Kriter > Dosya > Dosya / Teknoloji |

TOGG, Bir Teknoloji Şirketi Olarak Dünyanın Saygısını Kazandı


Start henüz verildi ve Türkiye de yarış başladığında başlangıç çizgisindeki yerini almayı başardı. Hedefleri hayata geçirmek üzere yola çıkan Togg ve etrafında oluşturduğu ekosistem, ülkemize sadece dış ticaret açığı, cari açık ya da istihdam konularında değil, aynı zamanda dünya çapında yeni fikir ve teknolojilerin ortaya çıkması, yaşama ve yayılma şansı bulması konusunda da büyük katkı sağlayacak.

TOGG Bir Teknoloji Şirketi Olarak Dünyanın Saygısını Kazandı
(Raşid Necati Aslım/AA)

Dünyayı en doğusundan en batısına kadar etkisi altına alan ve farkında olanlar için geleceğe ilişkin bugünden ciddi ipuçları veren mega trendler aynı zamanda büyük fırsatlar da sunuyor. Özellikle de araç teknolojilerinden kaynaklanan kısmında görüyoruz bu fırsatı. Eğer bu fırsatı doğru kullanabilirsek, ki biz bu amaçla yola çıktığımızı her platformda dile getiriyoruz, geleceğin Türkiye’sinde yollarda sadece kendi markamızı taşıyan bir otomobil değil, bundan çok daha fazlasının olacağını bugünden söyleyebilirim.

Tam bu noktada bütün bu gelişmeleri tetikleyen ve 2023’ten itibaren mobilitenin dönüşümünü başlatacak olan 3 büyük alandaki mega trendin de neler olduğunu belirteyim;

1) Teknoloji alanında

            -Araçların dönüşümü

            -Elektrikli

            -Otonom

            -Ağ bağlantılı

2) Sosyal alanda

            -Akıllı ev, bina, şehirler

            -Paylaşım ekonomisi

            -Ofis dışına çıkan çalışma hayatı

3) Yasa koyucular alanında

            -Korumacılık, devlet teşvikleri

            -Çevre emisyon standartları

Mobiliteyi dönüştüren söz konusu trendlerin yansımalarını şöyle özetleyebilirim:

Teknoloji alanındaki dönüşüm ve batarya teknolojilerinde elde edilen gelişmeler, elektrikli araçları satın alınabilir hale getirdi. Dolayısıyla içten yanmalı motorları olan otomobiller, ürün yaşam eğrisinde olgunluk seviyesine ulaştı ve sandığımızdan daha kısa bir süre içinde tamamıyla elektrikli, otonom ve ağa bağlı hale gelecekler.

Bunun sonucunda da günümüzde ev ve ofis arasında kullanılan ama önemli ölçüde zaman kaybı yaşatan otomobil, ev konforu, ofis pratikliği ve günümüzde olandan çok daha ileri bir sürüş güvenliği sunarak, üçüncü bir yaşam alanı haline dönüşecek.

Bu yeni yaşam alanıyla onun oluşturacağı ekosistem, 2035’e gelindiğinde otomotiv endüstrisinde ortaya çıkan kardan alınan payların oranlarını da hızla değiştirecek.

Sektördeki rekabetin temelinde, bu üçüncü yaşam alanının paylaşılması var. Bugün bir Google, Apple ve Amazon’un bu konulara ilgisinin nedeni de işte bu yeni yaşam alanı.

Otomotiv endüstrisinin 2019’da dünya çapındaki cirosu yaklaşık 4 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamın 2035’te 6 trilyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Ciro büyüyecek ama bugün sektörde oluşan karın yüzde 99’unu alan klasik otomobil üreticileri, 2035’deki karın ancak yüzde 60’ına sahip olacaklar. Diğerlerinin, yani yeni mobilitenin günümüzde yüzde 5,6 civarında olan kardan aldığı pay ise yüzde 40’lara yükselecek. O tarihte 155 milyar dolar hacme ulaşacağı tahmin edilen bu yüzde 40, tamamıyla, henüz ortaya çıkmamış ürünler veya iş modelleri yani ekosistem tarafından paylaşılacak.

Bu etkileşimden de birçok iş imkanı doğacak. Bugünün harita bazlı, paylaşım fikrine dayalı, iş fikri üreten pek çok “startup”ı, gelecekte mobilite endüstrisinin en fazla kazananları haline gelecek.

Yani, otomobili akıllı binalar, evler, fabrikalar, ulaşım, enerji, şehir ve akıllı diğer otomobillerle bağlantılı hale getiren iş modellerinin tamamı mobilite ekosistemini oluşturacak. Büyük şehirlerde trafik yönetimi, güvenlik, şebeke ve şarj altyapısı yönetiminin oluşturduğu enerji yönetimi, Robo-taxi, robo-shuttle, mikro mobilite, talep üzerine ulaşım, intermodal ulaşım gibi iş modelleri ortaya çıkıp, büyüyecek.

Gerek ekosistemin ortaya çıkardığı araç ve hizmetler, gerekse tamamen elektrikli araçlarla birlikte hayatımıza girecek yeni ulaşım anlayışı, ulaşım esnasındaki beklentilerimizi de tamamen en baştan tanımlayacak.

Günlük hayatımızda şu tür örnekler yaşayabileceğiz mesela: Sabah aracınızla evinizden çıkıp işyerinize geldiniz ve aracınızı park ettiniz. Aracınız yanınızdaki araç sahibiyle müzik zevkinizin aynı olduğunu bilecek, yandaki araçla iletişime geçip müziklerinizi paylaşacak ya da yandaki aracın batarya seviyesinin düşük olduğunu görüp enerji transferi yapacaksınız. Belki de işte olduğunuz sürece boş duran evinizdeki park yerini eve dönene kadar kiraya verebilecek, elektrikli otomobilinizin yolculuk sırasında ürettiği tüm sürüş bilgilerini bu konuyla ilgili mühendislik firmalarına satabileceksiniz. Bütün bunları yaparken de gerek güvenlik gerekse ödeme için “blokzinciri” teknolojilerini kullanabileceksiniz.

Teknoloji alanındaki dönüşüm sosyal alanı da ister istemez tetikleyip akıllı şehirlerle beraber, şehircilik mevzuatında da ciddi değişikliklere neden olacak. Akıllı şehirleri, akıllı ve otonom araç park sistemlerini, akıllı ve bireysel ulaşımla bütünleşmiş toplu ulaşım sistemlerini, paylaşımlı ulaşım sistemlerini önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duyar hale geleceğiz. Sadece duymakla kalmayıp, kullanmaya da başlayacağız.

Bütün bu gelişmelerin hızlıca hayata geçmesini sağlayacak son mega trend ise ülkelerin çevre politikaları ve korumacı yaklaşımları olacak. Peki, bunu önemseyen ülkeler nasıl yapıyor diye baktığımızda, en sistemli, en derinden ve en sessiz yapan ülke olarak Çin çıkıyor karşımıza. Çin’de önümüzdeki 10 yılda bu konuda yapılacak olan yatırımların 136 milyar dolardan fazla olacağı tahmin ediliyor.

TOGG’un “otomobilden daha fazlasını yapmak üzere yola çıktık” iddiasının içini de işte bu gerçeklerle dolduruyoruz.

TOGG Las Vegas'ta
Las Vegas’ta ilk kez uluslararası sahnede yer alan TOGG’un CEO’su Gürcan Karakaş, lansmanda aracı tanıttı. (5 Ocak 2022)

 

Peki, Türkiye Bu Mega Trendi Yakaladı mı, Kendi Payını Alabilecek mi?

Türkiye bu fırsatı kaçırmadı. Çünkü özellikle elektrikli otomobil pazarında oyunun kuralları ve oyuncular yeni belirleniyor. Start henüz verildi ve Türkiye de yarış başladığında başlangıç çizgisindeki yerini almayı başardı.

İşte bu hedefleri hayata geçirmek üzere yola çıkan TOGG ve etrafında oluşturduğu ekosistem ülkemize sadece dış ticaret açığı, cari açık ya da istihdam konularında değil, aynı zamanda dünya çapında yeni fikir ve teknolojilerin ortaya çıkması, yaşama ve yayılma şansı bulması konusunda da büyük katkı sağlayacak.

 

Ekosistemden Ne Anlıyoruz?

Ekosistem, sözlük anlamıyla canlı ve cansız varlıkların etkileşimleriyle oluşan ve birbirlerini besleyerek süreklilik arz eden bir düzeni tarif ediyor. Mobilite ekosistemi ise bütün ulaşım alternatiflerinin ve hayatımıza değer katacak her türlü hizmetin birbirine akıllı bir şekilde bağlı ve interaktif olduğu bir dünya demek. Otomotiv endüstrisi de büyük bir hızla mobilite ekosistemine dönüşüyor, oyunun kuralları değişiyor. Bugünün otomobil dünyası ürün konseptini oluşturma, aracı geliştirme, üretme, satış ve sonrasındaki işleyişlerle ilgileniyor. Bizim işimiz ise başkalarının işinin bittiği yerde başlıyor çünkü biz otomobili yeni nesil akıllı cihaza dönüştürüyoruz. Çünkü değişen kullanıcı beklentileri doğrultusunda, geçmişte telefonda yaşanan dönüşüm bugün otomotivde yaşanıyor.

 

CES’te Markamızı Dünyaya Anlatma Fırsatı Bulduk

TOGG’da kullanıcıyı odağımıza aldığımız bir yaklaşımla çalışıyoruz. Çünkü geliştirilen bir ürün ya da hizmetin gücünü kullanıcıdan almaması halinde ölmeye mahkum olduğunun bilincindeyiz. Biz daha başından itibaren akıllı cihazımızı tanımlarken kullanıcı odaklı, akıllı, empatik, bağlantılı, otonom, paylaşımlı ve elektrikli olarak tanımladık, bu kavramların İngilizcelerinin baş harflerinden oluşan USE-CASE Mobility® kavramını küresel olarak tescil ettirdik. Küresel çapta kullanıcıların karşısına çıkmak için de dünyanın en büyük Tüketici Elektroniği Fuarı CES’i seçtik.

CES 2022’de yenliklerimizi ve ilklerimizi dünyaya sunduk. Doğu ve Batı kültürüyle harmanlanan DNA’mızı, bir otomobilden daha fazlasını ifade eden USE-CASEMobility®️ kavramımızı dünyaya anlattık. Gelecek vizyonumuzu vurgulayan “Transition Concept Smart Device” adını verdiğimiz akıllı cihazımız da ilgi odağı oldu. CES’te “Veri Bazlı İş Modelleri” “Yeni Mobilite Servisleri”, “Akıllı Yaşam” ve “Akıllı Şarj” gibi teknolojik çözümlerimizi paylaştık. Klasik Türk müziğinin 2 bin 500 eserini öğrenerek TOGG’a özel bir beste yapan yapay zeka, geri dönüştürülmüş malzemeden üç boyutlu yazıcıyla 1001 saatte üretilmiş zeytin ağacı ve kelimelerin anlamlarını görselleştiren dijital çalışmayla farklılığımızı ortaya koyduk. Avalanche blokzincirini geliştiren Ava Labs ile imzaladığımız stratejik ortaklık da hem dünyada hem Türkiye’de yankı uyandırdı.

 

Planlarımız Çerçevesinde Adım Adım Yol Alıyoruz

Aynı çatı altında topladığı fonksiyonları, akıllı ve çevreci özellikleriyle “Bir Fabrikadan Daha Fazlası” olarak tanımladığımız TOGG Gemlik Tesisi’nde 18 Temmuz 2020’de başlayan inşaat çalışmaları da artık sona yaklaşmış durumda.

Gemlik tesislerimizdeki çalışmalarda boya, gövde ve montaj binalarının hat kurulumları başladı. Hedeflediğimiz ve açıkladığımız gibi ilk seri üretim akıllı cihazımız olan C segmentindeki doğuştan elektrikli akıllı cihazımız olan SUV, 2022’nin sonunda üretim bandından inecek ve 2023’ün ilk çeyreğinde yollara çıkacak.

Küresel bir marka olma ve mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturma hedefiyle başladığımız #YeniLig’e yolculuğumuzda, hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası