilişkisini gündeme getirmektedir. Yapılan analizlerde Bitcoin’in volatilitesi altınla kıyaslandığında çok daha yüksek olsa da, her iki varlık da ekonomik belirsizliklerde güvenli liman arayışında öne çıkmaktadır. Lucey ve diğerleri (2021), kripto paraların altınla düşük korelasyon gösterdiğini ve portföy çeşitlendirmesinde tamamlayıcı roller oynayabileceğini belirtiyor. Bu bağlamda, “altın, merkez bankalarının fiziksel rezerv tercihi ve jeopolitik risklere karşı geleneksel güvenli liman olarak güçlü bir konumda kalmaya devam edecek” şeklinde bir yanıt; gelecekte altın piyasalarını nasıl konumlandırmalıyız, sorusuna verilebilecek en efektif cevap denilebilir. Ancak, kripto paraların yükselişi, özellikle genç nesillerin dijital varlıklara yönelimi, altın talebinin bireysel yatırım segmentinde baskılanmasına neden olabilir. Buna karşın, BRICS ülkelerinin altın temelli bir sistem arayışı ve de-dolarizasyon çabaları, altını devletler düzeyinde daha stratejik hale getirebilir.

Yatırım tavsiyesi olmamakla birlikte altın yatırımcılarının portföylerinde altının yerini artırmaları, riskten korunma için güçlü bir araç olabilir. Yatırımcılar, FED’in faiz kararlarını ve Trump’ın ticaret politikalarını yakından takip etmeli; faiz indirimlerini de altın alımı için fırsat şeklinde değerlendirmeliler. Orta ve uzun vadede, BRICS ülkelerinin altın rezervlerini artırma hamleleri ve de-dolarizasyon trendi, altın tutmanın stratejik değerini artırmaktadır. Worthington ve Pahlavani (2007), altın fiyatlarının uzun vadede enflasyonla pozitif bir ilişki içinde olduğunu ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde değer koruma aracı olarak öne çıktığını doğruluyor. Bu bağlamda yatırımcılar için dolar/TL kuru ve TCMB’nin enflasyonla mücadele politikaları, kritik önemi haiz... Gram altın alımı için kurdaki ani yükselişler fırsat olarak değerlendirilebilir. Altın ETF’leri veya fiziki altın (külçe, sikke) gibi farklı enstrümanlarla çeşitlendirme yapılmalıdır. Jeopolitik risklerde ani bir azalma olursa kâr realizasyonu için hazırlıklı olunmalıdır.

Uzun vadeli birikim hedefleyenler için düzenli alım (dollar-cost averaging) stratejisi, volatiliteye karşı etkili bir koruma sağlayabilir. Dünya ekonomisindeki yeni dengeler, altın fiyatlarını hem küresel hem de yerel ölçekte etkilemeye devam edecek; bu nedenle yatırımcıların esnek ve bilgiye dayalı bir yaklaşım benimsemesi, büyük önem taşımaktadır.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, döviz kuru oynaklığı ve enflasyonist baskılar altını vazgeçilmez kılarken kripto paraların regülasyon belirsizliği altın lehine bir avantaj sunabilir. Yatırımcılar, altın ve kripto paraları bir arada değerlendirerek hibrit bir strateji izlemeli; altın uzun vadeli istikrar için temel alınırken, kripto paralar yüksek getiri potansiyeli için riskli bir tamamlayıcı olarak düşünülebilir. Altın piyasalarının gelecekteki konumu, fiziksel ve dijital varlıkların dengeli bir varyasyonuna dayanabilir.

Dünyanın başta ABD ve Çin olmak üzere yakın geleceğimiz için belirlemeye çalıştığı ve kırılma evresinde olan küresel ekonomik sistem; altının bir kral olarak hayatını idame mi ettireceğine yoksa yeni dünya düzeninde bir figüran mı olacağına karar vermiş olacak. Ama bana göre altın, bu kırılma evresi tamamlanana kadar zaman zaman diz çöküp fiyat düzeltmeleri yapacak olsa da krallığını koruyacak gibi...

 

Kaynaklar:

Baur, D. G., & McDermott, T. K. (2010). "Is Gold a Safe Haven? International Evidence." Journal of Banking & Finance, 34(8), 1886-1898.

Erb, C. B., & Harvey, C. R. (2006). "The Strategic and Tactical Value of Commodity Futures." Financial Analysts Journal, 62(2), 69-97.

Lucey, B. M., et al. (2021). "Cryptocurrencies and Gold: A Hedging Perspective." Finance Research Letters, 39, 101641.

O’Neill, J., et al. (2016). "Gold Prices and Inflation." Applied Economics Letters, 23(3), 187-192.

Worthington, A. C., & Pahlavani, M. (2007). "Gold Investment as an Inflation Hedge: Cointegration Evidence with Allowance for Endogenous Structural Breaks." Applied Financial Economics Letters, 3(4), 259-262.

 

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası