Kriter > Siyaset |

CHP’de Değişimin İz Düşümü


CHP, son seçimde ana söylemlerini büyük oranda sahadan gelen memnuniyetsizlikler üzerine kurdu. Bu anlamda CHP’nin sahada seçmenlerin şikayetlerini tespit edebildiğini ve bu tespit üzerinden seçmenlerde karşılık bulabilecek söylemler geliştirebildiğini gördük. Söz konusu durum her ne kadar ilk bakışta oldukça sıradan görünse de CHP için bunun da yaşanan değişimlerden biri olduğunu söylemek mümkün.

CHP de Değişimin İz Düşümü
Cumhuriyet Halk Partisi'nde Devir Teslim Töreni ( AA / 8 Kasım 2023)

Son zamanlarda CHP içindeki değişim tartışmaları, partinin yerel seçim performansı ve 31 Mart sonrasında izlediği strateji etrafında ilerliyor. Her ne kadar ilk aşamada değişim; genel başkan, yönetici kadrolar ve belediye başkan adayları üzerinden kurgulansa da taban ve seçmenlerin talebi, bu değişimin daha kapsamlı bir hale gelmesinden yana.

Yerel seçim çalışmaları ile birlikte CHP’nin söylem, strateji ve politikalarında da kısmi bir değişim gözlemlenmeye başladı. Son dönemlerde ise değişimin bir ayağını “normalleşme” ve “yumuşama” söylemi oluşturdu. Özgür Özel, önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ardından da Devlet Bahçeli ile görüşmeler yaptı. Bu görüşme Erdoğan tarafından “siyasette yumuşama dönemi” olarak adlandırılsa da Özel, “normalleşme” ifadesini kullanmayı tercih etti. CHP’de neyin değiştiği veya normalleştiği sorusu ise gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

 

Değişim Serüveni

2023 seçimlerinde aldığı yenilgi, CHP başta olmak üzere muhalefet partilerini değişime götüren en önemli husus oldu. Özellikle birçok itiraza rağmen cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan karşısında yeniden mağlup olması ve yine Kılıçdaroğlu’nun mimarı olduğu ittifak siyaseti nihayetinde CHP listelerinden seçime giren ancak CHP’ye somut bir getirisi olmayan partilerin 39 vekil çıkarması, hem partililer hem de muhalif seçmen için büyük bir hayal kırıklığıydı. Yaşanan bu hayal kırıklığı ise genel başkan değişimini tetikledi. Bunun nihayetinde Özgür Özel, parti içindeki elitlerden önemli oranda destek alarak yeni genel başkan seçildi.

Özel’in genel başkan olması ile birlikte partideki değişimin sınırları oldukça tartışıldı. Her ne kadar değişimin muhtevası, sistematik bir şekilde ifade edilememiş olsa da bilhassa parti tabanında ve seçmenlerinde, genel başkan değişiminin ötesinde bir değişim arzusu olduğu biliniyordu. CHP’nin de kişiler özelindeki değişimin dışına çıkıp gerçek anlamda bir değişimi başlatıp başlatamayacağı uzun süre tartışıldı. CHP, 2024 Mahalli İdareler Seçim sürecine de bu tartışmalar ekseninde girdi.

2024 yerel seçimlerinde bu defa değişim talebinin muhatabı, büyük oranda belediye başkanları ve adayları oldu. Yeniden aday gösterilmeyen bazı belediye başkanları ve adaylık beklentisi/talebi karşılık bulmayan partililer ise hem genel merkeze hem de “değişim” vaadine tepkilerini açık bir şekilde dile getirdi. En çok dile getirilen eleştiri, “değişim” adı altında bir tasfiye gerçekleştirildiği oldu. Bu anlamda çeşitli kademelerde istifalar gerçekleşti. Özgür Özel ise değişimin kişilerden başladığı vurgusunu sürdürdü. Öyle ki yeniden aday gösterilmemesi en çok tepki toplayan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i işaret ederek “Değişim nasıl olacak diyenler, dün açıklanan İzmir listesine baksın, değişim orada” ifadelerini kullandı. Özel’in değişim için İzmir’i adres göstermesine rağmen hem partililerin hem de seçmenlerin yoğun baskısına karşın Hatay’da depremin yıkımından büyük oranda sorumlu tutulan Lütfü Savaş’ı yeniden aday göstermesi de oldukça eleştirildi.

Aday listeleri kesinleşene kadar değişim tartışmaları, kişiler üzerinden gündeme getirildi. Ancak listelerin kesinleşmesi ve CHP’nin seçim çalışmalarına başlamasıyla birlikte değişim, strateji ve söylemler üzerinden şekillendirilmeye çalışıldı. Bu doğrultuda en çok dikkat çeken husus CHP’nin saha çalışmaları ve sahada kullandığı söylemler oldu.

CHP, seçim süreci boyunca aktif bir şekilde saha çalışmaları yürüttü. Bu anlamda CHP’nin AK Parti ile özdeşleşmiş olan çalışma şekillerini benimsediğini ve uyguladığını söylemek mümkün. Zira bu süreçte özellikle bazı adaylar, doğrudan sahada ve bire bir şekilde seçmene kendini anlatmaya çalıştı. Mitinglerden ziyade ev, esnaf, pazar ve sokak ziyaretlerini aktif bir şekilde gerçekleştirdi. Çoğu zaman elindeki mevcut belediye imkanlarını da seferber ederek seçmenlerle direkt olarak etkileşim kurmayı önceledi.

Öte yandan CHP, ana söylemlerini de büyük oranda sahadan gelen memnuniyetsizlikler üzerine kurdu. Bu anlamda CHP’nin sahada seçmenlerin şikayetlerini tespit edebildiğini ve bu tespit üzerinden seçmenlerde karşılık bulabilecek söylemler geliştirebildiğini gördük. Söz konusu durum her ne kadar ilk bakışta oldukça sıradan görünse de CHP için bunun da yaşanan değişimlerden biri olduğunu söylemek mümkün. Zira bilhassa Kılıçdaroğlu, son dönemlerde İYİ Parti ile kurduğu ittifakı Saadet, DEVA, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti ile genişletmiş, bu partilerle ortak bir gündem ve söylem oluşturma çabasının içine girilmişti. Ancak birbirinden oldukça farklı çizgilere sahip olan altı partinin ortak bir söylem ve gündem oluşturması ise başlı başına bir sorundu. Bu noktada ittifak içi birlikteliği sağlamak için “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” gibi oldukça suni, halkın önceliği ve gündemi olmayan konular merkeze alınmaktaydı. Ancak 2024 yerel seçimlerinde CHP, aktif bir şekilde sahada olmanın sonucu olarak halkın temel sorunlarını, ekonomi başta olmak üzere memnuniyetsizliklerini söylemlere ve hatta belediyeler aracılığıyla sosyal politika uygulamalarına taşıdı. Böylece siyaset tarzını nispeten yeniledi.

CHP Yerel Yönetimler Çalıştayı
CHP Yerel Yönetimler Çalıştayı (Mustafa Çiftçi / AA, 20 Nisan 2024)

 

CHP’de Ne Değişti?

CHP’nin yeni siyaset tarzında en çok aktörlerindeki profil değişimi dikkat çekiyor. Nitekim CHP, tabandan yeni profilde aktörler çıkarmaya çalışırken mevcut insan bakiyesini de sağ tandanslı seçmenlere hitap edebilecek şekilde dönüştürmeye çalışıyor. Bu anlamda özellikle muhafazakar seçmeni iten katı ve keskin söylemlerini de bir kenara bıraktığını, toplumun norm ve değerlerine uyumlu olan veya uyumlu görünen aktörleri öne çıkardığını söylemek mümkün. Bunun CHP için ne kadar yeni olduğu ise tartışmaya açık bir konu. Zira Kılıçdaroğlu da ittifak siyaseti üzerinden uzun süre bu yönde bir strateji yürütmeye çalışmıştı.

Bu noktada belki yeni dönemde bu stratejinin yürütülme şeklinin değiştiğini söylemek mümkün. Zira Kılıçdaroğlu, bir blok halinde muhalefeti büyütüp çeşitlendirerek toplumun daha büyük bir kesimine hitap etmeyi amaçlıyordu. Sağ veya muhafazakar seçmeni ise doğrudan CHP olarak değil, ittifak kurduğu diğer partiler ve aktörler ile kazanmaya çalışıyordu. Ancak bu stratejinin 2023 seçimlerinde yeteri kadar etkili olmadığı görüldü. Yeni dönemde ise CHP, Kılıçdaroğlu’nun partiler üzerinden başlattığı stratejiyi direkt olarak kendi aktörleri üzerinden gerçekleştirmeyi amaçladı. 2024 seçimlerinde olduğu gibi partiler arası kurumsal bir ittifak üzerinden seçmenleri kazanmaktansa diğer parti seçmenlerine de hitap eden aktörler üzerinden seçmen nezdinde bir ittifak, iş birliği kurmayı hedefledi. Seçim sonuçları göz önünde bulundurulduğunda da “tabanda ittifak” olarak adlandırdıkları bu stratejinin belli oranda başarılı olduğunu söylemek mümkün.

Bu başarıda birçok farklı dinamiğin etkisi bulunuyor. Ancak CHP’deki “değişim”in bu başarıda ne denli rol oynadığı henüz belirsiz. Nitekim bazı kesimler, yerel seçimlerde gösterilen performansın temel anahtarı olarak “değişim”i merkeze alıyor. Özgür Özel ise yerel seçim başarısını sahiplenirken bu başarının AK Parti’ye tepkili seçmenler ve CHP’ye diğer partilerden giden emanet oyların bir sonucu olduğunun farkında.

Özel’in seçim sonrasında siyasette “normalleşme-yumuşama” olarak adlandırılan süreçten yana tutum alması da bu bağlamda değerlendirilebilir. Nitekim seçimlerin hemen ardından seçmenlerin iktidara bir mesaj verdiğini ve bu mesajı da “kutsal emanet” olarak gördüğünü açıklaması, akabinde de “erken seçim çağrısı yapmak, seçmenle kurduğumuz akdi bozmak demektir” ifadesi, “normalleşmenin” ilk adımlarıydı. Dolayısıyla Özel’in normalleşerek emanet olarak aldığı oyları kalıcı hale getirmek ve karşı blok seçmeni ile yakınlaşmak istediği net bir biçimde görülüyor.

Bu noktada belki de Kılıçdaroğlu döneminden farklılaşan bir stratejinin benimsendiğini söylemek mümkün. Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşıtlığı üzerinden kutuplaşmayı artıran bir söylem kullanmayı tercih ediyor, bunu muhalif blokun da ana söylemlerinden biri haline getiriyordu. Nitekim Özel’in Erdoğan ile görüşmesi için “Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir” çıkışını yapması, bunun en açık örneği. Özel ise “müzakere en etkin mücadeledir” diyerek daha ılımlı bir siyaset yürütmeyi tercih ettiğini gösteriyor. Ancak buradan CHP veya Özel’in kutuplaşma siyasetinden tamamen vazgeçtiği anlamı çıkarılmamalı.

Sonuç olarak CHP’deki değişim söylemi, son dönemlerde farklı bir noktadan ele alınmaya başladı. Partinin iletişim stratejilerini genişletmesi, seçmenle daha doğrudan bir bağ kurma ve farklı siyasi kesimlere ulaşma çabası içine girmesi gibi hususlar, değişimin yansımaları olarak ele alınabilir. Ancak bu gibi hususların CHP için tamamen yeni olmadığını söylemek gerekir. Zira Kılıçdaroğlu da bu amaçlar doğrultusunda çeşitli adımlar atmış, başarısı tartışmaya açık olsa da altılı masa bu adımların biri olarak karşımıza çıkmıştı. Bu noktada yeni yönetimin aynı amaçlar doğrultusunda farklı yöntemleri kullanmaya başladığı ifade edilebilir.

Öte yandan değişim tartışmaları, sıklıkla göz ardı edilen ancak CHP’nin en önemli sorunu olan parti elitlerinin güç mücadelesi ve parti içindeki oligarşik yapıya gelebilmiş değil. Oysa partinin kurumsal problemlerinin çözülmesi ve gerçek anlamda bir değişim yaşayabilmesi için öncelikli olarak söz konusu oligarşik yapının değişmesi gerekiyor. Fakat halihazırda devam eden değişimin ve sınırlarının henüz buraya ulaşmadığı, elit grupları arasındaki mücadelenin seçim başarısı neticesinde yumuşasa da devam ettiği görülüyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası