Kriter > Siyaset |

İttifaktaki Muhalefetin ve Muhalefetteki İttifakın İmkanları ve Açmazları


İYİ Parti bu kinden beslenerek MHP'den ayrıştığı için ilk seçimin sıcaklığından nerede durduğunu yeterince sorgulayamamıştır. Bugün İYİ Parti’den ayrışmaların temelinde gecikmiş bu sorgulama vardır. Karşı olunanın ışığından yanında durulanın mümkünlüğü sorgulanmadı.

İttifaktaki Muhalefetin ve Muhalefetteki İttifakın İmkanları ve Açmazları

Altmışlı yılların darbe anayasası siyaseti güçsüzleştirmiş, karşısında başta askeri bürokrasi olmak üzere yargı ve akademiyi güçlendirmişti. Seçim sisteminin filtresizliği en küçük sosyal-kültürel farklılığın bile siyaset sahnesine çıkmasına ve siyasetin parçalanmasına sebep olmuştur. Seksen darbesini yapanlar en azından siyasi karar mekanizmasını biraz olsun güçlendirmek için abartı bir seçim barajı koymuştu. Fakat toplumsal fay hatlarıyla oynanmış Türkiye’de siyaseti toparlamak mümkün olmamıştı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte gelen seçim yasasının ittifaklara izin veren hükümleri ise bir taraftan siyasi tarafları toparlarken diğer taraftan da parçalamaktadır. O nedenle ittifak içi yeni muhalifler ve koalisyonlar oluşurken aynı zamanda da müttefikleri birleştiren konseptler de değişime uğramaktadır.

İttifakı belirleyen hususların dış politikayla bağlantıları ise durumu daha da karmaşık kılmaktadır. 2018 seçimlerindeki muhalif ittifakın motivasyonunu Tayyip Erdoğan karşıtlığının oluşturmasını sadece iç politikayla açıklamak kolay değildir. Zira iç politika açısından bakıldığında Cumhurbaşkanlığının politik çizgisindeki artan milliliğin İYİ Parti’yi muhalif çizgiye itmesini anlamlandırmak zordur. Fakat milliyetçi çizgide 2002-2015 arasındaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) küresel siyasetle uyumlu politikalarına karşı biriken öfke bazıları için artık kine dönüşmüştü. İYİ Parti bu kinden beslenerek Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) ayrıştığı için ilk seçimin sıcaklığından nerede durduğunu yeterince sorgulayamamıştır. Bugün İYİ Parti’den ayrışmaların temelinde gecikmiş bu sorgulama vardır. Karşı olunanın ışığından yanında durulanın mümkünlüğü sorgulanmadı.

Muhalif ittifakı oluşturan motivasyon aradaki farklılıkları peş peşe gelen seçimlerin etkisiyle görmezden gelmiştir. 2019 yerel seçimleri ile 2023 genel seçimleri arasındaki makasın genişliği muhalif ittifakın yarıklarını soğutmuş ve acılarını hissedilir kılmıştır. “Biz ne yapıyoruz” sorgusu ittifakın gözden geçirilmesine neden olmuştur. İttifakı bir arada tutan düşmanlığın hükümetin yerli ve milli politikaları karşısında anlamsızlaşması hem İYİ Parti’nin milliyetçilerinde hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Kemalistlerinde sıkıntı yaratmıştır. Aslında yerel seçimlerdeki performans başta CHP olmak üzere destek veren ve karşılığını alan ittifak unsurlarında yaklaşık bir yıl süren bir rahatlık da oluşturmuştu. CHP, hem kendi içindeki sosyalistler ve Kemalistler arasındaki koalisyonu hem de dışardan eklemlenen milliyetçi muhafazakarların birlikteliğini seçim sathında sağlamakta zorlanmamıştı. Ama CHP’nin asıl başarısı Halkların Demokratik Partisi (HDP) gibi teröre mesafesini açıkça ortaya koymamış bir parti ile milliyetçi bir parti olan İYİ Parti’yi bir araya getirmesidir. Oluşan geniş koalisyona gönüllü katılan ve azla yetinmeyi bilen eski İslamcıların partisi Saadet Partisi’nin sadakati CHP’nin işini daha da kolaylaştırmıştı. Seçimden seçime artan heyecan ve kazanımlar ittifakın varoluşsal sorunlarını da erteledi. Fakat seçimlerin sıcaklığı geçtiğinde iki yıl kadar da rant paylaşımının sıcaklığını yaşadık. 2020 sonunda ittifakı “şimdi ne olacak” sorusu sarmış bulunmaktadır. Oysa seçimlere de daha üç yıl var.

Parti Başkanları

İttifak Tutkalı Seçim Söylemi

Muhalif ittifakı oluşturan partilerin erken seçim polemiğini diri tutmaya çalışmaları iktidarı seçime çağırmaktan ziyade dağılan safları sıklaştırma amacı taşımaktadır. Seçim olmadığında ittifak ilkeler arasında olur ki ortak ilkeler etrafında toplanmak Millet İttifakı açısından oldukça zordur. Seçim sathı mahalli ise ittifakı sadece rant çerçevesinde mümkün kılmaktadır. Bir taraftan nefret edilenin birleştirici gücü bir taraftan da özlenen rantın cazibesi ortak ilkeleri olmayanları bir araya getirebilmişti. Millet İttifakı’nın anayasa tartışmalarında buluşamadıkları ortak ilkeyi neredeyse teke indirgedikleri görülmektedir; “güçlendirilmiş parlamenter sistem”. Herkesin filin bir tarafından kavrayarak anladığı bu sistem önerisi aslında etken maddesi olmayan plasebo ilaç gibidir. İsteyenin istediği tadı aldığı ve istediği yarasını sardığı bir ilaç gibi içeriği belirsiz bir güçlendirilmiş parlamenter sistem ittifakın bütün unsurlarının işine gelmektedir. Bu öneri ayrıca tek ortak noktaları olan nefretlerini de diri tutmaktadır. Zira bu önerinin içeriği ortak olmasa da tek hedefi vardır; Cumhurbaşkanı.

Seçimlerin uzaklığı muhalif ittifakı gevşetmektedir. Öncelikle CHP’yi zor bir yıl beklemektedir. Zira CHP’nin kronik trajedisi olan iki farklı asrısaadete yaslanması yeniden önüne sorun olarak çıkmaktadır. Yetmişli yılların sosyal demokratlarının hatta eski sosyalistlerinin yönetimine teslim olan CHP’de Kemalist tabanın politik esareti etkisizliğini de yaratmaktadır. Tabanda bıktırıcı bir şekilde itirazcı olan öğretmen edasının ya da aydın taşralıların CHP’ye olan mahkumiyetleri parti politikalarında ve kadrolarında etkili olmalarını engellemektedir. İnce’nin başlattığı “Memleket Hareketini” besleyen damar bu esaretin isyanıdır. Millet İttifakı’nda kalma garantisi alabildiğinde partileşme cesareti de gösterebilecek olan İnce’nin CHP’nin oylarının yaklaşık yarısını oluşturan Kemalist tabandan önemli oranda destek göreceği aşikardır. Her ne kadar CHP’den ayrılmış gibi gözükse de Sarıgül’ün oy tabanı CHP’den daha geniş durmaktadır. Bu nedenle Sarıgül, ısrarla Millet İttifakı’nda yer almak istemeyecektir. Hatta ısrarlarına rağmen Millet İttifakı’ndan dışlanan İnce’nin bile “mağdur” edilmenin meşruiyetiyle farklı arayışlara yönelmesi mümkün gözükmektedir.

CHP’deki taciz ve yolsuzluk iddiaları ya da belediyelerin performans düşüklüğü nedeniyle bile başlamayan iç tartışmanın HDP ile alenileşen ittifak sonrasında başlaması daha muhtemeldir. Her ne kadar kazanacağı düşünülen taraftan ayrışmalar daha az görünse de CHP’nin Kemalist ve milliyetçi seçmeninin de ayrılıkçı teröre mesafe koyamamış bir HDP ile açıktan ittifaka razı olması zor olacaktır. Uluslararası siyaset tarafından açıkça desteklenen HDP’nin teröre mesafe koymak gibi bir sürprize imza atması hem kadrosal olarak hem de politik hedefleri açısından imkansız gibidir. Bu nedenle HDP’den gelen şeffaflık çağrılarını ittifakın diğer partilerinin tabanlarına kabul ettirmesi gerekecektir. Önümüzdeki seçimlerin Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri olduğu düşünülürse HDP ile diğer ittifak partilerinin belediye seçimlerindeki gibi yakınlaşmak ve rantı paylaşmak zorunda olmayışlarını da Millet İttifakı’nın hanesine olumlu bir yön olarak kaydetmek de lazımdır. İttifak olsa da herkes kendi seçmeni ile hemhal olacak Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek ya da Saadet partileri gibi CHP ile liste pazarlığına girilmeyecektir. Bu durum hem İYİ Parti’yi hem de CHP’yi rahatlatan bir husustur. Onlar için aleni olsa da ittifak sadece Cumhurbaşkanlığı için söz konusu olacağından tabanlarına aktarılabilecek bir tesellileri olacaktır.

Miting

İYİ Parti’nin Zor Günleri

Her ne kadar sinir uçları yerel seçimlerde test edilmiş olsa da asıl sorunu yaşayacak olan İYİ Parti olacaktır. Daha şimdiden bir taraftan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tartışması diğer taraftan teröre mesafe koyamayan HDP ile iş birliği tartışmaları partiye kayıplar yaşatmaktadır. Bu kayıpları medya desteği ve sükunetiyle aşmaya çalışsa da ayrılanların partileşmeleri şikayetlerin daha fazla duyulmasına neden olacaktır. Dahası durmayı sindiremeyenler için de yeni oluşum açık adres olacaktır. MHP’nin çağrısına uyarak siyaseti bırakıp evine dönmesi mümkün gözükmeyen Akşener ve diğer partililer için geri dönüş de bir alternatif değildir. Diğer taraftan Cumhur İttifakı’na yönelmenin kapılarını da parti yöneticileri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni bahane ederek sıkıca kapalı tutmaya çalışmaktadır. İYİ Parti gibi milliyetçi muhafazakar tabana hitap eden bir partinin başkanlık sistemi karşıtlığı anlamlı olmasa da varlığını milliyetçi çizgideki Erdoğan düşmanlığına borçlu olan parti yöneticilerinin bu bahane üzerinden tabanlarını parlamenter sisteme yöneltmeleri zor olmamaktadır. Ayrıca bu noktada duruşları kendi içlerinden kaybettiklerini İnce’nin Memleket Hareketi partileşemediğinde CHP’nin Kemalist milliyetçi tabanından telafi etmelerini sağlamaktadır.

İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndaki önemli itilaf noktalarından biri de cumhurbaşkanı adaylığı olması muhtemeldir. Her ne kadar Akşener kendini artık aday olarak dayatmayacağını ilan etse de adayın İYİ Parti konseptine yakın bir isim olacağına emin gibidir. CHP’nin milliyetçi muhafazakar bir adaya mahkum olduğu zannı HDP ile ittifaktan için için rahatsız olan İYİ Partilileri teselli etmektedir. Fakat CHP’nin önünde iki seçenek halen imkan dahilindedir ya Kılıçdaroğlu gibi hem partiden hem de ittifaktan oy alabilecek bir CHP’li aday çıkaracaklardır ya da seçimlerden altı ay önce adı duyulan ve ekonomi/politik dahisi olarak pazarlanabilecek genç bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracaklardır. Her iki durumda da İYİ Parti kaybedenlerden olacaktır. İYİ Parti’nin asıl kaybettiği yer ise CHP’nin aday belirleme sürecinde HDP’nin “barış” söylemine kapı aralayarak “kutuplaşma karşıtı” birleştirici bir aday olarak pazarlanabilecek bir cumhurbaşkanı adayına yönelmesi olacaktır. Açılım sürecinden dolayı AK Parti’ye öfkeli parti tabanı için yeni bir açılım süreci ve değişmez maddeleriyle oynanmış yeni bir anayasa demek olan olası bu hamleyi İYİ Parti’nin seçmenlerine anlatması kolay olmayacaktır. CHP’deki giderek güçlenen Kaftancıoğlu kanadının partiyi bu tür bir politikaya sürüklemesi hiç de imkansız değildir.

 

Yeni Doğumun Sancıları Bitmedi

AK Parti’den koparak partileşen ve partileşirken bile birlikte hareket edemeyen DEVA ve Gelecek partileri için seçimlere kalan üç yıllık süreç güç toplama sürecinden ziyade bir gücü koruma süreci olarak işleyecektir. Zira politik ranttan uzak üç yıl henüz öfke, hayal kırıklığı ve idealizm üzerine kurulu yeni partilerin sinir testi olacaktır. DEVA’nın dinleyen ve yetkileri delege eden liderlik anlayışından dolayı şimdilik daha başarılı göründüğü bu süreci Gelecek Partisi’nin atlatması daha zor olacaktır. Zira parti yöneticileri ile taşra teşkilatları arasındaki iletişimin zayıflığı gelişmekte zorlanan bu küçük parti oluşumlarını seçimlerden önce sönümlendirme potansiyeli taşımaktadır. DEVA’nın açmazı ise geldiği gelenekle söylemi arasındaki açığı samimiyetle kapatmaktan uzak bir liderlik anlayışına sahip olmasıdır. Bir taraftan İnönü’yü anarak seçimlerde listelerine muhtaç oldukları CHP’ye göz kırparken diğer taraftan da bizatihi İnönü Türkiye’nin nostaljisine yaslanan 28 Şubat mağduru resminin çizilmesini seçmenlerinin nezdinde inandırıcı kılması gerekecektir. Dahası her iki partinin de AK Parti’den yeni kopuşlar sağlamaktan ziyade uzun zaman önce kopanları ve yüzer gezer küskün seküler liberal oyları topladığı göz önüne alınırsa zaten Millet İttifakı’ndan beslendiği ortaya çıkacaktır. Yani bu partilerin Cumhur İttifakı’nın oylarını azaltmaktan ziyade Millet İttifakı içindeki oranları değiştirmesi daha olasıdır. CHP’nin bir türlü yüzde yirmi beşleri aşamamasında bu tür yeni partilerin rolü olduğu hiç uzak bir ihtimal değildir.

 

Sadık Saadet ve Strateji İttifakları

Saadet Partisi ittifakın en sadık üyesi gibi durmaktadır. Her ne kadar Erbakan’ın oğlunun kurduğu Yeniden Refah Partisi aynı kulvardaki oylara talip olsa da Milli Görüş geleneğinin tercih değiştirmesi zor görünmektedir. Hatta Saadet Partisi, AK Parti’nin muhafazakar tabanına karşı yanlış yapmasını kollamakta ve yapılacak olası yanlışlardan beslenmeye çalışmaktadır. Parti sadakatinden ziyade bir cemaat disiplinine sahip yüzde birlik SP’lilerin yine de pragmatik tarafları her iki ittifaka da açık kalacaktır. Bu nedenle CHP bu sefer listelerinde daha fazla yer açmak zorunda kalabilir. Bu zorunluluk da CHP teşkilatları açısından çekilmez bir hal alabilir.

İYİ Parti ile DEVA, Gelecek ve Saadet partileri arasında oluşabilecek bir üçüncü ittifak ihtimali CHP’nin HDP ile yakınlaşmasının derecesine göre halen açık bir opsiyon olsa da İYİ Parti’nin yaşadığı kopuşlar ve diğerlerinin bir türlü kazanamadığı ivmeler nedeniyle giderek zorlaşmaktadır. Fakat TBMM sandığı ile Cumhurbaşkanlığı sandığında ayrışan ittifaklar da halen mümkündür. Yani TBMM için üçüncü bir ittifakta buluşanlar Cumhurbaşkanlığı için tek ittifakta kalabilirler. Zira millet önüne konulan iki sandık birini vicdan diğerini strateji sandığı haline getirmiştir. Aynı seçimde TBMM sandığına attığı oyla vicdanını rahatlatan seçmen Cumhurbaşkanlığı sandığında arzu etmediği bir adayı destekleyerek stratejik davranabilir.

Bazı parti dışı siyasi aktörler tarafından dile getirilse de HDP için ise teröre mesafe koymak uluslararası desteği kaybetmek demektir. Türkiye’nin radikal muhalif çizgilerini birleştirerek Türkiyeleştiği imajını oluşturmaya çalışan HDP, teröre mesafe koyduğunda gerçek anlamda bir Türkiye partisi olabilir. Fakat bu tür bir HDP’nin PKK’nın vesayetinden kurtulması zor olsa da uluslararası sempatisini koruması hiç mümkün değildir. Bu nedenle alanda güvenlik hakimiyetini sağlayan devlet, HDP’nin PKK vesayetinden kurtulması için imkan sağlasa da partinin bu imkanı kullanması kendi misyonu açısından zordur. Yani HDP’nin kendi kendini hapsettiği PKK kampının kapılarını ardına kadar açsak da HDP’nin kapıları arkadan kilitleme ihtimali daha yüksektir. Zira partinin Avrupa siyasetindeki meşruiyetini PKK ile ilişkisi sağlamaktadır. Çünkü Avrupa siyaseti resmi olarak terörist kabul ettiği PKK ile ABD gibi açıktan ilişki kurmak yerine HDP’yi cesaretlendirmeyi tercih etmektedir. Teröre arkasını dönen bir HDP’nin Avrupa siyasetinde yeri olmayacaktır. Bu nedenle HDP’den demokratik bir Kürt partisi çıkarmaya çalışanları hayal kırıklıkları beklemektedir.

Millet İttifakı’nı toptan bekleyen açmazlar ise seçmenlerini ikna edebilecekleri ortak bir hedef ve cumhurbaşkanı adayı belirlemek olacaktır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi herkesin kendine göre yorumladığı bir genel ilke ile ortak bir hedef çalısını dolaşmayı başarabilirler. Fakat Cumhurbaşkanlığı adaylığındaki personalist kavgayı aşabilmeleri daha zor olacaktır. Şimdilik ufukta seçim görünmediğinden o yakıcı çalıya yaklaşmasalar da eninde sonunda yolları bu noktada çatallanabilir. Büyük tartışmalar sonunda bir adayda gönülsüzce anlaşsalar bile kendi adaylarını destekleme hususunda her birisi farklı bir hesapta olabilir. Muhtemelen CHP, kendi adayını kendisi aşağılama hatasına bir daha düşmeyecektir. Fakat çıkan ortak adayın hesapsızca desteklenmesi de o kadar kolay olmayacaktır. Süreç hem ittifakta yeni muhalif oluşumlara hem de muhalefette yeni ittifaklara açık kalacaktır. Seçimin zamanında yapılması ise sinirleri daha da gerecek ve muhalefetin güç biriktirmesinden ziyade siyasi bir dağılmaya kapı aralayacaktır. Önümüzdeki yılsonunda muhalefette seçim için sıklaşacak safların kalıp kalmadığını muhtemelen daha net görebileceğiz.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası