Kriter > Dış Politika |

Gazze’den Keşmir’e Hindistan-İsrail Ortaklığı


Hindistan’ın Keşmir’deki Müslümanlara karşı yürüttüğü İsrail benzeri politikalar, uluslararası hukukun çiğnenmesi pahasına sürdürülmekte ve İsrail ile Hindistan arasındaki ilişkiler, iki ülkenin benzer baskıcı politikalarını meşrulaştırma noktasında kritik bir rol oynamaktadır. Hindistan, Keşmir’de uyguladığı politikaları güçlendirmek için İsrail’in Gazze’deki deneyimlerini bir model olarak benimserken, bu durumu dünya kamuoyundan gizleme stratejilerini de başarıyla yürütmektedir.

Gazze den Keşmir e Hindistan-İsrail Ortaklığı
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, İsrail'de (Haim Zach / GPO / Handout / AA, 5 Temmuz 2017)

İsrail’in Gazze soykırımı, Batı Şeria işgali ve Lübnan’daki saldırıları, dünyanın birçok yerinde geniş bir gündemle yer buluyor. Hukuksuz eylemleri sonrasında İsrail’e karşı birçok ülkede gösteriler düzenlenirken, benzer şekilde sosyal medya mecralarında da İsrail, ciddi tepkilere maruz kalıyor. Her ne kadar birçok sosyal medya platformu, büyük oranda siyonist propagandaya hizmet ediyor olsa da başta Netanyahu’nun kişisel hesabı, IDF Commentary gibi hesapların paylaşımlarına gelen yorumların çoğu, 7 Ekim’den beri İsrail’in soykırım işlediğine dair ifadelerden oluşuyor. Dünyada, gerek İsrail’e karşı protestoların küreselleşmesi gerekse sosyal medyada İsrail’e karşı eleştirilerin artması gibi uluslararası bir örüntü oluşurken, Hindistan özelinde ise bu durum, tam aksi bir sonuç üretmiştir.

7 Ekim’den beri Hindistan’da İsrail karşıtı gösteriler yerine ülkenin muhtelif birçok noktasında İsrail yanlısı eylemler icra edilmiştir. Benzer şekilde Hindistan merkezli birçok sosyal medya kullanıcısı, İsrail yanlısı paylaşımlarda bulunmaktadır. Hindistan bayrakları ile İsrail bayraklarını bir arada kullanan aşırı sağcı sosyal medya hesapları, yaptıkları paylaşımlarla sadece İsrail yanlısı bir duruş sergilememekte, aynı zamanda HAMAS ile alakası olmayan şiddet görüntülerini Filistinlilere atfederek yanlış bilgi yaymakta ve bilgi kirliliğine neden olmaktadır. Bu sosyal medya paylaşımları, sadece Filistinlileri “terörist” olarak lanse etmemekte aynı zamanda Filistinlileri kadın düşmanı olarak tanımlamakta ve Batı’nın hassas olduğu ve kolay kandırılabileceği bir noktada, İsrail yanlısı bir propagandaya hizmet etmektedir. Özellikle X isimli sosyal medya mecrasında, İsrail yanlısı Hindu milliyetçisi paylaşımlar göze çarpmaktadır. Hindistan’ın dünyada İngilizce konuşabilen sosyal medya kullanıcısının en fazla olduğu ülke olması, İsrail lehine yürütülen propagandanın niceliğini açıklar niteliktedir.

Bununla birlikte Hindistan’da sadece sosyal medya paylaşımları ile İsrail desteklenmemekte, aynı zamanda Filistin yanlısı paylaşım yapanlara karşı sert adımlar atılmaktadır. Örneğin 20 yaşındaki Müslüman bir Hindistanlı, Whatsapp durumunda “Filistin’in Yanındayız (We Stand with Palestine)” paylaşımı yaptığı için tutuklanmıştır. Yerel yetkililer, paylaşımın provokatif olduğunu gerekçe gösterirken Hindistan’ın İsrail yanlısı tutumu benimsediğini de kanıtlamıştır. Benzer şekilde Filistin hakkında yanlış bilgilere karşı mücadele eden ve Alt News isimli Hindistan merkezli teyit odaklı internet sitesinin kurucusu olan gazeteci Muhammed Zübeyr, Hindistan’daki resmi hesaplar tarafından tehdit edilmiştir. Her ne kadar Whatsapp kullanımı daha fazla olsa da Hindistan’daki İsrail yanlısı sosyal medya faaliyetleri daha çok X üzerinden yürümektedir. Bu anlamda, 2022’de Elon Musk’un satın alması sonrasında, X’teki yalan bilgilerin ve kara propagandanın çoğaldığı görülmüştür. Sosyal medyada rahatlıkla görülen ve devletin kurumsal anlamda attığı adımlarla da kanıtlanan Hindistan’ın İsrail’e verdiği bu desteğin arkasında birden fazla sebep olduğu bilinmektedir.

 

İdeolojik Örtüşme

İlk olarak, Hindistan’da 2014’ten beri iktidarda olan Hindistan Halk Partisi’nin politik vizyonu, İsrail ve Siyonizm ile büyük oranda örtüşmektedir. Bu anlamda Hindutva olarak bilinen Hindu milliyetçiliği ile Siyonizm’in “terör” tanımlamasının aynı doğrultuda olduğu söylenebilir. Dolayısıyla İsrail-Hindistan iş birliğinin ideolojik ortaklık temeline dayandığı ifade edilebilir. 1,5 milyarlık nüfusunun 200 milyon kadarı Müslüman olan Hindistan’daki rejim, 9,5 milyonluk nüfusunun 1.5 milyonu Müslüman olan İsrail’deki rejimle aynı “demografik” kaygıları taşımaktadır. Her iki rejim için de Müslümanların nüfus dengesindeki mevcut pozisyonu ve artma potansiyelinin yüksek olması, Müslümanlara karşı ortak hareket etmelerini sağlamakta, iki rejim arasındaki iş birliğini genişletmektedir. Hindistan, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da Müslümanlara yönelik terör, soykırım, işgal, etnik temizlik politikalarını bir örnek olarak görmekte ve Hindistan’daki Müslümanlara uygulama noktasında bazı planlar yürütmektedir.

Siyonizm’in “Büyük İsrail” projesine benzer şekilde Hindistan’ın da Güney Asya’nın tamamını kontrol etme planı bulunmaktadır. Bu anlamda, iki rejimin ve ideolojinin de yayılmacılık noktasında benzeştiği ifade edilebilir. Bir diğer ortaklık, gerek İsrail’de gerekse Hindistan’da çoğunluk inançlarının azınlık inançlarına saygı göstermediği, baskı kurduğu gerçeğidir. İki ülkede de net şekilde görülen bu ayırımcı politikaya göre İsrail’de Yahudiler, diğer dini ve azınlık gruplarından, Hindistan’da da Hindular diğer dini ve azınlık gruplardan ayrıcalıklı haklara sahip olmaktadır. Ayrıca Siyonizm ve Hindutva’nın dine dayalı olma, ötekileştirme politikalarını uygulamada da aynı kulvarda ilerlediği görülmektedir. Siyonizm, Yahudiliğe dayalı ırkçı bir ideolojiyken; Hindutva da Hinduizm’e dayalı ayrımcı bir ideolojidir. Son olarak Filistin’i Filistinsizleştirme projesinin bir benzerini Hindutva ile aşırı sağcı Hindular yapmaktadır. Siyonizm’in yerli Filistinlileri Yahudileştirme politikasının Hindistan uzantısı da Hindistan-İsrail ittifakının ideolojik boyutu olarak görülebilir. Dolayısıyla iki rejim de aynı “tehdit” algılarına sahiptir ve bu ortak tehdit algısı, birçok alanda iş birliğine yansımıştır. Örneğin ortak tehdit algısı, siyasi ilişkilere de yansımıştır. Bu anlamda Hindistan Başbakanı Modi, 2017’de İsrail’e resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş ve İsrail’i ziyaret eden ilk Hindistan başbakanı olmuştur.

Yeni Delhi'de İsrail karşıtı gösterilere müdahale
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de İsrail'in Gazze ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları karşısında Filistin'e destek için toplanan göstericilere polis müdahale etti. Polis, bazı göstericileri gözaltına aldı. (Imtiyaz Khan / AA, 16 Ekim 2023)

 

Keşmir ve Gazze “Güvenliği”

Hindutva ideolojisini benimsemiş aşırı sağcı Hindu hükümetinin, İsrail’in Gazze soykırımını desteklemesindeki ikinci neden güvenliktir. Bu anlamda, İsrail ve Hindistan arasındaki yakın ilişkiler, Hindistan’ın Keşmir’de Müslümanlara karşı yürüttüğü baskı politikasına önemli bir dayanak oluşturmaktadır. İsrail’in 7 Ekim’den beri Gazze’de uyguladığı model, Modi hükümetinin Keşmir’deki Müslüman nüfusu hedef alan stratejilerine ilham vermektedir. Hindistan, Keşmir’deki Müslüman çoğunluğu demografik olarak değiştirmek, yerleşimci kolonizasyonu ile bu bölgeyi kendi kontrolüne almak istemektedir. Bu bağlamda, İsrail’in Gazze’deki başarıları, Hindistan için model teşkil etmekte ve İsrail’in askeri, teknolojik ve güvenlik destekleri bu süreci hızlandırmaktadır. Hindistan, Keşmir’deki Müslümanlara yönelik baskı politikalarını sürdürmek için İsrail’den stratejik iş birliği talep etmekte, bu desteğin elde edilmesi için 7 Ekim’den beri İsrail’e verdiği siyasi, toplumsal ve ekonomik desteği devam ettirmektedir.

Hindistan’ın Keşmir’deki Müslümanlara karşı yürüttüğü İsrail benzeri politikalar, uluslararası hukukun çiğnenmesi pahasına sürdürülmekte ve İsrail ile Hindistan arasındaki ilişkiler, iki ülkenin benzer baskıcı politikalarını meşrulaştırma noktasında kritik bir rol oynamaktadır. Hindistan, Keşmir’de uyguladığı politikaları güçlendirmek için İsrail’in Gazze’deki deneyimlerini bir model olarak benimserken, bu durumu da dünya kamuoyundan gizleme stratejilerini başarıyla yürütmektedir. Diğer bir ifade ile Hindistan İsrail’in Gazze’deki soykırım, etnik temizlik modelini Keşmir’de tatbik etmek istemektedir.

 

Askeri ve Teknolojik İş Birliği

Üçüncü olarak Hindistan ile İsrail arasındaki askeri ve teknolojik iş birliği, kritik öneme sahiptir. İsrail, Hindistan’ın en büyük silah tedarikçilerinden biridir; dronlar, radar sistemleri ve füze savunma sistemleri gibi gelişmiş teknolojilerde Hindistan’a önemli katkılarda bulunmaktadır. İsrail, Hindistan-Pakistan arasındaki çatışmalarda lazer başlıklı füzelerden silaha kadar gelişmiş birçok savaş teknolojisini Hindistan’a tedarik etmiştir. Devam eden süreçte, Hindistan İsrail’den sürekli silah almaya devam etmiş, yıllık 1 milyar dolarlık rakamla İsrail’in en çok silah sattığı ülke konumuna gelmiştir. Hindistan ile İsrail arasındaki askeri ve teknolojik iş birliği, her iki ülkenin stratejik çıkarlarına dayanmakta ve giderek derinleşmektedir. İsrail, Hindistan’ın en büyük savunma tedarikçilerinden biri olup, Barak 8 hava ve füze savunma sistemleri gibi gelişmiş askeri teknolojiler sağlamaktadır. 2018’de İsrail Aerospace Industries (IAI), Hindistan’ın Bharat Electronics Limited şirketiyle yaptığı 777 milyon dolarlık anlaşma ile yedi savaş gemisine daha bu savunma sistemlerini tedarik etmiştir. Bu anlaşma, Hindistan ile İsrail arasında artan savunma iş birliğinin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. İsrail, savunma ihracatının yüzde 60’ını Asya-Pasifik bölgesine yaparken, Hindistan, İsrail'in en önemli müşterileri arasında yer almaktadır. Özellikle Narendra Modi’nin İsrail’e yaptığı ilk başbakanlık ziyareti, iki ülke arasındaki savunma ilişkilerini daha da güçlendirmiştir. Hindistan’ın, Rusya’dan tedarik ettiği S-400 füze savunma sistemlerine rağmen, ABD’nin uyguladığı yaptırımlar sonrası, silah tedarikçilerini çeşitlendirme stratejisi çerçevesinde İsrail, Hindistan için önemli bir tedarikçi haline gelmiştir. Bu iş birliği, Hindistan’ın savunma kapasitesini yükseltirken, İsrail’in savunma ihracatında da kritik bir yer tutmaktadır. Bu durum, Hindistan’ın güvenlik ve savunma politikalarında İsrail’i önemli bir ortak haline getirmiştir.

 

Küresel Dengeler

Dördüncü olarak, Hindistan’ın İsrail ile yakınlaşması, Gazze’deki soykırıma verdiği destekle bağlantılı olarak küresel güç dengeleri ve ABD ile olan ilişkileri bağlamında değerlendirilebilir. Hindistan, özellikle Narendra Modi yönetiminde, geleneksel bağlantısızlık politikasından uzaklaşarak ABD öncülüğündeki düzenle daha fazla bütünleşmeye yönelmiştir. Bu yakınlaşma, Hindistan’ın stratejik olarak güvenliğini güçlendirme ve küresel siyasi ve ekonomik etkisini büyütme çabalarının bir parçasıdır. Gazze’deki soykırıma karşı Hindistan’ın tutumu, Batı ve özellikle ABD ile olan ilişkilerini geliştirmek üzerine inşa edilmiştir. Ayrıca İsrail’e doğrudan eleştiri getirmekten kaçınan Hindistan, Filistin sorunu konusunda diplomatik bir denge politikası izleyerek hem Batı ile ilişkilerini korumakta hem de iç kamuoyundaki farklı sesleri yatıştırmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Hindistan’ın İsrail ile olan yakın ilişkisi, bölgesel ve küresel düzeyde jeopolitik çıkarlar ve ABD ile stratejik ittifaklar bağlamında derinleşmiştir. Hindistan’ın dış politikasında İsrail ile olan ilişkiler, ABD ile olan geniş stratejik iş birliğinin bir parçasıdır. Hindistan, ABD öncülüğündeki düzen içinde yer alarak hem ekonomik hem de politik konumunu güçlendirmeyi hedeflemektedir.

 

Sömürgeci Planlar

Son olarak Hindistan’ın İsrail ile olan iş birliğinde, Gazze’deki savaş ve İsrail’in işçi politikaları önemli bir rol oynamaktadır. İsrail, Gazze’de sürdürdüğü soykırım politikalarıyla bölgedeki Filistinli nüfusu yerinden ederek iş gücü açığı oluşturmaktadır. İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri Mısır’ın Sina Çölü’ne sürme planları, iş gücü arayışını başka ülkelerden temin etme çabalarıyla paralellik göstermektedir. Hindistan’ın 100 bin işçiyi İsrail’e göndermeyi planlaması, bu süreçte önemli bir ekonomik boyut kazanmaktadır. Bu plan, Hindistan’ın İsrail’in sömürgeci politikalarına ekonomik çıkarlar doğrultusunda destek verdiğini göstermektedir. Ancak bu politika, Hindistan’daki sendikalar ve muhalefet partileri tarafından sert bir şekilde eleştirilmektedir. Filistinli işçilerin yerini Hindistanlı işçilerin alması, Hindistan’ın İsrail’in soykırım politikalarına dolaylı destek verdiği anlamına gelmekte, bu da uluslararası arenada Hindistan’ın itibarını olumsuz etkilemektedir.

Sonuç olarak Hindistan, özellikle Modi yönetiminde, 7 Ekim’den bu yana İsrail’e verdiği desteği kararlılıkla sürdürmektedir. Hindistan’ın İsrail ile ideolojik ve stratejik yakınlaşması, Gazze’deki soykırım politikalarının ve Hindistan’ın Keşmir’de Müslümanlara yönelik baskıcı stratejilerinin paralelliği ile daha da güçlenmiştir. İsrail’in Gazze’de Filistinlileri yerinden etme planı, Hindistan’dan işçi ithali ile desteklenmek istenmektedir. Ayrıca Hindistan’ın İsrail’e verdiği bu destek, hem ideolojik örtüşmelerden hem de ABD ve Batı ile olan stratejik ilişkilerini koruma çabalarından kaynaklanmaktadır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası