Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri geride kaldı. Seçim sonuçları, birçok parti için kritik hususları ihtiva ediyor. Ancak yürüttüğü kampanya ve stratejiler, parti içinde yaşanan tartışmalar ve elbette elde ettiği sonuçlar bakımından seçimlerde en çok tartışılan parti CHP oldu.
Resmi olmayan seçim sonuçlarına göre CHP, ülke genelinde yüzde 37,74 oranında oy alarak 1977’den sonra ilk kez birinci parti oldu. Bunun yanı sıra 14’ü büyükşehir ve 21’i il olmak üzere toplam 35 belediye kazandı. 337 ilçe ve 48 beldede de seçimleri önde tamamladı.
CHP’nin Seçim Stratejisi
CHP’nin 2024 seçimlerine, 2023’ten kalan tartışmalar eşliğinde girdiğini söylemek mümkün. Hatırlanacağı gibi CHP’nin liderlik ettiği altılı masanın 2023 seçimlerinde yaşadığı mağlubiyet, parti içinde tartışmaları beraberinde getirmiş, seçimlerin hemen akabinde “değişim” talebi ön plana çıkmış ve bu doğrultuda olağanüstü kurultay kararı alınmıştı. Nitekim kurultayda genel başkan değişmiş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel gelmişti. 2024 seçimlerine giderken her ne kadar talep edilen değişim belirli oranda gerçekleşmiş olsa da parti içindeki tartışmalar devam ediyordu. Özellikle kurultayda Özel’in “şeref ve namus sözü” olarak vadettiği ancak aday belirleme sürecinde yerini anketlere bırakan ön seçim şartı, birçok partilinin adaylıklara itiraz etmesine neden oldu. Yaşanan tartışmalar, aday belirleme sürecini büyük oranda uzattı. Bu esnada birçok partili sert açıklamalar eşliğinde istifa ederken bazı partililer de bağımsız aday olma yolunu tercih etti.
Tartışmalı ve gecikmeli bir şekilde tamamlanan aday belirleme sürecinin akabinde CHP, hızlı bir şekilde seçim çalışmalarına başladı. Parti’nin seçim kampanyası ve söyleminin merkezinde ekonomi ve emekliler yer aldı. Mevcut ekonomik durum, çoğunlukla emekli maaşları üzerinden dile getirildi. Emeklilere yönelik programlar düzenlenirken, CHP’li belediye başkan adayları da sosyal yardım vaatlerinde emeklilere özel bir parantez açtı. Öte yandan ekonomi üzerinden dile getirilen bir diğer söylem “sarı kart” oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği desteği, AK Parti’ye de vermeye mesafeli olan ve mevcut ekonomik koşullardan şikayetçi olan seçmenler, AK Parti’ye uyarı niteliğinde sunulan “iktidara sarı kart gösterin” söylemi üzerinden ikna edilmeye çalışıldı. Bunların yanı sıra CHP’nin yürüttüğü bir başka önemli söylem ve strateji ise Erdoğan ve AK Parti’nin galip çıktığı 2023 seçimleri üzerinden gerçekleşti. İktidarın dört yıl daha görevde olduğu vurgulanarak, seçmene “siyaseti dengeleme” çağrısı yapıldı.
Elbette en çok ön plana çıkan bir diğer husus, “Türkiye İttifakı” söylemi oldu. 2019 yerel seçimlerinde CHP ve İYİ Parti, 23’ü büyükşehir olmak üzere toplam 53 ilde seçimlere Millet İttifakı çatısı altında girmiş ve şimdiki adıyla DEM Parti de birçok bölgede aday çıkarmayarak CHP’li adayları desteklemişti. Ancak 2024 seçimlerinde partiler arasında resmi bir ittifak sağlanmadı. Hem İYİ Parti hem de DEM Parti 2019’da CHP’yi destekledikleri yerlerde kendi adaylarını çıkardı. CHP kanadı ise partiler nezdinde sağlayamadığı ittifakı tabanda sağlayarak diğer parti seçmenlerinin desteğini almaya çalıştı. Özellikle “kent uzlaşısı” söylemi ve DEM Parti’nin İstanbul gibi kritik yerlerde “tavşan aday” göstermesi, taban ittifakının DEM Parti seçmeninde önemli ölçüde karşılık bulmasını sağladı. Öte yandan kurulduğu günden bu yana CHP ile ittifak içinde olan ve ittifak gereği oy pusulasında mührünü CHP’ye basmaya nispeten alışık olan İYİ Parti seçmeninin de CHP’ye yönelmesi çok zor olmadı. Bunlarla birlikte özellikle Batıdaki DEM Parti seçmeni ve partisine tepkili olan İYİ Parti seçmenlerinin, oylarını stratejik bir şekilde kullanarak, kazanması daha olası CHP adayına oy verdiğini söylemek de mümkün. Böylece CHP, temel söylem haline getirdiği taban ittifakını önemli ölçüde sağlayabildi.
Seçim Sonuçlarında Öne Çıkan Hususlar
CHP, seçim nihayetinde 14 büyükşehir ve 21 il belediyesi kazandı. Seçimlerde CHP açısından en çok öne çıkan husus, Türkiye genelinde ilk defa AK Parti’yi geçerek yüzde 37,8 oy oranıyla birinci parti olmasıydı. Bu durum CHP tarihi için de oldukça önemli. Zira CHP, Bülent Ecevit liderliğinde yüzde 41,4 oy aldığı 1977 genel seçimlerinden ve SHP’nin Erdal İnönü liderliğinde yüzde 28,7 oy aldığı 1989 yerel seçimlerinden bu yana ilk defa Türkiye genelinde birinci parti olabildi. SHP, 1989 yerel seçimlerinde 39 belediye kazanmıştı. 2024’te ise buna büyük oranda yaklaşan CHP, toplam 35 belediye kazandı. Genel Başkan Özgür Özel de bu sonuçları “tarihi bir sonuç” ve “milat” olarak nitelendirdi.
2024 seçimlerinde CHP, AK Parti’den 11 ve MHP’den 4 olmak üzere 15 yeni belediye kazandı. Bursa, Balıkesir, Manisa ve Denizli CHP’nin bu seçimlerde kazandığı büyükşehirler arasında yer aldı. Bunun yanı sıra Afyonkarahisar, Adıyaman, Kütahya, Giresun, Zonguldak, Uşak, Kırıkkale, Kilis AK Parti’den; Amasya, Bartın, Kastamonu ise MHP’den aldığı belediyeler oldu. CHP’nin kaybettiği tek belediye ise Hatay oldu. Adaylık süreci gerek parti içinde gerekse CHP’li seçmenler nezdinde tartışma doğuran mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş, seçimleri kaybetti. Manisa ve Afyonkarahisar ise ilk defa CHP’li başkanların seçildiği belediyeler olması sebebiyle dikkat çekti.
Bunların yanı sıra öne çıkan bir diğer husus, CHP’nin İstanbul ve Ankara’da aldığı oy oranları ve yeni kazandığı ilçeler oldu. İstanbul’da CHP adayı yüzde 51,1 oranında oy aldı ve CHP’nin İstanbul’daki ilçe belediye sayısı 14’ten 26’ya yükseldi.
Ankara’da ise Mansur Yavaş, yüzde 60,4 oy oranıyla yeniden belediye başkanı seçildi. Bununla birlikte CHP’nin Ankara’daki belediye sayısı 3’ten 16’ya yükseldi.
Ankara’da en çok dikkat çeken ilçe Keçiören oldu. Zira Turgut Altınok, Keçiören’in mevcut belediye başkanıydı. Her ne kadar 2009 ve 2014 seçimlerinde iki dönemlik ara vermiş olsa da Altınok, 1994’ten bu yana Keçiören Belediye Başkanlığı yapmış ve buradaki başarısı sebebiyle 2024 seçimlerinde büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterilmişti. 2019’da Altınok, Keçiören’de yüzde 63,7 oranında oy alırken Millet İttifakı adayı yüzde 30,9 oranında oy alabilmişti. Ancak son seçimlerde ise CHP, Keçiören’de yüzde 48 oy oranına ulaştı ve sandıktan birinci parti olarak çıktı.
Sonuçlar CHP İçin Ne Söylüyor?
31 Mart 2024 seçimlerinde katılım, son 20 yılın en düşük düzeyinde seyretti. 2023’te yüzde 87 ile rekor kıran katılım oranı bu seçimlerde yüzde 78,6 seviyesine geriledi. Özellikle oy sayılarına bakıldığında, sandığa gitmeyen seçmenlerin büyük bir kısmının AK Partililerden oluştuğu anlaşılıyor. Dolayısıyla bu durum, en büyük ikinci parti olan CHP lehine önemli oranda fayda sağlamış görünüyor.
Elbette CHP’nin elde ettiği yükselişi sadece katılım üzerinden okumak eksik kalacaktır. Bu noktada CHP’nin, başta İYİ Parti olmak üzere partisine tepkili kişilerin oylarını büyük oranda topladığı ve Batıdaki DEM Parti seçmenlerinin oylarını almayı başardığını söylemek mümkün. Öte yandan bazı seçmenlerin de kazanması muhtemel adaya yöneldiği ve stratejik oy kullandığı anlaşılıyor. Böylece CHP, seçimlerin başından itibaren Türkiye İttifakı, hatta son dönemlerde emekli, vicdan, haysiyet ittifakı gibi nitelendirmelerle oluşturmaya çalıştığı taban ittifakını kısmen başarabilmiş görünüyor. Bu durum CHP’nin bugüne kadar yürüttüğü ve pazarlıklar neticesinde tavizler vermek durumunda kaldığı ittifak siyasetinin yeniden şekilleneceğinin işaretlerini taşıyor. Özellikle 2023 seçim sürecinde altılı masada yer alan ve CHP’ye 39 milletvekiline mâl olan DEVA, Gelecek, Saadet Partisi ve Demokrat Parti yerel seçimlerde toplam yüzde 1,7 oranında oy alması, CHP’nin partiler nezdinde yapacağı ittifakları ve vereceği tavizleri gözden geçirmesine neden olacaktır. 2024 seçimlerinde kısmen başarılı olan taban ittifakını ilerleyen dönemde de sürdürüleceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan seçim sonuçlarının CHP içinde yeni bir rüzgar oluşturacağı muhakkaktır. Zira yıllar sonra ilk defa birinci parti olması ve seçilen adaylarının nispeten yüksek oy oranlarına sahip olması, partinin 2028 gündemini daha canlı kılacaktır. Ancak CHP’nin bu rüzgarı 2028’e taşıyıp taşıyamayacağı hâlâ en önemli sorulardan biridir. Zira henüz 10 ay önce gerçekleştirilen genel seçimlerde Erdoğan ve AK Parti, önemli ve kritik bir zafer elde etmişti. 2023’ten bu yana yaşanan çok ciddi bir değişim olmamasına rağmen oy farkının bu kadar yüksek olması, seçmenlerin memnun olmadığı konuların olduğunu ve genel seçimlerin farklı öncelikleri olması sebebiyle bu memnuniyetsizliği tam anlamıyla yansıtmadığı anlamına gelmektedir. Seçmenlerin tepkisini ve memnuniyetsizliklerini yerel seçimlerde daha rahat bir şekilde ortaya koyması, sonuçlar arasındaki farkı daha anlaşılır kılıyor. Her ne kadar muhalefette büyük bir heyecan doğuracak olsa da 2028 seçimlerinde CHP’nin aynı başarıyı elde edip edemeyeceği önemli bir sınama olarak karşısında durmaktadır.
Parti içinde 2028 seçimlerine yönelik çalışmalar çekişmeli geçeceğe benziyor. Zira bugüne kadar İstanbul ve Ekrem İmamoğlu üzerinden ilerleyen baskın bir gündem bulunmaktaydı. Bu anlamda muhalif kanatta sıklıkla İstanbul’u alması durumunda İmamoğlu’nun 2028’in doğal cumhurbaşkanı adayı olacağı tartışıldı. Ancak Ankara’da Mansur Yavaş’ın, İmamoğlu’ndan daha büyük bir başarı elde ettiği açık. Yavaş, rakibinden 28,7 puan daha fazla oy alarak daha açık bir farkla seçimleri kazandı. Öte yandan Ankara’da üç olan CHP’li belediye sayısının bu seçimlerde 16’ya çıkması, artış oranı anlamında daha mutlak bir sonuçtu. Bu sebeplerle CHP’deki 2028 tartışmalarının İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı ekseninde gelişeceğini söylemek mümkün.
Netice itibarıyla CHP’nin, 2024 seçimlerinde kendi tarihi açısından önemli bir başarı elde ettiği açık. Ancak kerameti kendinden menkul bir başarıdan söz etmek mümkün değil. Zira bu başarıyı büyük oranda, AK Parti’nin yaşadığı kayıplara borçlu olduğu görülüyor. Dolayısıyla CHP’nin bu başarıyı yönetebilmesi için öncelikle kendisine başarıyı getiren dinamikleri iyi analiz etmesi ve anlaması gerekiyor. Aksi halde Özel’in “milat” olarak tanımladığı sonuçlar, CHP’de parti içi tartışmaları ve çekişmeleri pekiştirecek bir risk unsuruna dönüşebilir.