Kriter > Dosya > Dosya / Türkiye'de ve Dünyada İstihbarat |

Türkiye’nin Artan İstihbarat Kapasitesi ve Terör Örgütü PKK ile Mücadele


Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadelesinde özellikle son dönemde elde ettiği başarının ardında, istihbarat yapısının ve yetkilerinin, günün ve değişen uluslararası sistemin şartlarına uygun olarak yeniden belirlenmesi yatıyor. MİT’in “proaktif” ve “entegre” yaklaşım üzerine inşa ettiği yeni istihbarat doktrini sayesinde, son 10 yılda Türkiye’nin dış ve güvenlik mimarisinin ana sütunlarından biri haline geldiğine tanıklık etmek mümkün.

Türkiye nin Artan İstihbarat Kapasitesi ve Terör Örgütü PKK ile
Adana'da PKK/KCK terör örgütüne yönelik soruşturmada haklarında gözaltı kararı verilen 17 şüphelinin yakalanması için düzenlenen operasyondan bir görüntü (Ömer Yıldız/AA, 26 Kasım 2021)

Terör örgütü PKK ile mücadele kapsamında, 1984’ten bugüne PKK’nın kırsal alanda en fazla minimize edildiği bir dönem yaşanıyor. Özellikle kırsal alanda alınan güvenlik tedbirleriyle PKK terör örgütü sahada hareket edemez, lojistiğini dahi sağlayamaz hale getirilmiş durumda.

Güvenlik güçleri kırsal alanda kontrolü tamamen sağladı ve hem insani hem de teknolojiye dayalı önlemlerle sahada ayak basılmamış yer bırakılmadı; operasyonlar kesintisiz devam ederken, terör örgütü kış ve yaz üslenmesi gibi taktiklerini terk etmek zorunda kaldı.

Operasyonlarla yurt içindeki terörist sayısı son 5 yılda büyük oranda geriletildi. Bu sayı 2016’da 2 bin 800 civarındayken, 2017’de bin 995’e, 2018’de bin 200’e, 2019’da 875’e, 2020’de 320’ye, 2021’de ise 180’in altına düştü. Yine örgüte katılım da dibe vurdu. 2016’da örgüte 706 kişi katılırken bu sayı 2017’de 161’e, 2018’de 136’ya, 2019’da 130’a, 2020’de 53’e, 2021’de 48’e düştü. Bu rakamlar, terör örgütünün kırsal alandaki en düşük mevcudu olarak istatistiklere de yansıdı.

Terörle mücadelede 2016’dan bu yana izlenen “ara-bul-yok et” konseptinin iç güvenliğe etkisi de istatistiklerden izlenebiliyor. 2015’te irili ufaklı 2 bin 817 eylem/saldırı düzenleyen terör örgütü, konsept değişikliği ile hareket edemez hale geldi. Örgütün eylem sayısı; 2016’da 2 bin 495’e, 2017’de bin 321’e, 2018’de 917’ye, 2019’da 722’ye, 2020’de 331’e, 2021’de ise 133’e kadar düştü.

2021’de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), emniyet, jandarma ve güvenlik korucuları tarafından yurt içi ve yurt dışında 110 bini aşkın operasyon yiyen örgüt, sadece orta ve üst düzey kadrosundan 73 elemanını kaybetti. İçişleri Bakanlığı verilerine göre bu yılın ilk 11 ayında 108 bin 986’sı kırsal, 2 bin 969’u şehir olmak üzere toplam 111 bin 955 operasyon yapıldı.

Terörist Kadro
MİT ve TSK’nın Irak'ın kuzeyindeki operasyonunda etkisiz hale getirilen teröristler arasında PKK/KCK'nın kurucularından "Fuat" kod adlı Ali Haydar Kaytan'ın da bulunduğu tespit edildi. Terör örgütü PKK, örgütten kopmaların önüne geçmek ve teröristlerin moralini yüksek tutmak amacıyla Kaytan'ın ölümünü gizledi. Terörist Kaytan'ın cesedi sadece sözde üst düzey kadro tarafından bilinen bir yere gömüldü, defin işlemini yapan PKK'lılar infaz edildi. (AA)

 

PKK’nın Elebaşları Artık Doğrudan Hedef

65’i büyük, 340’ı da orta çaplı olan bu operasyonlarda 175’i ölü, 344’ü sağ/yaralı, 183’ü teslim olmak üzere (178’i ikna yoluyla) 702 terörist etkisiz hale getirildi. Öldürülen teröristlerin 11’i kırmızı, 2’si mavi, 4’ü yeşil, 20’si turuncu, 30’u gri listede aranıyordu. Aranan listesi dışında öldürülen 6 sözde yönetici de eklendiğinde, bu yıl 73 PKK’lı elebaşı etkisiz hale getirilmiş oldu.

Etkisiz hale getirilen teröristler arasında örgütün Suriye’deki en üst düzey ismi “Sofi Nurettin” kod adlı Nurettin El Muhammed, KCK’nın sözde Sağlık Komitesi Üyesi Suna Taş, sözde Amed Özel Güç Sorumlusu “Bese” kod adlı Aynur Ulagana ile sözde Botan Eyaleti Sorumlusu “Özgür Gabar” kod adlı Fırat Şişman (sağ ele geçirildi) da bulunuyor.

Son olarak Kasım’da TSK ile MİT'in Irak’ta düzenlediği ortak operasyonla, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın halefi olarak işaret ettiği Ali Haydar Kaytan’ın öldürülmesi, Türkiye'nin PKK’yla mücadelesinde bir milat olarak nitelendiriliyor. Çünkü Kaytan, bugüne kadar etkisizleştirilen en üst düzey terörist olarak kayıtlara geçmiş durumda. Güvenlik ve istihbarat uzmanları Kaytan’ın etkisizleştirilmesinin ardından, terör örgütünün sözde üst düzey yöneticileri Cemil Bayık ile Murat Karayılan arasında tartışma yaşandığını ve tüm bu kadronun artık hiçbir yerde kendilerini güvende hissetmediğini belirtiyor.

Bu arada yine bu yıl içinde istihbari çalışmalar sonrası düzenlenen operasyonlarda 13 örgüt elebaşının daha öldürüldüğü tahmin ediliyor. Kırmızı, yeşil ve turuncu listede aranan bu teröristlerin kimlikleri, teyidi sağlandıktan sonra kamuoyu ile paylaşılacak. Bugüne kadar etkisiz hale getirilen PKK'lı elebaşı sayısı ise 717.

Bu noktada, özellikle son 5 yıldır terör örgütü PKK ile mücadelede yaşanan bu başarı hikayesinin nasıl sağlandığı sorusuna yanıt aramak önemli.

 

Türk İstihbaratının Dinamikleri Kökten Değişti

Terörle mücadelenin etkili olmasının en önemli faktörlerinin başında istihbarat geliyor. Teksas Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Robert W. Taylor, “Terörizm ve İstihbarat” adlı makalesinde, “güvenlik ve istihbarat uzmanları, terörizmle mücadelede etkili bir istihbarat toplama ve toplanan istihbaratın analizinin büyük önem taşıdığında hemfikirdir” ifadelerini kullanıyor.

İşte istihbarat süreci, tüm bu bilgilerin sağlanmasına odaklanıyor. Tabii ki bu tür istihbarat süreci asla basit değil ya da sihirli bir değnekle yürütülmüyor. Süreç, öncelikle bilginin toplanmasıyla başlıyor. Doğru örgütlenmiş bir istihbarat sürecinde elde edilen bilginin mutlaka hassaslığı, güvenilirliği ve uygunluğunun değerlendirilmesi gerekiyor. İlgili kriterlere göre filtrelenen bilgi, “istihbaratın kalbi sayılan” analiz sürecine alınıyor. Analiz süreci ise eldeki verilerin, dış olayların önemini ve etkinliğini ortaya koyacak hassas bir fotoğrafın çekilmesi anlamına geliyor. Tabii ki, eldeki veri sayısı ne kadar fazla ise sonuç da aynı oranda doğru ve güncel oluyor.

Mevzu bahis güvenlik alanı olunca istihbaratın önemi kat be kat artarken, kırılgan bir coğrafyada bulunan Türkiye açısından ise istihbarat daha da önemli hale gelmiş durumda. Ülkenin üç kıtanın kesişme noktasında yer alışı ve bu jeopolitik havzada yaşanan siyasi gelişmelerin her birinin farklı açılardan ciddi tehditler oluşturması nedeniyle, hem taktik hem stratejik istihbarat, Türkiye için hayati bir araç olma özelliği taşıyor.

İşte Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadelesinde özellikle son dönemde elde ettiği başarının ardında, istihbarat yapısının ve yetkilerinin, günün ve değişen uluslararası sistemin şartlarına uygun olarak yeniden belirlenmesi yatıyor.

MİT’in “proaktif” ve “entegre” yaklaşım üzerine inşa ettiği yeni istihbarat doktrini sayesinde, son 10 yılda Türkiye’nin dış ve güvenlik mimarisinin ana sütunlarından biri haline geldiğine tanıklık etmek mümkün.

Türk dış politikası, 2011 sonrası Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki stratejik ortamda yansımasını bulan yeni bölgesel güvensizlik dalgalarına ve sarmalına binaen dönüşürken; bu dönüşümde MİT, Türkiye’nin karşılaştığı güvenlik sorunlarının üstesinden gelmenin yanı sıra, Türk diplomasisine imkan, esneklik ve kolaylaştırıcılık sağlayan başat aktörlerden birisi oldu.

MİT Suriye, Irak ve Libya’da Türkiye’nin güvenlik stratejisinin icrasında belirleyici olurken, terörle mücadele politikasındaki operasyonel kapasitesini ve istihbarat diplomasisini de aynı oranda genişletti. Terör örgütü ile mücadelede son dönemde yakalanan başarıdaki aktif istihbarat faaliyetlerinin uygulanmasına imkan sağlayan birkaç başlığı söyle sıralamak mümkün;

  • İstihbarat ve siyaset arasında yeni bir diyalog mekanizması
  • Türkiye’nin ihtiyaçlarına özgü kurumsal, hukuki, teknik ve mali düzenlemeleri ihtiva eden istihbarat reformu ve bu minvalde Ankara’nın dış, güvenlik ve savunma politikasının yapım ve uygulama sürecinde MİT için tanımlanan asli ve işlevsel rol
  • MİT’in, kavuştuğu imkan ve kabiliyetler sayesinde, Türkiye’nin yeni operasyon sahasında inisiyatif alabilen güçlü bir aktör haline gelmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Temmuz 2020’de MİT’in İstanbul yeni hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmadaki sözleri, Türkiye’nin istihbarat yapılanmasını nereye getirdiğini açıkça ortaya koyuyordu; “Milli İstihbarat Teşkilatımız kriptoloji, siber, uydu, sinyal istihbaratı alanlarında dünya ölçeğinde çalışmalara imza atıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, başta MİT olmak üzere, Türkiye’deki tüm güvenlik teşkilatlarının istihbarat yeteneklerinin son model teknoloji ile donatıldığı ve bunun sağladığı saha üstünlüğünün ve/veya etkinliğinin istihbarat diplomasisinde de önemli adımlar atılmasını sağladığı anlamına geliyor.

Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Kurs Bitirme Töreni
Cumhurbaşkanı, Çorlu Hava Meydan Komutanlığı Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi'nde, Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Kurs Bitirme Töreninde. 1,5 ton faydalı yük taşıma kapasitesine sahip olarak geliştirilen AKINCI, gelişmiş yapay zeka, 3 yedekli otopilotla milli uydu haberleşme sistemine sahip. (Murat Çetinmühürdar/TCCB-AA, 29 Ağustos 2021)

 

Stratejik Analiz Yapılanması ve Teknik İstihbarat

Türkiye son dönemde istihbarat yeteneğini artırmak için teknoloji alanındaki yatırımlara hız verdi. İstihbarat İHA, SİHA, istihbarat gemisi, istihbarat uçağı ve uygu gibi pek çok yeni teknik kabiliyete kavuştu ve adeta “görünmeyeni görünür kılma" yolunda önemli mesafe kaydetti. Terörle mücadelede oyun değiştirici kritik bir rol üstlenen İHA ve SİHA'ların terör örgütü PKK üzerinde paranoyaya varan moral kırıcı bir etki doğurduğu, teslim olan veya canlı yakalanan teröristlerin ifadelerine de yansıyor.

İstihbarat çalışmalarının bugünkü seviyesine gelmesinde en önemli değişimlerden bir tanesi ise elde edilen istihbaratın, değişen dengeler ve yeni tehdit alanlarına göre analiz edilmesi yeteneğinin güçlendirilmesi oldu. Bu çerçevede MİT içinde ilk defa, stratejik analiz yapılanmasına gidildi. Terörle mücadelede istihbaratın en önemli aşamalarından birini gerçekleştiren yapılanma, yani “istihbaratın kalbi” olan analiz süreci, dünya örneklerindeki gibi gerçekleştirilmeye başlandı.

MİT içindeki “analiz” yapılanması ise terör örgütüne karşı “mücadele” değil, “müdahale” konseptinin esas alınmasını sağladı. Kimi terör uzmanlarının “kinetik istihbarat” adını verdiği bu konsept pasif değil, aktif, dinamik ve ofansif istihbarat anlayışı ile tehlikeyi bertaraf, tehdidi imha eden sonuç odaklı istihbarat çalışmalarını ifade ediyor.

Kinetik istihbarat ya da “müdahale” konsepti, öncelikle siyasi iradenin kararlılığını gerektiriyor. Ardından hedefin net şekilde ortaya konması, takip- (insan istihbaratı, görüntü istihbaratı, sinyal istihbaratı vb.) tespit-teşhis-teyit, analiz ve değerlendirme, hedefleme, bilgiye dayalı karar verme, etkisiz hale getirme-yakalama süreçlerinden oluşuyor. Son dönemde terör örgütü PKK’nın üst düzey sözde yöneticilerinin etkisizleştirilmesi ya da yakalanmasında işte bu konsept, ağırlıklı olarak kullanılıyor. Güvenlik uzmanları, Türk istihbaratının artık bu konsepti “çoklu” biçimde uyguladığını ve her şekilde takip edilen teröristlerden hangilerinin etkisiz hale getirileceği konusunda “seçim” yapma kapasitesine ulaştığını belirtiyor.

Terör örgütü PKK ile mücadelede istihbari açıdan başarılı olunmasının bir başka nedeni ise kurumlar arasındaki iş birliğinin daha önce hiç olmadığı kadar etkili hale getirilmesi. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve MİT arasındaki iş birliği, Türkiye’nin terörle mücadelede ihtiyaçlarının tam manasıyla giderilmesi için artırılmış durumda. İstihbarattaki yeni yönetim sisteminin sağladığı imkanlar, terör örgütüyle mücadelede gereken hızlı hareket etme yeteneğini ve başarıyı sağladı.

Genelkurmay Elektronik Sistemleri'nin MİT'e bağlanması işte tam da bu çerçevede değerlendirilmeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni sisteme verdiği önemi, “Amacımız, kurumlarımızın elindeki tüm imkan ve kapasitelerini, devletimizin güvenliği ve geleceği ortak paydasında birleştirerek sırt sırta mücadele vermelerini sağlamaktır.” ifadesiyle gösterdi.

 

İstihbarat Diplomasisinde Başarılar Artıyor

Türkiye’nin son 5 yılda terör örgütü PKK’yı bitme noktasına getirmesinde istihbari açıdan elde ettiği bir başka başarı ise istihbarat diplomasisindeki etkinliği oldu. Dış istihbaratta giderek genişleyen etki alanı sayesinde Türkiye, tüm platformlarda bölgesel ve küresel bir güç olarak yerini almaya başladı.

Özellikle Irak’ın kuzeyinde Erbil ve Bağdat’taki merkezi yönetim ile yürütülen diplomatik girişimler sonucunda, terör örgütünün bölgede tutunması daha da güç hale getirildi. Kuzey Irak'taki yönetim ile terör örgütü arasındaki makas daha da açıldı ve böylelikle hem PKK’nın hareket alanı daraltıldı hem de daha etkili istihbarat akışı sağlandı. Kasım içinde Irak’ta terör örgütünün sözde üst düzey yöneticisi Ali Haydar Kaytan’ın etkisizleştirilmesi işte tam da bu şekilde gerçekleşti.

Güvenlik uzmanları TSK’nın Irak’ın kuzeyindeki varlığının, bölge insanının rahat bir nefes almasını sağladığını, okula, hastaneye rahatlıkla gidebildiklerini ve tarlalarını ekebildiklerini, bunun da insana dayalı istihbaratı artırdığına dikkati çekiyor.

MİT’in Aralık’ta Irak’ta gerçekleştirdiği bir operasyon ise, yine tüm bu bileşenlerin aktif olarak kullanılmasıyla hayata geçirildi. Terör örgütü PKK/KCK sözde üst düzey sorumlularından Duran Kalkan’ın iki yıl boyunca korumalığını yapan Mazlum Jir Agiri kod adlı Emrah Adigüzel ve Sarina/Diljin kod adlı Pervin Arslan MİT operasyonuyla Türkiye’ye getirildi.

Terör, doğası gereği düzensiz ve asimetrik olması nedeniyle tehdidin bertaraf edilebilmesi için yeni yöntemleri zorunlu kılıyor. Bu minvalde bir gece ansızın gelebilmenin yol haritası olarak yeni, yerli ve özgün olarak değerlendirilebilecek istihbaratın geliştirilmiş olması ve Türk istihbaratının bu kapasiteye ulaşması, yakın gelecekte terör örgütü üst düzey isimlerinin etkisizleştirildiği haberlerini almaya devam edeceğimizin bir göstergesi niteliğinde.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası