Kriter > Dış Politika |

Yumuşak Güç: Siyasi İstikrar ve İlkeli Duruş


Yumuşak güç üzerine yapılan çalışmalar yumuşak güç ile askeri gücün birbirleriyle ters orantılı olmadığını göstermektedir. Yani sert gücü, askeri kapasitesi ve ekonomik gücü olan ülkelerin aynı zamanda yumuşak gücünün de etkili olduğu ortaya konulmaktadır.

Yumuşak Güç Siyasi İstikrar ve İlkeli Duruş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sırbistan’ın Novi Pazar kentinde Boşnak Milli Konseyini ziyareti sırasında konsey binasına gelişinde kendisine sevgi gösterisinde bulunan bir çocukla çekildiği fotoğraf, 11 Ekim 2017

Türk dış politikasının son on beş yıllık hikayesi yazıldığında hatırda kalan en önemli köşe taşlarından birinin Türkiye’nin yumuşak güç konusunda almış olduğu mesafe olduğu hatırlanacaktır. Özellikle Suriye iç savaşı ve Irak’ta meydana gelen istikrarsızlıklar Türkiye açısından varoluşsal tehditler oluşturana dek Ankara’nın dış politika öncelikleri arasında yumuşak güç unsurlarının merkezi bir yeri bulunmaktaydı. Türkiye doğrudan terör ve istikrarsızlık sarmalını kendi içinde hissetmeye başlayınca haklı olarak sert güç ve askeri güç unsurlarına ağırlık vermeye başladı. Türkiye’nin askeri alandaki adımları ve başarılı operasyonları bir zorunluluktu. Doğrudan Türkiye’nin yumuşak gücüne olumsuz etkisi olmasa da yumuşak güç ve bileşenleriyle Türkiye’nin diplomatik performansında ikincil plana itilmişlik görüntüsü ortaya çıktı. Her şeye rağmen yumuşak güce dair çalışmalar Türkiye’nin gündeminden hiçbir zaman çıkmadı. Türkiye uluslararası ortamda caydırıcılık ve zorlayıcılık unsurları kadar rıza oluşturan unsurları da önemsemekte ve bu yöndeki çalışmalara aralıksız devam etmektedir. Türkiye’nin kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla sivil toplum örgütleri yumuşak gücüne aktif olarak katkı sağlamaktadır.

Yumuşak güç üzerine yapılan çalışmalar yumuşak güç ile askeri gücün birbirleriyle ters orantılı olmadığını göstermektedir. Yani sert gücü, askeri kapasitesi ve ekonomik gücü olan ülkelerin aynı zamanda yumuşak gücünün de etkili olduğu ortaya konulmaktadır. Ancak sert güç unsurları özellikle de askeri güç yoğun ve görünür şekilde kullanılırsa yumuşak güç algısı üzerinde olumsuz neticeleri olmaktadır. Zayıf ve istikrarsız bir ülke görüntüsü yumuşak gücü en olumsuz etkileyen konuların başında gelmektedir. Türkiye önümüzdeki dönemde güvenlik tehditlerini bertaraf etmek için askeri alandaki yatırım ve çalışmalarını sürdürecektir. Türkiye’nin güvenli, istikrarlı ve müreffeh bir şekilde algılanması yumuşak gücünün en temel dayanağıdır. Bunun üzerine atılacak diğer adımlar da imajın daha etkili sunumunu sağlayacaktır.

Türkiye ticari ve diplomatik açılımlar, kültürel ve insani diplomasi alanındaki söylem ve uygulamalar, dünyada mazlum halklara yönelik insani adımlar, üretilen kültür ürünleri, TV dizileri ve sinema filmleri, turizm alanındaki kayda değer başarılar ve belki de en önemlisi Müslüman toplumsal doku ile demokratik siyasi sistemi meczedebilmesiyle çevresindeki birçok ülkeye ilham kaynağı olmaktadır. Ankara’nın son yıllarda ekonomik alanda göstermiş olduğu hızlı kalkınma ve Türk ürünlerinin kalitesi de Türkiye’ye dair algıyı son derece olumlu etkilemektedir. Bu başarı hikayesi özellikle Türkiye’nin küresel ve bölgesel etkinliğinden rahatsızlık duyan uluslararası aktörlerce tehdit olarak algılanmaya başlandığından kendi toplumsal tabanlarında yeni siyasi ve toplumsal taleplerin oluşmasının önüne geçilmek istenmektedir.

Son dönemde dünyanın birçok yerinde popüler hale gelen Türk dizileri ve sinema filmleri Türkiye’ye olan ilgi ve merakı artırmıştır. Özellikle kendi toplumlarındaki bu ilgiden rahatsız olan bazı ülkeler Türk dizilerini kısıtlamaya yönelik adımlar atmakta ancak bu adımlar beklenenin tam tersi bir etki üretmektedir. Türkiye aleyhinde uluslararası medyada başlatılan kampanyalar da Türkiye’nin etkisini sınırlamaya yönelik çabalardır. Türkiye’nin kendine has siyasi ve toplumsal serüveni birçok ülke halkı tarafından yakından gözlemlenmekte ve ilgiyle takip edilmektedir. Türkiye’nin serüveninin kendi sınırları dışında da bir karşılığı vardır ve bu serüven Türkiye’nin yumuşak gücünün en önemli unsurudur.

Yumuşak Gücün Kaynakları

Yumuşak güç muhataplarını zorlayarak veya tehdit ederek değil rıza ve ikna yoluyla belirlenen şekilde hareket etmesini sağlamaktır. Belirli konularda karar verilirken sizin istediğiniz gibi hareket edilmesi ama bu kararı verirken kendini doğrudan baskı veya tehdit altında hissetmemesidir. Yumuşak gücün muhatabı üst düzeyde bulunan karar alıcılar değil ağırlıklı olarak toplumun diğer katmanlarıdır. Toplumun tabanında oluşan olumlu yaklaşım karar alıcıları belirli bir istikamete doğru yönlendirmektir. Karar alıcılar ve siyasi elitler ile toplumsal kesimlerin kanaatleri ters istikamette olabilmektedir. Yaptığımız çalışmalarda özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki halkların olumlu bakış açılarının aksine elitlerin Türkiye deneyimine şüpheyle yaklaştıkları gözlemlenmektedir.

Rıza oluşturmanın birçok yolu vardır. Özellikle uluslararası ilişkilerde atmış olduğunuz adımların meşru ve kendinizden başka kesimlerin de çıkarı ve hayrına olduğuna ikna etmeniz rıza oluşturma açısından önceliklidir. Kendi çıkarlarınız ötesinde hatta hilafında olsa da bazı insani ve ahlaki konularda tavır belirlemeniz ve bu tavır doğrultusunda adımlar atmanız rıza oluşturmayı güçlendirir. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” söylemi ve insani diplomasi, darbeler, emperyal dış müdahaleler karşısındaki tutarlı duruşu bazı uluslararası siyasi elitler nezdinde kaygı uyandırsa da toplumsal kesimlerde olumlu karşılık bulmaktadır. Bu tavırların kamuoyları nezdinde karşılık bulması yumuşak gücün önemli bir unsurudur.

Yumuşak gücün en önemli ayağı kültürel diplomasi alanında atılan adımlardır. Kendi dil, kültür, inanç sistemi, hayat tarzı ve gündelik yaşama dair pratiklerinizi daha geniş bir kitlede popüler ve kabul görür hale getirmek yumuşak gücün çok önemli bir boyutudur.

Yumuşak gücün bir diğer boyutu da ülkenin –genel olarak şirketleri ve özel müteşebbisleri dahil– ekonomik alanda göstermiş olduğu performans ve kapasitedir. Bütün bu unsurların yanı sıra ülkenin tarihi ve kültürel dokusu ve derinliği, bu derinliğin dünyanın farklı kesimlerinde ilgi uyandırması ve siyasi liderlerin performansları yumuşak gücün belirleyici unsurlarıdır.

Ülkenin popüler ve birçok uluslararası mecrada kabul görmüş ve sempati toplamış bir hikayesinin olması yumuşak güç açısından çok önemlidir. Örneğin ABD uzun yıllar “fırsatlar ülkesi”, “özgürlükler ülkesi” ve “farklılığa ve çoğulculuğa saygı” söylemi üzerinden dünyanın hemen her yerinden insanların ilgi odağı olmuş ve sempati toplamıştır. Çin son yıllarda ekonomik kalkınma ve modernleşme hikayesi üzerinden bir popülerlik kazanmaktadır. Almanya –her ne kadar yakın tarihinin çeşitli karanlık dönemleri olsa da– kaliteli endüstriyel ürünleri ve güvenilir duruşuyla uluslararası alanda sempati toplamaktadır.

Yumuşak güç kavramının fikir babası olan Joseph Nye’a göre ABD’nin en önemli gücü ve en büyük avantajı dünyadaki 7 milyar insan arasındaki yetenekli kişiler açısından çekim odağı olmasıdır. Nye’a göre ABD’nin 7 milyarlık bir yetenek havuzu vardır ve bu havuzun bu şekilde kalmasını sağlayan en önemli unsur Washington’ın yumuşak gücüdür. Özellikle Donald Trump’ın ABD başkanı olması ve “Önce Amerika” sloganıyla popülist bir çizgide söylem tutturması ise Washington’ın yumuşak gücünü zayıflatmaktadır.

Türkiye zorlu bir coğrafi bölgede olmasına ve jeopolitik açıdan karmaşık bir denklemin içerisinde yer almasına rağmen yumuşak gücünü ve uluslararası toplumda rıza üretme boyutunu önemsemektedir. Beş yıl öncesine kadar daha çok “yumuşak” yani kültürel ve ekonomik boyutlarıyla şekillenen Türkiye hikayesi bugün için farklı ama yine oldukça etkili bir şekil almıştır. Türkiye dostları açısından güven veren, hasımlarınca da güçlü ve tutarlı bir duruş sergileyen ülke olma konumundadır. Bunun yanı sıra uluslararası toplumda kritik konularda söyleyeceği sözü olan bir ülkedir. Türkiye’nin bu tutum ve tavrı birçok ülke vatandaşları tarafından olumlu olarak algılanmaktadır. Türkiye yumuşak ve sert güçleri arasında yeni bir denge oluşturmuştur. Bu denge içerisinde her iki alanda atılacak adımları birbirini destekleyici şekilde koordine etmek Türkiye’nin uluslararası etkinliğinin temel belirleyeni olacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası