Küresel finansal sistem bugün ciddi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Özellikle de on yıl önceki son Global Finansal Kriz döneminde zedelenen güven duygusu bu arayış sürecini hızlandırmış görünüyor. Unutulmamalı ki konvansiyonel bankacılık işlemleri sadece güven ilişkisi üzerine oturtulmuştur. Yüzyıllar önceki zorlu, çileli, uzun mesafeli seyahatlerin ve uluslararası ticaretin zorunluluk haline getirdiği güvenli sermaye hareketlerinin uluslararası para transferleri teknolojisinde bugün yepyeni bir devrim yaşanıyor.
Modern zamanların döviz kuru dalgalanmaları, riskli agresif girişimler, sadece kar kaygısı merkezli bakış açısı, finansal sistemin de adım adım oligopolleşmesi (bir ölçüde de monopolleşmesi) ve birkaç büyük oyuncunun etrafında yoğunlaşması yatırımcısından tüketicisine ve politika yapıcısına kadar tüm paydaşların ilgisini alternatif enstrümanlara ve aracılara çekiyor.
Öte yandan teknolojik gelişmeler beraberinde finansal piyasaların dijitalleşmesi, elektronik transferler ve para hareketleri teknolojisini getirdi. Elektronik para transferleri (EFT), kredi kartları ve ATM’lerin kullanımının yaygınlaşması ile paranın uluslararası dolaşım pazarının oligopolleşmesi ve Batılı büyük oyuncuların denetiminde sürdürülmesi sürecinin ağırlık kazanması birbirini izlemiştir. Bugün dünyanın herhangi iki noktası arasındaki para transferi ve ödemeler akışı belli oligopolist merkezlerin denetiminde ve onlara ödenen hatırı sayılır komisyonlarla yönlendirilmektedir.
Bugünün dünyasında örneğin kredi kartlarının bağlı olduğu elektronik ödeme sistemleri bile sadece birkaç büyük global oyuncunun elinde toplanmış durumdadır. Bu durum piyasa ekonomisinin rekabete dayalı doğasına da ters bir durum oluşturmaktadır. Piyasanın verimliliğine ve efektif işlemesi yönündeki beklentilere de önemli bir engeldir.
Diğer yandan paranın dijitalleşmesi ve nakit kullanımının giderek azalması da PayPal, e-cüzdan, mobil ödeme araçlarını gün geçtikçe daha popüler hale getirmiştir. Doğal olarak da bu teknolojiyi elinde bulunduran büyük oyuncuların küresel gelir akışından elde ettikleri paylar ve finansal işlemler teknolojisinde elde ettikleri güç ve söz hakkı da sürekli artmaktadır. En iyi ihtimalle yüzde 5-10’ları bulan komisyonlar ve tüm transferlerin kendi denetimlerinden geçtiği gerçeği Batılı büyük güçleri ekonomiyle ilgili konularda her zaman söz sahibi yapmaktadır.
Bu merkezi konum ve son sözü söyleyebilme ayrıcalığı kendisini ekonomik ve finansal yaptırımlar, kısılan musluklar ve kapatılan vanalar şeklinde –rakip ya da düşman görünene karşı– birer savaş enstrümanı ve yaptırım silahı olarak gösterir. Dolayısıyla da bu ayrıcalıklı konum ne pahasına olursa olsun korunur.
Diğer yandan bu tekdüze ve belli merkezlere aşırı bağımlı finansal düzen ülke ekonomilerini önemli sorunlara karşı daha hassas hale getirmekte ve özel şoklara karşı direncini kırmaktadır. Her biri popüler deyimiyle “too big to fail” (batmasına izin verilemeyecek kadar büyük) hale gelen sigorta şirketleri, aracı kurumlar ve yatırım şirketleri yüzyıllar önceki ortaya çıkış amaçları olan sermaye dolaşımının güvenli, etkin ve verimli kılınması doğal işlevini de bugün bir ölçüde yitirmişe benziyor.
Küresel finansal sistem ve sermaye hareketleriyle ilgili bu veriler çok kutuplu yeni yapılara ihtiyaca işaret etmektedir. Bu da bizi yeni yüzyılın yeniliklerinin ve yeni girişimlerin önemi konusuna getiriyor.
Blockchain gibi bağımsız girişimler ve Troy gibi milli ödeme araçları bu açıkları kapatmak ve rekabet avantajı kazanmak için atılan önemli adımlardır. Milli ödeme sistemleri ve küresel bir merkeze bağlı olmayan dağıtık veri sistemlerinde her gün ilerlemeler sağlanıyor. Bugün Çin gibi yeni büyük küresel aktörler de blockchain teknolojisine ciddi yatırımlar yapmaktadır.
Kripto Para Devrimi ve Blockchain
Blockchain teknolojisi 2009’da ses getiren meşhur Nakamoto makalesinin gündeme taşıdığı devrim niteliğinde yeni bir iki taraflı aracısız işlem teknolojisidir. Finansal işlemlerin daha hızlı, daha düşük maliyetli, aracısız ve özgürce ancak aynı zamanda da maksimum işlem güvenliği ile yapılmasını sağlamaktadır.
Blockchain teknolojisi hiçbir güç merkezine bağlı olmayan, bağımsız çalışan, sadece bir internet bağlantısıyla, herhangi bir otoriteye bağlı olmadan karşılıklı iş yapabilme özgürlüğü getirir. Bitcoin gibi kripto paralar herhangi bir merkez bankası ya da ülkenin güvencesine sahip olmayan kripto para örnekleri iken blockchain, bu kripto paraların arka planında işleyen el değiştirme işleminin sağlam ellerde yürümesini garanti eden yazılımları ifade ediyor.
Kripto para devrimi ile birlikte gelen yeni işlem ve transfer teknolojisi blockchain Batı’nın güçlü finansal işlemler ve transfer aracı kurumlarının hegemonyasını kırabilecek önemli, güvenilir ve yenilikçi bir adımdır. Bu işlemlerin hiçbir otorite tarafından kontrol edilmiyor oluşu ise yeni sistemin en büyük özelliğidir.
Bitcoin gibi kripto paraların ve arkasındaki teknolojinin temel işlevi dünyanın belli bir noktasından diğer bir noktasına kolay para transferi gerçekleştirmektir. Aracıları elimine etmesi, işlem maliyetlerini düşürmesi ve işlem hızlarını da aynı doğrultuda artırması beklenmektedir.
Başka bir ülkeye göç etmiş, gelir düzeyi düşük bir insanı düşünün. Kazandığı birkaç kuruş parayı ülkesindeki ailesine yollamak istesin. Sınırlı kazancı ve yüksek yaşam masrafları göz önüne alındığında, bu kişinin tasarruf edebildiği sınırlı miktarı ülkesine yollamak istemesi halinde yine önemli bir kısmı (en iyi ihtimalle yüzde 5 veya yüzde 10’u) komisyon ve transfer ücretlerine gidecek. Bu da düşük gelire sahip bireyler için katlanılması zor bir maliyet.
Büyük resimde finansal işlemlerdeki yeni teknolojiler, yoğun ve inovatif değişimler sadece rekabet ortamı ve serbest piyasa ekonomisinin doğru işlemesi noktasında değil konvansiyonel bankacılığa erişimi olmayan kesimlerin de finansal sisteme kazandırılması, bankacılık gibi temel hizmetlere daha fazla insanın ulaşması noktasında da ciddi katkılar sağlayabilir. Örneğin Hindistan gibi ciddi bir nüfusu bankacılık sisteminden tamamen dışlanmış ancak yazılım teknolojisinde de kayda değer ilerlemeler sağlayan ülkeler için önemli bir çıkış yolu olabilir.
Blockchain teknolojisi ile hem ulusal hem uluslararası aracıların kestikleri ücretler belki de tamamen elimine edilebilmiş olacak. Bu sayede de özellikle de uluslararası aracıların sahip oldukları hegemonya ve haksız yüksek gelirler daha dengeli dağıtılmış ve bir ölçüde finansal özgürlük kazanılmış olacak.
Devrimin esas unsuru kripto paraların en temel özelliği ise parayı çıkaran kurumlar ya da ülkeler ile aracı bankalara güven yerine daha açık, şeffaf ve belli matematiksel kodlara dayanan yeni bir güven mekanizması ortaya koymasıdır. Küresel Finansal Kriz’in patlak vermesinin akabinde insanların büyük finans kuruluşları, kredi derecelendirme kuruluşları, yatırım bankaları ve büyük şirketlere kin kustuğu, güvenin sıfırlandığı bir dönemde blockchain teknolojisi matematiksel ifadelere dayalı yeni bir somut güven mekanizması inşa ediyor.
Blockchain özünde merkezi olmayan dağıtık bir veri sistemidir. Transferler anonimdir. Küresel açık bir hesap defteri olarak bireysel kullanıcılara sınırsız kontrol imkanı ve birçok alanda da güvenli depolama ve transfer yönetimi fırsatı sağlar. Kayıtlı kişilerin yaptıkları her işlem dağıtılmış veri defterine kaydedilir. Bu hesap defterleri açık olduğu için herhangi bir kullanıcı yaptığı işlemi kontrol edebilir ve doğrulayabilir. Bu merkezi olmayan doğrulama ve onaylama sistemi işlemlerin aracısız ve çok daha düşük maliyetlerle yapılmasına imkan sağlar.
Blockchain’ler küresel bir veri tabanı ağını ifade ediyor. Noktalar arası karışık bir ağ özelliği gösterirler. Ancak aynı ağ üzerindeki noktalar arasında para transferi çok hızlı gerçekleşir. Para transferini gösteren kayıtlar blok (block) adlı yapılar içinde kayıt edilir. Blockchain teknolojisi bu zincir şeklindeki işlem özelliği ile finansal işlemlerin hacklenmesi ihtimalini de minimize eder. Tüm kullanıcıların yüzde 51’inin saldırısı dışında herhangi bir hacklenme riski taşımayan güvenilir bir blok sisteminden oluşur.
Yeni Teknolojilerin Önemi
Finansal sistemin oligopolleşmesi ve son 60-70 yıldaki dijitalleşmesi, piyasanın efektif işlemesi ve özellikle de konvansiyonel yollarla çalışan kurumlar ve araçlar açısından güvenlikle ilgili sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Bilgi güvenliğini sağlayacak ve hacklenme ihtimalini minimize edecek yeni teknolojilere ilgi bugün sürekli artıyor.
Blockchain sistemi finansal işlemlere önemli ölçüde güvenilirlik kazandırmaktadır. Yeni teknolojide yaptığınız bir işlem aynı zincire bağlı tüm kullanıcıların onayı ile gerçekleştiği, açık ve şeffaf yapıldığı için normal bir bankacılık işleminden çok daha güvenli olacaktır. Aynı zamanda teknolojik ilerleme ve elektronik transfer teknolojisinin getirdiği kutuplaşma ve imtiyazlı konumların da rekabete açılması sürecine ciddi katkılar sunma potansiyeli taşımaktadır.
Blockchain teknolojisi gelecekte metal, dijital veya fiziksel kağıt paranın ve onunla bağlantılı konvansiyonel bankacılığın yerini alacak en iyi opsiyon olarak görünmektedir. Sanal paralar ve blockchain teknolojisi alışverişin ve para transferlerinin geleceğini kökten değiştirecek gibi görünüyor. Bu yeni teknolojinin iyi değerlendirilerek geliştirilmesi ve maksimum faydanın sağlanması politika yapıcılar açısından da önemli bir sorumluluktur.