Kriter > Dosya > Dosya / Deprem |

6 Şubat Depremleri, Kriz Yönetimi - İletişimi ve Biz…


6 Şubat depremleri, hem yerel hem de uluslararası düzeyde kriz yönetimi, iletişimi, dezenformasyonla mücadele, doğru bilgi yayılması, dayanışma ve afetlere hazırlık konularında geleceğe dönük hazırlıklı olmak, önlemler geliştirmek açısından önemli dersler bırakmıştır. Bu felaket, Türkiye’nin deprem riski ile yüzleşmesini ve dayanıklılık stratejilerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu hale getirmiştir. Elbette en önemli husus kriz zamanlarında iletişim sorunlarını aşmak konusunda kendisini belli etmiştir.

6 Şubat Depremleri Kriz Yönetimi - İletişimi ve Biz

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te yaşanan iki büyük deprem, yakın tarihimizin en yıkıcı felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Bu depremler, sadece fiziksel ve ekonomik etkileriyle değil, aynı zamanda kriz yönetimi, iletişim ve dezenformasyonun toplum üzerindeki önemli etkileriyle de hafızalarda yerini aldı...

Türkiye’nin yanı sıra komşu ülke Suriye'yi de etkileyen, Lübnan, İsrail, Irak, Ürdün ve Mısır gibi çevre ülkelerde de hissedilen ve tarih boyunca bölgedeki en yıkıcı doğal afetlerden biri olarak kayıtlara geçen iki büyük depremi şöyle bir hatırlamakta yarar olacaktır:

Birinci deprem: Tarih ve Saat: 6 Şubat 2023, saat 04:17 (yerel saat). Büyüklük: 7.7 Mw (Moment Magnitüdü). Merkez Üssü: Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesi. Derinlik: 8.6 kilometre (sığ deprem). İkinci Deprem: Tarih ve Saat: Aynı gün, saat 13:24 (yerel saat). Büyüklük: 7.6 Mw. Merkez Üssü: Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi. Derinlik: 10 kilometre.

 

Büyük Yıkım

Birbirinden bağımsız olarak meydana gelen ve farklı fay hatlarında büyük enerji boşalmalarına neden olan bu iki depremin etki alanları, Türkiye’de Kahramanmaraş, Hatay başta olmak üzere Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Adana, Osmaniye ve Elazığ gibi 11 ilimizi doğrudan etkilemiştir. Suriye’de ise özellikle Halep, İdlib, Hama ve Lazkiye bölgelerinde ciddi yıkıma neden olmuştur. Yine bu üzücü depremlerde Türkiye’de 50 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. 100 binden fazla kişi yaralanmıştır. Suriye’de ise 8 bin 500’den fazla kişi can vermiş, çok sayıda kişi yaralanmıştır.

Türkiye genelinde 300 binden fazla bina ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Türkiye’nin ekonomik kaybının 100 milyar dolardan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Kara yolları, hastaneler, okullar, enerji hatları ve su şebekeleri büyük hasar görmüştür. Deprem, büyük çapta sosyal ve ekonomik travmalara yol açmıştır. Bölgedeki kültürel ve tarihi eserler de ciddi zarar görmüştür.

AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, depremlerin gerçekleştiği andan itibaren hızlıca harekete geçmiş, ilk andan itibaren ülkede büyük bir dayanışma duygusu kendisini göstermiş, sadece kamu kurumları değil, sivil toplum örgütleri de seferber olmuştur. 90’dan fazla ülke, ekipman ve insan gücüyle yardım çalışmalarına katılmıştır. Binlerce gönüllü, STK’lar ve bireysel bağışçılar yardımlarıyla sürece destek vermiştir.

6 Şubat depremleri, hem yerel hem de uluslararası düzeyde kriz yönetimi, iletişimi, dezenformasyonla mücadele, doğru bilgi yayılması, dayanışma ve afetlere hazırlık konularında geleceğe dönük hazırlıklı olmak, önlemler geliştirmek açısından önemli dersler bırakmıştır. Bu felaket, Türkiye’nin deprem riski ile yüzleşmesini ve dayanıklılık stratejilerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu hale getirmiştir.

Elbette en önemli husus kriz zamanlarında iletişim sorunlarını aşmak konusunda kendisini belli etmiştir.

6 Şubat enkazları
(Evrim Aydın / AA, 7 Şubat 2023)

 

Kriz Yönetiminde Karne

Bilindiği üzere, depremin hemen ardından, kurtarma çalışmalarında zamanlama ve koordinasyon önem kazandı. İlk saatlerde bölgeye arama kurtarma ekipmanları sevkiyatı, personel takviyesi ve acil ilaç, gıda, su, ısınma, barınma yardımları ulaştırılması gerekliliği ortaya çıktı... Tüm bunlar etkili bir planlama, kriz yönetimi ve iletişim süreçlerini gerektirir ki, zaman zaman bu konularda eleştiriler de yoğunlaştı…

İlk günlerde yaşanan sorunlara bakacak olursak, kriz yönetimi ve iletişiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar:

Erken Tepki Eksikliği: Deprem bölgesine zamanında ulaşılamaması, hayatta kalanları kurtarma olasılığını azaltır. Yolların depremin etkisiyle çökmesine rağmen, hızlı bir şekilde onarımı ve ulaşım hatlarındaki planlamalarla bu sorun önemli ölçüde aşılmıştır.

Lojistik Sorunlar: Araç ve gereç eksikliği, yardımların etkin bir şekilde ulaştırılmasını zorlaştırır. Ancak, ülke sathında adeta bir gönül seferberliği içinde her türlü eksiklik batıdan doğuya, kuzeyden güneye muazzam bir şekilde gerçekleştirilmiş ve sorunlar aşılmıştır.

Yerel ve Ulusal Ekiplerin Uyumsuzluğu: Koordinasyon eksikliği, yardım çalışmalarını yavaşlatır ve etkisini azaltır. Daha önce yaşadığımız 1999 Marmara ve Düzce depremlerinin etkisiyle Türkiye bu konuda da mühim mesafeler kat ettiği için, 6 Şubat depremlerinde daha etkin ve verimli bir koordinasyon yapısı oluşturmuştur.

Kuşkusuz ki, birtakım aksaklıklar her şeye rağmen yaşanmıştır. Bu aksaklıklar, afet yönetiminde önceden planlama ve tatbikatların önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Felaket anlarında doğru bilgiye erişim hayati önem taşır. Ancak, 6 Şubat depremleri sonrasında yayılan içerden ve dışardan kaynaklı, farklı ekonomik ve siyasal hesapların üzerine kurgulanan dezenformasyon içeren bilgi ve haberler panik ve kaosa, çalışmaların aksamasına neden olmuştur. Bunların önüne geçebilmek için pek çok tedbir alınmıştır. Bunların en başında Dezenformasyonla Mücadele Merkezi çalışmaları, Anadolu Ajansı ve TRT yayınları gelmektedir.

Hatırlanacağı üzere bazı yaygın dezenformasyon örnekleri şunlardı:

Yanlış Yardım Bilgileri: Sosyal medyada paylaşılan ve gerçekle ilgisi olmayan, suiistimal içeren yardım noktaları ya da banka hesap bilgileri, yardımların dağılımını olumsuz etkiledi.

Asılsız Dedikodular, Dezenformasyon İçeren Haberler: Örneğin, deprem bölgesinde aslında olmayan bir barajın patladığına, yeni bir deprem olacağına dair spekülasyonlar halkta endişe doğurdu.

Manipülatif Haberler: Kurtarma ekiplerinin yetersizliği ya da yardımların belirli gruplara özel olarak yapıldığı gibi tamamıyla gerçeklerden uzak, yalan haberler, toplumda güvensizlik oluşturdu.

Bu gerçek dışı, yalan, dezenformasyon içeren bilgi ve haberlerin yayılması, sıradan vatandaşlardan yetkililere kadar herkesi etkiledi ve kriz yönetimini zorlaştırdı.

Bunlar da bize gösteriyor ki, afetlerde, deprem dönemlerinde etkili bir kriz iletişimi şarttır. Bir afetin hemen sonrasında doğru bilgi akışı, halkın krizle başa çıkmasında kilit rol oynar. Keza, 6 Şubat depremleri sırasında etkili iletişim stratejilerinin eksik olduğu gözlemlendi. Bu eksiklikler şu başlıklarda özetlenebilir:

Doğru Bilginin Geç Ulaşması: Halk, deprem bölgelerindeki durum ve yardımların organizasyonu hakkında yeterli bilgiye zamanında ulaşamamıştır.

Sosyal Medyanın Etkisi: Sosyal medya, hızlı bilgi yayma potansiyeline sahip olsa da bu platformlarda denetimsizlik nedeniyle yanlış bilgiler de kolayca yayılmıştır.

Kurumlar Arası Uyum Eksikliği: Çeşitli kamu ve özel kurumlar arasındaki iletişim eksiklikleri, yardım çalışmalarını karmaşık hale getirmiştir.

Bunun içindir ki, etkili iletişim için şu adımlar kritik önem taşımaktadır:

Tek Bir Merkezden Bilgi Akışı: Kamu kurumlarının doğru bilgiyi zamanında paylaşması gerekir. Bu bağlamda, kriz dönemlerinde tek bir bilgi merkezinin oluşturulması ve tüm açıklamaların buradan yapılması büyük önem taşır.

Yanlış Bilgilere Karşı Hızlı Teyit Mekanizmaları: Dezenformasyonun yayılmasını engellemek için doğrulama platformları etkin kullanılmalıdır. Sosyal medya platformları ve haber ajansları bu konuda iş birliği yaparak yanlış bilgilerin hızla düzeltilmesini sağlamalıdır.

Şeffaflık ve Güvenilirlik: Resmi kurumların, halkın güvenini kazanacak şekilde şeffaf ve düzenli bilgilendirme yapması gerekir. Örneğin, arama kurtarma çalışmaları, yardım dağıtımı ve afetin boyutları konusunda gerçekçi açıklamalar yapılmalıdır.

Psikolojik Etkilerin Yönetimi: İletişimde, halkın duygusal durumunun göz önünde bulundurulması ve paniği azaltmaya yönelik mesajların verilmesi kritik önemdedir. Ayrıca, psikolojik destek hatlarının aktif tanıtımı yapılmalıdır.

Yerel Düzeyde İletişim Kanalları: Yerel yönetimler ve bölgesel medya kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak, bölgeye özel bilgiler ve talimatlar hızla iletilebilir.

Özellikle sosyal medyanın gücü, kriz iletişiminde doğru şekilde kullanılmalıdır. Hızlı bilgi paylaşımı sağlayan bu platformlar, kriz anlarında güvenilir içeriklerin yayılmasını kolaylaştırabilir. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için sosyal medya kullanıcılarının bilgi kirliliğine karşı bilinçlendirilmesi ve sosyal medya algoritmalarının yanlış bilgiye öncelik vermemesine yönelik düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

Büyük felaketler, panik ve korkuyu beraberinde getirir. Ancak panik kadar, toplumun bir araya gelerek yardımlaşma kapasitesi de önemlidir. Gönüllülerin organize yardımları, STK’ların çabaları ve uluslararası yardımlar, bu zor dönemde umudu canlı tutmuştur.

Bununla birlikte, panik ortamını yatıştırmak için şu unsurlar öne çıkmaktadır:

Psikososyal Destek: Depremden etkilenen bireylere psikolojik yardım sunmak, uzun vadeli travmaları önlemek için önemlidir.

Toplumsal Bilgilendirme: Halkın endişelerini azaltacak doğru ve şeffaf bilgiler sunulmalıdır.

Dayanışma Kampanyaları: Toplumun bir araya gelerek yardımlaşmasını teşvik eden kampanyalar düzenlenmelidir.

Kısacası, 6 Şubat 2023 depremleri, bize kriz yönetimi, iletişim ve dezenformasyonla mücadelede eksikliklerimizi, yanlışlarımızı ve yapmamız gerekenleri gösteren bir acı örnek olay incelemesi imkanı sunmuştur. Bu felaket, kriz anlarında doğru bilginin ne kadar hayati olduğunu ve toplumun dayanışma ruhunun ne kadar güçlü olabileceğini göstermiştir. Gelecekte benzer durumlarla karşılaşmamak ya da etkilerini azaltmak için, önceden planlama, etkili iletişim ve dezenformasyonla mücadele stratejileri elzemdir. Bu sadece bireylerin değil, toplumun bir bütün olarak krize dirençliliğini artıracak bir gerekliliktir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası