Kriter > Siyaset |

Muhalefetin Dilemması: İttifaklı mı, İttifaksız mı?


CHP ve Kılıçdaroğlu açısından önümüzdeki süreçte, ittifak modeli ancak İYİ Parti ve HDP/YSP’yi yan yana getirmekle mümkün olacak, ama İYİ Parti ittifaksız seçime gireceğine dair artık çok daha kararlı vurgular yapıyor, HDP/YSP ise kamuoyuna açık bir ittifak şartı ileri sürüyor, bu da ciddi sıkıntılar içeriyor.

Muhalefetin Dilemması İttifaklı mı İttifaksız mı
(Alp Eren Kaya-CHP/AA, 12 Mayıs 2023)

Zorlu bir seçim maratonundan çıkan siyaset kurumunda muhalefet bloku, 14 Mayıs 2023 seçimleri için adeta ilmek ilmek dokuyarak oluşturduğu seçim ittifakının ağrılarını, sancılarını, ittifak sürecinde bir nevi ağrı kesicilerle dindirmiş olacak ki, her şey, seçim mağlubiyetiyle birlikte yeni yeni ortaya çıkmaya başladı…

Altılı masaya ilaveler, masanın altındakiler, yanındakiler, görünenler, görünmeyenler, her geçen gün artan bakanlık ve cumhurbaşkanı yardımcılığı sayısı gibi konularla ilgili yaşananların, tartışmaların bir kısmını, kamuoyu yaşandığı günlerde öğrenmekle birlikte, bilinmeyen o kadar çok şey varmış ki, Millet İttifakı bileşenlerinin her birinin mensupları tarafından açıklandıkça hayretler içinde öğrenilmekte…

Millet İttifakı’nın hemen her bileşeninin mensuplarını, “İyi ki seçimi kazanamamışız!” itiraflarına getiren sürecin, önümüzdeki 31 Mart 2024 Yerel Yönetimler seçimlerine ne türden etkiler yapacağı ise elbette tüm kamuoyunun ortak merak konusu.

 

İttifak Üyesi İYİ Parti’nin Konumu

İttifakın mimarı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, biraz da parti içi sorunlardan dolayı sessizliğini koruyor, açıklamalara, itiraflara, iddialara cevap verme yoluna başvurmuyor; onun yerine parti kademelerinden düşük dozajlı cevaplarla yetiniliyor. Ancak, özellikle İYİ Parti başta Genel Başkan Meral Akşener olmak üzere, her geçen gün vites yükselterek, kurulduğu günden bugüne CHP ile girmiş olduğu ilişki modelini sorgularken, eleştirirken, yeniden bir iş birliğine yönelik kafalarda istifhamlar oluşturuyor.

İYİ Parti cenahından gelen açıklamalar, kamuoyunda ilgiyle takip edilmekle birlikte, nedense pek de “inandırıcı” bulunmamakta, gerek siyasal muhatapları gerekse tabanı da dahil geniş kitlelerce bir siyasal taktik, hatta “el yükseltme” çabası olarak değerlendirilmekte. Kuşkusuz ki bu yaklaşımlarda, İYİ Parti’nin kuruluşundan itibaren CHP ile yan yana yürümesinin ve hatta bir nevi CHP’ye payanda olmak, daha da ötesi bu partiyi iktidara taşımak için kurulmuş/kurdurulmuş olarak algılanmasının etkisi yüksek.

İYİ Parti, şimdilerde bu değerlendirmeyi sesli olarak yapıyor ve bu algıdan sıyrılmak için çaba gösteriyor ancak kurtulabilmesi o kadar kolay mı, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Çünkü şu ana kadar girmiş olduğu seçimlerde ve bilhassa en son 14 Mayıs 2023 seçimlerinde almış olduğu oylar dolayısıyla ciddi bir ittifak mı, ittifaksızlık mı tereddüdü içinde.

İYİ Parti, 14 Mayıs seçimlerinde sadece Millet İttifakı içinde yer aldığında, altılı masanın en küçük paydaşlarıyla aynı statüde muamele görmekle yara almadı, aynı zamanda listelerinden dolayı da çok önemli ve farklı iddialara muhatap oldu ve bu iddialara hâlâ cevap verme uğraşında. Meral Akşener seçim sonrasında gerçekleşen Kurultay konuşması dahil hemen her konuşmasında, televizyon programında bu iddialara cevap verme çabasını sürdürüyor. Akşener’in her açıklamasından sonra iddia sahipleri, iddialarını biraz daha özelleştirerek kamuoyu ile paylaşıyor ve bu da İYİ Parti açısından inandırıcılık problemini artırıyor.

Diğer taraftan seçim sürecinde inkar edilse bile, CHP’nin HDP ile geliştirdiği ilişki, HDP’nin de PKK ile inkar etmeye gerek görmediği bağları nedeniyle tabanı tarafından mütemadiyen sorgulanıyor. Ayrıca CHP’nin ve ittifakın küçük ortaklarının KHK’lılara ilişkin vaatleri de İYİ Parti’yi tabanı nezdinde FETÖ ile yan yana gelmeye mi çalışıyorlar, sıkıntısına soktu. Tüm bunların etkilerini, sahada ciddi olarak gördüklerini söylemekten çekinmeyen İYİ Parti yöneticileri var.

Millet İttifakı’na paydaşlardan eleştiriler bir tek İYİ Parti’den gelmiyor elbette, diğer ortaklarının da farklı şekillerde ve tonlarda eleştirileri var. Küçük paydaşlardan gelen eleştirilere en fazla ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasının yapılacağı 28 Mayıs 2023 öncesi birkaç günde Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yapılan görüşmeler, bu görüşmelerin gizli bir protokole bağlanması ve İçişleri, Kültür ve Milli Eğitim bakanlıklarının bu partiye bırakılmasının yanı sıra MİT Başkanlığı’nın da verileceğinin taahhüt edilmesi gibi hususların açığa çıkması neden olmuşa benziyor.

Ancak CHP tabanından gelen küçük paydaşların kendilerini “dolandırdığı”, hiçbir katkı sağlamadan 38 milletvekili aldıkları iddialarına geçerli bir cevap verememek, kendi başlarına seçime girseler ne kadar oy alacaklarına dair somut bir veriye sahip olmamak gibi, aslında bu eleştirileri haklı kılacak durumlar, küçük paydaşları CHP eleştirisinde en çok Ümit Özdağ ile yapılan protokol kozunu kullanmaya itiyor olsa gerek.

Meral Akşener ve İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayları Ümit Özlale

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir'deki program kapsamında düzenlenen teşkilat toplantısında partililerle bir araya geldi. Akşener burada, İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adaylarının Ümit Özlale olduğunu ve yerel seçimlerde tek başlarına gireceklerini bildirdi. (Mahmut Serdar Alakuş/AA, 20 Eylül 2023)

 

Kurultay Sonrası CHP ve Kılıçdaroğlu

Şu ana kadar Millet İttifakı paydaşlarından Demokrat Parti’den CHP ve Kılıçdaroğlu’na karşı bir açıklama gelmedi ama diğer tüm bileşenler ve hatta masanın görünmeyen yüzü HDP dahi eleştirdi.

Bu eleştiriler bir katarsis etkisi mi yapar, “yeterince eleştirdik, söyleyeceğimizi söyledik, CHP ayağını denk alsın ve yeni ittifaklarda bu neviden tutarsızlık sergilemesin!” türü bir boşalma mı sağlar, henüz tam olarak değerlendirmek güç ama, CHP tabanının artık masanın küçük partilerini çok ciddiye alarak bir iş birliği geliştirmeye gitmeyeceği görülüyor.

Elbette önümüzdeki süreçte, muhalefette yeni ittifak girişimlerinde yine belirleyici parti CHP olacak ancak, CHP’de de 38. Olağan Kurultay’dan kimin genel başkan olarak çıkacağı da önem taşıyacak.

Şu ana kadar görünen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan seçilerek çıkacağı, değişimcilerin ise istediklerine ulaşamayacağı yönünde. Bu durum CHP’de bir parçalanmaya neden olur mu, yoksa yerel seçimlerin sonuçlarına kadar değişimciler bekler mi, bu da ayrı bir değerlendirme konusu.

Çünkü, CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında gireceği bir seçimde tabandaki rahatsızlık, moralsizlik ve ittifaksızlık nedeniyle özellikle İstanbul ve Ankara’da kaybedeceği, bunun da değişimcilere cesaret vereceği, seçim sonrası bir kez daha CHP yönetimini ele geçirmek için çaba gösterecekleri yönünde.

Ancak bu durumda, aday gösterilmesine rağmen kazanamayan kişi durumuna gelecek olan Ekrem İmamoğlu’nun da siyaseten biteceği, dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun “Kaybeden Ekrem Bey, parti olarak üzerimize düşeni yaptık, yeniden aday gösterdik başaramadı” savunmasını yapacağı ve yoluna devam edeceği de varsayımlar arasında. Seçimden başarılı çıkılırsa zaten Kılıçdaroğlu açısından çok da tartışılacak bir durum kalmayacak ve muhalifleri yavaş yavaş partiden uzaklaştıracak.

Nitekim, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine yalnız girmediğini, tüm altılı masa liderlerinin ve iki büyükşehir belediye başkanının da kendisiyle birlikte aday olduğunu belirterek, İYİ Parti’nin kazanacak adaylar olarak vasfettiği kişilerden herhangi biriyle de seçime girilse neticenin değişmeyeceğini belirtmişti.

CHP ve Kılıçdaroğlu açısından önümüzdeki süreçte ittifak modeli ancak İYİ Parti ve HDP/YSP’yi yan yana getirmekle mümkün olacak ama İYİ Parti ittifaksız seçime gireceğine dair artık çok daha kararlı vurgular yapıyor, HDP/YSP ise kamuoyuna açık bir ittifak şartı ileri sürüyor; bu da ciddi sıkıntılar içeriyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısında
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısına başkanlık etti. Kılıçdaroğlu, “Hatamız olmadı demiyorum. Ancak hiçbir yerde, kurulda tartışılmadan, seçimden bir gün sonra değişim çağrısı yapılması doğru değildi” açıklamasında bulundu. (Alp Eren Kaya-CHP/AA, 26 Eylül 2023)

 

İYİ Parti’nin Denklem Değiştirici İlişkileri

Diyelim İYİ Parti’yi ikna ettiler, istedikleri yerler konusunda uzlaşmaya vardılar, HDP/YSP’nin isteklerini karşılamaları nasıl mümkün olacak? HDP/YSP’yi görünür kılan bir ilişki, ittifak, iş birliği modeli ortaya koydular buna İYİ Parti seçmeni nasıl razı olacak?

CHP açısından 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde başarı ölçütü, elindeki belediyeleri özellikle İstanbul ve Ankara’yı kaybetmemek olduğuna göre, bu iki parti ile birlikte açıktan veya örtülü ittifak kurmadan bu başarıya nasıl ulaşılacak?

İYİ Parti’nin Muharrem İnce ve Memleket Partisi ile ittifak, iş birliği içine girebileceği, bu şekilde hem CHP’ye Zafer Partisi ve Ümit Özdağ ile iş birliği yaptığı için bir karşılık vereceği, hem de öteden beri hedefinde olan CHP ve HDP ilişkisine tepkili Kemalist, ulusalcı, laik oyları kendisine celbedeceği yönünde iddialar da var ki, bu durum çok da yabana atılamaz. Bolu’nun CHP’den ihraç belediye Başkanı Tanju Özcan’ın da yine İYİ Parti ile flörtü, bu iddiaları bir yerde güçlendiriyor.

İYİ Parti’nin “Üçüncü Yol” olarak ifade ettiği aslında kendi eksenlerinde oluşacak bir iş birliği ortamına, 14 Mayıs’ın iki CHP mağduru partisi olarak bu şekilde girmeleri de çok yadsınamaz ama bir başarı getirir mi, İYİ Parti’ye umduğu çıkışı sağlar mı bu biraz müphem.

Fakat, İYİ Parti açısından seçimlere gerçekten tek başına ve kendi adayları ile veya Memleket Partisi ve diğer bazı küçük partileri toplayarak girmesi de kendi içinde büyük riskler barındırıyor. Zira, CHP yerel seçim söylemini yine Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olduğu gibi, bu partilerin kendilerine seçimi kaybettireceği üzerine kuracağı için, tabanlarını konsolide etmeleri, kendilerine oy verdirmeleri mümkün olmayabilir ve hızlı bir şekilde erime ile de karşılaşabilirler. CHP’nin, yandaş medyasının, taraftarlarının, kalemşörlerinin baskın söylemleri karşısında Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olurcasına, tabanlarından “İstanbul ve Ankara’yı kaybettirmeyeceğiz” tepkileri ile yüz yüze gelebilirler.

Nitekim, seçim öncesi CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na açıkça destek veren seçim sonrası ise Kılıçdaroğlu’na istifa kampanyalarında ön sıralarda yer alanlar, İYİ Parti’nin ittifaktan uzaklaşması ve kendi adaylarıyla seçimlere girme açıklamalarına köpürüyorlar. Anlaşılan o ki, İYİ Parti’nin “kuruluş ayarlarına dönme” çabası, seçim sonrası Kılıçdaroğlu karşıtlarını hızlı bir şekilde “fabrika ayarlarına” döndürüyor…

İYİ Parti ve HDP/YSP ne karar alırsa alsın, şu durumu gözden uzak tutmamak gerekir ki, CHP’nin İYİ Parti, HDP ve diğer küçük bileşenlerin ittifakı ile kazandığı belediyelerde aradan geçen 4,5 yıl içinde bu partilerde siyaset yapan ve etkili olan pek çok isme çıkar alanları açtığı ve bunların da tabanda belli ölçülerde etkili olacağı bir vakıadır.

 

Cumhur İttifakı’nın Adayı Önemli

Kısacası, Ekrem İmamoğlu’nun Meral Akşener’in tüm açıklamalarına rağmen söylemlerinde “İstanbul ittifakını yeniden sağlayacağız” cümlelerini kurması temelsiz, boş iddialar olarak görülmemelidir. İYİ Parti’nin Ankara’da ve İstanbul’da aday çıkarması çok önemli olmayabilir.

Bu şehirlerde yerel yönetimlerin el değiştirip değiştirmeyeceğini belirleyecek ölçüt, Millet İttifakı’nın veya benzerinin kurulup kurulmayacağı, iş birliği geliştirilip geliştirilmeyeceği değil; Cumhur İttifakı’nın adaylarının kimler olacağıdır. Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve gerekse MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları, Cumhur İttifakı’nın çok hızlı ve bütün ülkede başarılı olacak şekilde adaylarını belirleyip yola çıkacağını gösteriyor. Özellikle 6 Şubat depremleri ile birlikte hem deprem illerinde hem de acil kentsel dönüşüme ihtiyaç gösteren risk altındaki İstanbul’da, hükümet ile uyumlu belediyelerle yol alınabileceği de bir gerçektir. Aksi takdirde bu illerde ve deprem riski yüksek illerde, sorunların altından kalkmak gittikçe güç hale gelecektir. Nitekim hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Devlet Bahçeli bu konulara dikkat çekerek, Cumhur İttifakı’nın öneminin altını çizmiştir.

Saadet ve Gelecek partileri arasında grup kurmakla başlayan iş birliğinin yerel seçimlerde de süreceği görülüyor. Bununla birlikte bu iki partinin yerel seçimlere ilişkin çok iddialı bir söylemi de beklentisi de yok. Dolayısıyla bu partilerin iş birliğinden geleceklerine dair bir çıkarım da doğru olmaz.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası