Kriter > Dosya > Dosya / Deprem |

6 Şubat Depremleri ve Deprem Ekonomisi


Depremin meydana getirdiği toplam hasar Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından Mart 2023’te yapılan çalışmaya göre yaklaşık 2 trilyon TL olarak tahmin edilmektedir. Hasar tespit çalışmalarına göre acil yıkılacak, yıkık, ağır veya orta hasarlı tespit edilen 890 bin 861 bağımsız birimin 713 bin 704 adeti konuttur. 5,9 milyon adet bağımsız birimin yaklaşık 891 bin adetinin yıkılacak olması neredeyse toplam bağımsız birim stokunun 6/1’ine denk gelmektedir.

6 Şubat Depremleri ve Deprem Ekonomisi

Genel olarak afet yönetimi süreci, kendi içerisinde birtakım aşamalara ayrılmakta ve her bir aşamada sürece müdahale biçimi ve uygulanacak olan politikalar farklılık arz etmektedir. Afet meydana gelir gelmez arama kurtarma, ilk yardım ve acil müdahale aşamasında öncelik yıkıntıların altında kalan vatandaşların kurtarılması ve can kayıplarının en aza indirilmesidir. Ardından barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla çadır, konteyner gibi geçici barınma yerlerinin temin edilmesi ve eş zamanlı olarak, beslenme ve gıda gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik çalışmalardır. Kriz yönetimi olarak adlandırılan bu evreden sonra iyileştirme tedbirleri sürecine geçilmekte, bu aşamada ise hasar tespiti, yıkıntı atıklarının kaldırılması ve hak sahipliğinin belirlenmesi, altyapı tesislerinin temel kentsel hizmetleri karşılayacak bir düzeye getirilmesine geçilmektedir. Kalıcı konutların inşası ve teslim edilmesi ile birlikte yeniden inşa süreci başlamaktadır. Deprem bölgesinde şu anda yaşanan süreç, artık yeniden inşa süreci aşamasıdır. Bu çerçevede yıkılan konutlar ve iş yerleri inşa edilmeye başlanmış, 2025 sonunda teslim edilmesi planlanan 452 bin 983 bağımsız yapının (konut ve iş yeri) 201 bin 431 adeti tamamlanmıştır.

Büyük felaketlerin ardından toplumsal yapılar alt üst olurken bu tür yıkımların muhasebesinde, genel olarak ekonomik kayıplar ilk başta değerlendirme dışı bırakılır. Bunda hem yaşanan can kayıplarının insanlar üzerinde bıraktığı telafisi çok zor olan travmatik etkiler hem de hasarın henüz bütün boyutlarıyla tespit edilememiş olmasından kaynaklanan nedenlerin etkisi büyüktür. Gelinen aşamada 2 yılın ardından yıkımın bilançosu büyük oranda görünür hale gelmiştir.

Adıyaman'da yeniden inşa
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde ağır hasar alan Adıyaman'da, kentin yeniden inşa çalışmaları devam etti. (Orhan Pehlül / AA, 21 Ocak 2025)

 

Deprem Öncesi Sosyoekonomik Değerlendirme

Dünyanın 45’inci büyük ülkesinin yüz ölçümüne denk gelen bir alanda meydana gelen depremde 2022 sonu itibarıyla ülke nüfusunun yüzde 16’sı, yaklaşık 14 milyon kişi ikamet etmekteydi. TÜİK verilerine göre deprem sonrasında yaklaşık 2,5 milyon kişi farklı illere göç etmiştir. Aynı bölgede istihdamın Türkiye içindeki payı 3,8 milyon kişi ile yüzde 13,3 olarak kayıtlara geçmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2024’te yayımlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi 2024-2028 (BGUS) verilerine göre depremden etkilenen 11 ilin GSYH (2021) değeri yaklaşık 708 milyar TL olarak tespit edilmiş ve bu değerin Türkiye’nin toplam GSYH değerinin yaklaşık yüzde 9,8’ine denk geldiği açıklanmıştır. Deprem bölgesindeki 11 ilde tarım sektörünün payı yüzde 9,6, sanayi sektörünün payı yüzde 39,9 ve hizmetler sektörünün payı yüzde 50,5 olarak kayıtlara geçmiştir. 2021’de deprem bölgesindeki illerin imalat sanayii hacmi toplamı 33 milyar TL ile ülke imalat sanayii hacmi içindeki payı yüzde 9,5 ve 2022’de toplam 254,2 milyar dolar olan ülke ihracatının 21,9 milyar dolarlık kısmı bölgedeki illerden sağlanmıştır. Bu oranla bölgenin toplam ülke ihracatı içerisindeki payı yüzde 8,6 olarak gerçekleşmiştir. Deprem bölgesinde yaklaşık 2,3 milyon bina ve 5,9 milyon bağımsız birim bulunduğu da aynı belgede belirtilmektedir.

Bütün bu veriler, deprem bölgesindeki illerin Türkiye açısından her anlamda ne denli kritik önemde olduğunu da göstermektedir.

TABLO 1: 6 ŞUBAT DEPREMLERİ ÖNCESİ SOSYOEKONOMİK YAPI

6 Şubat Depremi ve Özellikleri

6 Şubat 2023’te meydana gelen iki yıkıcı depremin ortaya çıkardığı tahribatın büyüklüğü sürecin yönetimini zorlaştıran bir faktör olmuştur. Yaralanan (107 bin 213) ve vefat eden (53 bin 537) kişi sayısının yüksek olması, depremin çok geniş bir alanda hem kentsel hem de kırsal özelliklere sahip yerleşim yerlerinde meydana gelmesi, hasar gören ve yıkılan bina sayısının çok fazla olması, altyapı, üstyapı tesislerinin çökmesi ve kullanılamaz hale gelmesi, 4. seviye acil durum ilan edilecek kadar büyük bir etkiye sahip olması ve Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının yaklaşık yüzde 10’una denk gelen 104 milyar dolar civarında bir ekonomik kayba yol açması, 6 Şubat depremlerinin ayırt edici özelliklerinden bir kaçıdır. Bu özellikler, Türkiye’nin tarihin hiçbir döneminde böyle büyük bir felaketle karşılaşmamış olduğunu göstermektedir.

TABLO 2: 6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN ÖZELLİKLERİ

Sosyoekonomik Hasar

Depremin meydana getirdiği toplam hasar, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından Mart 2023’te yapılan çalışmaya göre yaklaşık 2 trilyon TL olarak tahmin edilmektedir. Hasar tespit çalışmalarına göre acil yıkılacak, yıkık, ağır veya orta hasarlı tespit edilen 890 bin 861 bağımsız birimin 713 bin 704 adeti konuttur. 5,9 milyon adet bağımsız birimin yaklaşık 891 bininin yıkılacak olması, neredeyse toplam bağımsız birim stokunun 6/1’ine denk gelmektedir.

2023’te Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan 6 Şubat depremleri, yalnızca binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve milyonların yaşamını etkilemesine neden olmamış aynı zamanda ekonomiye de derin bir darbe vurmuştur. Pandemi, Ukrayna-Rusya Savaşı, dünyada yaşanan ekonomik daralmanın yanı sıra yaşanan depremler, Türkiye ekonomisini derinden etkilemiştir.

Aşağıdaki tabloda BGUS verilerinden yararlanılarak elde edilen veriler doğrultusunda depremin ekonomik etkileri sektörel bazda gösterilmektedir. Tabloya göre sırasıyla sanayi işletmeleri başta olmak üzere sağlık, eğitim, tarım ve hayvancılık, alt yapı ve ulaştırma ile enerji sektörlerinde büyük ölçekli maddi hasarlar meydana gelmiştir. Bu hasarlara üretim kayıpları, konut ve iş yeri maliyetleri, kent meydanları, millet bahçeleri, park alanları ve tarihi yapıların yenilenmesi gibi maliyetler ile depremden bu yana acil müdahaleden sosyal yardımlara, kira desteklerinden geçici yerleşim alanlarının kurulmasına kadar diğer harcamalar da eklendiğinde hasarın boyutları daha net bir biçimde ortaya çıkmış olacaktır.

TABLO 3: 6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN EKONOMİK BİLANÇOSU

Depremin ekonomik ve finansal yansımaları sektörel bazda farklı oranlarda hissedilmiştir. Sanayi işletmeleri için 155 milyar TL’lik zarar, Türkiye’nin sanayi üretiminde önemli bir paya sahip olan bu bölgelerinde yaşanmıştır. Türkiye'nin sanayi ihracatının 2023 verileriyle 180 milyar 818 milyon TL olarak gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda 150 milyar TL’lik zararın boyutları daha net bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Sağlık sektöründeki 80,9 milyar TL’lik hasar, sağlık altyapısının deprem bölgesindeki kırılganlığını göstermektedir. Bu hasar 2023’ün toplam sağlık harcamasının yüzde 6,5’ine tekabül etmektedir. Eğitim (MEB ve üniversiteler) için toplamda 49,5 milyar TL’lik hasar, genç nüfusun eğitime erişimini doğrudan etkilemiştir ve bu miktar Türkiye’nin 2023 eğitim bütçesinin yaklaşık yüzde 4,3’üne denk gelmektedir. 24,2 milyar TL’lik hasar, tarım ve hayvancılığın Türkiye’nin bu bölgesindeki önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu miktar, 2022’de Ukrayna’da savaş nedeniyle tarım sektöründe yaşanan kayıplarla neredeyse eşittir. Altyapı ve ulaşım sektörü, depremde en çok zarar gören alanlardan biri olmuştur. Demiryollarında 17,4 milyar TL’lik hasar, Türkiye’nin demiryolu modernizasyon projelerini önemli ölçüde etkilemiştir. Otoyollar, karayolları ve tünellerde meydana gelen 12,2 milyar TL’lik hasar, bölgedeki ticaret ve lojistik faaliyetleri durma noktasına getirmiştir. Bu rakam, Amerika’da 2021’de yaşanan kasırgalardan kaynaklanan otoyol zararlarının neredeyse iki katı dolayındadır.

Deprem, Türkiye ekonomisinin kırılgan noktalarını ortaya çıkarmış ve özellikle afet hazırlıkları, altyapı dayanıklılığı ve sürdürülebilir şehir planlamasının önemini bir kez daha göstermiştir. Büyük bir yıkıma yol açan 6 Şubat depremleri ile birlikte Türkiye ekonomisi ve bölge ekonomisinde ortaya çıkan hasarın ekonomik ve sosyal maliyetlerinin giderilmesi ve bölgenin bütün sektörleri ile birlikte yeniden üretken hale gelmesi elbette zaman alacaktır. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşların konut, iş yeri, sağlık, eğitim, ulaştırma ve altyapı gibi hayati sektörlerde 2025’in sonuna kadar öngördüğü takvime uygun olarak hedeflenen çalışmaları tamamlaması durumunda toparlanma sürecinin ivme kazanacağını ve devam eden yılda ekonomik göstergeleri pozitif yönde etkileyeceğini ifade etmek gerekir. Bu ölçekteki bir ekonomik yıkımın üstesinden gelmek için ulusal ve uluslararası düzeyde uzun vadeli bir yatırım stratejisi kaçınılmazdır. Depremin maliyetine dair yapılan bu değerlendirme, gelecekte benzer felaketlerin önlenmesine yönelik stratejik dersler de sunmaktadır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası