Kriter > Dosya > Dosya / Suriye |

Suriye’de Devrime Giden Yol


Her Suriyeli gibi ben de bu haberi gözyaşları içinde karşıladım. Çocukluğum Baba Esad döneminde, gençlik yıllarım oğul Esad’ın Suriyesinde geçti. Okul yıllarımı askeri üniformaların içinde, askeri kamplarda geçirdim. Kalaşnikof ve birçok silahı takıp çıkarmayı ve ateş etmeyi, hatta bomba yapımını öğrendim. Ancak hiç bir zaman güven içinde yaşamayı öğrenemedim. Bir muhaberat toplumunda benim gibi tüm toplum bireyleri, en yakınından şüphe duyan bir paranoya ile yaşamayı öğrendi.

Suriye de Devrime Giden Yol
Suriye'nin İdlib kentinde, merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan insani yardım kuruluşu Syria Relief tarafından organize edilen ve binlerce kişinin katıldığı Yahya Havva konseri, renkli görüntülere sahne oldu. (İzettin Kasım / AA, 22 Aralık 202

1946’da bağımsızlığını kazanan Suriye’de 1963’te Arap Sosyalist Baas Partisi, darbeyle yönetimi ele geçirmiştir. 1970’de parti içi darbeyle iktidarı ele geçiren Hafız Esad, 1971’de Cumhurbaşkanı olmuş ve bu görevi 10 Haziran 2000’deki ölümüne kadar yürütmüştür. Aynı yıl oğlu Beşar Esad, yaş engeline rağmen bir anayasal düzenlemeyle başkanlık koltuğuna geçmiştir.

 

Esad Devrinin Yönetim Anlayışı

Beşar Esad’ın iktidara gelmesinden hemen sonra Suriye’de demokratikleşme, insan hakları ve ifade özgürlüğü alanlarında kısa süren nispi bir açılım dönemi yaşanmıştır. “Şam Baharı” olarak adlandırılan bu dönem, Şubat 2001’de son bulmuştur. Bu tarihten itibaren Suriye, dış politikada karşılaştığı sorunları da ileri sürerek siyasi reformlardan uzaklaşmıştır. Ülkede demokrasi ve reform talep eden çok sayıda muhalif, Ekim 2005’te “Şam Deklarasyonu”nu imzalamıştır. Ancak bu muhaliflerin bir kısmı daha sonra hapse girmiş, bir kısmı ise ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.[1]

16 Mart 2011’de Suriye’nin Deraa kentinde özgürlük talebiyle halkın düzenlediği gösteriler ülke geneline yayılmıştır. Buna tepki olarak güvenlik güçlerinin başvurduğu aşırı gücün etkisiyle, Suriye kendini bir şiddet sarmalının içinde bulmuştur. İhtilafın barışçıl şekilde çözüme kavuşturulmasını amaçlayan bölgesel ve uluslararası alanda ortaya konan çeşitli plan ve yol haritalarını uygulamaya yanaşmayan Suriye rejimi, daha özgür ve demokratik bir Suriye özleminden beslenen meşru talep ve beklentileri dile getiren halkın tüm kesimlerini “ülkenin barış ve istikrarını bozmayı amaçlayan teröristler” olarak suçlamış ve bu talepleri aşırı şiddet kullanarak bastırma yoluna gitmiştir. Beşar Esad, kendi dönemine demokratik ve ekonomik açılım vaadleriyle başlasa da halkın ayaklanması üzerine babası Hafız Esad’tan miras kalan muhaberat temelli devlet anlayışını benimsemiştir. Muhalefetle diyalog çağrılarına cevap vermeyen Şam yönetimi, sorunların tırmanmasına yol açmıştır.

Türkiye, olayların başından itibaren komşusu Suriye ile yapıcı bir diplomasi yürütmüştür, ancak bu çabası sonuçsuz kalmıştır. İran ise muhalif grupların ülkenin önemli bir kısmını ele geçirmeye başlamasıyla, sahada Esad’a destek olan tek ülke olmuştur.

Tam da bu dönemde, İran milislerinin orduya sızmasıyla Suriye ordusunun yapısı bozulmaya başlamıştır. Bu bozulmanın en önemli işaretlerinden biri, o dönemin Savunma Bakan Yardımcısı Asıf Şevket’in, Temmuz 2012’de bombalı saldırı ile öldürülmesidir. Asıf Şevket, ordu genelinde takdir edilen güçlü bir isimdi. Ordunun bel kemiğini oluşturan 14 tümenin tüm komutanlarıyla çok iyi ilişkide olan Asıf Şevket’in ölümü, ordunun milli yapısından kayıp İran aidiyetine ve eksenine sapmaya başladığı kritik bir olay olarak yorumlanır.[2] Avrupa ve Amerika ile iyi ilişkiler içinde olan Asıf Şevket, Şam yönetiminin muhalefetle diyaloğa girmesi gerektiğini düşünüyor, bu görüşleri nedeniyle Beşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad ve İran yönetimiyle ciddi fikir ayrılıkları yaşıyordu.

Lübnan’da yayınlanan Ad-Diyar gazetesinin genel yayın yönetmeni Charles Ayoub, bir demecinde Beşar Esad’ın, olayların patlak verdiği süreçte uluslararası diyalog ve çözüm çağrılarına yanıt vermeyen muhalefet ile iletişime geçmesi ve çözüm çağrılarına yanıt vermemesi üzerine Asıf Şevket’in Amerika, Avrupa ve Suudi Arabistan açısından Esad’a alternatif bir isim olarak ortaya atıldığını ve bu bilginin İran yönetimi ve Beşar Esad’a sızdığını anlatıyor. Ayoub ayrıca, Asıf Şevket’e düzenlenen bombalı saldırı sırasında İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Şam’da olduğunu ve bu saldırıyı Beşar Esad ve İran’ın düzenlediğini de öne sürmüştür.[3]

Rusya, 2015’te Esad’a destek vermek için devreye girmiştir. Rus hava kuvvetlerinin Suriye halkına saldırıları nedeniyle yüzbinlerce Suriyeli sivil, varil bombalarıyla katledilmiştir. Esad rejimi aslında o tarihte, toplum hafızasında vicdani açıdan kara bir leke bırakmıştır. Rejim, halkı acımasızca katledip hapishanelerde türlü işlecelere maruz bırakırken, İran ve Rusya desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyordu. Uluslararası yaptırımlar ve Sezar Yasaları, Şam hükümetini yolsuzluk, rüşvet, uyuşturucu ve silah ticareti sarmalına sokmuş, halkı ise yıllarca oldukça zor yaşam koşullarına mahkum etmişti.

O yıllardan günümüze dek gözlemcilerden gelen raporlar, Suriye halkının yaşam koşullarının zaman geçtikçe daha kötüye doğru gittiğini çarpıcı örneklerle karşımıza çıkarıyordu. Günde 1 saat elektrik, 2 saat de su verilen Suriye halkı, buzdolabı kullanmayı son 7 yıldır bırakmıştı. Bir öğretmen maaşı 1 kilo et almaya yetmezken, ordu mensuplarının aldığı maaşlar aylık 10 doları aşmıyordu. Orduda, bir haraç kesme fırsatı doğurduğu için bazı kurmaylıklar ve komutanlıklar parayla satın alınır hale gelmişti. Uyuşturucu ve silah ticareti, ordu ve istihbarat mensupları arasında bir döner sermayeyle paylaşılır hale gelmişti. Buna ek olarak bir gelir kaynağı da, yollardaki kontrol noktalarıydı. Buralardan geçen araç ve kişilerden haraç kesmek, ordu mensupları için rutin bir işlem haline gelmişti.

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından geçici yönetimin kurduğu "kimlik tespiti ve uzlaşı merkezlerinde" rejim askerlerinin ve güvenlik bürokrasisinin silahlarını teslim ederek kayıt yaptırdığı uygulama sürüyor. Suriye'nin başkenti Şam'ın Mezze bölgesindeki askere alım noktası, yeni yönetimin kurduğu uzlaşı ve kimlik tespiti merkezi olarak kullanılıyor. Yerleşkenin dışındaki demir kapıda çok sayıda kişi sırada bekliyor. Sıraya kayıt yaptıranlar, isimlerinin okunmasının ardından içeri alınıyor. Merkezin girişinde kuyrukta bekleyenler, silahları varsa önce bunları kenara bırakıyor, Beşar Esed'in resminin bulunduğu tabloya basarak binaya giriyor. (Emin Sansar / AA, 23 Aralık 2024)

 

7 Ekim olayları, İran ve vekil gruplarına ağır hasarlar bırakmıştır. Başta Hizbullah ve diğer İran milislerinin Lübnan ve Suriye’den çekilmesine ek, Rusya’nın Ukrayna savaşına öncelik vermesiyle oluşan güç boşluğunu, Türkiye iyi değerlendirmiştir. Türkiye, başından beri muhaliflerin yanında durmuş ve savaştan kaçan 4 milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yapmıştır. Türkiye, bugün rejimin çöküşüyle birlikte hem stratejik bir başarı yakalamış, hem de ahlaki ve manevi anlamda uluslararası prestij açısından üstünlük kazanmış görünüyor.

8 Aralık 2024, Suriye Devrimi’nin zaferini tüm Suriyelilere müjdeleyen bir gündü. Suriye, 14 yıl boyunca türlü acılarla geçen devrim mücadelesini ardında bırakmış ve 54 yıl süren Esad ailesinin zülüm dolu iktidar devrini kapatmıştır. Her Suriyeli gibi ben de bu haberi gözyaşları içinde karşıladım. Çocukluğum Baba Esad döneminde, gençlik yıllarım oğul Esad’ın Suriyesinde geçti. Okul yıllarımı askeri üniformaların içinde, askeri kamplarda geçirdim. Kalaşnikof ve birçok silahı takıp çıkarmayı ve ateş etmeyi, hatta bomba yapımını öğrendim. Ancak hiç bir zaman güven içinde yaşamayı öğrenemedim. Bir muhaberat toplumunda benim gibi tüm toplum bireyleri, en yakınından şüphe duyan bir paranoya ile yaşamayı öğrendi. Baba Esad Suriye’sinin bir seçim gününde Türk vatandaşı annem ve o yıllarda henüz reşit olmayan ben bile, seçim merkezindeki askerlerin ‘‘Oy kullandınız mı?’’ sorusuna annemin tedirgin ve kırık Arapçasıyla, Suriyeli olmadığını, benim de reşit olmadığımı anlatmasına rağmen, askerlerin ısrarıyla annemle Hafız Esad’a oy vermişliğimiz bile olmuştu.

Baas Partisi’nin sloganlarında ulusalcılık ilkesi, her tür dini ve etnik aidiyetteki Arap ulusunu eşit vatandaşlar olarak tanımlar. Ancak Suriye toplumu, Esad yönetimi boyunca mezhep ve ideoloji terörünü yaşamış ve tanık olmuştur. Esad yönetimi altındaki Suriye Arap Cumhuriyeti, zorba bir korku cumhuriyetine dönüşmüştü. Bu yönetim, Suriye toplumu üzerinde birlik duygusundan çok korku ve öfkeyi beslemiştir. Baba Esad’ın ölümünün ardından başa geçen Beşar Esad için tüm halk büyük umutlar beslemişti. Ancak bu dönemde işler daha kötüye gitti. Barış dönemine yolsuzluk ile rüşvet yüzünden gelir eşitsizliği ve fakirlik hakimken, savaş yılları işkence, ölüm, göç ve açlık ile geçti. Suriye halkı, tarihinin en acı yıllarını bu ailenin yönetimi altında yaşamıştır. Sonunda Beşar Esad 7 Aralık gecesi, 2 ton ağırlığında döviz ve altın ile Rusya’ya kaçtı.[4] Arkasında yıkık, hayalet şehirler, içi boşaltılmış bir hazine ve her açıdan çökmüş ve çürümüş bir ordu bıraktı.

 

Yeni Yolun Rotası

Suriye'de yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), geçiş hükümetinin isimlerinin tamamını kendi ekibinden seçmiştir. Ahmed eş-Şera, İdlib’deki Kurtarma Hükümeti’ni Şam’a taşımıştır. Elbette yeni ve geçici olan bu hükümeti eleştirmek için çok erken. Atılan bu adım, henüz güvenlik ve asayişin ülkede tam olarak sağlanmamasıyla gerekçelendirilebilir. Ancak bir gerçeği gözardı etmemek gerekir; Suriye sosyolojisi, etnik ve dini açıdan bir çok bileşenden oluşmaktadır ve bu yönüyle karmaşık bir yapıya sahiptir. 57 yıl süren Esad yönetimi, toplumsal vicdanda büyük yaralar ve kutuplaşmalar bırakmıştır. Bu durum, zaten karmaşık olan sosyal yapıyı çok daha kırılgan ve dış tahriklere açık kılmıştır. Devlet sisteminin sıfırlandığı bu kritik dönemeç, tüm Suriyelilerin üzerinde gelecek nesillere karşı büyük sorumluluklar yüklemektedir. Toplumun tüm bileşenlerini kapsayan demokratik bir sisteme geçiş, ülkenin selameti açısından çok önemlidir.

Elbette bu zaferde, Esad’ı düşüren askeri güçlerin rolü ve etkisi çok büyüktür. Bizlere zafer sevincini yaşatan bu cesur kahramanları, Suriyeliler olarak hiç bir zaman unutmayacağız. Onlarla birlikte bu zafer, 14 yılı boyunca yüzbinlerce şehit ve yaralı ile milyonlarca yurdundan edilen Suriyelilerin de zaferidir. Unutulmaması gereken en önemli şey, Suriyeliler’in 2011’de sokağa daha özgür ve demokratik bir Suriye sloganlarıyla çıktığıdır.

 

Kaynakça:

  • Suriye / T.C. Dışişleri Bakanlığı, www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?79a4341a-366e-4b03-ad66-ca59dcfc86f7. Accessed 28 Dec. 2024.
  • Fadel, Ahed. “6 أعوام ولا يزال لغزاً. من قتل صهر بشار الأسد؟.” AlHadath, 18 July 2018.
  • Ayoub, Charles. “شارل ايوب يفجر مفاجأة مدوية ويكشف الرواية الكاملة: بشار الأسد اغتال آصف شوكت… وأقسم على هذه الحقيقة!” YouTube, 23 Dec. 2024, youtu.be/tfddu5q_P00?si=dyWfWotrpmmnY4Sf.
  • Magnan, Stéphane. “Letter: Cash Is Still King. Assad Took Note - Quite Literally!” Financial Times, Financial Times, 19 Dec. 2024, www.ft.com/content/19edec1f-a241-4794-a02c-8fc4ac786460.

 

[1] Suriye / T.C. Dışişleri Bakanlığı, www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?79a4341a-366e-4b03-ad66-ca59dcfc86f7. Accessed 28 Dec. 2024.

[2] Fadel, Ahed. “6 أعوام ولا يزال لغزاً.. من قتل صهر بشار الأسد؟.” AlHadath, 18 July 2018.

[3] Ayoub, Charles. “شارل ايوب يفجر مفاجأة مدوية ويكشف الرواية الكاملة: بشار الأسد اغتال آصف شوكت… وأقسم على هذه الحقيقة!” YouTube, 23 Dec. 2024, youtu.be/tfddu5q_P00?si=dyWfWotrpmmnY4Sf.

[4] Magnan, Stéphane. “Letter: Cash Is Still King. Assad Took Note - Quite Literally!” Financial Times, Financial Times, 19 Dec. 2024, www.ft.com/content/19edec1f-a241-4794-a02c-8fc4ac786460.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası