Kriter > Siyaset |

İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının Kayıp Vaatleri


Bir belediye başkanının belediyecilik anlayışındaki en önemli şey verdiği sözü tutmasıdır. Sözlerin tutulması aynı zamanda şehremini olarak belediye başkanının vatandaş karşısındaki karnesidir. Vaatlerin çok, icraatın yok olduğu bir dönemde İstanbul ve Ankara’nın hizmet ve yatırımlarda kayıpları oynaması, vatandaş nezdinde ciddi soru işaretlerinin doğmasına da yol açmaktadır.

İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının Kayıp Vaatleri
(Evrim Aydın/AA, 14 Mayıs 2023)

Belediyecilik bir vizyon işi. Belediye başkanlarının vizyonunu ise seçim dönemlerinde ortaya koydukları projeler ve verdikleri vaatler belirliyor. Bir belediye başkanı seçim kitapçığında yer alan bu vaatlerin ve projelerin ne kadarını yerine getiriyorsa o kadar başarılı sayılıyor. Şehre mührünü vuruyor. Bir de seçim sürecinde vatandaşlara verdikleri sözleri ve projeleri hayata geçiremeyen belediye başkanları var... Örneğin bir belediye başkanının, 2019 yerel seçimleri öncesi seçim kitapçığında vatandaşlara söz verdiği vaatleri yerine getirememesi bir televizyon kanalında kendisine sorulduğunda, “Seçim öncesi biz çok atıp tuttuk. İşin içine girince bu işler çok farklı oluyormuş” şeklinde verdiği beyanat ise belediye başkanlarına ders verecek bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Hangi belediye olursa olsun muhalefette kalan kesim, mevcut belediye başkanlarını seçim sürecinde ilk verdikleri vaatler üzerinden vuruyor. Tartışmalar seçim sürecinde gittikçe alevleniyor. Peki, yerel seçimlere az bir süre kala Türkiye’nin iki metropoliten şehri Ankara ve İstanbul’da durum ne? Belediye başkanlarının seçim öncesi verdikleri vaatlerde son durum ne? Yoksa Ankara ve İstanbul’da da belediye başkanları atıp tuttu mu? Vaatler ve projeler hayata geçirilemedi mi?

İBB Başkanı İmamoğlu'nun
İBB, Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini iptal ederek "temel atmama" programı düzenledi. (İBB/AA)

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim döneminde İstanbullulara ana başlık altında 38 vaatte bulundu. 5 yılda yapılacağı vaat edilen projelerin birçoğunun ise yerel seçimlere 10 aydan az bir süre kalmasına rağmen unutulduğu görüldü. İmamoğlu’nun göreve gelmesinin üzerinden 4 yılı aşkın bir süre geçti ancak megakente yatırım yapmaması ile bugün dahi dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Hatta Sayın Ekrem İmamoğlu, İBB Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini iptal ederek “temel atmama” programı bile düzenledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise seçim sürecinde 108 projeden bahsetti. Gölbaşı’na bilişim üssü, Mamak’a teknoloji üniversitesi, barajların üstünü güneş enerjisi santralleri ile kapatma, 5 yılda 58 kilometre metro inşaatı ve daha niceleri... Elbette vatandaşlara vaat edilen bu projelerden yapılanlar olduğu gibi, kiminin söz verilenden daha az yapıldığı, kimine yeni başlandığı, kiminin ise yapımına başlanmadığı görüldü. Ancak kahir ekseriyetle megakentlerde verilen proje vaatlerinin hemen hepsinin havada kaldığı gözlemlendi.

Bu vesileyle, Türkiye’deki tüm belediyeleri ilgilendiren bir gerçeği buradan bir kez daha belirtelim. Bir belediye başkanının belediyecilik anlayışındaki en önemli şey verdiği sözü tutmasıdır. Verilen sözlerin tutulması aynı zamanda şehremini olarak belediye başkanının vatandaş karşısındaki bir nevi karnesidir. Vaatlerin çok, icraatın yok olduğu bir dönemde İstanbul ve Ankara’nın hizmet ve yatırım anlamında kayıpları oynaması, vatandaşlar nezdinde ciddi anlamda soru işaretlerinin de doğmasına yol açmaktadır.

TABLO 1. MANSUR YAVAŞ’IN KAYIP VAATLERİ

Algılarla, Manipülasyonlarla Kaderine Terkedilen Bir İstanbul ve Ankara mı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 11 Haziran 2019 tarihinde İstanbul’da “Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler Toplantısı”nda kentle ilgili vaatlerini açıklamıştı. “İstanbul’un nimetlerini 16 milyon insana adil bir şekilde paylaştıracağım” diyen İmamoğlu’nun vaatleri arasında yeni otogarlar, doğumevleri, kent gıda konseyi, ücretsiz ulaşım, bağımlılıkla mücadele merkezi, bölgesel istihdam ofisleri de yer alıyordu. Ancak gelinen noktada verilen sözlerin çok büyük bir kısmı yerine getirilmedi. Vaat siyaseti ne yazık ki hizmet siyasetine dönüşmedi. Bu süreçte, yerel seçimlere bir yıldan az bir süre kala algı siyasetine dayalı seçim kampanyaları, imaj çalışmaları, siyaset mühendisliği, ne yaparsak tutar anlayışının getirdiği manipülasyon ve hayalci kampanyalar ile İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin yönetiminin sürdürülemeyeceği ortaya çıktı.

İstanbul’un ve Ankara’nın tüm kentlerde olduğu gibi hizmete ihtiyacı var. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin “Konya Modeli Belediyecilik” anlayışını geliştirdiği, Gaziantep, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da yerel yönetimler anlamında başarı hikayesinin oluşturulduğu bu dönemde insanların hizmet ve proje üretecek, ayağına çizmesini geçirip vatandaşların yanında olacak başkanlara ihtiyaçları var. Makamdan, balıkçıdan ya da tatil beldesinden tweet atmakla ne sel önlenebiliyor ne karla mücadele edilebiliyor ne de bozulan metrobüsler tamir edilebiliyor. Kriz ve afetle mücadele, şehrin ihyası ve inşası, hizmet üretmek ancak belediye başkanlarının verdikleri sözleri yerine getirmeleri ile oluyor.

TABLO 2. EKREM İMAMOĞLU’NUN KAYIP VAATLERİ

Hak Edene Hak Ettiğini Vermek

Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş isimleri bir dönem muhalefetin cumhurbaşkanı adayları arasında konuşuldu. 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu icracı cumhurbaşkanı yardımcısı olarak altılı masada onları aday gösterdi. Bunda, 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin kazanılmasının da payı büyüktü. Halk da onlara bu süreç içerisinde geniş bir kredi açmıştı. Ancak belediye başkanlarının, kriz zamanları ortadan kaybolmaları ve vaat ettikleri projeleri yerine getirememeleri, onların proje ve vaatlerinin altında kalmasına yol açtı. Peki, bundan sonra ne olacak? Bu sorunun cevabını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Çatalca yağlık ayçiçeği tohum dağıtım töreni”nde yaptığı bir konuşmada veriyor: “Siyasetçilerin, yöneticilerin sizlere verdiği her sözü takip edin. Sözünü tutmayanı da derhal sandıkta cezasını kesin, evine yollayın”. Elbette ilk yerel seçimde millet hak edene hak ettiği karneyi açık olarak verecektir ancak belediyecilikte maharet, sadece şehir kurmakta değil, o şehrin insanlarının kendini mensup hissedecekleri bir anlayış oluşturmaktadır. Hizmet ve proje belediyeciliğini bir kenara koyarak “sosyal medya belediyeciliği” ve “algı yönetimi” ile çalışan kim olursa olsun eninde sonunda kaybedecektir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası