Kriter > Dosya > Dosya / Suriye |

PKK/YPG, Suriye’nin Geleceğinde Neden Var Olamaz?


Suriye sahası, bugüne kadar çeşitli merhalelerden geçse de gelinen son nokta, Türkiye’nin savaşın başından itibaren Suriye’de en güçlü olduğu dönemi beraberinde getirmiştir. Sığınmacıların geri dönüşü adına neredeyse en elverişli seçenek ortaya çıktığı gibi, Türkiye’nin PKK/YPG ile mücadelede de en avantajlı konjonktüre sahip olduğunu iddia edebiliriz. PKK/YPG’nin Suriye’nin geleceğinde neden var olamayacağı da beş ana başlık üzerinden incelenebilir.

PKK YPG Suriye nin Geleceğinde Neden Var Olamaz
Suriye Milli Ordusu (SMO) güçleri, Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında kurtardığı Münbiç ilçesinin çevresinde saldırılar düzenleyen PKK/YPG'li teröristlerle çatışıyor. (Hüseyin Nasır / AA, 26 Aralık 2024)

Suriye’de halk ayaklanmasının başlangıcından itibaren savaşın çeşitli kırılma noktaları olduğu görülüyor. DEAŞ’ın ortaya çıkışı, ABD’nin PKK/YPYG’yi desteklemeye başlaması, Rusya’nın savaşa müdahil olması ve Astana süreci, Fırat Kalkanı Harekatı başta olmak üzere Türkiye’nin operasyonları ve son olarak Bahar Kalkanı Harekatı, bu kırılma noktalarının başlıcaları olarak söylenebilir. Son olarak da 27 Kasım 2024’te muhaliflerin “Saldırganlığı Caydırma” ismiyle başlattığı ancak neticesinde rejimin devrildiği askeri operasyon gösterilebilir.

Suriye sahası, bugüne kadar çeşitli merhalelerden geçse de bugün gelinen nokta, Türkiye’nin savaşın başından itibaren Suriye’de en güçlü olduğu dönemi beraberinde getirmiştir. Sığınmacıların geri dönüşü adına neredeyse en elverişli seçenek ortaya çıktığı gibi, Türkiye’nin PKK/YPG ile mücadelede de en avantajlı konjonktüre sahip olduğunu iddia edebiliriz. Bu yazıda PKK/YPG’nin Suriye’nin geleceğinde neden var olamayacağını beş ana başlık üzerinden analiz etmeye çalışacağım.

 

Demografik Gerçeklik

PKK/YPG’nin kontrol ettiği bölgelerde yaklaşık 2.5 milyon nüfusun yer aldığı, söz konusu nüfusun da yaklaşık yüzde 85 oranında Araplardan oluştuğu biliniyor. Kürt nüfus, yalnızca M4 yolunun kuzeyinde yer alan Ayn el-Arab ve Kamışlı kentlerinde bulunuyor. Kamışlı merkezinde yine Araplar da yer alıyor. Ancak kentin doğu ve batısında Kürtlerin yaşadığı köy veya kasaba olarak nitelendirilebilecek yerleşimler yer almaktadır. Rakka, Tabka, Haseke kent merkezleri ile PKK’nın sözde özerk yönetimin başkenti ilan ettiği Ayn İsa ve Deyrizor’un tamamen Arap nüfusu haiz olduğu bilinmektedir. Aşağıdaki haritada da söz konusu Arap nüfusun hakimiyeti görülmektedir.

Fırat'ın Doğusu ve Suriye'nin Kuzeyinde Arap Popülasyonu

Kürt nüfusun söz konusu bölgede azınlık olmasının yanı sıra Kürtlerin büyük bölümünün de PKK/YPG’yi istemediğini, PKK öncesinde Kürtlerin de devrimci protestolara katıldığını biliyoruz. PKK’nın bölgede faaliyetlerine dahi izin vermediği Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin de muhalif örgütlenme olan SMDK içerisinde yer aldığı bu noktada hatırlatılabilir.

Terörden kurtarılan Münbiç'in sokakları ve kent merkezi havadan görüntülendi
Suriye Milli Ordusunun (SMO) bağlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu'nda terör örgütü PKK/YPG'den kurtarılan Münbiç ilçesinde büyük mutluluk yaşayan halk, daha iyi bir gelecek beklediklerini dile getirdi. Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında 9 Aralık'ta PKK/YPG'den temizlenen Münbiç ilçesinde hayat normale dönmeye başladı. AA, terörden kurtarılan Münbiç'in sokaklarını ve kent merkezini havadan görüntülerken, ilçe merkezindeki hareketlilik dikkati çekiyor. (Mustafa Bathiş / AA, 23 Aralık 2024)

 

Rejimin Devrilmesi

Suriye savaşının ilk yıllarında Kürtlerin muhalif protestolara katılması ve Türkiye’nin muhalefeti desteklemesi sonrasında Esed rejimi, 2012’de Ayn el-Arab, Afrin, Şeyh Maksud ve Kamışlı bölgelerini PKK/YPG’ye bıraktı. 2014 sonrasında PKK/YPG, ABD tarafından desteklense de rejimle olan irtibatını hiç bitirmedi. Şeyh Maksud, Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerinde rejim askerleriyle PKK unsurları aynı cepheyi paylaştı. Bu bölgeler, muhalifler tarafından ele geçirildikten sonra birçok noktada rejim bayrakları görüldü. Nitekim Türkiye’nin PKK/YPG’ye gerçekleştirdiği topçu atışlarında dahi çok kez rejim unsurlarının da etkisiz hale getirildiğini görmüştük.

Tüm bu nedenlerle PKK’nın Suriye’de alan bulmasını sağlayan, Kamışlı, Haseke ve hatta Halep şehir merkezlerinde dahi ortak yaşam formu geliştirdiği rejimin ortadan kalkması ve Şam’da Suriye’nin toprak bütünlüğünden taviz vermeyecek bir iktidarın yer alması, PKK için büyük bir zemin kaybı olarak değerlendirilebilir. Nitekim rejimin düşmesiyle birlikte muhalifler kısa sürede Tel Rıfat ve Menbiç’i terör örgütü PKK’dan temizledi.

 

Suriye Geçiş Hükümeti ve Doğal Kaynaklar

Rejimin devrilmesinin ardından Şam’da Ahmed el-Şara (Colani) liderliğinde yeni bir geçiş hükümeti oluşturuldu. Vali atamaları da devam ediyor. Yeni hükümet, Suriye’nin toprak bütünlüğünü vazgeçilmez gördüğü gibi, tüm silahlı grupları da Savunma Bakanlığı bünyesinde birleştirmek istiyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan askeri gruplar toplantısında neredeyse tüm silahlı yapılar, bu kararı kabul etti. Devlet kurumlarının yeniden inşasıyla birlikte geleceğin Suriye’sinde resmi olmayan tüm yapıların ortadan kaldırılacağı görülüyor. Bu bakımdan PKK/YPG’nin ayrılıkçı gündemine de müsaade edilmeyeceği ifade ediliyor.

Tüm silahlı unsurların ortadan kaldırılmasının yanı sıra, PKK/YPG bölgeleri, ülkenin en önemli doğal kaynaklarını elinde bulunduruyor. Bu kaynakların başında da petrol geliyor. Geçiş hükümeti, ülkenin yakıt ihtiyacının öz kaynaklardan karşılanmasının yanı sıra yeniden kalkınmada da petrol kaynaklarından elde edilecek gelirin kritik önemde olduğunu biliyor. 2011 öncesinde 410 bin varile kadar ulaşan günlük üretim, bugün 100 bin varili dahi zor buluyor. Suriye petrolünün kalitesinin düşük olmasının yanı sıra rafinerilerin eski teknolojiyle çalışıyor oluşu, potansiyel geliri düşüren nedenler arasında yer alıyor. Bu nedenle yeni hükümet, bir an önce petrol sahalarını kontrol etmek ve yatırım alarak kaynak üretmek isteyecektir.

 

Donald Trump’ın Suriye’den Çekilme Arzusu

Rejimin devrilmesinin ardından Rusya, ülke sathındaki tüm güçlerini Lazkiye ve Tartus’a çekti. İran’ın PKK bölgelerinde varlığının bir bölümünü koruğu iddia edilse de artık Suriye’de oyun değiştirici bir aktör olarak İran yer almıyor. Sonuç olarak PKK bölgelerinde yabancı güç olarak yalnızca ABD’nin kaldığını ifade edebiliriz.

ABD’nin varlığına rağmen 20 Ocak’ta başkanlık görevine başlayacak olan Donald Trump, Suriye’den çekilmeyi planlıyor. Geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Suriye’den çekileceğini tekrar etti. Trump’ın aksine Pentagon, ABD’nin asker sayısını son dönemde 900’den 2 bine çıkardığını ve Suriye’den çekilme planlarının olmadığını açıkladı.

ABD yönetiminde yer alan müesses nizamın temsilcileri, İsrail’in istekleri doğrultusunda Suriye’de kalmayı sürdürmek istiyor. Trump’ın, bu hususta İsrail’e karşı nasıl bir politika izleyeceği düşündürse de, ABD Suriye’de kalmayı sürdürse dahi bölgede PKK tahakkümünün devam ettirilmesi oldukça zor görünüyor. Özellikle Arap kentlerinde halk, hem ABD’nin hem de PKK’nın bölgeden çıkması yönünde protesto gösterileri düzenliyor.

 

Türkiye’nin Kararlılığı ve Konjonktür

Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatıyla birlikte terörle kaynağında mücadele stratejisi, her geçen yıl güçlenerek sürdü. Zeytin Dalı Harekatına paralel olarak Irak’ta başlatılan Kararlılık Harekatı ve Pençe operasyonları serisi, Türkiye’nin tüm güney sınırlarını bir bütün görerek ve bütüncül bir siyaset izleyerek terörle mücadele ettiğini ortaya koymaktadır. Barış Pınarı Harekatını da göz önüne aldığımızda, Türkiye sınırında yalnızca Ayn el-Arab ve Kamışlı bölgelerinde terör varlığının kaldığını ifade edebiliriz. Geriye kalan tüm alan terörden arındırıldığı gibi Türkiye, bu sahalarda yaklaşık 30 kilometrelik bir derinliğe de sahip oldu.

Rejimin devrilmesiyle birlikte Türkiye’nin Suriye sahasında başat aktör olarak ortaya çıkması ve terörle mücadele konjonktürü bakımından da savaşın başından beri en avantajlı pozisyona geçtiğini iddia edebiliriz. PKK, Türkiye içerisinde neredeyse tamamen bitirildiği gibi, Irak sahasından ülkeye sızma gerçekleştiremeyecek bir pozisyona itilmiştir. Suriye’de ise PKK/YPG varlığını tamamen sonlandırabilecek bir iklim nihayet oluşmuştur. Şam’da Türkiye müttefiki bir hükümet işbaşına geldiği gibi, PKK’yı destekleyen Rusya, İran ve rejim gibi güçlerin Suriye sahasındaki varlığı sona ermiştir. Öte yandan ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump, Suriye’den çekilmeyi planlamaktadır. Sonuç olarak Türkiye, yıllardır ilmek ilmek dokuduğu bütüncül, terörle kaynağında mücadele stratejisinin nihai çıktısını almaya çok yakındır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası