Kriter > Dış Politika |

Gazze İçin Ayağa Kalkmak: ABD Üniversitelerindeki İsrail Karşıtı Protestolar ve Siyasi Yansımaları


ABD üniversitelerinde başlayan ve Avrupa’ya da yayılarak toplumdan siyasete birçok alanı etkileyen Gazze protestoları, sadece bir insan hakları savunusu değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal değişimin habercisi olarak anılabilir. Bir anlamda protestoların 68 ruhunu yeniden canlandırarak, günümüz siyasi ve sosyal dinamiklerini şekillendirdiği görülmektedir.

Gazze İçin Ayağa Kalkmak ABD Üniversitelerindeki İsrail Karşıtı Protestolar ve
ABD Michigan Üniversitesi arazisinde öğrenciler, Gazze'deki soykırımı protesto etmek için kamp kurarak protestolarına ikinci gününde de devam ediyor. (Adam J. Dewey / AA, 25 Nisan 2024)

7 Ekim Aksa Tufanı operasyonları sonrası başlayan İsrail’in Gazze soykırımı, sadece yerel siyaseti etkileyen bir çatışma ortamından çıkıp, Filistin’i daha geniş ölçekte bölgeyi (Ortadoğu) hatta küresel siyaseti etkileyen bir boyuta ulaşmıştır. Diğer bir ifade ile Gazze’deki direniş, uluslararası arenada geniş çaplı bir etki doğurmuş ve küresel bir intifadaya dönüşmüştür. Dolayısıyla Gazze direnişi, sadece bölgesel bir mesele olmaktan çıkarak, evrensel adalet ve insan hakları mücadelesinin bir sembolü haline gelmiştir. Bu süreç, dünya genelinde sivil toplumun hareketlenmesine ve çeşitli ülkelerde protestoların artmasına neden olmuştur. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’da, üniversite kampüslerinden sokaklara kadar birçok alanda insanlar, Gazze’deki İsrail soykırımına ve terörüne karşı seslerini yükseltmiş, bu durum küresel dayanışma ruhunu pekiştirmiştir.

200’e yakın üniversite kampüsüne yayılan Filistin dayanışma protestoları sadece toplumsal değil, aynı zamanda siyasal bir sürece de tekabül etmektedir. Ayrıca Aralık 2023’ten beri ABD’nin farklı eyaletlerindeki üniversitelerde cereyan eden bu protestolar, Amerikan toplum ve siyaseti açısından bir örüntüye işaret etmektedir. Nitekim 1968’deki Vietnam Savaşı protestoları döneminde de polis ve diğer kolluk kuvvetleri aracılığıyla Beyaz Saray ve üniversite yönetimleri, öğrenciler üzerine baskı uygulamıştı. Şimdi de aynı tavır devam etmektedir. New York’un prestijli eğitim kurumu olan Columbia Üniversitesi’nde polis aşırı güç kullanarak öğrenci gruplarını dağıtmıştır. Yaklaşık 6 aydır devam eden ABD üniversitelerindeki İsrail’in Gazze soykırımına karşı düzenlenen protestolar, bu açıdan 1968'deki öğrenci hareketlerine benzetilmektedir. Birçok akademisyen, araştırmacı veya gazeteciye göre, ABD yönetimlerinin 1968 ve 2023-2024 öğrenci protestolarındaki tavrı, İsrail’e olan bağımlılığı ortaya koymaktadır.

Batı dünyasının merkezi ve uluslararası sistemin lideri olarak lanse edilen ABD’nin uzun yıllardır dünyaya pazarladığı demokrasi, insan hakları gibi evrensel değerlerin söz konusu İsrail olduğunda teoride kaldığı, ABD’nin Siyonist lobi etkisiyle İsrail’e bağımlı olduğu görülmektedir. ABD’nin Siyonizme olan bağımlılığı, İsrail’in Gazze’de kasıtlı olarak sivilleri öldürme ve uluslararası hukuka aykırı savaş suçlarını işlemesine rağmen devam etmiştir. 40 bine yakın Filistinli sivilin katledilmesi ve bölgenin açlıkla “cezalandırılması”, ABD kampüslerinde 1968’deki protestolara benzer bir sürecin başlamasına neden olmuştur. Dolayısıyla, ABD üniversitelerinde aralıksız devam eden İsrail karşıtı protestolar, Vietnam Savaşı’na karşı Amerikan gençliğin isyanını ve toplumsal değişim taleplerini yansıtan 1968 protestoları ile neredeyse aynı yöntem ve amaçlara matuf olduğu ifade edilebilir. Bu protestoların orta ve uzun vadede gerek Amerikan siyasetine gerekse uluslararası ilişkilere tesir edeceği tahmin edilmektedir.

New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsüne gelen polis Filistin destekçisi öğrencileri gözaltına aldı.
New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsüne gelen New York Polis Teşkilatı (NYPD) özel birimleri, tarihi Hamilton Hall'de protestolarına devam eden Filistin destekçisi öğrencileri gözaltına aldı. (Selçuk Acar / AA, 1 Mayıs 2024)

 

ABD’nin Küresel Prestijine ve Başkanlık Seçimlerine Etkisi

ABD üniversitelerindeki İsrail’in işgal ve soykırımına karşı düzenlenen protestoların birinci siyasi etkisi, ABD’nin küresel imajı ve prestiji ile ilgilidir. ABD ve üniversiteleri “özgür düşüncenin merkezi” olarak lanse edilmesine rağmen şiddet yanlısı olmayan, İsrail’in işgal ve soykırım taktiklerine muhalefet etme amacını taşıyan barışçıl protestolara yönelik yürüttüğü politikalar, küresel çapta Amerikan imajını zedelemiş, Amerikan karşıtlığını artırmıştır. Bu durum dünya kamuoylarının ve halklarının artık Amerikan demokrasisine ve değerlerine yönelik bakışını da etkilemiştir. Dolayısıyla protestoların ABD siyaseti ve küresel siyaset açısından doğrudan bir etkisi olduğu ifade edilebilir. Nitekim Biden yönetiminin ve üniversite yönetimlerinin İsrail yanlısı duruşları, ABD’nin insan hakları, hukuk ve demokrasi konusundaki tutumlarına dair küresel bir sorgulama süreci başlatmıştır. Aktif şiddet olmamasına rağmen polis ve kolluk kuvvetlerini kampüs alanlarına yerleştirip, akademisyen ve öğrencilere şiddet uygulatan Beyaz Saray ve üniversite yönetimlerinin politikaları, 1968’deki hataları tekrar ederek ABD’nin küresel prestijine olumsuz tesir bırakmıştır.

ABD üniversitelerindeki İsrail’in işgal ve soykırımına karşı düzenlenen protestoların ikinci siyasi etkisi başkanlık seçimlerine etkisidir. Bununla ilgili olarak Biden yönetiminin, protestolar sürecindeki izlediği baskı politikasının siyasi sonuçları olacağı ifade edilebilir. Dolayısıyla ABD üniversitelerindeki protestoların en çarpıcı sonuçlarından biri, Biden yönetiminin yeniden seçimleri kazanma ihtimalini azaltmasıdır. Demokrat Parti içindeki birlik, özellikle İsrail yanlısı politikalar ve üniversitelerdeki baskılar nedeniyle bozulmuştur. Dışişleri Bakanlığı'ndaki birçok önemli isim istifa ederek, Biden yönetiminin koşulsuz şartsız İsrail desteğini eleştirmiş ve demokratlar arası uyum zedelenmiştir. Biden’ın İsrail’e Gazze soykırımına rağmen destek vermesi, Demokrat Parti içinde farklı bloklaşmaları oluşturmuştur. Bu durumun 19-22 Ağustos 2024 tarihleri arasında Chicago’da gerçekleşecek olan Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde söz konusu ayrışmaların derin bir bölünmeye sebebiyet vereceği tartışılmaktadır.

Michigan gibi Demokratların güçlü olduğu bölgelerde Müslüman Demokratlar, Biden'ı protesto etmiş ve bu durum ön seçimlerde 100 bin kadar çekimser oyun kullanılmasına yol açmıştır. Biden yönetimin İsrail desteğinin devam etmesi ve barışçıl protestoları “nefret söylemi veya Yahudi düşmanlığı” ile eş değer tutması ciddi tepkilere yol açmıştır. Ayrıca Biden’ın, Demokrat Parti içinden gelen eleştirilere rağmen polis baskınlarına verdiği desteği artırması ve öğrencileri ülkeyi kaosa sürüklemeyle suçlaması, kendisine olan desteğin azalması ile sonuçlanabilir. Nitekim Demokrat Parti üyesi ve ABD’deki Arap topluluğu açısından önemli bir isim olan James Zogby’e göre, Biden’ın gerek İsrail yanlısı tutumu gerekse üniversitelerdeki protestolara yönelik baskıcı tavrı tekrar seçilme ihtimalini azaltmıştır. Her ne kadar dış politika ABD seçimlerini etkileme noktasında ikinci öneme sahip olsa da birçok uzman ve Demokrat Parti üyesine göre soykırıma rağmen İsrail’e verilen desteğin devam etmesi, Biden’ın Kasım seçimlerini Donald Trump’a kaybetmesine neden olabilir.

ABD üniversitelerindeki İsrail’in işgal ve soykırımına karşı düzenlenen protestoların üçüncü siyasi etkisi ABD’nin siyasi geleceği ile ilgilidir. Nitekim protestoların icra edildiği üniversiteler; ABD bürokrasisi, siyaseti ve kurumları açısından en önemli elitleri yetiştiren üniversiteler olarak bilinmektedir. Bu anlamda Harvard, Columbia, Yale, MIT gibi prestijli üniversitelerde okuyan öğrencilerin ABD siyasetinin geleceğini etkileme potansiyeline sahip olduğu ve bu öğrencilerin önemli bir kısmının İsrail’i eleştiren bir duruşa sahip olduğu ve protestolara aktif katılım sergiledikleri hesaba katıldığında, ABD siyasetinin geleceğinde İsrail desteğinin daha çok sorgulanacağı tahmini yapılabilir. Dolayısıyla ABD’nin prestijli üniversitelerindeki öğrencilerin İsrail'in işgalini eleştirmesi ve ABD yönetimine karşı tavır alması, ABD'nin siyasi geleceğinde ve İsrail ile ilişkilerin geleceği açısından önemli mesajlar taşıdığı söylenebilir. Protestolara katılan öğrencilerin bir kısmının gelecekte ABD bürokrasisinde yer alacağı hesaba katılırsa, İsrail'in işgalinin orta vadede ABD yönetimi tarafından eskisi gibi kolayca ve üst perdeden desteklenmesinin zor olacağı tahmin edilebilir.

 

Protestoların Avrupa'ya Sıçraması

ABD üniversitelerindeki İsrail’in işgal ve soykırımına karşı düzenlenen protestoların dördüncü siyasi etkisi, Avrupa siyasetinin süreçten doğrudan etkilenmesi ile ilgilidir. Nitekim ABD'de başlayan üniversite protestoları kısa sürede Avrupa'ya sıçramıştır. Kıta Avrupa’sında yer alan yüksek öğrenim kurumlarındaki birçok öğrenci ve akademisyen, ABD'deki hareketlerden ilham alarak İsrail'in Gazze soykırımını ve işgalini eleştirmiş ve akademik boykot süreçlerini gündeme almaya başlamıştır. İspanya'daki 75 üniversite, İsrail'i akademik olarak boykot etme kararı almış ve bu sürecin yaygınlaşması yönünde adımlar atmıştır. Dolayısıyla ABD’de başlayan ve daha sonra Avrupa’ya sıçrayan protestolar uluslararası boyut kazanmıştır. İspanya’daki üniversitelerin aldığı karar, protestoların uluslararası boyutta ne denli etkili olduğunu göstermiştir. Avrupa siyasi kültüründe önemli bir yere sahip olan kampüste kamp/çadır kurup aktivizm içerisinde olma, sadece toplumsal bir eylem olmamış aynı zamanda Avrupa siyasetine de tesir etmiştir. Bu anlamda İspanya hükümeti Filistin devletini tanıma kararı alarak üniversitelerdeki protestolara destek verdiğini açıkça göstermiştir. İspanya’nın bu adımı İrlanda, Malta, Slovenya gibi ülkelerin de benzer adımı atmasını sağlamıştır. Dolayısıyla öğrenci protestoları, Avrupa içerisinde Filistin yanlısı, İsrail karşıtı siyasi bir blok oluşturmuştur.

 

Siyasi ve Sosyal Değişimin Habercisi Olarak Protestolar

Sonuç olarak ABD üniversitelerinde başlayan ve Avrupa’ya da yayılarak toplumdan siyasete birçok alanı etkileyen Gazze protestoları, sadece bir insan hakları savunusu değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal değişimin habercisi olarak görülebilir. 1968 Vietnam Savaşı döneminde kampüslerde icra edilen protestolardan zaman ve boyut açısından çok daha büyük bir anlam taşıyan ABD üniversitelerindeki protestolar, Biden yönetimi üzerinde baskı oluştururken, küresel arenada da ABD'nin demokratik değerlerinin sorgulanmasına yol açmıştır. Avrupa'ya sıçrayan bu protestolar, uluslararası boyutta bir dayanışma örneği sergilerken, ABD'nin prestijli üniversitelerindeki öğrencilerin gelecekteki etkisi de dikkate değerdir. Bu anlamda, Gazze protestolarının 1968 ruhunu yeniden canlandırarak, günümüzün siyasi ve sosyal dinamiklerini şekillendirmeye devam ettiği görülmektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası