Kriter > Siyaset |

AK Parti’nin Yerel Aktörleri ve Siyaset Üretimi


Yerel seçim sürecine girdiğimiz bugün her siyasi partinin özellikle aktörler konusunda eleştirilere maruz kaldığını görüyoruz. AK Parti, kurulduğu günden bugüne Refah Partisi kadrolarını, geleneksel STK’ları, milliyetçileri, muhafazakarları, sağcıları içeren oldukça geniş bir yelpazeden siyasi aktörü sahneye çıkarmıştır. Zaman zaman sol gelenekten gelip AK Parti’de siyaset yapan isimler de olmuştur.

AK Parti nin Yerel Aktörleri ve Siyaset Üretimi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Şehit Anıl Gür Spor Salonu'nda yapılan AK Parti Eskişehir İlçe Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'na katıldı. (Utku Uçrak/AA, 28 Ocak 2024)

AK Parti, kuruluş sürecinde çok önemli bir kaide üzerine inşa edildi. İslamcılık tartışmalarının başladığı 19. yüzyılda İslamcılık düşüncesi, Osmanlı Devleti’ni yaşatmak için başvurulan siyasal bir çıkış yolu arayışı idi. Osmanlıcılık fikri, ilk ortaya atılan fikirlerden biri olmasına karşın Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda daha çok Hristiyanların yaşadığı topraklarını kaybetmesi, Osmanlıcılık iddiasını anlamsız hale getirmişti.

Müslümanların yaşadığı toprakları elde tutmayı amaçlayan İttihâd-ı İslâm (İslamcılık) fikri, bu anlamda Osmanlı Devleti’nin ikinci var olma çabası idi. 19. yüzyılın en etkili düşüncelerinden olan İslamcılık düşüncesi, Sultan İkinci Abdülhamid devrinde devlet siyasetine dönüşmüş, daha sonra gelişen Garpçılık ve milliyetçilik akımı ile birlikte milli devletin temellerinin atılmasına zemin hazırlamıştır. Her ne kadar Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte Sultan İkinci Abdülhamid’in milli devletin temellerini atma çabaları göz ardı edilmiş olsa da bu durum tarihi bir hakikattir.

Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra Yusuf Akçura’nın kavramsallaştırdığı “üç tarz-ı siyaset” içindeki her bir akım yaşamaya devam etse de İslamcılık düşüncesi, küresel ölçekte hızla gelişen Batıcılık ve milliyetçilik akımlarının güçlü rüzgarı karşısında uzun bir dönem sessizliğini korumuştur.

 

İslamcılık Düşüncesinin Sahneye Tekrar Çıkışı

1970’lerde Türkiye’de tek parti zihniyetinin kuşatması zayıflamış ve dünyada gelişen demokratikleşme ve özgürleşme süreçlerinden Türkiye de üzerine düşen payı almıştı. Böylece Tunuslu Hayreddin Paşa’nın, Sait Halim Paşa’nın, Namık Kemal’in, Mevlana Hâlid-i Bağdâdî’nin, Nurettin Topçu’nun, Necip Fazıl Kısakürek’in ve Necmettin Erbakan’ın savunmuş olduğu siyasi düşünce tekrar ete kemiğe bürünmeye başladı.

Dünyadaki gelişmelere uygun olarak Türkiye’deki sol, milliyetçi ve muhafazakar akımların yetişmiş aktörleri 68 kuşağına aittir. Refah Partisi, 12 Eylül sonrası örgütlendi ve büyüklü küçüklü onlarca cemaatin mensupları bu dönemde sahneye çıkmaya başladı. İslamcılık düşüncesi, siyasal anlamda görünür oldu ve İslam ülkelerinde gelişen fikirlerle etkileşime geçti. Turgut Özal döneminde gelişen ekonomi, dışa açılma ve refah ortamı Anadolu insanının Batılı şehirlere göç etmelerine imkan verdi. Ülkenin büyükşehirlerine göç eden dindar gençler, dünya ile daha çok irtibatlı hale geldiler.

Refah Partisi, Türkiye siyasi tarihinin en örgütlü partisi idi. Sağlam bir zemin üzerine inşa edilmiş parti fikriyatı, rahmetli Erbakan’ın Alman disiplini ile ısrarlı ve inatçı doğası 100 bin kişilik bir kadro meydana getirmişti. Bu, davasına inanmış, sağlam bir siyasi terbiye almış, memleket öncelikli, fedakar, iddialı, büyük Türkiye idealine inanmış bir siyasal aktörler ordusu idi.

 

Açık Kimlik ve İddialı Duruş

AK Parti kurulduğunda Refah Partisi’nin yetişmiş kadroları adım adım AK Parti’de temsil edilmeye başladı. Refah Partisi’nin toplumsal karşılığı yüzde 25’ler civarlarındaydı. AK Parti’nin kuruluş sürecinde Recep Tayyip Erdoğan siyasi dehasını parti kadrolarını oluştururken gösterdi. Türk toplumu, siyasi bir toplum olduğundan siyasi partileri yakından takip eder. Bu toplum, Refah Partisi kadrolarının iyi niyetli, yetkin, çalışkan, fedakar ve millet menfaatini önceleyen insanlardan oluştuğunu iyi biliyordu. Fakat gerek Refah Parti’sinin iddialı fikirleri gerekse geleneksel rejimin oluşturduğu İslam korkusu, Refah Partisi ile ilgili toplumsal bir endişe oluşturdu. Erdoğan’ın siyasi dehasının en çarpıcı örneği burada ortaya çıktı. Parti kurulurken, bu toplumsal endişeyi yumuşatmak için sosyalistlerin, sağcıların, muhafazakar milliyetçilerin içinde yer aldığı bir parti kadrosu oluşturuldu.

Erdoğan’ın açık kimliği ve iddialı duruşu ile kendisinin özenle oluşturduğu AK Parti kadroları, toplumun yarısında AK Parti’ye yönelik bir sempati oluşturdu. Yapılan ilk seçimde AK Parti, yüzde 35 oy aldı ki daha sonra partinin oyları yüzde 50’lere kadar çıkacaktı.

Siyasi yelpazenin bütün renklerine hitap eden AK Parti, özgürlükçü ve önyargısız tutumu ile hem siyasette hem de bürokraside geniş bir aktör kitlesini kadrolarına katma fırsatı yakaladı. Geriye kalan yirmi yıllık zaman diliminde AK Parti’nin sağduyulu ve kuşatıcı tavrını zehirleme ve sistemi içten çökertme gayreti FETÖ’den kaynaklanacaktı. Neyse ki FETÖ, ülkeden çabucak tasfiye edildi.

Erdoğan, ATO Congresium'da
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen programda, 31 Mart 2024'te yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde AK Parti'nin 20 ve MHP'nin 5 olmak üzere Ankara'nın 25 ilçe belediye başkan adayını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Turgut Altınok ile beraber Kızılcahamam Belediye Başkan Adayı olarak açıkladığı Süleyman Acar'ı sahneye davet ederek partilileri selamladı. Törende, AK Parti İl Başkanı Hakan Han Özcan, İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Gençlik Kolları Başkanı Ülkü Efe Demirhan da yer aldı. (Emin Sansar/AA, 24 Ocak 2024)

 

1994 Aşısı

Erdoğan’ın İstanbul’da dört yıl süreyle belediye başkanlığı yapması, kendisinin Türkiye bürokrasisini ve devlet yönetimini nasıl şekillendireceği konusunda ilham verici bir deneyim oldu.

Türk bürokratik geleneği, tek parti döneminde şekillendiği için vatandaşı hesaba katmayan hantal bir zihniyet yapısına sahipti. Sanki onlar, devletin maaşlı memuru, milletin ödediği vergilerden maaş alan faniler değil bizzat devletin ve bürokratik rejimin bekçileri idiler.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nda planladığı her işi uygulama imkanı bulan Erdoğan, Başbakan olduktan sonra verdiği her talimat karşısında “Aman efendim…” diye başlayan yanıtlar aldı. Erdoğan, “bürokratik oligarşi” ve “bürokratik vesayet” eleştirisini bu dönemde dillendirdi. Zikre değer bir diğer konu da AK Parti’nin İstanbul’u yönettiği süreçte ülke genelinde bilinen, teknik kapasitesi yüksek çok sayıda bürokratın yetiştirilmiş olmasıydı. Daha sonra bu isimler, AK Parti hükümetlerinde önemli roller üstlenecekti.

AK Parti, uzun yıllar iktidarda kaldığı için bir yönüyle bir aktör yığılması ile karşı karşıya kaldı. Eski bakan, eski milletvekili, eski bürokrat vs. olan kimseler AK Parti’ye yönelik eleştirilerde bulunuyordu. Yine de Erdoğan’ın siyasi başarısının nirengi noktalarından birisi, partinin siyasi ve bürokratik kadrolarının tamamına yakınının sistem içerisinde tutulabilmesidir. Bir yönüyle AK Parti’nin sürekli iktidarda kalması, Erdoğan’ın bu yetkinliğini kolaylaştırmıştır.

 

Yerel Aktörler Değerlendirmesi

Yerel seçim sürecine girdiğimiz bugün her siyasi partinin özellikle aktörler konusunda eleştirilere maruz kaldığını görüyoruz. AK Parti, kurulduğu günden bugüne Refah Partisi kadrolarını, geleneksel STK’ları, milliyetçileri, muhafazakarları, sağcıları içeren oldukça geniş bir yelpazeden siyasi aktörü sahneye çıkarmıştır. Zaman zaman sol gelenekten gelip AK Parti’de siyaset yapan isimler de olmuştur.

AK Parti’nin siyasi aygıtının büyüklüğü ile güçlü bir liderin varlığı, diğer partilerde kolayca sivrilecek siyasi aktörlerin daha az öne çıkmalarına yol açtı. Bu durumu, ünlü İranlı yönetmen Mecid Mecidi’nin “Nehirlerde çıkan gürültüler denizlerde olmaz, çünkü denizler daha engindir.” şeklindeki deyimiyle resmedebiliriz.

O halde AK Parti’nin yerel aktörleri üzerinde bir ufuk turu yapalım: İstanbul Teknik Üniversitesi kökenli, Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜBİTAK geçmişi olan, merhum Erbakan hocamıza Başbakanlığı döneminde teknoloji danışmanlığı yapmış, ayrıca Enerji Bakanlığı ile bir dönem Ordu Belediye Başkanlığı görevlerini yürütmüş Hilmi Güler, Türkiye’nin sanayi ve kalkınma hikayesinin bir parçasıdır.

Diğer taraftan Samsun’da genç yaşında Çarşamba Belediye Başkanlığı yapan Halit Doğan, sivil toplum deneyimi olan hukukçu bir isim. Genç yaşında Samsun ölçeğinde bir büyükşehir adaylığı yetkinliğine yükselebiliyor.

Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın siyaset bilimi kökenlidir. Kocaeli Belediyesi’nde genel sekreterlik görevinde bulunmuş, görevi esnasında birçok sosyal projeye öncülük etmiş ve gençlik çalışmalarında ülkeye model olacak altyapı çalışmaları gerçekleştirmiştir. Bu sayede özellikle genç seçmenlerden oy alma başarısı göstermiştir. Birçok AK Partili belediye başkanı gibi kendisi de ikinci dönemde belediye başkanlığına aday.

Fatma Şahin, AK Parti’nin öne çıkan kadın siyasi aktörlerinden biri. Genç bir mühendis iken AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte siyasete adım atan Şahin, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık ile Gaziantep Belediye Başkanlığı yaptı. AK Parti’nin başarılı bireylerin tek başlarına siyasete girip yükselmelerine imkan veren bir parti olduğunun en iyi örneklerinden biri Fatma Şahin’in siyasi kariyeridir. Aile şirketlerine, aşiretlere veya STK’lara dayanan siyasi kariyerlere kıyasla bu tür bireysel siyasi kariyerler ülkenin gençleri için kıymetli bir örnek oluşturuyor.

Konya Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, başarısını ilçe belediyesinden büyükşehre taşımış bir diğer AK Parti aktörüdür. Konya, Selçuklu Devleti’nin eski başkenti ve bir Mevlana kenti olarak küresel çapta bilinen bir şehirdir. Konya Belediye Başkanı, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı’nın (UCLG) başkanlığını yürütmektedir.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın büyük ilçelerinden olan İnegöl’den başkan seçildi. Birçok AK Partili belediye başkanı gibi gösterdiği üstün başarıdan ötürü tekrar aday oldu. Aktaş, partinin üçüncü kuşak genç temsilerindendir.

Balıkesir Belediye Başkanı Yücel Ünal, kentin sosyal dokusuna uygun olarak geniş bir siyasi yelpazeden oy alma becerisi göstermiş bir başkandır. AK Parti belediyeciliği, CHP belediyeciliğine kıyasla hizmetler ve yatırımlar konusunda büyük farkla önde gözükmektedir. Fakat Ünal, başarılı hizmetlerin ve yatırımların yanı sıra halka iletişimi iyi olan başkanlar arasında ilk anılan isimlerden biri olarak öne çıkıyor.

Antalya’da Hakan Tütüncü, AK Parti gençlik kolları ile Kepez İlçe Belediye Başkanlığı’ndan büyükşehir belediyesi adaylığına yükselmiş bir isimdir. Kendisi parti içinden çalışıp yükselen parlak bir isim olarak Kepez’deki hizmetleriyle gelecek vaat ediyor. Şanlıurfa Belediyesi başkan adayı Zeynel Abidin Beyazgül ise Refah Partisi geleneğinden gelen bir isim.

Başkent Ankara ise ilginç bir sosyolojiye sahip. Kendi nüfusunun yanı sıra Orta Anadolu’nun yakın illerinden gelen nüfus yapısı, Ankara’nın milliyetçi bir şehir kimliğine sahip olmasına yol açıyor. Önceki seçimlerde AK Parti ile MHP’nin geniş seçmen kitlesine rağmen Mansur Yavaş’ın seçimi kazanmasında Ankaralı olmasının yanı sıra milliyetçi kimliğinin rolü büyüktür. Turgut Altınok, AK Parti’nin geniş siyasi yelpazede siyaset üretme kabiliyetinin bir göstergesi olarak Cumhur İttifakı’nın adayı olarak öne çıkmıştır. Ankaralılar, bu iki milliyetçi aday arasında bir tereddüt yaşamaya başlamıştır. Gün geçtikçe bu rekabet daha fazla kızışacak gibi görünüyor.

Seçim süreci başlamadan önce AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için tartışma konusu olan üç isim Ali Yerlikaya, Tevfik Göksu ve Murat Kurum’du. Her üç siyasi aktör de ülke çapında bilinen, gelecek vadeden isimlerdir. Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan ile birlikte bu kapasitede üç ismin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için dillendirilmesi AK Parti’deki siyasi aktör zenginliğinin alametifarikasıdır.

AK Parti, kurumsallaşmasını tamamlamış bir partidir. Siyasi bir partinin kurumsallaşmasında liderin kadro seçiminin ve yönetim anlayışının etkisi büyüktür. Partinin yirmi yıldır iktidarda olması, devlet idaresini tanıma, kurumları yönetme ve siyasi deneyim açısından çeyrek asırlık bir deneyim meydana getirmiştir.

Siyasetin günlük meşgalesi, siyasi arenada yer alan temsilcilerin siyasi fikriyattan uzaklaşmasına zemin oluşturuyor. Gençlik kollarındaki gençler çabucak yükselerek büyük rollere soyunuyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset üretimi konusundaki başarısı, kendi siyasetini Türkiye’nin tarihi misyonuyla bütünleştirip gelecek yüzyılın hayalini kurması, bir milletin kaderinin çağrısını adım adım inşa etmektedir. Bugün ne akademi ne de siyasi kadrolar bu vizyonun paydaşı olabiliyorlar. Oysa ki AK Parti, misyon ve siyasi fikirler konusunda zengin ve geleceğe dönük bir parti. Ayrıca olağanüstü bir insan kaynağına ve altyapıya sahip.

AK Parti’de bugün bir aktör zenginliği gözlemlenmektedir. Düşünce üretimi canlı tutuldukça sahneye yeni fikirler ve yeni aktörler çıkmaya devam edecek.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası