Kriter > Dosya > Dosya / Türk Devletleri Teşkilatı |

Türk Devletleri Teşkilatı İçin Bir (Ulus) Markalama Aracı Olarak Türkoverse


Türk dünyasına ait ortak eğitim, kültür, sanat ve turizm değerlerinin tüm dünya ile Türkoverse zemininde paylaşılması, Türkistan coğrafyasına ait kültürel değerlerin Türkoverse’e entegre edilerek dünyaya tanıtılması hem Türk Devletleri Teşkilatı hem de Türk dünyası adına marka değerini yani imajını güçlendirir.

Türk Devletleri Teşkilatı İçin Bir Ulus Markalama Aracı Olarak Türkoverse

İnsanlık tarihi, tarihin seyri içerisinde yaşanan önemli hadiselerin neden olduğu kırılmalar üzerinden şekilleniyor. Hassaten geçtiğimiz yüzyıllık süreç ele alındığında, uluslararası sistemde yaşanan değişim ve dönüşümlerin, tarihin seyrini ve devletler arasındaki ilişkilerin çehresini belirlediğini söylemek yanlış olmaz. Nitekim bu süre zarfı içerisinde yaşanan iki büyük dünya savaşı, Soğuk Savaş döneminde uluslararası sistemin iki kutuplu yapıya evrilmesi, sonrasında Sovyetler Birliği'nin 1990'ların başında çözülmesiyle uluslararası sistemin çehresinin yeniden değişmesi, yaşanan bölgesel çatışmalar, 11 Eylül saldırıları, Arap Baharı ve en nihayetinde Aralık 2019 sonunda dünya gündemine yerleşen ve etkileri hafiflemiş olsa da devam eden Covid-19 salgını bu kırılmalara örnek olarak gösterilebilir.

Nasıl önceki kırılma noktaları, uluslararası sistemde değişimin ve dönüşümün habercisi olduysa, Covid-19 salgını da önemli bir dönüşüme yol açtı. Zira devletler Covid-19 salgını başında ve sürecinde, ulusal çıkar ve uluslararası iş birliği dengesinde önemli sınavlara tabi tutuldular. Öyle ki, Avrupa'da ilk etapta İtalya'da başlayan karantina uygulamaları ve ülkede virüsün süratli artışı sonrasında Avrupa Birliği üyelerinden İtalya'ya yardımların arzu edilenden daha geç ulaşması, “Fransa'nın İtalya ve İspanya'ya gönderilen milyonlarca maskeye el koyduğu” iddialarının uluslararası basında yer alması gibi örneklere bakıldığında, özellikle Batılı devletlerin Covid-19 sınavının ilk günlerinde tamamen ulusal çıkar temelinde hareket ettikleri söylenebilir.

Uluslararası sistemin bölgesel (İkinci Karabağ Savaşı) ve küresel krizlerin (Covid-19 pandemisi) etkisiyle çehresinin yeniden değişmeye başladığı süreçte, uluslararası örgütlerin sadece üye devletler için değil insanlığın ortak faydası için birtakım adımlar atması büyük önem taşıyor. Nitekim Covid-19 pandemisi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) Avrupa Birliği’ne (AB) birçok bölgesel ve uluslararası örgüt ciddi bir sınavdan geçti. Yukarıdaki satırlarda vurgulandığı gibi AB, Covid-19 pandemisi gibi küresel bir krizi kendi coğrafyasında göğüslemede başarı gösteremedi.

İşte böyle bir süreç içinde, yani hem bölgesel hem de küresel çapta cereyan eden hadiseleri göğüsleyebilecek bir vizyonun ortaya koyulmasında Türk Keneşi marifetiyle üye devletler, önemli adımlar attılar. Bugün artık Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) olan Konsey, sadece üye devletlerin güvenlik ve savunma politikalarını değil aynı zamanda sağlıktan eğitime, teknolojiden sanayileşmeye birçok alanda eş güdüm ortaya koymayı hedefleyen bir yapı arz ediyor. Bu bağlamda TDT’ye üye devletlerinin bir araya gelerek deklare ettikleri “Türk Dünyası 2040 Vizyonu”, sadece TDT’nin değil aynı zamanda tüm Türk dünyasının da gelecek vizyonunu oluşturuyor.

Covid-19 pandemisinin de etkisiyle bazı uluslararası örgütlere olan ilgi ve desteğin azalma eğilimine girildiği bir dönemden geçiliyor. Bunun temelinde bahse konu uluslararası örgütlerin (AB, BM gibi) pandemi sürecindeki başarısızlıkları olduğu düşünülebilir. Bu başarısızlıkların nedenleri ayrı birer tartışma konusudur, ancak şunu unutmamak gerekir ki; AB örneğinden hareketle, geçtiğimiz yıllar içerisinde uluslararası örgütlere yönelik ilgi ve desteğin, Covid-19 pandemisinin öncesinde de azalmaya başladığı bir gerçek. Nitekim Brexit meselesi, BM’ye yönelik bazı fonların devletler tarafından geri çekilmesi gibi örnekler dikkate alındığında, ilgi ve desteğin azaldığı anlaşılıyor. Genel olarak bazı uluslararası örgütlere dair azalan desteğin nedenleri; kuruluşların rollerinin, faaliyetlerinin ve üyelere sundukları katkıların yeterince anlaşılamaması olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda da bahse konu uluslararası örgütler; şayet varsa ön yargıları ortadan kaldırmak, dezenformasyonu önlemek ve en önemlisi olumlu bir imaj inşa etmek için (ulus) markalama stratejilerine başvurma yöneliminde olmuşlardır.

 

Ulus Markalama Nedir?

En genel anlamda ulus markalama; bir ülkeye ait imajın inşası yoluyla, dünyada olumlu tanınırlığının artması, bir başka deyişle o ülkeye ait olumlu imajın, yabancı kamuoyuna ihracı olarak ifade edilebilir. TDT temelinde düşünüldüğünde, ulus markalama yönetimi sadece belli ülkeler için değil, teşkilat temelinde tüm üye devletlerin olumlu imajlarının inşası ve yabancı kamuoylarına ihracı bağlamında marka oluşumuna katkı sağlayabilir.

Zira devletler, günümüz uluslararası sistemi içerisinde izlemiş oldukları dış politikalarını meşrulaştırmak ve sistem içerisinde etkilerini güçlendirmek adına, kendilerine ait olumlu bir imaj inşa ederek, bu imajın yabancı kamuoylarına ihracını başarıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Öyle ki bir devlete ait güçlü ve pozitif bir ulus markası, uluslararası sistemde önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Bu rekabet avantajı; yabancı yatırımcı ve turistlerin ilgisini çekmekten, ihracatı artırmak ve genel ticaret hacmini genişletmeye kadar ekonomik kazanç sağlayabileceği gibi, yükseköğrenim gören öğrencilerin, nitelikli elemanların ve yetenekli insanların ülkeye gelmesini sağlamak gibi sadece ekonomik değil sosyal boyutu olan alanlarda da görülebiliyor. Yukarıdaki satırlarda da anlatıldığı gibi ulus markalama aynı zamanda dezenformasyondan ön yargıların yıkılmasına, ülkelerin kendi hikayelerini yabancı kamuoylarına doğru ve net bir şekilde anlatabilmelerine imkan tanıyor. Peki TDT için ulus markalama nasıl işletilebilir?

yeni dünya teknolojileri

Bir Gelecek Vizyonu Olarak Türkoverse

“Türk Dünyasında Dijital Bütünleşme: “Türkoverse” (Kriter Mart 2022 / Yıl 6, Sayı 66) başlıklı bir önceki yazımızda, detaylıca metaverse evrenlerinden ve TDT bünyesinde kurulacak Türkoverse’den bahsetmiştik. Bu yazımızda da Türkoverse’in TDT için bir ulus markalama aracı olarak potansiyel kullanımından ve “Biz birlikte daha güçlüyüz!” mottosunu temel alan TDT için ulus markalama stratejisi olarak; eğitim, kültür-sanat ve turizm başlıkları zeminindeki potansiyel katkılarından bahsedeceğiz.

 

Eğitim

Türkoverse içerisinde TDT ülkelerine ait yükseköğrenim kurumlarının kampüsler açmasıyla, yükseköğrenimde hızlı bir şekilde eş güdüm sağlanabilir. TDT’nin yükseköğrenimde öğrenci değişim programı olan “Orhun Değişim Programı”nın öncülü olduğu Türk dünyası yükseköğrenim hareketliliği projesi, bu sayede daha güçlü bir biçimde yürürlüğe girer. Böylelikle Türkoverse içerisinde kampüslerini dijital olarak inşa eden her üniversite; halihazırda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Macaristan, Türkiye ve Özbekistan’dan toplam 33 üniversitenin üye olduğu Türk Üniversiteleri Birliği’ne (TÜRKÜNİB) ve dolayısıyla Orhun Değişim Programı’na da doğal üye olur.

2022 itibariyle sadece Türkiye’de 208 yükseköğrenim kurumu olduğu dikkate alınırsa TDT üye devletlerinin tüm yükseköğrenim kurumlarının dijital kampüslerle var olacağı, eğitim-öğretim faaliyetlerini metaverse teknolojisi sayesinde Türkoverse içerisinde gerçekleştirmeleri, Türk dünyasının yükseköğrenim alanında bütünleşmesini mümkün hale getirebilir. TDT üyelerinin yükseköğrenimlerinde yaşanacak bütünleşme, Türk dünyası gençlerinin bütünleşmesini aralayacak kapıdır. Türkoverse içerisinde TDT üyelerinin yükseköğretim kurumlarının ve dolayısıyla teknolojik yenilikçi ekosistem/kuluçka merkezlerinin dijital olarak inşasının sağlanması, TDT bölgesini, metaverse evrenleri içerisinde ilim ve ar-ge açısından bir çekim merkezine dönüştürür. Hoca Ahmet Yesevi’nin manevi mirasının dijital evrene tezahüründe Türkistan coğrafyasında yeni Ali Kuşçular, Yusuf Has Hacibler, Farabiler ve nice ilim insanları, Türkoverse’in sağlayacağı akademik iklim içerisinde yeşerebilirler.

 

Kültür, Sanat ve Turizm

Çalışmanın önceki bölümlerinde değinildiği gibi günümüzde dünya genelinde birçok devlet, metropollerinin dijital olarak metaverse evrenlerine entegresi için önemli çalışmalar yürütüyor. Bu bağlamda öne çıkan ülkelerden biri olan Güney Kore “Seul Vision 2030” hedefinin de tezahürü olarak başkentinin metaverse platformunda yer alması için 3,8 milyar avro bütçe ayırdığını ilan etti. Seul, fiziksel yapısının dijital bir tezahürü olarak metaverse evrenine yüklenecek; bahse konu bu evren içinde insanlar Seul’u ziyaret edebilecek, meşhur Gangnam bölgesinden Kore ulusal müzesine kadar birçok merkezi ziyaret edebilecekler. Nitekim metaverse platformuna entegre edilen Güney Kore’nin Podo Müzesi’ni 1 ay içerisinde 80 bin kişi ziyaret etti. Ayrıca metaverse üzerinden Güney Kore hükümeti, kültürel diplomasisinin lokomotifi olan Kore Dalgası’nı ivmelendirecek Güney Kore popüler kültürünün tüketilebileceği sanal ortamlar inşa etmek için 17 yerel bilişim teknolojisi şirketiyle iş birliği anlaşması yaptı.

Dünya genelindeki bu gelişmeler dikkate alındığında, Türkoverse içerisine TDT üyesi devletlerin başkentleri ve önemli metropollerinin entegre edilmesi; Türkoverse sanal evrenini diğer metaverse evrenleri içinde bir turizm çekim merkezi haline getirebilir. İstanbul’dan Türkistan’a birçok önemli şehrin Türkoverse’e entegre edilmesi, TDT içerisinde kültürel etkileşimin daha da güçlenmesine vesile olur. Fiziksel uzaklıktan dolayı Türkistan coğrafyasının önemli başkent ve şehirlerini ziyaret herkes için mümkün olamıyor. Ancak ilerleyen yıllarda metaverse’ün günlük yaşantının bir parçası haline geldiği süreçte, Türkoverse içerisinde bu minvaldeki etkileşim, günlük bir pratik haline dönüşebilir. Zira 2026 itibariyle insanların günde en az bir saatlerini metaverse içerisinde geçirecekleri, ayrıca 2026’ya kadar dünyadaki kuruluşların yüzde 30’unun da metaverse için ürün ve hizmetlere sahip olacağı öngörülüyor. Yani yakın bir gelecekte metaverse evreni, gündelik yaşamın bir parçası haline gelecek.

Bu çerçevede Türkoverse’e entegre olacak TDT üyesi devletlerin şehirleri sayesinde, Türkistan coğrafyası yeniden turizm açısından bir cazibe merkezi haline dönüşebilir; tarihi İpek Yolu güzergahı geçmişte olduğu gibi bugün de Türkoverse marifetiyle önemli dijital güzergahlardan biri haline gelebilir. Türkoverse, TDT’nin turizm hedeflerine ulaşılması çerçevesinde metaverse turistlerinin Türk dünyasını tanımasını imkanlı kılabileceği gibi turizm vesilesiyle ciddi oranda ekonomik girdinin sağlanmasına da imkan tanıyabilir.

Türkoverse’in sağlayacağı bir diğer imkan da Türk dünyasının ortak kültürel mirasının korunması ve dijitale aktarımının sağlanmasıyla ölümsüzleştirilmesinin teminat altına alınması olur. Elbette Türkoverse içerisinde somut ve soyut kültürel mirasın yer alması sadece turistler için değil aynı zamanda Türk dünyası gençlerinin kendi ortak kültür, tarih ve değerlerini daha kolay tanımalarını sağlar. Ankara’da bir genç evinden çıkmadan Türkoverse sayesinde Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi’nin manevi huzurunda bulunacak, Semerkand’da Registan’a varıp Uluğ Bey medresesinde soluklanacak, İmam Buhari Türbesi’ni ziyaret edebilecektir.

Türkoverse’i ziyaret edecek metaverse turistlerinin ziyaretlerinin düzenlenmesi de yine TDT çeperinde gerçekleştirilecek, üyelerin bir araya gelerek dijital mevzuatların tamamlanmasıyla TDT coğrafyasında dijital turizm güçlü bir şekilde hayata geçebilecektir. Nihayetinde Türkoverse sayesinde Türk toplumları arasındaki ortak noktaları daha fazla keşfetmek ve beraberlik duygusunu zenginleştirmek mümkün olacağı gibi Türkistan coğrafyasının turizm açısından bir çekim merkezi haline getirilmesi mümkün olacaktır.

 

Sonuç

TDT bünyesinde inşa edilecek Türkoverse, birçok anlamda Türk dünyasının geleceğine katkı sağlama potansiyeline sahiptir. Yukarıdaki satırlarda değinildiği üzere Türkoverse marifetiyle Türk dünyasına ait ortak eğitim, kültür, sanat ve turizm değerlerinin tüm dünya ile Türkoverse zemininde paylaşılması hem TDT hem de Türk dünyası adına marka değerini yani imajını güçlendirir. Türkistan coğrafyasının sahip olduğu soyut ve somut kültürel mirasın tanıtılması, benzer şekilde Göçebe Olimpiyatları gibi spor ve kültürün buluştuğu oyunların ve Türkistan coğrafyasına ait kültürel değerlerin Türkoverse’e entegre edilerek dünyaya tanıtılması, TDT’nin marka değerine güç katar. “Biz birlikte daha güçlüyüz!” mottosunu temel alan TDT’nin ortak soy, ortak dil, ortak din, ortak tarih ve ortak kültür vurgularının önceleneceği yeni marka stratejilerini Türkoverse içerisinde temellendirilmesi, bahse konu gelecek stratejilerin başarılı bir şekilde yürütülmesine de imkan sağlar.

Zira 2026’ya kadar dünya genelinde insanların günde en az 1 saatlerini metaverse evrenlerinde geçirecekleri öngörülüyor. Bu bağlamda da ilerleyen yıllarda, metaverse evrenlerinde dijital avatarlar marifetiyle faaliyetlerde bulunmak, günlük rutinlerimizden biri haline gelecek. Tüm bunlardan hareketle ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu zemininde TDT için bir (ulus) markalama aracının tesis edilmesi büyük bir önem arz ediyor. İşte böyle bir gelecekte de TDT ve Türk dünyasının metaverse’deki tezahürü olarak Türkoverse’in varlığı büyük önem kazanacak.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası