Çin’in 2005’te ilan ettiği dünya ile uyumlu dış politika deklarasyonu sonrası Orta Asya ülkeleri ile Çin’in siyasi ilişkilerinin geliştiği görülüyor. Bu deklare sonrasında Çin, hegemonik siyasi söylemlerden uzak durmaya gayret ederken, bu süreç Orta Asya ülkelerinde Çin ile ilişkilerin geliştirilmesinde bir dönüm noktasını teşkil etmiştir.
2005’ten sonra yoğun olarak Orta Asya, Rusya ve İran’da, başta yol olmak üzere altyapı projelerini doğrudan destekleyen, ciddi kredi desteği sağlayan Çin, Orta Asya ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerini 2023’te daha da yüksek seviyeye taşıdı. Ocak 2024 sonunda Çin, 2023 gümrük verilerini açıkladı. Bu verilere göre Çin ile Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan arasında 2023’te 90,7 milyar dolarlık karşılıklı ticaret gerçekleşti. Önceki yılın verileriyle karşılaştırıldığında Çin’in bölge ülkeleriyle olan ithalat-ihracat hacminde yüzde 28’lik bir artış olduğu görülüyor. Bu arada Çin’in 2000’lerin başında Orta Asya ile karşılıklı ticaretinin 1,5 milyar dolar olduğunu da hatırlayalım. Çin’in Orta Asya ülkelerine yaptığı ihracat, karşılıklı ticaretin 62,3 milyar dolarını, bölge ülkelerinden Çin’e yapılan toplam ihracat ise 27,6 milyar doları teşkil ediyor. Bu ticarette Çin’in çok daha avantajlı konumda olduğu açık. Çin’in Orta Asya devletlerine ürün ihracatı 2022’ye göre 44,7 arttı, Orta Asya devletlerinden Çin’e yapılan ürün ihracatı ise sadece 0,12 artmış durumda. Bu veriler değerlendirildiğinde Çin’in daha önce söz vermesine rağmen kendi iç piyasasını Orta Asya’da üretilen enerji ürünleri haricindeki ürünlere tam olarak açmadığı, seçici davrandığı görülmektedir. Çin’in Kazakistan’dan başlıca ithalat ürünleri gıda, un, petrol, Kırgızistan’dan değerli cevherler ve altın, Tacikistan’dan değerli madenler, Türkmenistan’dan doğal gaz, mineral yakıt, Özbekistan’dan mineral yakıt, doğal gaz, pamuk ve bakırdır. Orta Asya ülkelerinin ihraç ettiği hammadde ürünlerine karşılık Çin, bölge ülkelerine katma değeri yüksek imalat ürünleri ihraç etmektedir.
Çin 2023’te Tacikistan ile yüzde 53, Özbekistan ile yüzde 45, Kazakistan ile yüzde 30, Kırgızistan ile yüzde 28 oranında toplam ticaret hacmini arttırırken Türkmenistan ile ticaret hacminin yüzde 6,3 azaldığı görülüyor. Türkmenistan’ın Çin’den aldığı kredileri ülke ekonomisinin geliştirilmesi noktasında verimli değerlendiremediği ve ödeme sürelerini de geçirdiği görülüyor. Ödeme süreleri geçen kredilerin faiz yükleri daha da artıyor. Dolayısıyla Çin ile olan ticari ilişkilerinde de buna bağlı olarak düşüş yaşandığı anlaşılıyor. Türkmenistan kredi borçlarını kapatmak için Çin’e yaptığı gaz ihracatını artırırken ithalatı da minimize tutmaya çalışıyor. Türkmenistan’ın Çin’e olan kredi borcu 34 milyar dolar civarında olup bu miktar, ülkenin neredeyse iki yıllık bütçesinden daha fazla bir meblağı oluşturuyor. Bu da Türkmenistan ekonomisinin geleceği açısından ciddi riskleri beraberinde getiriyor.
Çin devlet başkanı Şi Cinping, 2022’de Orta Asya ile karşılıklı ticaretin 2030’a kadar 70 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerini söylemişti. Bu rakam bir yıl sonra fazlasıyla gerçekleşti. Şi Cinping, aynı zamanda üç yıl içerisinde Orta Asya ülkeleri için 500 milyon dolarlık hibe projeleri yapacaklarını ifade etmişti. Çin, 2020’ye kadar Orta Asya bölgesine 40 milyar dolar yatırım gerçekleştirmiş, bunun yaklaşık yarısını da Kazakistan’a yapmıştır. Çin aynı zamanda bölgenin en büyük kredi kaynağını da teşkil etmektedir. 2023’te Orta Asya’daki 70 bin yabancı sermayeli firmadan Çinli firma sayısı 5,5 bin civarındadır. Bölgedeki Rus firma sayısı ise 25 bin civarındadır. Savaşın etkilerinden dolayı Ruslar ticari faaliyetlerini devam ettirmek üzere Orta Asya ülkelerine yöneldiler.
Çin; Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın en büyük ticaret ortağı durumunda. Kırgızistan ve Tacikistan'daki en büyük yabancı yatırımcı. Çin’in Orta Asya devletleriyle olan toplam dış ticaret hacmi, Rusya ile olan mevcut dış ticaret hacminin 2 katından daha fazla. Rusya’nın 2023’te Orta Asya ülkeleriyle olan ticaret hacmi 42 milyar dolar civarında gerçekleşti. 2022’de Çin’in Orta Asya ülkelerindeki yatırımı 15 milyar dolar civarında iken Rusya’nın yatırımı 4,63 milyar dolardı.
Çin, Rusya’nın Orta Asya devletlerindeki doğal kaynaklar üzerindeki transfer tekelini de kırdı. Türkmenistan doğal gazını Çin'e taşımak için yaklaşık 7 bin kilometre uzunluğunda dünyanın en uzun doğal gaz boru hattını inşa etti. Yine Batı Kazakistan’ın Aktöbe bölgesi petrolünün Çin'e ulaştırılması için Kenkıyak Kumkol boru hattı tamamlandı.
Bir Kuşak Bir Yol Projesi ve Alternatif Yol Arayışları
Çin, Kırgızistan ve Özbekistan üzerinden yeni bir demiryolu inşa etmek istiyor. Bununla birlikte Orta Asya’dan geçen İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasını hedefleyen Bir Kuşak Bir Yol projesi çerçevesinde Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan’daki Orta Kuşak karayolları, Çin’in sağladığı finansman destekleriyle büyük oranda yenilendi. Yine Çin’in finansman destekleriyle Kırgızistan’ın güneyinde, Özbekistan’ın batı bölgelerinde, Kazakistan’ın kuzey ve batı bölgelerinde alternatif karayolu yapımı çalışmaları devam ediyor. Çin, maliyeti yüksek karayolu nakliyesine alternatif olarak Bir Kuşak Bir Yol projesi kapsamında Avrupa’ya uzanan demiryolu ağının etkinleştirilmesi ve alternatif demiryolu ağlarının kurulması için finansman desteklerine de devam ediyor. Çin bu proje ile ihracatını arttırarak ekonomisini büyütmek, istihdamı artırmak, diğer ülkeler ile etkileşimini ve etki alanını geliştirmeyi hedefliyor. Bir Kuşak Bir Yol projesine Çin’in dünyaya açılan yeni ve alternatif kapısı denilebilir. Bunun için de Orta Asya ile istikrarlı bir şekilde iş birliğini devam ettirmeye dikkat ediyor. C+C5 ile bölgesel birlik teşkil ederek muhtemel risklerin önünü almak istiyor.
Çin’den Yeni Bir Açılım: C+C5 Diplomasisi
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 18-19 Mayıs 2023 tarihlerinde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan liderleriyle C+C5 adıyla büyük ve görkemli bir zirve gerçekleştirdi. Zirvede Orta Asya devlet başkanları Çin’de çok üst düzeydeki programlarla karşılandılar. Bu zirvenin açılış töreni, Şian'ın kuzeyinde, Çin'de 7. ve 10. yüzyıllar arasında hüküm süren Tang Hanedanı için yapılan Cennet Parkı içindeki Mor Bulut Köşkü'nde gerçekleştirildi. Bu programda Tang Hanedanlığı sarayı gibi mekanlar, Çin tarihi ve mitolojisinin öğeleriyle donatılmıştı ve bunların gerek katılımcılara gerekse dünyaya mesaj amaçlı olduğu açıktı. Çin köklü ve güçlü tarihsel geçmişi üzerinden artık güçlü bir Çin’in var olduğu mesajını verdi. Çin medyasının bu zirveyi genel olarak yeni bir dönem başlıyor şeklinde değerlendirmesi de dikkat çekiciydi. Bu arada Çin Devlet Başkanının geçen 10 yıl içerisinde Orta Asya’ya 7 defa ziyaret gerçekleştirmesi de önemli bir göstergedir.
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında Şi Cinping, 20-22 Mart 2023 tarihlerindeki Rusya ziyareti sonrası Putin’e veda ederken “Yüz yıldır görülmeyen değişimler yaşanıyor ve bunu birlikte yürütüyoruz” şeklinde bir ifade kullanmıştı. C+C5 yani Çin ve Orta Asya Liderler Zirvesi sonrasında yüz yıldır görülmeyen değişimler yaşanırken, Çin’in bu değişimi Rusya ile ortak yürütmekten ziyade bölgede bir liderlik rolü oluşturmaya çalıştığı değerlendirmeleri de yapıldı. Çünkü Rusya’nın bölgede en zayıf olduğu bir dönemde Çin’in bu denli üst düzeyde ve bütün Orta Asya’yı kapsayan zirve toplantısı girişiminin ve kabul edilen deklarasyonun başka türlü okunması zor görünüyor. Yine Orta Asya ülkeleri ile diyaloğunu ortakları olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesinde geliştirmek istememesi de bunun bir göstergesi. Bununla birlikte Çin’in bilhassa Suudi Arabistan ile İran arasında arabuluculuk yapması, Ortadoğu, Afrika ve Asya’da geliştirdiği ekonomik ilişkiler, bölgesel iş birliği örgütleri, en kolay kredi veren ülke olması, enerji kaynaklarına yönelik projelere verdiği ciddi destekler, çok kutuplu dünya projeleri noktasında Çin’in liderlik rolünü güçlendirmeye çalıştığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
İkinci Çin-Orta Asya Zirvesi’nin (C+C5) 2025’te yapılması kararlaştırıldı. Bu yeni iş birliği mekanizmasının kurumsallaştırılmasına karar verildi ve resmi olarak Mart 2024’te Genel Sekreterlik tesis edildi. Dolayısıyla Çin, Rusya’nın bölgedeki zayıflığından faydalanarak başlattığı yeni dönemi daha da ileri boyutta devam ettirme kararlığını ortaya koyuyor. İlerleyen süreçte vizesiz rejime geçiş çalışmalarının başlatılması da bekleniyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü Çerçevesinde İşbirliği
Şanghay İşbirliği Örgütü; Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından 15 Haziran 2001’de kuruldu. ŞİÖ’nün kuruluş misyonu; üye ülkelerin sınır güvenliğinin sağlanması, terör, aşırıcılık, ayrılıkçılık ve benzeri güvenlik tehditlerine karşı birlikte mücadele etmek olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte Putin’in 2007’de Bişkek’teki beşinci zirvede dile getirdiği “Tek kutuplu dünya kabul edilemez” açıklaması, örgüte yeni bir misyon yüklendiği değerlendirmelerini de beraberinde getirmiştir.
Şanghay İşbirliği Örgütü, Çin’in Orta Asya ülkeleri ile kurumsal olarak ilişkilerini geliştirdiği en önemli teşkilatlardan biridir. Teşkilatın faaliyetleri çerçevesinde Orta Asya ülkeleri Çin ile ortak askeri tatbikatlar gerçekleştiriyor, teröre karşı mücadele programları yürütüyorlar. Yine Orta Asya ülkeleri Çin'den çok ciddi oranlarda silah satın alıyorlar. Kazakistan insansız hava araçları, Tacikistan zırhlı araç ve devriye araçları, Özbekistan ve Türkmenistan ise uçaksavar füze sistemleri aldı. Kırgızistan’a ise Çin tarafından askeri mühimmat ve teçhizat yardımları yapılıyor. Ayrıca Çin’in Tacikistan’da bir askeri üssü de bulunuyor.
Çin, Orta Asya’ya güvenlik teknolojileri, askeri mühimmat ve teçhizat ihraç ederken iç güvenlik problemlerine karşı kendi uyguladığı toplumsal güvenlik mekanizmalarını transfer etmeye çalışıyor. Güvenli toplum sloganları ile akıllı kamera ve takip sistemleri, dijital dünyanın kontrolü gibi vatandaş takip sistemlerini bölgede uygulamaya sokmaya çalışıyor.
Yumuşak Güç Unsuru Olarak Konfüçyüs Enstitüleri ve Eğitim Programları
Çin’in Orta Asya’daki yumuşak güç kullanımının temelde iki unsuru ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki kültürel etkileşim çalışmaları, ikincisi eğitim ve dil öğretimi programları. Bu çerçevede faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde Konfüçyüs Enstitüsü önemli bir rol üstlenmiş durumda. Günümüzde Kazakistan'da beş, Kırgızistan'da dört, Özbekistan'da iki ve Tacikistan'da iki olmak üzere Çin dili ve kültürünün öğretildiği toplam 13 Konfüçyüs Enstitüsü bulunuyor. Enstitü doğrudan Çin devleti tarafından destekleniyor ve dünya üzerinde 500’den fazla şubesi bulunuyor. Ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı, Çin'de ücretsiz yüksek öğrenim görmek isteyenlere her yıl artırarak kontenjan ayırıyor. 2023 verilerine göre Çin üniversitelerinde yaklaşık 15 bin Kazak, 8 bin Özbek, 4 bin Tacik öğrenci eğitim görüyor. Toplamda Çin'de Orta Asya'dan 30 bin civarında öğrencinin eğitim gördüğü tahmin ediliyor.
Çin, Konfüçyüs Enstitüsü ve devlet programları ile Orta Asya ülkelerindeki üniversitelerde, eğitimin uluslararası standartlara yükseltilmesi, ortak eğitim programlarının oluşturulması, mesleki eğitimin geliştirilmesi, Çince eğitim veren bölümlerin açılması ve donatılması, eğitim alt yapısının geliştirilmesi için teknik ve multimedya araçların hibe edilmesi, akademik personelin Çin’deki üniversitelerle iş birliği halinde akademik hareketliliğinin sağlanması için ciddi destekler veriyor. Bütün bunlar Çin’in Orta Asya’daki yumuşak güç etkisini arttıran çalışma alanlarını ve faaliyetlerini teşkil ediyor. Çin’in bölgedeki yumuşak güç faaliyetleri ve kültürel diplomasisinin amacı; Çin ile ilgili olumlu imaj oluşturmak, Çin halkını ve siyasetini tanıtmak, bölgeyle iş birliğini geliştirmek ve Çin’in bölgedeki gelecek politikalarının gerçekleştirilmesi için gerekli siyasi yakınlık ortamını oluşturmak şeklinde özetlenebilir.
Çin’den Kredi Alınmasını Bölge Halkları Nasıl Değerlendiriyor?
Çin birçok ülkeye çok ciddi miktarlarda kredi veriyor. Ödemesi zamanında yapılmayan kredilere karşı da farklı temin yollarına gidiyor. Bu durum Orta Asya ülkelerinin halklarını tedirgin ediyor. Çin’den kredi almak bir tehlike olarak görülüyor. Bununla birlikte 2023 verilerine göre Çin’in Orta Asya ülkelerine verdiği kredi toplamı 15,7 milyar dolar civarında. Çin’in bilhassa Tacikistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’a ciddi miktarlarda kredi verdiği görülüyor. Rusya da bölge ülkelerine 14,3 milyar dolar kredi vermiş durumda. Bu kredilerin ağırlıklı kısmı Kazakistan ve Özbekistan’a. Çin’in bilhassa Tacikistan’da geri dönüşü olmayan kredilere karşı birçok madenin işletme haklarını ve sınır anlaşmazlıklarında bazı tavizler aldığı biliniyor. Dolayısıyla bölge halkları Çin’den kredi alınmasına karşı çıkıyor ve bunu ülke egemenliklerine karşı bir tehdit olarak görüyor.
Çin, Orta Asya’da Rusya ile Karşı Karşıya mı Geliyor?
24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması ve sonrasında Rusya’ya uygulanan yaptırımlarla Rusya’nın Orta Asya’daki etkisinin azaldığı değerlendirmeleri yapılmaya başlanmıştı. Rusya, daha önce uygulamaya konulan Bir Kuşak Bir Yol projesinin dışında kalmıştı. Savaş devam ederken 19 Mayıs 2023’teki Çin + Orta Asya zirvesi ile Rusya’ya karşın yeni bir iş birliği mekanizmasının kurulması da Çin’in Orta Asya’da Rusya’nın zayıflığından faydalanmaya çalıştığı şeklinde anlaşılmıştı.
Çin’in Orta Asya ile ticaret hacmi her geçen yıl katlanarak artıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcında Rusya ve Orta Asya devletlerinde ciddi ekonomik krizler yaşansa da daha sonra Rusya’nın yaptırımlara karşı bölgeyi alternatif bir tedarik ve pazar alanı olarak değerlendirmesi ve nakit mal alımlarıyla Rusya’nın bölge ile ticari ilişkileri hızla arttı. Bu arada siyasi ilişki endekslerine bakıldığında Çin’in son on yılda Orta Asya ülkeleri ile Rusya’dan daha istikrarlı bir ilişki geliştirdiği görülüyor. Ancak Rusya’nın ortak yakın tarih geçmişi, dil ve etnik topluluklar, ikili antlaşmalar, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrasya Ekonomik Birliği, Kollektif Güvenlik Antlaşması Örgütü gibi iş birliği örgütleri göz önünde alındığında Orta Asya’da Çin’den çok daha güçlü bir konumda olduğu açıktır. Bunun yanında Orta Asya ülkelerinin Rusya ile olan ilişkilerinin çok daha yakın olduğunu ve bir tercihin söz konusu olamayacağını da hatırlamak gerek.
Rusya ile Çin’in bölgedeki ilişkilerini bugüne kadar pragmatik bir şekilde devam ettirdiği görülmektedir. Rusya, Orta Asya'da Çin tarafından özellikle ekonomik rekabet bakımdan geride bırakılmış olsa da karşılıklı ilişkiler rekabetten ziyade iş birliğine dayalı bir şekilde gelişmektedir. Bu ilişkide Rusya bölgesel güvenlik ve ilişki ağları bakımından çok daha avantajlı bir konumda iken Çin’in de bölge ile ekonomik ilişkilerini giderek büyüttüğü söylenebilir.