2019 Türkiye’nin terörle mücadelesinde birden fazla terör örgütüne karşı operasyonel süreklilik ve yöntemsel yeniliklere bağlı olarak etki üretip sonuç alındığı bir dönem olarak kayıtlara geçti. Farklı ideoloji ve hedeflere sahip örgütlerin organik yapılarını, kaynaklarını ve örgüt programlarını hedef alan operasyonları etkinleştiren temel faktörler ise kurumlar arası koordinasyon, istihbari-operasyonel tamamlayıcılık, eşgüdümlü ve yenilikçi operasyonel yaklaşımlar, siyasi kararlılık ile yaygın halk desteği olarak sıralanabilir. Türkiye’nin terörle mücadelesinin 2019’da doğası ve tehdit niteliği bakımından PKK/PYD, DEAŞ ve DHKP/C gibi birbirinden farklı üç terör örgütü etrafında geliştiği, devam etmekte olan FETÖ ve MLKP operasyonlarına ilaveten Hurasaddin (HTŞ bağlantılı) grubunu da içine alarak genişlediği görülmektedir.
Türkiye’nin 2019’daki terörle mücadelesindeki operasyonel etkinliğinin analizini terör örgütlerine karşı gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin veriler doğrultusunda yapmak mümkün. Elde edilen verilere göre 22 Aralık’a kadar 2019’da sonuç alıcı operasyonlarda 3 bin 35 PKK/PYD, bin 24 DEAŞ ve 26 DHKP/C’li olmak üzere toplam 4 bin 85 terörist ve bunların iş birlikçisi etkisiz hale getirilmiştir. Bu rakamlara 2019’da Suriye’de icra edilen Barış Pınarı Harekatı’nda etkisiz hale getirilen PKK/PYD’li teröristler dahil edilmemiştir. Etkisiz hale getirilen terörist ve iş birlikçileri ölü geçirilen terörist, yakalanan terörist, teslim olan terörist ile yakalan iş birlikçiler olarak dört ana kategoriye ayrılmıştır. Bu kapsamda, PKK/PYD, DEAŞ ve DHKP/C’ye yönelik sonuç alıcı operasyonların görsel analizleri aşağıda sunulmuştur.
PKK/PYD Operasyonları
PKK/PYD’nin silahlı terörist kadrosuna yönelik Barış Pınarı Harekatı hariç tutulmak üzere Türkiye, Irak ve Suriye’de gerçekleştirilen operasyonların ektisiyle toplam bin 72 terörist öldürülmüştür, 155 terörist yakalanmış ve 268’i teslim olmuştur. PKK’nın aktif silahlı kadrosuna dönük operasyonların içinde PKK’nın stratejik ve operatif lider kadrosunda yer alan teröristlerin de etkin istihbarata dayalı havadan hassas bağlantı yöntemiyle gerçekleştirilen nokta operasyonları ilk defa 2019’da görülmüştür. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığının terörden arananlar listesinin kırmızı, yeşil, turuncu ve gri kategorisinde yer alan çok sayıda terörist etkisiz hale getirilmiş ve liste aralık ayında yeniden güncellenmiştir. Operasyonlar PKK’nın aktif silahlı kadrolarının yanı sıra, iş birlikçi olarak ifade edilen ve örgütün istihbarat, lojistik, finans ve propaganda faaliyetlerini yürüten yeraltı teşkilatı, yardımcı unsurlar ve yakınlıkduyar çevresini de hedefleyerek sivil toplum içine gömülü PKK/PYD kadrolarını öğrenci, iş, sosyal ve siyasi alanlardan çıkartmaya başlamıştır. Bu kapsamda 2019’da bin 540 PKK iş birlikçisi yakalanarak PKK/PYD’nin lojistik, finans, propaganda, istihbarat ve eylem etkinliğinin önüne geçilmiştir.
PKK/PYD’ye karşı 2019’da gerçekleştirilen operasyonlar yurtiçinde ve yurtdışındaki PKK/PYD kadrolarını eş güdümlü olarak Türkiye, Irak ve Suriye topraklarını hedefleyerek operasyonel bütünlük sağlanmıştır. Özellikle yılın ikinci yarısında başlatılan Irak’ta TSK’nın Kara-Hava Kuvvetleri koordinasyonunda gerçekleştirilen Pençe harekatları ile yurt içinde İçişleri Bakanlığı’nın inisiyatifinde Jandarma, Emniyet ve Güvenlik Korucularının katılımıyla gerçekleştirilen Kıran operasyonları senkronize edilerek PKK/PYD’nin Irak-Türkiye arasındaki transnasyonel eylem etkinliği bitme noktasına getirilmiştir. Bu operasyonlara ilave olarak Suriye’de gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı PKK/PYD’nin Suriye’de konsolide halini bozarak bütüncül operasyon konseptini Türkiye, Irak ve Suriye olmak üzere üç ülke alanına taşımıştır.
Üç Harekatın Senkronizasyonu
27 Mayıs 2019’da başlatılan Pençe-1 Harekatı Irak’ın Hakurk alanındaki Kanireş bölgesinde alan hakimiyetine dayalı bir konseptle icra edilmiş ve 12 Temmuz 2019’da bu alanın doğu istikametine genişleyerek Pençe-2 Harekatı’na evrilmiştir. Halihazırda Kanireş ve Şefik dağı bölgesinde genişçe bir harekat alanı kontrol edilmekte olup PKK’nın bu alandan Şemdinli sınır hattını kullanarak Türk topraklarına sızması engellenmiştir. Öte yandan bu iki harekat PKK’nın Avaşin-Basyan bölgesine geçiş olanakları ile örgütün Kandil Dağındaki varlığını da baskılamış, PKK’nın Irak’ta unsurlarının daha İran içlerine ve Gara Dağı bölgesine çekilmelerini zorlamıştır. 27 Ağustos 2019’da Irak’ın Batufa kasabasının kuzeyinde yer alan Haftanin bölgesinde başlatılan Pençe-3 Harekatı’yla Sinat, Haftanin ve Metina alanlarındaki PKK varlığı hedeflenmiştir. Bu harekatla PKK’nın Irak’taki Kamtur Dağı, Şırnak kuzeyindeki Namaz Dağı, Uludere kuzeyindeki Kel Mehmet Dağı, Pervari güneyindeki Yazlıca (Herekol) Dağı, Eruh güneyindeki Kaval Dağı hattındaki silahlı kadro ve lojistik geçişkenliği Irak topraklarından başlamak üzere akamete uğratılmıştır.
Pençe 1, 2 ve 3 harekatları, PKK’nın yurt içindeki silahlı dağ kadroları, silah depoları, uyuşturucu üretim alanlarını hedef alan Kıran operasyonlarıyla bütünlenmiştir. Bu kapsamda;
- 17 Ağustos’ta Kavaklı bölgesi merkez olmak üzere Hakkari-Van-Şırnak üçgeninde Kıran-1 Operasyonu,
- 27 Ağustos’ta Bagok bölgesi merkez olmak üzere Mardin-Batman-Şırnak üçgeninde Kıran-2 Operasyonu,
- 21 Eylül’de Herekol ve Bestler Dereler bölgesi merkez olmak üzere Siirt-Şırnak hattında Kıran-3 Operasyonu,
- 24 Eylül’de Çemçe-Madur bölgesi merkez olmak üzere Kars-Ağrı-Iğdır üçgeninde Kıran-4 Operasyonu,
- 8 Kasım’da Şenyayla bölgesi merkez olmak üzere Diyarbakır-Bingöl-Muş üçgeninde Kıran-5 Operasyonu,
- 13 Kasım’da Faraşin bölgesi merkez olmak üzere Van-Hakkari-Şırnak üçgeninde Kıran-6 Operasyonu,
- 23 Kasım’da Munzur Vadisi merkez olmak üzere Tunceli’de Kıran-7 Operasyonu,
- 18 Aralık’ta Sehi Ormanları merkez olmak üzere Bitlis-Siirt hattında Kıran-8 Operasyonu,
- 20 Aralık’ta Cudi Dağı merkez olmak üzere Şırnak’ta Kıran-9 Operasyonu,
- 20 Aralık’ta Kavaklı-Narlı-Cevizli köyleri arasındaki Kazan Vadisi merkez olmak üzere Hakkari’de Kıran-10 Operasyonu,
- 21 Aralık’ta Yelkaya-Erginköy-Kaledibi Mahalleleri arasındaki Birlik, Şenlik ve Abalı mahallelerinin kırsalı merkez olmak üzere Diyarbakır Lice’de Kıran-11 Operasyonu başlatılıp icra edilmiş/edilmektedir.
Türkiye 9 Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeydoğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekatı ile sınır güvenliğinin sağlanması, Suriye’deki ABD-PKK/PYD ilişkisi ve PKK/PYD’nin Fırat Nehri doğusundaki topraklaşmasının yarattığı sorunların çözümü için yeni bir durum ortaya çıkarmıştır.
Kıran, Pençe ve Barış Pınarı harekatlarıyla Türkiye’nin PKK/PYD ile mücadelesi Türkiye’de Şanlıurfa-Mardin-Şırnak hattındaki operasyonel alan ile Suriye içindeki Ayn el Arab-Ayn Isa-Haseke-Malikiye hattındaki karasal alanda birleştirerek, Türkiye’den Suriye’ye coğrafi bir derinlik kazandırmaktadır. Bu anlamda, PKK ile mücadele Türkiye ve Suriye içinde eş zamanlı operasyonlarla senkronize edilmekte Türkiye’deki Kıran operasyonları ile Irak’taki Pençe harekatları arasındakine benzer bir eşgüdüm yakalanmaktadır.
DEAŞ Operasyonları
Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi (OBİPAS) ve Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) gibi sistem ve kurumlarla tesis edilerek işlevsel hale gelen istihbarat koordinasyonu sayesinde elde edilen istihbarat üstünlüğü DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonların etkin hale getirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Yabancı terörist savaşçılar (YTS) ve bunların yakınlarını kapsayacak şekilde geliştirilen insan istihbaratı ve sosyal ağ analizleri Türkiye, Suriye ve Irak’ta bulunan DEAŞ’lı teröristlerin yakalanıp kaynak ülkeye iadesi, sınır dışı edilmesi veya Türk yargı ve ceza sitemine tabi tutulması için gerekli operasyonel kolaylıkları sağlamıştır. Türkiye’nin sınır hatlarında, gümrük kapılarında, metropollerinde ve küçük kırsal yerleşim yerlerindeki muhtemel DEAŞ’lı teröristlere karşı yürütülen operasyonlar İçişleri Bakanlığı’nın inisiyatifinde Emniyet, Jandarma ve İstihbarat Teşkilatı koordinasyonunda genellikle özel operasyon birimlerince icra edilmektedir. DEAŞ’lı teröristlerin Türkiye’deki muhtemel bulunma yerlerine göre operasyonel faaliyetleri icra edilmektedir. Bu kapsamda operasyonların icra edildiği alanlar genel olarak şu şekildedir;
- Suriye’den ilk giriş noktaları: Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Adana ve Mersin
- Geçiş güzergahı olan iller: Adıyaman, Kahramanmaraş, Niğde, Konya, Ankara, Bolu, Kocaeli
- Sanayii ve Hedef Destinasyonları: Konya, Kayseri, Kocaeli, İstanbul ve Tekirdağ (Çerkezköy, Çorlu), Samsun,
- Kırsal yerleşim yerleri bölgeleri: Nevşehir, Aksaray, Kırşehir, Kırıkkale, Yozgat, Çankırı, Çorum vb.
DEAŞ’a dönük sonuç alıcı operasyonlar örgüt liderinin öldürülmesinin ardından Kasım içerisinde bir artış göstermiştir. Özellikle Barış Pınarı Harekatı’yla birlikte PKK/PYD’lilerin salıverdiği DEAŞ’lı teröristlerin yakalanması için Suriye kırsalında TSK ve Türk istihbaratı operasyon alanları dahili ve haricinde ayrıca çaba sarf etmiştir.
DEAŞ’lı teröristlerin Suriye’den gelerek teslim olma eğilimi gösterdikleri ancak Türkiye’deki örgüt elemanlarının sadece operasyonel etkinlikle yakalanabildiği değerlendirilmektedir. Yakalanan DEAŞ’lı teröristlerin ülkelerine iadeleri konusunda kaynak ülkeler iş birliği yapmaya gönülsüz davranmaktadırlar. Buna karşın, İçişleri ve Adalet Bakanlığı Kasım ve Aralık’ta içinde bir kısım DEAŞ’lı teröristi Batı Avrupa ülkeleri ile ABD’ye iade edebilmiştir.
DHKP/C Operasyonları
DHKP/C’ye dönük operasyonların da DEAŞ’a benzer şekilde örgüt elemanlarının hücresel ilişkileri ve seyahat paternlerine bağlı olarak elde edilen istihbari bilgiler dahilinde polisiye operasyonlar doğasında özel operasyon birimlerince gerçekleştirildiği dikkat çekmektedir. Bu bağlamda örgütün İstanbul, Tunceli, Malatya gibi hücre teşkilatlarının bulunduğu iller ile Yunanistan sınır hattındaki geçiş noktalarında yürütüldüğü görülmektedir. Üniversite gençliği ve aşırı sol görüşlü derneklerin etkileşim alanlarının bu örgütün yaşam çevresini meydana getirdiği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda DHKP/C’ye dönük operasyonların PKK/PYD ve DEAŞ’tan daha seyrek olarak gerçekleştiği gözlemlenmektedir.
2019’da PKK/PYD’ye karşı gerçekleştirilen operasyonların terörle mücadelede yeri oldukça önemli olmakla birlikte, bu örgütün silahlı kadroları, iş birlikçi çevreleri ve toprak hakimiyetinin askeri ve polisiye yöntemlerle akamete uğratılması yeterli değildir. Örgütün ideolojisiyle mücadele etmek için örgütün yasal siyasi partiler, kamu kurumları ve eğitim kurumlarındaki uzantılarına dönük FETÖ operasyonlarına benzer operasyonel derinlik geliştirilmeli ve kamusal alandaki eğitim ve sosyal hizmet yöntemleri bu örgütle mücadeleye destek verecek şekilde düzenlenmelidir. DEAŞ ve DHKP/C’ye dönük operasyonların büyük oranda milli kaynaklı istihbarat ve harekatlarla düzenlendiği, her iki örgütün de uluslararası geçişkenliği ve tehdit üretkenliği göz önüne alındığında DEAŞ üyelerinin kaynak ülkeleriyle iş birliğine zorlanması gerektiği, DHKP/C açısından kaçış adresi olan Yunanistan gibi ülkelerin teröre destek veren ülke kategorisine alınmasının iş birliğini kolaylaştıracağı değerlendirilebilir.