Kriter > Dosya > Dosya / Enerjide Dönüşüm |

Türkiye’nin Enerji Zaferi: Sakarya Gaz Sahası


Türkiye’nin enerji alanındaki en büyük projelerinden biri olan Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi çok önemli. 405 milyar metreküp rezerv tespit edilen sahadan elde edilecek getiri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve ileride net ihracatçı konumuna yükselebilmesi için hayati önem taşıyor.

Türkiye nin Enerji Zaferi Sakarya Gaz Sahası

Sakarya Gaz Sahası Zonguldak ilinin, Çaycuma İlçesinin yaklaşık 190 kilometre kuzeyinde ve deniz seviyesinden 2 bin 200 metre derinlikte bulunan Tuna-1 kuyusuyla ulaştığımız, birçok rezervden oluşan ve çok büyük miktarda doğal gaz rezervini barındıran bir saha. Bu sahadaki doğal gazın milletimizin hizmetine sunulabilmesi amacıyla Türkiye’nin enerji alanındaki en büyük projelerinden biri olan Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesiyle 405 milyar metreküp rezerv tespit edilen sahadan elde edilecek getiri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve ileride net ihracatçı konumuna yükselebilmesi için hayati önem taşıyor.

 

Sakarya Doğal Gaz Sahası Keşfine Giden Yol

Keşifle sonuçlanan bu sürecin önemli kilometre taşlarından birisi, yeni bir bakış açısıyla ve farklı bir jeolojik model ile hidrokarbon arama çalışmalarına başlamamız oldu. Aslında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bugüne kadar Karadeniz’de arama faaliyetleri yürütmüş, hatta uluslararası petrol şirketleriyle kurduğu ortaklıklar üzerinden altı tane derin deniz sondajı yapmış ancak o dönemde müspet bir netice elde edilememişti.

Biz önce bakış açımızı değiştirerek işe başladık. Bugüne kadar kullanılmış geleneksel yaklaşım ve jeolojik modeller yerine, yeni teknoloji ve imkanlarla geleneksel olmayan bir jeolojik modelleme ile arama faaliyetlerimizi yürüttük. Bu modelleme aşamasında Romanya derin deniz alanında 2012’de gerçekleştirilen bir keşiften ilham aldık.

Yeni jeolojik modelimizi kurguladıktan sonra, sahada daha önce yapılmış iki boyutlu sismik veriler yardımıyla üç boyutlu sismik faaliyetlerimizi lokalize ettik. Yüksek çözünürlükte ve yüksek kalitede işlenmiş üç boyutlu sismik veriler neticesinde prospektimizi olgunlaştırmış olduk. Böylece bizim açımızdan yol daha aydınlık hale geldi.

Aslında bu konu biraz teknik ama şöyle bahsedeyim: Teknik bir ekip jeolojik bir model kurguluyor. Bu modelin üzerine jeofizik veri değerleri giriliyor ve yeniden kontrol ediliyor. Kurum içinde çeşitli değerlendirme komisyonlarıyla yürütülen uzun süreçler sonrasında kuyu lokasyonlarımızı belirliyoruz. Nitekim Karadeniz’de tamamen kendi imkanlarımızla kazılan ilk kuyumuz olan Tuna-1’i de, benzer bir çalışma sonucunda, Zonguldak’a bağlı bir yerleşim olan Filyos kıyısından yaklaşık 190 kilometre uzaklıkta 2 bin 200 metre su derinliğinde bu şekilde belirledik.

Bizi bu başarıya ulaştıran önemli bir kırılma noktası daha vardı: Sondaj gemilerimizin alınması. İlk olarak Fatih Sondaj Gemisi 2017’nin sonunda Norveç’ten alındı ve Türkiye’ye geldi. Önce Akdeniz’deki prospektlerimizi olgunlaştırdığımızdan, bu alanda derin deniz sondajlarına başladık. Kısa sürede, tüm uluslararası engellemelere rağmen Akdeniz’de başarılı 8 sondaj operasyonu yaptık. Akdeniz ve Karadeniz operasyonlarını eş zamanlı yürütmeyi planladığımızdan, ikinci sondaj gemimiz olan Yavuz Sondaj Gemisi de 2018’de enerji filomuza katıldı. Operasyonlarımızın sürdürülebilirliği ve maliyet etkinliği açısından, alacağımız ikinci geminin, Fatih Sondaj Gemisi ile aynı tasarım ve klasmanda olmasını özellikle tercih ettik. Yavuz ve Fatih sondaj gemileri üretim yılları, kapasiteleri ve kabiliyetleri olarak birbirinin kopyası iki gemi. Akdeniz’deki gelişmelerden sonra Fatih Sondaj Gemisi teknik gerekçelerle Karadeniz’de görevlendirildi ve 29 Haziran 2020’de bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından Karadeniz’e uğurlandı. İlk görevini Tuna-1 kuyusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük doğal gaz keşfiyle tamamladı.

TPAO, bilgi birikimi ve bugüne kadar edindiği tecrübeyle Karadeniz’deki hidrokarbon arama çalışmalarının bir sonucu olarak 21 Ağustos 2020’de Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfi yaptı. Bu keşif Karadeniz’de bugüne kadar yapılmış en büyük derin deniz keşfi olmasının yanısıra, keşfin yapıldığı yıl olan 2020’nin de en büyük doğal gaz keşiflerinden biri olarak kayıtlara geçti. Devamında 2021’de kazılan Amasra-1 kuyusu ile de 135 milyar metreküplük ilave rezerve ulaşıldı ve bölgedeki rezerv, toplamda 540 milyar metreküp olarak tespit edilmiş oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin

Keşfin Duyurulması ve Proje Haline Getirilmesi Süreci

Tuna-1 kuyusundan keşif haberi geldiğinde, 7 gün 24 saat kuyuları takip ettiğimiz Ankara’daki operasyon merkezimizdeydik. Kuyuların takibini Ankara’dan yapmak daha kolay ve mümkün. Keşfe ilişkin ilk belirtiler gelmeye başladığında gece yarısıydı. Ama gelen her türlü verinin teyit edilmesi gerekiyordu. Çok kademeli bir teyit süreci yaşandı. Bunun bir keşif olduğunu açıklamadan önce kuyu içi testler diyeceğimiz mini akış testleri (mdt) yaptık. Bu akış testleri bize, rezervuarın içindeki gazın cinsini, içerisinde başka bileşenler olup olmadığını, basıncı ve basınç değişimlerini gösterdi. Buradan çok önemli teknik veriler elde ettik. Sismik verileri de bu verilere ekleyerek, ortalama ve üretilebilir bir rezerv büyüklüğü açıklandı. Dünyada bu iş nasıl yapılıyorsa, hangi metodoloji kullanılıyorsa, biz de bu usulü kullanarak bu rezerv büyüklüğünü açıkladık.

Büyük bir coşku, büyük bir haber. 405 milyar metreküp bile tek başına çok büyük bir potansiyel. Bugünkü değerlemeyle yüz milyarlarca doların üzerinde bir değerin milli ekonomiye kazandırılması anlamına geliyor. Nitekim keşif, Türkiye Cumhuriyeti devleti için Cumhurbaşkanımızın açıkladığı bir müjde olarak tarihe geçti. Dünya petrol sektörü tarafından da not edildi.

Tüm bu bahsettiğimiz süreçlerin sonucunda elde edilen başarılı sonuca, Ağustos 2020’de ulaşıldı. Milletimizin zaferler yaşadığı bu ayda gelen sahanın ismi, bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından verildi.

Bundan sonra bizden beklenen, açıkladığımız 405 milyar metre küpün milli ekonomiye bir an evvel kazandırılması için çalışmalara başlanılmasıydı. Bunun için bir aşama daha vardı önümüzde: Uzun süreli akış testleri. Daha net bir açıklama yapabilmek için 2 bin 200 metre su derinliğinde rezervuarın içindeki doğal gazın yüzeye taşınması gerekiyordu. Tabi kuyunun içinde yaptığımız testler bize birçok veri sağlamıştı. Ancak uzun süreli akış testleriyle; rezervuar davranışının daha iyi anlaşılması ve daha iyi modellenmesi, uzun süre içinde rezervuardaki basınç değişimlerinin gözlemlenmesi gerekiyordu. Dolayısıyla bu testler bizim için önemli bir diğer aşamaydı.

2020’de enerji filomuza kattığımız 3. gemi olan Kanuni Sondaj Gemisi bu testleri başarıyla gerçekleştirdi. Uzun süreli akış testleriyle beraber rezervuarın üretilebilirliğiyle ilişkili pek çok soru ve bilinmezlik ortadan kalkmış oldu. Uzun süreli akış testleri süreci anlamamızda olayın detay mühendisliğini çözümlememizde bize çok önemli veriler sağladı.

Tüm bu aşamaların sonucunda bir üretim modeli geliştirildi. Bu üretim modeline dayanarak bu gazın nasıl karaya getirileceği ve nasıl üretileceği konusunda mühendislik çalışması tamamlandı. Bununla ilgili çalışmalar çok hızlı başladı. Bundan sonrasında hedefimiz keşfettiğimiz doğal gazı karaya getirerek, 2023’ün ilk çeyreğinde ulusal şebekeye vermek.

 

Sakarya Doğal Gaz Sahası Geliştirme Projesi Kapsamında Yürütülen Çalışmalar

Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesinde yapılan çalışmalar temel olarak üç alanda yürütülüyor:

  • Deniz tabanında doğal gaz üretim sistemleri kurulması
  • Karada doğal gaz alım ve işleme tesisi kurulması
  • Doğal gaz üretim sistemleri ile doğal gaz alım ve işleme tesisi arasında bağlantıyı sağlayan boru hatlarının kurulması

Sakarya doğal gaz sahasındaki, potansiyeli çok hızlı devreye alabilmek için deniz tarafında; Fatih Sondaj Gemisi sondajlara devam ederken, kuyu tamamlama işlemlerini Kanuni Sondaj Gemisi yürütüyor. Bu işlemler tamamlandıktan sonra da tamamlanan kuyuları deniz tabanındaki sisteme bağlayacak olan son derece sofistike elektronik kontrol ünitelerinin deniz tabanına yerleştirilmesi işleri Yavuz Sondaj Gemisi tarafından yapılıyor. Dolayısıyla gemiler burada ardışık görevler yapıyorlar. Yapılan görevlerin hepsi birbirini tamamlar nitelikte yürüyor. Yavuz, bir kuyuda görevini tamamladığı zaman o kuyu sisteme bağlanabilir hale gelmiş oluyor. Proje tamamlandığında yaklaşık 40 adet üretim kuyusundan gelen doğal gazın toplanmasını ve boru hattına aktarılmasını sağlayacak bir şebeke deniz tabanında kurulmuş olacak.

Zonguldak, Filyos’ta inşaa edilen doğal gaz alım ve işleme tesisi Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın boru hatlarıyla karaya bağlanacağı ilk nokta olacak. Sahadan gelen gazın su ve sıvılardan ayrıştırılması, filtrelenmesi, basınçlandırılması ve şebekeye sevk edilmesi bu tesislerde sağlanacak.

Normal şartlar altında 8-10 yılda bitebilecek, ileri teknoloji ve yetkinlikler gerektiren bu projeyi çok hızlandırmış durumdayız. Çünkü Türkiye’nin bu gaza ihtiyacı var. Bu kadar kısıtlı zamanda, bu kadar uzun mesafeden ve bu kadar derinden bu gazı getirebilmek, projeyi dünyadaki en zorlu projelerden biri haline getiriyor. Bizim için de dünya için de zorlayıcı bir proje. Ama biz millet olarak zoru sevdiğimiz için başarılı olacağımıza inanıyoruz.

Projenin başından itibaren her anlamda hem devletimizin hem de milletimizin bizim yanımızda olduğunu, bu milli projenin gönülden desteklendiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen bir projede, devletimizin tüm kurumlarından destek görüyoruz.

Nitekim yakın zamanda 31815 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Ortaklığımız tarafından Sakarya Gaz Sahasına yapılacak yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı verilmesine karar verildi. Burada 145 milyar Türk Liralık bir teşvikten bahsediyoruz. Türkiye tarihinde bu şekilde yapılan en büyük destek. Bu destek sürecin başarıya ulaşmasında çok kritik ve önemli kilometre taşlarından biri olacaktır.

Bu ve benzeri desteklerin bize verdiği temel mesaj şudur: Siz devam edin, çalışın, gazı hızla getirin. Bu aynı zamanda bize duyulan güvenin de bir göstergesidir. Ancak biz bunu daha çok bir sorumluluk olarak okuyoruz. Bu görev bize tarihsel bir misyon veriyor. Bu, TPAO olarak bizim şevkimizi, azmimizi, kararlılığımızı daha da artırıyor.

Milli üretim ve istihdama da katkı sağlanması hedeflenen Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi sayesinde kullanıma sunulacak doğal gaz hem ekonomimiz hem de ülkemizin enerji bağımsızlığı açısından son derece önemlidir. Bunun bilincinde olarak gece gündüz her türlü şartta çalışmaya devam ediyoruz, edeceğiz.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası