Kriter > Dosya > Dosya / Yeni Medya ve Teknoloji |

Türkiye’de Sosyal Medya Platformlarına İlişkin Temel Hukuki Çerçeve


Kanunla, sosyal ağ sağlayıcılarının Türk hukuku nezdinde sorumluluk sağlaması amaçlanıyor. Bu bağlamda, Türkiye’de günlük bir milyondan fazla erişime sahip yurt dışı kaynaklı platformların yasal yükümlülük için en az bir yetkiliyi Türkiye’de temsilci olarak ilan etmesi öngörülüyor. Günlük erişim sayısının on milyonun üzerine çıkması halinde ağ sağlayıcının Türkiye temsilcisinin sorumluluğu da ağırlaşıyor.

Türkiye de Sosyal Medya Platformlarına İlişkin Temel Hukuki Çerçeve

Sosyal medya mecralarının yalnızca konvansiyonel medyayı ikame etmediği, onun çok ötesine geçerek insanların gündelik yaşamı, ilişkileri ve toplum üzerinde ciddi ölçüde etkili olduğu, bir gerçek. Haber alma ve ifade özgürlüğü açısından taşıdığı muazzam potansiyelin de etkisiyle 2010’larda baş döndürücü şekilde ivme kazanan sosyal medya; ticaretin, iletişimin, akademinin ve nihayet siyasetin tam merkezinde konumlandı. Hızla kitleselleşmesi ve internet teknolojisinin fiziki sınırları aşan esnekliği sayesinde yaygınlaştı ve önemli bir güç kazandı. Hemen her gün bu mecralarda üretilen içerik hakkında düşünüyor ve tartışıyoruz.

Meltwater’ın güncel çalışmasına göre, dünya üzerinde sosyal medya kullanıcı sayısı 5 milyarı aşmış durumda. İnternete erişen nüfusun 5,35 milyar olduğu göz önüne alınırsa internet evreninde yaşayan neredeyse herkesin sosyal medyayı kullandığını söyleyebiliriz. Ortalama günlük sosyal medya kullanım süresi ise 2 saat 23 dakika.

Türkiye de bu dönüşümden azade değil. Aktif kullanıcı sayısının nüfusa oranı yüzde 67. Bir kullanıcının her gün sosyal medya geçirdiği zaman 2 saat 44 dakikayı bulabiliyor. Türkiye’de insanlar, haberleri dijital medyadan takip ediyor, satın alma tercihlerini büyük oranda sosyal medya platformlarıyla şekillendiriyor. Bu mecraların siyasal etkisi de tabii ki etkileşim hızı ve ulaştığı kitlenin büyüklüğü oranında yüksek oluyor. Siyasetçilerin özellikle uzun TV konuşmaları yerine kısa videoları ve birkaç cümlelik gönderileri gündem oluşturuyor. Bazen bir beğeni bile saatlerce tartışılabiliyor.

Ayrıca kamu düzeni açısından büyük tehlikelere yol açan dezenformasyon operasyonları da söz konusu olabiliyor. Gazete ve TV gibi geleneksel araçlara erişimi çok sınırlı olan terör örgütleri, doktrinasyon ve propaganda için sosyal medyayı kullanıyor. Diğer yandan kullanıcılar ile platform yöneticileri arasındaki ideolojik farklılıklar, Filistin sansüründe olduğu gibi bir baskılama ve susturmaya yol açabiliyor.

Dikkat çekici bir başka husus ise sosyal medyanın birkaç kuruluş tarafından domine edilmesidir. Bu konuda özellikle Meta ve Google başı çekiyor. Örneğin TÜİK verilerine göre Türkiye’de en fazla kullanılan platformlar WhatsApp, Youtube ve Instagram’dır.

 

Sosyal Medyaya İlişkin Temel Düzenleme: 5651 Sayılı Yasa

Bu kadar belirleyici bir güce erişmiş bir sahanın regüle edilmemesi düşünülemez. İnsanın evlenmesinden miras ilişkilerine kadar toplum yaşamının her alanını bir ölçüde düzenleyen hukukun sanal düzlemde de bir çerçeve sunması kaçınılmaz. Nitekim pek çok ülkede sosyal medyaya ilişkin kişisel verilerin korunması, ceza hukuku, idari denetim ve ticaret bağlamında kapsamlı düzenlemeler yapıldı.

Türkiye’de de internet ortamını düzenlemesi bağlamında “sosyal ağ sağlayıcılarını” ilgilendiren temel mevzuat 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”dur. 4.5.2007 tarihli bu kanunda 13 değişiklik yapıldı, özellikle 2020’de 7253 sayılı kanunla yapılan değişiklikler, sosyal ağ sağlayıcıları için yeni bir denetim rejimi getirmesi bakımından öne çıkıyor.

 

Sorumluluk ve Muhataplık

Kanun, bu platformların Türk hukuku nezdinde sorumluluğunun sağlanmasını amaçlıyor. Bu bağlamda, Türkiye’den günlük bir milyondan fazla erişime sahip olan ve yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının yasal yükümlülüklerini yerine getirmek üzere en az bir yetkili gerçek veya tüzel kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyip ilan etmesi öngörülüyor. Tüzel kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması şart. Günlük erişim sayısının on milyonun üzerine çıkması halinde ağ sağlayıcının Türkiye temsilcisinin sorumluluğu da ağırlaşıyor.

Temsilci atanmaması halinde ilgili platforma BTK tarafından iki düzeyde idari para cezası ve reklam yasağı şeklinde kademeli şekilde yaptırımlar uygulanır. Sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin sırasıyla yüzde elli ve doksan oranlarında daraltılması içinse sulh ceza hakimliğinin kararı gerekir.

Sosyal medyadaki bir içerik nedeniyle kişilik haklarının veya özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler de sosyal ağ sağlayıcılarına yasal olarak başvurma hakkına sahiptir. İlgili ağ sağlayıcı en geç kırk sekiz saat içinde başvuruya olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlü kılınmıştır. Aksi takdirde 5 milyon Türk liralık bir para cezası uygulanması söz konusu olacaktır.

Sosyal medya düzenlemesi yasalaştı, İNFO
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. (Ahmet Burak Özkan / AA, 29 Temmuz 2020)

 

Düzenli Faaliyet Raporları

Diğer taraftan sosyal ağ sağlayıcılarının kamuoyu nezdindeki şeffaflığı ve hesap verebilirliğini sağlamak adına BTK’ya altı aylık periyodlarla faaliyet raporu sunmaları ve yayınlamaları yükümlüğü getirilmiştir. Bu rapor platforma yapılan bireysel ihlal başvurularına ilişkin bilgileri, kendisine tebliğ edilen içerik çıkarma kararlarının uygulanma durumunu, “başlık etiketleri, öne çıkarılan veya erişimi azaltılan içeriklere ilişkin algoritmalarına, reklam politikalarına ve şeffaflık politikalarına ilişkin bilgileri” içerecektir.

Platformların insan müdahalesi olmadan algoritmalar aracılığıyla kullanıcılara rafine bir içerik sundukları biliniyor. Tamamen kuruluşun yayın politikasına bağlı olan ve kendi kurumsal mekanizmaları içinde gerçekleşen bu sürecin arzu edildiği takdirde önemli bir manipülasyon riskini de taşıdığı açıktır. Bu tehlikeye karşı 5651 sayılı Kanunda “Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılara öneriler sunarken hangi parametreleri kullandığına internet sitesinde açık, anlaşılır ve kolaylıkla ulaşılabilir şekilde yer vermekle yükümlüdür” hükmüne yer verilmiştir. Raporlama koşulunun yerine getirilmemesi halinde 10 milyon TL’lik bir para cezası uygulanacaktır.

 

Suçla Mücadelede İş Birliği

Suçla mücadelede adli makamlarla iş birliğinin sağlanması da bir diğer meseledir. Hukuk düzeninin korunması adına sosyal medyanın illegaliteye göz yumulan hatta onu teşvik bir alan olmaktan çıkarılması gerekir. Bu amaçla;

  • Çocukların cinsel istismarı
  • Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma
  • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk

suçlarında suç teşkil eden içerikleri üreten veya yayan faillerin yakalanması için sosyal ağ sağlayıcının elindeki bilgileri yargı makamlarının talebi üzerine paylaşması zorunluluğu getirilmiştir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde mahkeme kararıyla ilgili platformun bant genişliğinin yüzde 90 oranında daraltılması söz konusu olacaktır.

 

Diğer Yükümlülükler ve Yaptırımlar

Sosyal ağ sağlayıcıları için yine bir başka önemli tedbir ve yükümlülük de Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmalarının gerekmesidir.

Yine içerik kaldırma/engelleme kararlarının yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcıya reklam yasağı ve bant genişliğini daraltma yaptırımları gündeme gelecektir. Ayrıca “hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen” içeriği kendisine bildiriminden itibaren 24 saat içinde kaldırmayan veya erişime engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı doğan zararı tazminden de sorumlu tutulmuştur.

Yaygın şiddet hareketleri gibi kamu düzenini tehlikeye atan tehditlere karşı veya kamu sağlığını etkileyen durumlar için sosyal ağ sağlayıcıya kriz planı oluşturup BTK’ya bildirme yükümlülüğü de getirilmiştir.

Öte yandan BTK ile gerekli bilgi/belge paylaşımı yapmayan, bahse konu kriz planını bildirmeyen, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmak için gerekli tedbirleri almayan sosyal ağ sağlayıcılarına “küresel cirolarının yüzde üçüne kadar idari para cezası uygulamasına olanak tanınması da” caydırıcılığı artırmaya yönelik farklı bir yaptırım türü olarak düzenlenmiştir.

Sosyal ağ sağlayıcılarına ilişkin temel çerçeve bu şekilde özetlenebilir. Bu platformların faaliyetlerinin hukuk devleti ilkesine bağlı kalınarak denetimi temel hak ve özgürlükler ile kamu düzeninin korunması bakımından elzem olsa da yapılacak denetimin ve uygulanacak yaptırımların; ölçülü, hakkın özünü ortadan kaldırmayan, kademeli ve öngörülebilir olması ile etkili bir yargı kontrolüne tabi tutulması zorunludur.

Dolayısıyla dayanak teşkil eden mevzuatın da bu parametreler ışığında ve fakat denetimin etkinliğinde bir zafiyete yol açmaksızın gözden geçirilip geliştirilmesinde fayda vardır. Bu hem yarışan değerlerin makul bir çerçeve içinde bağdaştırılmasını ve özgürlük-güvenlik dengesinin gözetilmesini sağlayacak hem de bu yolla artık gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş platformların denetimine ilişkin toplumsal desteği güçlendirecektir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası