AK Parti 15 Ağustos 2024 tarihinde 23. yılını geride bıraktı. Dile kolay. Kurulduktan kısa bir süre sonra girdiği bütün seçimleri kazanan, referandumlarda milletin teveccühüne mazhar olan ve Türkiye’de birçok ilki gerçekleştiren bir parti, bir hareket olmak. Bunu birçok faktörle açıklamak elbette mümkündür. Bu kapsamda, AK Parti’nin şehircilik vizyonunun referans kaynaklarına da bakılması gerekmektedir. Bu referans kaynaklarının ilki, AK Parti’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. İkinci referans kaynağı AK Parti’yi besleyen toplumsal değerlerdir. Üçüncüsü AK Parti’nin reformist, değişim ve dönüşüm süreçlerini yönetme konusundaki başarısıdır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Liderliği ve Vizyonu
AK Parti’nin referans kaynaklarından ilki AK Parti lideri Erdoğan’ın siyasi dehasıdır demek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle öncelikle Erdoğan’ın siyasi geçmişini merkeze alan bir değerlendirme yapmak gerekir. 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile başlayan şehircilik vizyonunun etkisi oldukça büyük olmuştur. 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazandıktan sonra 2024’e kadar geçen 30 yıllık sürede Erdoğan girdiği bütün seçimleri kazanan bir siyasi liderdir.
Erdoğan’ı bir tek cümleyle tarif etmek gerekirse, her zaman karşısına çıkarılan engellere karşı dik duran ve mücadele azmi ve kararlarından hiçbir durumda vazgeçmeyen, sabırla inandığı yolda devam eden bir liderdir. Toplumsal kesimlerle kurduğu ilişki, sahiciliği, hitabeti, değişime açık olması ve değişim süreçlerini yönetmesi, yüksek risk alma kabiliyeti gibi birçok özellik bu başarının nedenleri arasında sayılabilir. 23 yıllık başarı hikayesinin başkahramanı olarak Erdoğan’ı anlamadan AK Parti’yi anlatmak, konuyu eksik kavramak demektir.
1994 İstanbul deneyimi ve şehri kavrayış biçimi, sonraki süreçlerde AK Parti vizyonu ile Erdoğan vizyonunun kesişmesi, daha doğrusu sentezi olarak gelişip serpilecektir. Hemen hemen bütün kaynaklarda ve AK Parti’nin resmi belgelerinde bu sürecin başlangıç noktası olarak 1994 İstanbul döneminin referans alınmasının nedeni de bundan kaynaklanmaktadır. 2024 yerel yönetim seçimleri için Türkiye Yüzyılı Şehirleri İçin Gerçek Belediyecilik adıyla hazırlanmış olan seçim beyannamesinde yine aynı vizyonun belirleyiciliği vurgulanmıştır:
AK Parti’nin ilke ve ideallerinin oluşmasında, hedeflerinin şekillenmesinde, liderimiz Erdoğan’ın 1994’ten itibaren belediyecilikte ortaya koyduğu vizyonun önemli bir yeri vardır. “Gerçek Belediyecilik”, liderimiz Erdoğan tarafından 1994’te temelleri atılmış, AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye’de eser ve hizmet siyaseti ile ortaya koyduğumuz ve bir marka haline gelmiş “AK Parti Belediyeciliği”ni, Türkiye Yüzyılı’na aktaran vizyonumuzun adıdır.
Bu vizyonda dikkat çeken en önemli konulardan biri artık bir model haline gelmiş olan AK Parti Belediyeciliği’nin, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yansıtılmasıdır. Dolayısıyla Erdoğan’ın aslında 1994’te idealleştirdiği ve adım adım hayata geçirdiği vizyon, Türkiye Yüzyılı Vizyonu olmuştur. Bu süreç, 1994’ten itibaren başlamaktadır. Bunun yansıra 1994 İstanbul seçimi, aynı zamanda birçok siyasetçi ve bürokrat aktörün de Türk siyaset tarihinde öne çıkmasına yol açmıştır.
AK Parti’nin Beslendiği Toplumsal Değerler
AK Parti’yi Türk siyaset tarihinde zirveye taşıyan ve zirvede tutunmasını sağlayan faktörlerden biri de beslendiği daha doğrusu referans aldığı toplumsal değerler olmuştur. AK Parti 14 Ağustos 2001’de kurulduğunda hem bu toplumsal değerleri parti programına dönüştürmüş hem de bu değerleri temsil eden kişilere de yer vermiştir. AK Parti Programında geçmiş ile gelecek arasında bir kopuş değil süreklilik vardır.
AK Parti Programı, esasında Kalkınma ve Demokratikleşme Programı adıyla hazırlanmış ve kamuoyuna ilan edilmiştir. Türkiye’nin 28 Şubat süreci sonrasında yaşamış olduğu ekonomik ve demokrasi krizi ile 1999 Marmara Depremi, bu programın hazırlanmasında oldukça etkili olmuştur. Nitekim AK Parti lideri Erdoğan Parti’nin kurulduğu 14 Ağustos 2001’de “Bugünden sonra Türkiye'mizde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” sözleriyle bu krizlere göndermede bulunmuştur. AK Parti Programında oldukça geniş bir şekilde ele alınan bu krizlere yapılan vurgunun yanı sıra küresel camiaya da mesajlar verilmektedir. Bu mesajlarda yerli değerler konusundaki hassasiyet esas alınarak aynı zamanda iş birliğinin hangi zeminde tesis edileceği ifade edilmektedir.
Benzer yaklaşım ve ifadeler, AK Parti’nin birinci parti olarak seçimleri kazanacağı 3 Kasım 2002 seçimleri için hazırlanmış olan seçim beyannamesinde de yer almaktadır. 3 Kasım 2002 Seçim Beyannamesi, aynı zamanda AK Parti’nin kendi kurumsal kimliğini inşa ettiği, parti programında değindiği ilkeleri ve değerleri somut hale getirdiği ve kendisini iktidara taşıdığı önemli bir beyannamedir. Bu beyannamede, AK Parti kendisini; ilkeli siyaset yapan, demokrat, muhafazakâr, yenilikçi ve çağdaş bir siyasi hareket olarak tanımlayacak ve Türk siyasi tarihine muhafazakâr, demokrat bir parti olarak dahil olacaktır. Nitekim 2023 Siyasal Vizyonunda “Adalet ve Kalkınma Partisi kendisini siyasetin merkezinde konumlandıran muhafazakâr-demokrat bir kitle partisi” olarak tarif etmektedir. Yine aynı vizyonda, bu kimliğin “dünya genelindeki muhafazakârlık pratikleriyle örtüşen özelliklere sahip olmakla birlikte, Türkiye’nin sosyokültürel özellikleriyle şekillenen bir muhtevaya ve yerel dinamiklerle şekillenen bir siyaset tarzına sahip” olduğu ve AK Parti’nin, kendi medeniyet değerlerini esas alarak demokratik bir siyaset tarzını hayata geçirdiği, Türk siyasetine farklı bir siyasi çizgi kazandırmış olduğu belirtilmektedir. Ancak bu kimliğin geliştirilmesinde ise büyük oranla Müslümanların yaşadığı bir ülkede demokrasi tecrübesinin gelişmesinin ve bölgesinde örnek teşkil etmesinin rolü de vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, gerek parti programı gerek seçim beyannameleri gerekse de vizyon belgelerinde AK Parti’nin kuruluşundan itibaren kapsayıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla milletin değerlerini referans alan, geçmişle geleceği aynı potada buluşturan ancak bu değerlerin geliştirilmesine yönelik siyaseti merkeze alan ve kendisini Türk siyaset arenasında muhafazakâr demokrat bir kitle partisi olarak konumlandırdığı görülmektedir.
AK Parti’nin şehircilik vizyonu da bu konumuna uygun olarak şekillenmiştir. 2014 yerel seçim beyannamesinde şehir bu siyaset vizyonunun merkezine yerleştirilmiştir. Bu yaklaşım 2019 yerel yönetim seçimleri beyannamesine “Gönül Belediyeciliği” olarak taşınmıştır.
AK Parti hareketi, tıpkı medeniyetler gibi şehirden yola çıkarak; şehri bir merkez olarak alıp, bütün insanlığı kucaklayarak gelişmiş, büyümüş bir harekettir. Bir şehir için, Şehirlerin Annesi İstanbul için kurduğumuz hayaller, önce İstanbul’u, ardından Türkiye’yi, onun ardından da tüm insanlığı şefkatle ve sevgiyle kucaklamış; yerelden küresele doğru coşkun bir ırmak gibi akmıştır. AK Parti için, şehir insanın gönlü gibidir, gönül de adeta şehir gibidir. İyi şehirler inşa edenler, gönüllere girerler; gönülleri fethedenler, güzel şehirler inşa ederler.
Yine 2014 Yerel Seçim Beyannamesinde AK Parti’nin şehircilik vizyonunda medeniyet kavramı Medine’den ilhamla ele alınmış ve “Biz şehirler, şehirlerden de medeniyet inşa etmiş bir geleneğe bağlıyız. … bizim şehir tasavvurumuz, aynı zamanda medeniyet tasavvurumuzdur. Şehir mirasımız, aynı zamanda medeniyet birikimimizdir. … Şehir, inandıklarımızın yansımasıdır.” denerek önce geleneğe bir vurgu yapılmış ardından şehir ile insan arasında derin bir ilişki kurulmuştur. “Şehir bizim için sadece insan topluluklarının yaşadığı bir mekân değil, insan dostu mekân demektir. Bizim kadim şehirlerimiz adeta insan ruhunun yansıması, cennet hayalinin izdüşümüdür. Bizim şehirlerimiz insan için inşa edilmiştir. Camiler, okullar, çarşılar, imaretler, şifahaneler, hanlar ve bütün eserler insan için, insana hizmet için, insanı örnek alarak inşa edilmiştir.” Yine şehir sadece insanın inşa ettiği değil, insanı da inşa eden canlı bir mekân, insanı şekillendiren, geçmişini olduğu kadar bugününü ve yarınını da belirleyen bir mekân olarak tasavvur edilmiştir. Bu mekanlar ayrıca dezavantajlı bütün toplumsal kesimlerin kendilerini ifade edebildiği, hayırseverlik ruhunu yaşatan vakıf kültürü ile şekillendirildiği eserleri ihtiva eden yerlerdir. İşte bu mekanları bu vizyonla buluşturmak üzere benimsenen ilkeler ise modern dünyanın getirdiği yeni bir anlayış ile harmanlanmıştır. Bu anlayış 2014 yerel seçim beyannamesine şehirleri insan dostu, çevre dostu, estetik, katılımcı, müreffeh marka şehirler haline getirme hedefleriyle ifade edilmektedir.
2024 yerel yönetim seçimlerine AK Parti 22 Ekim 2022’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan etmiş olduğu Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile gitmiştir. Gerçek Belediyecilik sloganı ile oldukça geniş bir perspektif ortaya konmuştur. Bu beyannamede AK Parti şehircilik vizyonu en başından itibaren ele alınmış, yapılan çalışmalar anlatılmış ve yapılacaklar da belirlenmiştir. 2004’te yerel kalkınma, 2009’da marka şehirler, 2014’te büyük medeniyet yolunda insan-demokrasi-şehir, 2019’da gönül belediyeciliği sloganlarıyla hazırlanan yerel seçim beyannameleri, 2024’te Türkiye Yüzyılı idealine doğru gerçek belediyecilik modeliyle taçlandırılmıştır. Bu bağlamda AK Parti kendi tarihsel birikimini oluşturan bir siyasi hareket olarak nitelendirilebilir.
2024 beyannamesinde “Gerçek Belediyecilik Vizyonu” 13 ilke üzerinden tasarlanmıştır. Bu ilkeler şunlardır: Üretken, adil, erişilebilir, vizyoner, şefkatli, sürdürülebilir, yenilikçi, kalkınmacı, çağdaş, güçlü, kapsayıcı, dinamik ve vatansever. Adı geçen ilkeler arasında özellikle vatansever belediyecilik ilkesi dikkat çekicidir. Bu ilkenin belirlenmesinde terör ve güvenlik tehditlerine karşı yerli ve milli bir duruşun geliştirilmesinin amaçlandığı ifade edilebilir. Beyannamede bu ilke şöyle yer almaktadır: “Milli ve manevi değerleri benimseyen ve koruyan bir şehir kültürü benimser. Geçmişten bugüne hayatımızda var olan değerleri, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğe taşımak için adımlar atar.”
2024 beyannamesinde ayrıca katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik, dirençli şehirler, Türkiye Yüzyılı’nda şehir ve çevre, toplumsal refah öncelikli şehir ekonomileri, duyarlı ve kapsayıcı sosyal belediyecilik, kültür üreten şehirler ve hizmet ve eser belediyeciliği başlıkları altında çok yönlü, kapsamlı, geçmiş dönemde gerçekleştirilen çalışmalara odaklanan bir yaklaşım sergilenmiştir. Daha önceki beyannamelerde yer almasına karşın özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin etkisiyle afet, iklim değişikliğinin etkileri, sıfır atık, yeşil dönüşüm, kentsel dönüşüm, göç, dijitalleşme ve akıllı şehircilik, dirençlilik gibi konulara daha fazla değinilmiştir. Türk şehircilik politikasına eklenen bu yeni sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri belirlenmiş, politika modelleri geliştirilmiştir. 2024 Yılı Seçim Beyannamesinde çevre ve şehir arasındaki ilişkinin inşa edildiği iki model ortaya çıkmıştır: İklim Uyumlu “Net Sıfır Emisyonlu Şehirler” ve Yeşil Kalkınmayı Destekleyen “Sıfır Atık Uyumlu Şehirler”.
AK Parti’nin Yenilikçi, Değişim ve Dönüşüm Süreçlerini Yönetme Kabiliyeti
AK Parti’nin daha önce sözü edilen referans değerleri esas almakla birlikte yenilikçi, reformcu ve değişimi yöneten bir siyasi hareket olmasının iktidarını sürdürmesindeki katkısı yadsınamaz. Krizlerin ardından iktidara gelen ancak iktidarı döneminde birçok kriz ile baş etmek zorunda kalan bir siyasi hareket olan AK Parti her kriz sonrasında milletin onayına yeniden başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesinin verdiği 367 kararı sonrasındaki kriz gibi, Türk siyaset tarihine “7 Şubat 2012 MİT Kumpası” olarak geçen kumpas, 2013’te Taksim Gezi Parkı’nda başlayan eylemler, 17-25 Aralık’ta Hükümete kurulan bir başka kumpas, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi AK Parti’yi siyaset tarihinden silmeye ve Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya yönelik girişimler olmuştur. Ancak bütün bu girişimlere karşı AK Parti her zaman referans kaynağı olarak gücünü ve meşruiyetini aldığı millete yeniden sarılmıştır. 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan yeni durum Cumhur İttifakı’nın doğuşuna sahne olmuş ve Türkiye Anayasa değişikliği ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Belirtmek gerekir ki Türk siyaset tarihinde ilk kez bir siyasal parti halkın desteğini arkasına alarak darbe girişimini akamete uğratmıştır. Bu durum AK Parti’nin krizleri yönetme kapasitesi, krizler sonrasında statükoyu korumak yerine reform hamleleriyle yeni bir çıkış yolunu bulabilme kabiliyetini göstermektedir. Kamu yönetimi alanında 22 yıl boyunca gerçekleştirilen reformlar, bunun somut sonuçlarıdır. Parti programında “Partimiz, kamu yönetimi anlayışını, demokratikleşme, yerelleşme ve sivilleşme eksenine oturtmayı hedeflemekte” ifadeleriyle, çağdaş devletin sahip olması gereken özelliklerin neler olduğuna işaret etmektedir. Yalnızca değişimi gerçekleştirmek değil bu süreci yönetmek ve yeni reformlarla desteklemek AK Parti’nin 22 yıllık iktidarının öne çıkan özelliklerinden biridir.