Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 31 Mart 2024 yerel seçim beyannamesini 30 Ocak’ta açıkladı. “Türkiye Yüzyılı Şehirleri için Gerçek Belediyecilik” sloganıyla duyurulan ve bir tür manifesto niteliğindeki metin, oldukça kapsamlı ve detaylı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart yerel seçimlerini “Türkiye Yüzyılı’nın ilk seçimleri” olarak tarif etmesi, beyannamenin siyasal anlamını da ifade ediyordu. Zira 31 Mart yerel seçimlerinin bu anlamı, beyannameyi AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı’ndaki yerel yönetim vizyonu olarak değerlendirilmesini de beraberinde getiriyor.
Beyannamenin içeriği sekiz ana başlıktan oluşuyor. Ancak tüm bölümler, kendi içerisinde benzer bir matematiğe sahip. Buna göre her başlık altında, AK Parti’nin ilgili meseleye bakış açısı, siyasal perspektifi ve gelecek vizyonu özetleniyor. Ardından ise AK Parti’nin ilgili alanda yaptıkları ve gelecek dönemde yapacağı proje ve vaatler sıralanıyor.
“Belediyecilikte AK Parti Modeli”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplum nezdindeki popülaritesi ve siyasal anlamdaki toplumsal algısı, 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle başlamıştı. Erdoğan, bu dönemde hızlı bir atılım, etkin, yoğun ve aktif performans ile İstanbul’un çözülmesi kısa vadede mümkün görülmeyen kronik sorunlarına odaklanmış ve önemli bir çoğunluğunu da çözmüştü. Üstelik çözüm getirdiği meselelerin yanında belediyecilikte oldukça yenilikçi bir yaklaşım da üretmiş, sosyal belediyecilik başta olmak üzere o güne kadar yerel yönetim çatısı altında değerlendirilmeyen yeni hizmet alanlarını kendi belediyecilik anlayışıyla birleştirmişti.
AK Parti’nin yerel yönetim vizyonunun temelleri de esas itibariyle Erdoğan’ın 30 yıl önceki belediyecilik anlayışına dayanıyor. Erdoğan liderliğindeki AK Parti, “insan öncelikli ve hizmet odaklı” bir anlayış, “hizmet ve eser siyaseti” odaklı bir yaklaşım ve “insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla “AK Parti Belediyeciliği” olarak adlandırdığı özgün bir yerel yönetim modeli ortaya koyuyor. Dolayısıyla AK Parti’nin beyannamede açıkladığı yerel yönetim ve şehircilik vizyonunun temel dayanağı da bu model.
Yine AK Parti, açıkladığı beyannamede söz konusu model ve vizyonu; demokrasiyi ve kalkınmayı yerelden başlatan, gerçekleştirdiği reformlar vasıtasıyla belediyelerin kapasitelerini geliştiren ve güçlendiren, insan öncelikli ve hizmet odaklı anlayışı tahkim eden bir anlayış ve ilkeler etrafında tarif ediyor. Buna ek olarak hizmet ve eser siyasetinde yüksek standartları yakalayan, altyapı-üstyapı proje ve yatırımlarıyla bireylerin yaşam kalitesini ve memnuniyetini yükselten, şehir mimarisinde estetik ve kimlik kaygısı taşıyan, katılımcı, kapsayıcı, şeffaf ve hesap verebilir, sosyal belediyecilikte sürekli yenilik arayışında olan, yenilikçi ve öncü olarak tanımlıyor.
“Gerçek Belediyecilik”
AK Parti’nin “Gerçek Belediyecilik” vurgusu ise vizyonunu pekiştiren ve bu vizyonu “Türkiye Yüzyılı” iddiasıyla geleceğe taşımayı amaçlayan bir söylem. Bu bağlamda gerçek belediyecilik kavramı, beyannamede “hayatı kolaylaştıran”, “güven veren”, “öngörülü”, “değer üreten”, “şehirleri güvenli ve dirençli hale getirmeyi amaçlayan” ve “vatandaşının her koşulda ve daima yanında olan” bir yaklaşım olarak tanımlanıyor. AK Parti ayrıca 13 temel “ilke” etrafında gerçek belediyeciliği tanımlamakta. Bu ilkeler ise “üretken”, “adil”, “erişilebilir”, “vizyoner”, “şefkatli”, “sürdürülebilir”, “yenilikçi”, “kalkınmacı”, “çağdaş”, “güçlü”, “kapsayıcı”, “dinamik” ve “vatansever” olarak sıralanıyor. Dolayısıyla “gerçek belediyecilik” kavramı, AK Parti’nin ortaya koyduğu yerel yönetim modelini temel alan, yukarıdaki ilkeler etrafında şekillenen ve tüm bunları Türkiye Yüzyılı şehirlerine taşımayı amaç edinmiş bir yaklaşım olarak tarif edilebilir.
Ancak burada “Gerçek Belediyecilik” kavramı, yalnızca bir yaklaşım veya yeni bir yerel yönetim anlayışı ile sınırlı değil. Zira AK Parti, “gerçek” vurgusuyla başta İstanbul olmak üzere 2019’dan beri CHP idaresi altında bulundan büyükşehir belediye yönetimlerine karşı bir iddia ortaya koyuyor. Daha açık bir ifadeyle AK Parti, “gerçek belediyecilik” söylemi ile iki noktaya dikkat çekiyor. Bunlardan ilki diğer belediyelerce takip, taklit ve tekrar edilmiş ve Türkiye’de bir model haline gelmiş AK Parti Belediyeciliği, gerçek belediyecilik olarak tanımlanırken, diğer partilerin yaklaşım ve anlayışlarını bu çemberin dışında bırakıyor. İkinci olarak da CHP’li büyükşehirlerde özellikle algı oluşturma amacıyla, mazeretler öne sürerek üretilen söylemlere cevap veriliyor.
Beyannamenin Kapsamı ve AK Parti’nin Yerel Yönetim Perspektifi
Beyannamede, vizyon dışında yedi başlık bulunuyor. Söz konusu başlıklar, beyannamenin çerçevesini gösterdiği kadar AK Parti’nin yerel yönetim ve belediyecilik anlayışının hangi alanları kapsadığını göstermesi açısından da önemli. Bu bağlamda söz konusu yedi başlığın ilki, “katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik”. Bu başlıkla AK Parti, söz konusu ilkeleri yerel yönetim hizmetlerinin meşruiyetinin ve demokratik seviyesinin pekişmesi açısından oldukça kıymetli olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca gelecekte dijital katılım mekanizmalarının yaygınlaştırılacağını ve doğrudan katılım mekanizmaları ile şeffaflık ve hesap verebilirliğin artırılacağını söylüyor. Bu da yine AK Parti’nin demokraside mevcut trendleri iyi okuduğunu ve gelecek perspektifini göstermesi açısından oldukça önemli.
Bir diğer başlık ise “Dirençli Şehirler”. Özellikle 6 Şubat depremleri sonrası afetlere hazır, dayanaklı ve dirençli olma gerekliliği başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin bir numaralı önceliği haline geldi. AK Parti de beyannamede belirttiği gibi özellikle “Yerinde Yeni Yaşam” ve “Kentsel Risk Kalkanı” modelleri üzerinden bu öncelik ve hatta gerekliliğin farkında olduğunu, yerel ve genel koordinasyonuyla bu meseleyi bir numaralı gündem maddesi yapacağını oldukça detaylı bir yol haritası ile ortaya koyuyor. Ayrıca “direnç” kapsamında göç ve güvenlik konularını da ele aldığını, şehirlerin, afetlerin yanında sosyal krizlere yönelik direnicini de artıracağını belirtiyor.
“Türkiye Yüzyılında Şehir ve Çevre” başlığı ise oldukça kapsamlı bir “Türkiye Yüzyılı Şehirleri” profili resmediyor ve AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı’ndaki şehir perspektifini anlatıyor. Bu kapsamda şehirlerin profili; kimlikli, kendine yetebilen, gelişim odaklı ve değer üreten, yürünebilir, mimarisiyle özgün ve estetik, yatay, akıllı ve dijital, çevreye duyarlı, iklim ve sıfır atık uyumlu, enerjisini doğadan alan özellikleri üzerinden tanımlanıyor.
Beyannamenin en fazla dikkat çeken başlıklarından biri de “Toplumsal Refah Öncelikli Şehir Ekonomileri”. Bu başlıkta AK Parti, dijitalleşmeden yeşil ekonomiye, yerel, kırsal ve yeşil kalkınma odaklı bir yaklaşım sunuyor. Ayrıca AK Parti’nin yıllardır mottosu haline gelmiş “Kalkınma yerelden başlar” anlayışının gelecekte de sürdürüleceğini ve yeni gelişme ve ihtiyaçların bu anlayışla adapte edileceği anlatılıyor.
AK Parti’nin en güçlü olduğu yerel hizmet alanlarından biri olan sosyal belediyecilik alanı ise “duyarlı ve kapsayıcı” bir nitelendirme ile inceleniyor. Bu bağlamda aile, kadın, çocuk, genç, yaşlı, engelli gibi çeşitli sosyal grupların huzurlu toplumsal yapı içerisinde “gerçek sosyal belediyecilik” yaklaşımıyla hizmet alacağı belirtiliyor.
“Kültür Üreten Şehirler” başlığı da yine belediyelerin kültür faaliyetlerinin kapsam ve nitelik anlamında derinleştirilmesine odaklanıyor. Özellikle kültür belediyeciliğinin diğer alanlarda olduğu gibi ilk adım olarak nitelendirilmesi, bu bağlamda “kültürel kalkınma”nın da yerelden başlayacağının vurgulanması, oldukça dikkat çekici.
Son olarak beyanname, AK Parti’nin “hizmet ve eser belediyeciliği” başlığıyla bugüne kadar alt ve üstyapı, imar, sosyal konut üretimi ve kentsel dönüşüm, ulaşım ve afet/kriz yönetimi gibi alanlarda ortaya koyduğu performansın kısa bir envanterini ortaya koyuyor. Böylelikle söz konusu siyaset anlayışının Türkiye Yüzyılı’nda da devam edeceği vurgulanıyor.
Sonuç olarak AK Parti’nin açıkladığı beyanname, gerek teknik gerekse siyasi içerik ve anlamıyla nitelikli bir manifesto örneği. Özellikle yerel seçimlerde örneği fazla olmayan bu çalışmanın en önemli noktası ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “Türkiye Yüzyılı’nın ilk seçimleri” olan 31 Mart yerel seçimlerine doğru AK Parti’nin yerel yönetim vizyonunu ortaya koyması. Zira “Türkiye Yüzyılı için Gerçek Belediyecilik” iddiasının altı, beyannamenin kapsamlı içeriği ile doldurulmuş oluyor.