Kriter > Dosya > Dosya / Filistin 2 |

Afrika’nın Filistin Sorununa Bakışı


İsrail-Filistin çatışmasının Afrika’da kutuplaşmaya neden olduğu söylenebilir. Bu durumun daha önceki yansıması, İsrail’in Afrika Birliği’ne yönelik üyelik girişiminde görülmüştü. Batılı ülkelerle samimi ilişkilere sahip olan Afrika ülkelerinin, Filistin konusunda İsrail’in yanında oldukları açıkça görülüyor.

Afrika nın Filistin Sorununa Bakışı

Kökeni 1917’ye dayanan ancak fiilen 1948’de İsrail tarafından işgal edilen Filistin toprakları, günümüzde de küresel sistemde önemini koruyor. İsrail’in Filistin’i işgali, sadece Ortadoğu için değil, aynı zamanda Afrika gibi sömürgecilikle mücadele eden ülkeler için de önemli. Zira İsrail’in Filistin’deki insanlık dışı uygulamaları, apartheid, yerinden etmeler, adaletsizlikler ve insan haklarına yönelik saygısızlıkları, Afrika ülkelerinin de geçmişte maruz kaldığı uygulamalardı. Dolayısıyla, İsrail’in Filistinlilere yönelik uygulamaları, Afrika’da geçmişte sömürgeci azınlığın sistem, kapitalizm ve mülksüzleştirme gibi birçok uygulaması ile benzer kesişim noktalarına sahip.

İsrail’in Filistin işgali, Afrika’daki sömürgecilik ve apartheidi destekleyen durumlara benzer stratejiler üzerinde, 75 yıllık eleştirilere, tepkilere rağmen ayakta kalabildi. Nitekim İsrail’in Filistin topraklarında haksız toprak edinimleri/gaspları, Gazze’de uygulanan abluka, Batı Şeria’da apartheid benzeri bir yapıda olan duvar, toprakların gerçek sahiplerine insan gibi davranmama, ayrımcı politikalar, kültürlerini ve inançlarını istedikleri gibi yaşayamama durumları, Afrika için geçmişten bilindik bir anı olarak varlık gösteriyor. Bu, Afrika halklarını; zorluklar, sömürgecilik döneminde yaşanan haksızlık ve adaletsizliklere karşı empati kurmaya ve Filistin halkının özgürlük mücadelesini desteklemeye yönlendiren önemli bir faktör. Güney Afrika’nın eski Devlet Başkanı olan Nelson Mandela’nın “Filistinliler özgürleşmeden bizim özgürlüğümüz eksik olacaktır” sözü, koşulların benzerliğini de ortaya koyuyor. Filistin konusunda Afrika’da en çok Güney Afrika’nın desteğinin dikkat çekmesi, geçmişteki apartheid sistemine karşı olan duyarlılığın bir yansıması. Bu durum, bir kıtadan diğerine uzanan bir dayanışma örneği olmakla birlikte aynı zamanda benzer zorlukları, kötülükleri ve haksızlıkları paylaşan toplumların birbirine desteğini de vurgulayan güçlü bir mesaj.

 

Afrika Birliği’nin Soruna İlişkin Duruşu

Afrika’nın Filistin ile dayanışması, Filistin’in Afrika ile dayanışmasına dayanıyor. Zira tarihsel açıdan Filistinliler, kendi kurtuluş mücadelelerini çoğu Afrika ülkesinin Batı sömürgeciliğine karşı mücadeleleri ile aynı bağlamda görüyor. 1975’te Afrika Birliği tarafından alınan 77 (XII) sayılı “İşgal altındaki Filistin'deki ırkçı rejim ile Zimbabwe ve Güney Afrika'daki ırkçı rejimler ortak emperyalist kökene sahiptir, bir bütün oluştururlar ve aynı ırkçı yapıya sahiptirler ve insan onurunun ve bütünlüğünün baskılanmasını amaçlayan politikalarıyla organik olarak bağlantılıdırlar” kararı da bu durumu açıklar nitelikte.

Afrika Birliği, Filistin konusunda temel olarak Filistin’in bağımsızlığını ve egemenliğini destekleyen ve iki ülke arasında adil ve kalıcı barışın sağlanmasına yönelik kararlar almıştı. Afrika Birliği, İsrail-Filistin sorunu kapsamında iki devletli çözümü destekliyor ve Filistin devletinin başkentinin Doğu Kudüs olacağına yönelik bir tavır da ortaya koyuyor. Ancak 55 üyesi bulunan Afrika Birliği’nin tüm üyelerinin aynı görüşte olmadığı ve her ülkenin farklı ulusal çıkarlar çerçevesinde pozisyon aldıklarını görüyoruz. Bu kapsamda, bir tarafta İsrail’e destek veren ve HAMAS’ı kınayan Gana, Kenya, Ruanda ve Fas gibi ülkeler öne çıkıyor.

Afrika kıtasında yaşanan rekabet ve yeni iş birliği fırsatları, bazı ülkeler için geçmişin izlerinden sıyrılarak pragmatik ilişkilere yönelimi de beraberinde getiriyor. Ve bu kapsamda İsrail’in Afrika Birliği’ne gözlemci üye olmasına ilişkin girişimi, Afrika Birliği Komisyonu tarafından 2021’de tartışmalı olarak kabul edilmişti. Ancak alınan bu karar sonrası, Güney Afrika başta olmak üzere Mısır, Cezayir, Libya, Namibya, Botsvana, Komor Adası, Tunus, Cibuti ve Moritanya gibi çeşitli ülkeler, ilgili karara itiraz ettiklerini duyurmuştu.

Günümüzde ise devam eden HAMAS-İsrail çatışmasına, Afrika Birliği, Afrika Birliği Komisyonu üzerinden yayınlanan bir bildiriyle tepki göstermiş, saldırılara son verilmesi çağrısında bulunarak, tarafları, devam eden çatışmanın tek çözümü olan iki devletli anlaşmayı müzakere etmeye teşvik eden bir çağrı yapmıştı.

Afrika Birliği’nin üyesi olan 55 ülkenin 46’sının İsrail ile diplomatik ve ekonomik iş birlikleri bulunuyor, kalkınma alanında da iş birliği yapıyor. Ancak, bu iş birlikleri Afrika Birliği'nin İsrail ile gözlemci üyelik konusundaki girişim kapsamındaki eleştirileri ortadan kaldırmadı. İsrail'in gözlemci üye olma talebi, kıtanın içindeki çeşitli görüşleri ve geçmişin izlerini bir araya getiren karmaşık bir konuyu ortaya çıkarmış durumda.

Nijerya'nın Lagos şehrinde Müslümanlar, Filistin’e destek gösterisi düzenledi
Afrika kıtasının en fazla Müslüman nüfusa sahip ülkesi Nijerya'nın Lagos şehrinde bir araya gelen Müslümanlar, Filistin’e destek gösterisi düzenledi. Ülkede faaliyet gösteren İslami Kuruluşlar Konferansı derneğinin çağrısıyla Lagos şehrinde yaklaşık 50 bin kişi, Filistin'i desteklemek için bir araya geldi. Göstericiler, ellerinde bayrak ve pankartlarla Filistin'e destek mesajı verdi ve "Filistin'e özgürlük" sloganları attı. (Conference of Islamic Organization/AA, 22 Kasım 2023)

 

7 Ekim Sonrası Afrika’da Bölünmüşlük

7 Ekim’de HAMAS-İsrail arasındaki çatışma, küresel kamuoyunda olduğu gibi Afrika’da da bölünmüşlükler ortaya çıkardı. Nitekim bazı devletler HAMAS saldırıları karşısında İsrail’in kendisini savunma hakkı olduğunu iddia ederken, bazı devletler İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmeye devam ettiğini ve Gazze ile Batı Şeria’da yaşayan Filistin halkını ayrıştırdığını vurgulayarak, HAMAS’ın İsrail’e saldırısını haklı olarak gören bir tavır takındılar.

Afrika ülkeleri, HAMAS-İsrail arasındaki çatışmada ikiye bölünmüş durumda. İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlar karşısında, BM Genel Kurulu’nda ateşkese yönelik oylarda çekimser olan devletlerin varlığı da söz konusu. Bu kapsamda Tunus, Gabon, Güney Sudan, Etiyopya ve Zambiya çekimser olarak görülüyor. Ancak Kenya, Ruanda gibi ülkeler İsrail’e destek veren ülkeler olarak yer alıyor. Ruanda, “İsrail topraklarına yapılan saldırılardan sonra İsrail hükümeti ve halkına en derin taziye ve sempatilerini ileten” bir açıklama yaparken, Kenya dışişleri bakanı da İsrail’deki saldırıyı kınamış ve trajediye üzüntüyle yaklaştığını duyurmuştu.

İsrail, son yıllarda Afrika ülkelerine yönelik ilgisini artırmış durumdaydı. Özellikle diplomatik ilişkilerin artırılması ile savunma ve güvenlik, terörle mücadele ve istihbarat ve sınır kontrolü gibi alanlarda iş birlikleri derinleşmekteydi. Ayrıca silah transferleri de Afrika ülkeleri ile İsrail arasında dikkat çekici boyutlardaydı. Nitekim son on yılda İsrail ile Senegal, Fas, Angola, Kamerun, Çad, Fildişi Sahili, Etiyopya, Nijerya, Ruanda, Seyşeller, Uganda ve Zambiya gibi ülkelerle çeşitli silah transferleri yapılmıştı. Nitekim İsrail’in Gazze’deki soykırım ve katliamlarına karşı, Afrika ülkelerinin belli bir bölümünün sessizliği, gerek siyasi gerek ekonomik gerekse güvenlik açılarından Batı’ya ve İsrail’e bağımlı olmalarından kaynaklanıyor.

 

Filistin’in Afrika’daki Kararlı Destekçileri

Silahlı Çatışma Lokasyon ve Olay Veri Projesi ACLED’in araştırmasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları, küresel çapta bir protesto ve miting dalgası ortaya çıkardı. Dünya genelinde düzenlenen gösterilerin yüzde 38’ini oluşturan İsrail-Filistin ihtilafına yönelik protestolar, toplamda 4 bin 200 olarak belirlenmiş durumda. Bu gösterilerin 3 bin 700’den fazlası Filistin yanlısı, 520’den fazlası ise İsrail yanlısı olarak gerçekleşti. Bu kapsamda Filistin yanlısı en fazla protesto gerçekleştiren ülkeler arasında 267 protesto ile Fas ön sıralarda yer alıyor ama yönetimi İsrail’e yakın duruyor.

Gazze’ye yönelik İsrail’in uyguladığı kanlı politikalar, katliamlar ve soykırıma karşı kıtada tepki gösteren ülkeler de bulunuyor. Bu kapsamda Güney Afrika, Nijerya, Çad, Cezayir gibi çeşitli ülkeler, Filistin’e yönelik desteklerini ifade etmenin de ötesine geçen eylemlerde bulundu. Örneğin Nijerya’da Senato, ateşkes ile iki devletli çözüm için müzakerelerin başlamasını isterken, Güney Afrika, Gazze’de derhal ateşkesin sağlanmasına yönelik çağrı yaptı. Bununla birlikte Güney Afrika bir adım daha ileriye giderek, İsrail’i soykırım ve savaş suçu işlemek ile suçlayan ifadeler kullandı. Ayrıca İsrail’de bulunan diplomatlarını da geri çağıran Güney Afrika’ya bu eyleminde Çad da destek verdi ve Tel Aviv büyükelçisini geri çekti.

Yapılan açıklamalardan görüldüğü üzere, İsrail-Filistin çatışmasının Afrika’da kutuplaşmaya neden olduğu söylenebilir. Bu durumun daha önceki yansıması, İsrail’in Afrika Birliği’ne yönelik üyelik girişiminde görülmüştü. Batılı ülkelerle samimi ilişkilere sahip olan Afrika ülkelerinin, Filistin konusunda İsrail’in yanında oldukları açıkça görülüyor. Ancak geçmişte Filistin’in bugün yaşadığına benzer acıları yaşayan bu ülkelerin halklarının ise yönetimlerle aynı fikirde olmamaları söz konusu. Zira uluslararası sistemin yapısı gereği, günümüzde devletlerin, ekonomik konularda karşılıklı bağımlılığının ve iş birliği alanlarının çok yoğun olduğu ülkelerle ilişkileri, küresel siyasete de şüphesiz yansıyor. Dolayısıyla Afrika’nın Filistin sorununa yönelik duruşu ve tepkileri, bu kapsamda okunmalı.

Ancak unutulmamalı ki, insan hayatına yönelik saygısızlığın en bilinen tanıkları olan Afrika halklarının, Filistin karşısında İsrail’i destekleyen yöneticilerinden ve siyasetten bağımsız olarak, Filistin halkının yanında durdukları da görülüyor. Kısacası tarihteki en büyük trajedileri yaşayan Afrika halklarının ilkeli duruşları ile bu halkları yöneten ve Gazze’de insanlığı katleden İsrail’i destekleyen hükümetlerin farklı davranışları bulunuyor. Afrika’nın Filistin sorununa bakışı, hükümetler ve toplumlar arasındaki bölünmüşlüğün yanı sıra, destekleyen ve desteklemeyen ülkeler arasındaki bölünmüşlük sebebiyle, kıtanın duruşunu zayıflatıyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası