Kriter > Siyaset |

AK Parti’nin En Sessiz Devrimi: Sosyal Politika Uygulamaları


Türkiye’nin dünyadaki değişimleri dikkate alarak uyguladığı sosyal politika adımlarının en önemlilerinden biri, Osmanlı’dan günümüze kadar birbirinden neredeyse tamamen bağımsız bir şekilde, çeşitli kurum ve kuruluşlarca çok parçalı olarak yürütülen sosyal politika uygulamalarının, AK Parti’nin iktidara gelmesiyle daha sistematik hale getirilmesidir.

AK Parti nin En Sessiz Devrimi Sosyal Politika Uygulamaları

Türk siyasetinde “sessiz devrim” ifadesi, genelde partilerin toplumun geniş çevrelerince az bilinen icraatlarını toplum nezdinde daha bilinir hale getirmek amacıyla kullanılan sloganvari bir kavramdır. AK Parti’nin ulaşım ve savunma sanayii gibi göz önünde olan veya yaygın kitlelerce kullanılan icraatlarının dışındakiler, maalesef arzu edilen seviyede bilinmiyor. Bunun altında algı ve reklam peşinde olmayıp “halka hizmet, Hakk'a hizmettir” şeklinde bir anlayışla ülkeye hizmet etme şiarının benimsenmesi yatsa da ülke için yapılanların bilinir hale getirilmesi, hizmet ehli olan bir iktidara karşı en azından vefanın bir göstergesi olsa gerek. Yani İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi hizmet yapmayıp bütçeyi reklama akıtsalar, ortada hiçbir hizmet yokken Twitter’da çok hizmet edilmiş gibi gösterebilirlerdi ama bunun parayla çalışan sosyal medya trolleri dışında kimseye faydası olmayacağı gibi ülkeye ve halka büyük bir zararı olacağı, akıl ve vicdan sahiplerince aşikardır. Halbuki her biri kendi alanında devrim niteliği taşıyan AK Parti’nin çoğu hizmeti bilinirlik yönüyle “sessiz devrim” özelliği taşırken bunlar içerisinde “en sessiz” olanı yani en az bilineni sosyal politika alanındaki hizmetlerdir.

 

Sosyal Devlet Anlayışının ve Sosyal Politika Uygulamalarının Temelleri

Sosyal devlet anlayışının ve sosyal politika uygulamalarının başlangıç ve gelişimini incelediğimizde bu kavramların ortaya çıkış noktasının acı dolu olaylara dayandığını görmekteyiz. Sanayi devrimi sonrasında artan iş gücü ihtiyacını karşılamak için yaşanan köyden kente göç neticesinde köylü-işçi diyebileceğimiz yeni bir sınıf ortaya çıktı. Kendileri ve gelecek kuşakları için daha iyi bir hayat umuduyla yurtlarını terk eden bu insanlar, maalesef emek sömürüsünün öznesi olmuş, adeta modern kölelere dönüştürülmüştü. Söz konusu emek sömürüsü ve gayri insani koşullar öyle bir noktaya ulaştı ki toplumsal huzur ortamını bozacak bir şekilde işçi ve işveren kesimi arasında büyük çatışmalar patlak verdi. Artan iş bırakma eylemleri ve çatışmalar yüzünden maddi zarara uğrayan ve can güvenliği endişesine kapılan burjuvazinin, işçi kesiminin bazı insani taleplerini kabul etmeleriyle, çalışanlar ilk defa bir takım sosyal haklara kavuştular. Karınlarını bile doyurmaya yetmeyecek ücretlerle, insan onuruna yakışmayacak koşullarda maaile çalışmaya zorlanan bu insanların çektikleri acılar sayesinde, günümüzdeki sosyal devlet anlayışının temelleri atıldı.

 

Kadim Köklerden Güvenli Geleceğe

Binlerce yıllık kökleriyle dünyanın en kadim medeniyetlerinden birine sahip olan milletimizde ise durum Avrupa’nın ve dünyanın tam tersiydi. Bu medeniyetin sahip olduğu geniş coğrafyada hiçbir dönem sanayi devrimi sürecindekine benzer kitlesel bir sömürü düzeni olmamasıyla gurur duyabiliriz. Yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği topraklarımızda, atalarımızdan bize miras kalan bazı vakıf ve kuruluşlar, yüzlerce yıldır, zamanın koşullarına göre değişime uğrasalar da varlıklarını halen sürdürmektedirler. Kendilerini iyiliğe adamış gönül ehli hayırseverler, vakıflar, ahiler gibi özel ve tüzel kişilikler eliyle yürütülen yardımlaşma ve hayır işleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla daha kurumsal ve sistematik bir hale dönüştürülmeye çalışılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti anayasasında kendine ilk kez 1961’de yer bulan “sosyal devlet” ilkesi ile devletimizin bu konudaki niteliği belirlense de elimizdeki verilerden yola çıkarak bu kanun maddesinin AK Parti iktidara gelene kadar sadece anayasal bir ilke olarak kaldığını söyleyebiliriz.

Son 2 yılda insani gelişme endeksi küresel boyutta geriledi, İNFO

Sosyal Politikalarda AK Parti Etkisi

Birçok ülke gibi Türkiye de dünyadaki değişimleri dikkate alarak uyguladığı sosyal politika adımlarını yeniden değerlendirmektedir. Bu adımlardan en önemlilerinden biri Osmanlı’dan günümüze kadar birbirinden neredeyse tamamen bağımsız bir şekilde, çeşitli kurum ve kuruluşlarca çok parçalı olarak yürütülen sosyal politika uygulamalarının AK Parti’nin iktidara gelmesiyle daha sistematik hale getirilmesidir. Bu kapsamda sosyal politika uygulamalarının etkinliğini artırmak, mükerrer yardımların önünü kesmek ve koordinasyonu sağlamak gibi çeşitli amaçlara yönelik olarak 2011’de sosyal politikaların farklı alanlarını birden kapsayan bugünkü adı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmuştur.

AK Parti yönetiminde büyük bir zihniyet ve yapılanma dönüşümüne uğrayan sosyal politika uygulamaları için sosyal yardımların merkezi bütçe içerisindeki payı tam 5 kat artırılarak 2002’de yüzde 1,19 iken 2020’de yüzde 6,11’e yükseltilmiştir. Bir başka ifade ile 2002’de sosyal nitelikli harcamalar için ayrılan bütçe sadece 1,6 milyar lira iken 2023’te bu yardımlar için ayrılan bütçe tam 258,4 milyar liradır. Ayrıca ülke genelinde yürütülen tematik ve kapsayıcı sosyal yardım programlarıyla ihtiyaç sahiplerine 2002’den Temmuz 2022’ye kadar yaklaşık 545 milyar lira sosyal yardım yapılmış iken 2023 merkezi bütçesinde bu rakam sosyal nitelikli harcamalar da göz önünde bulundurulduğunda 1 trilyon 90 milyar liranın üzerine çıkarılmıştır. Bu miktarın bütçe içerisindeki oranı yüzde 24,4’e karşılık gelmekte olup ülkemizin sosyal devlet vasfının gittikçe güçlendiğinin en bariz göstergesidir.

AK Parti iktidarında, çağın ve ekonomik konjonktürün getirdiği değişim dikkate alınarak, sosyal politika uygulamaları yeniden şekillendirildi. Böylelikle ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamak amacıyla sosyal yardımlarda çeşitlenme sağlandı. AK Parti iktidara gelmeden önce sadece 4 kalemde yapılan sosyal yardımlar; günümüzde aile, barınma-gıda, engelli-yaşlı, sağlık, eğitim ve proje desteği olarak 6 kategori altında 49 ayrı başlıkta yapılmaktadır ve sayıları ihtiyaca binaen gün geçtikçe artmaktadır. Bu yardımlar arasında aşırı yoksulluk sınırının altında kalan vatandaşlara yönelik gelir kriteri göz önünde bulundurularak aylık bin 250 lira ile 850 lira arası nakdi desteğin yanı sıra çocuk sayısına göre aylık 350 lira ile 650 lira verilmesi, ihtiyaç sahibi asker ailelerine yönelik düzenli nakit yardım programı, son örneklerini Kahramanmaraş-Hatay merkezli 11 ili kapsayan depremlerde, Kastamonu Bozkurt sel afetinde, Manavgat orman yangınlarında gördüğümüz afet-acil durum yardımları, barınma yardımı, düşük gelire sahip veya kronik hastalığı sebebiyle cihaza bağlı yaşamak zorunda olan bireye sahip hanelere elektrik, doğal gaz ve kömür yardımı, bakıma muhtaç engelli ya da yaşlı bireyi bulunan hanelere yönelik evde bakım aylığı verilmesi, engelli bireylere ve sosyal güvencesi olmayan yaşlılara yönelik aylık bağlanması gibi pek çok yardım kapsamlı ve kapsayıcı olmaları hasebiyle dikkat çekmektedir.

Bu programların yönetilmesi ve sosyal yardımlardan faydalanacakların tespit edilebilmesi için 2010’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda “Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi” oluşturularak hanelere ilişkin veriler tutulmakta ve elde edilen veriler ışığında yardım kararları verilmekte ve izlenmektedir. Tamamen Türkiye’nin iç dinamikleri göz önünde bulundurularak geliştirilen bu sistem sayesinde sosyal yardımlarda talep odaklılıktan arz odaklılığa geçiş yapılarak büyük bir zihniyetin dönüşümüne imza atılmıştır. Böylelikle eskiden sosyal yardım almak için kurum kurum gezip belge toplayarak başvuru yapmak zorunda kalan yoksul vatandaşa sadece vatandaşlık numarasını beyan etmesiyle ihtiyaç duyduğu yardımlara erişme imkanı sunulmuş ve kendini damgalanmış, rencide edilmiş hissetmesinin de önüne geçilmiştir.

Ancak söz konusu onlarca sosyal yardım yapılırken refah bağımlılığı veya bağımlılık sendromu olarak da tanımlanan çalışma gücü yerinde olan bazı sosyal yardım alıcılarının sürekli olarak sosyal yardım almaları neticesinde bu tür yardımlara bağımlı hale gelmelerinin önüne geçmek için birtakım tedbirler de alınıyor. Zira sosyal yardımların amacı sosyal ve ekonomik koşullara bağlı olarak değişim gösteren dar gelirlilerin ihtiyaçlarını uygun bir şekilde hızlıca karşılayarak, refahı tabana yayıp toplumsal huzuru sağlamanın yanı sıra istihdama katılma imkanı bulunanlara bu doğrultuda destekler vererek büyümeyi sağlamaktır.

Bu noktada sosyal yardım ile istihdam arasında ilişki kurmaya yönelik alınan tedbirlerin en önemlilerinden biri 1 Nisan 2010’da yürürlüğe konulan “işe yönlendirme yardımı”dır. Bu uygulama marifetiyle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İş-Kur ile irtibatlı olarak ihtiyaç sahibi vatandaşlara gerekli eğitim ve destekler verilerek, onların yeniden istihdama katılıp hem üretmelerine hem de kendi kendilerine yeter hale gelmelerine yardımcı olmaktadır. İşe yönlendirme yardımına ilaveten kendi işini kurmak isteyen gençlere ve kadınlara yönelik hibe ve destekler, işbaşı eğitim programları gibi çok sayıda proje ile iş gücünün niteliğini artırmaya yönelik sosyal yardım uygulamaları da mevcuttur.

Son olarak, ülkemizin İnsani Gelişme Endeksi’nde (İGE) geldiği konumu göz önünde bulundurarak yapılan sosyal yardımların meyvelerini vermeye başladığını söyleyebiliriz. İGE, insani gelişmenin üç temel boyutundaki uzun dönemli ilerlemeyi değerlendirmek için kullanılan bir ölçüm yöntemidir. Bu üç temel boyut; uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır bir yaşam standardı olarak sıralanmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2022’de yayımladığı verilere göre Türkiye, üç kez üst üste çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alarak 191 ülke arasında 48. oldu. Daha gidecek çok yolumuzun olduğunu ancak bu ilerlemeyi sağlayacak potansiyele de ziyadesiyle sahip olduğumuzun bilinciyle çok çalışarak ülkemizi güvenli yarınlara hazırlamalıyız.

Görsel. Türkiye'nin İGE Sıralaması

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası