Kriter > Dış Politika |

PKK’ya Irak’ta Vurulacak Darbe ve Suriye Cephesi


PKK, hem uluslararası muhatapları üzerinden Türkiye’nin saldırısını engelleme çabaları gösterirken hem de örgüt medyası yoluyla sempatizan kitle üzerinde TSK müdahalesi öncesi konsolidasyon sağlamaya çalışıyor. PKK’nın bu diplomatik çabaları ve propaganda hamleleri Irak özelinde kalmamakta Suriye’de de olası bir Türk askeri harekatının önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

PKK ya Irak ta Vurulacak Darbe ve Suriye Cephesi
Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) yürütülen Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Hatay'ın karşısındaki terör mevzileri, savaş uçakları ve obüs toplarıyla ateş altına alındı. (Burak Milli / AA, 9 Mart 2018)

Türkiye onlarca yıl boyunca bölücü teröre karşı toprakları içerisinde verdiği mücadeleyi son yıllarda Irak ve Suriye’deki askeri harekatlar ve nokta atışı müdahaleler ile sınır ötesine taşımıştır. PKK tehdidi, artık Irak ve Suriye’de sınır dışında karşılanırken Ankara, bu iki ülkede birbiriyle ahenk içerisinde harekatlar gerçekleştirerek terör örgütünün bölgedeki varlığını zeminden sarsarken, Türkiye’nin bu bölgelerdeki nüfuzunu da artıran bir politika izlemiştir. Irak’ta 2019’da başlayan Pençe operasyonları, TSK’nın sınır hattındaki dağlık bölgedeki PKK üslenme ve lojistik kapasitesine ciddi darbe vurmuştur.

Pençe 1-2-3, Pençe-Kaplan, Pençe-Şimşek, Pençe-Yıldırım ve Pençe-Kilit operasyonlarında Haftanin, Zap, Metina gibi örgütün çok sayıda militanının ve üs olarak kullanılan mağaraların bulunduğu bölgeler hedef alınmıştır. 2 binden fazla mağara ve sığınak yapılanmasının temizlendiği bu seri operasyonlarda, bin 800 kadar örgüt mensubunun da etkisiz hale getirildiği tahmin edilmektedir. Bu operasyonlarla paralel şekilde örgütün Suriye kolu YPG de Zeytindalı ve Barış Pınarı operasyonlarında hedef alınmıştır. TSK ve Suriyeli muhalifler bu operasyonlarda Afrin, Tel Abyad ve Rasulayn’daki örgüt varlığını sona erdirerek PKK’nın Kandil’den İdlib’e kadar uzanacak koridor hayallerinin önüne geçmiştir. Gün itibariyle uluslararası yardımların devam etmesine rağmen PKK hem Suriye’de kesintisiz bir hakimiyet alanına sahip olmaktan uzaktadır hem de Irak’ta günden güne dağlık bölgede mevzi kaybetmektedir.

Türkiye Irak’ta PKK tehdidine yönelik kesin bir çözüm arayışında olup geniş kapsamlı operasyon mesajları verirken diplomatik temaslarla da bu politikasını desteklemiştir. Geçtiğimiz aylarda hem Irak merkezi yönetimiyle hem de IKBY ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, diplomatik ziyaretler kapsamında görüşmüşlerdir. Türk yetkililerin Iraklı mevkidaşlarıyla gerçekleştirdikleri zirvelerin asli gündem maddesi, Türkiye’nin Irak topraklarındaki PKK varlığına karşı mücadelesi olurken, bölgede KYB gibi PKK ile dirsek temasındaki aktörlere de Türkiye’nin ciddiyeti ve kararlılığına dair mesajlar verilmiştir. Ankara’nın diplomatik hamlelerinin sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil’e gerçekleştirdiği resmi ziyaret yer almıştır. Bu ziyarette hem Bağdat hem de Erbil’de gerçekleştirilen temaslarda Irak hükümeti ve IKBY ile çok sayıda anlaşma imzalanırken, ayak sesleri duyulan Türk askeri operasyonuna dair görüşmeler de gerçekleştirilmiştir.

Diplomatik yoğunluğa sahne olan son 5 ay içerisinde Türkiye, bölgesel aktörlerden KDP ile yakın temasını arttırmış ve PKK tehdidine karşı ortaklık hususunda ciddi mesafe almıştır. Öte yandan ABD askeri varlığına yakın olmak ve KDP’yi dengelemek adına PKK ile yakın ilişkiler kuran KYB, Türkiye tarafından hem diplomatik hem de askeri olarak hedef alınmıştır. Bakanlar Yaşar Güler ve Hakan Fidan’ın ardı ardına gelen ve KYB’yi PKK ile iş birliği hususunda uyaran açıklamaları yine son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KYB’yi uyaran ifadeleriyle nihayete ermiştir. Bu diplomatik hamleler esnasında Türkiye’nin PKK sözde yöneticilerine karşı Irak sahasında gerçekleştirdiği SİHA saldırıları, KYB’nin hakim olduğu Süleymaniye’de yoğunlaşmaya başlamıştır. Eylül 2023’te Süleymaniye Arbat havalimanında gerçekleşen bir patlamada tesiste PKK militanlarıyla birlikte eğitim yapan KYB peşmergelerinin de ölmesi ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı açıklamasıyla bu bilgiyi uluslararası kamuoyuna duyurması da Ankara’dan Süleymaniye’ye dolaylı bir uyarı mesajı olarak yorumlanmıştır.

KYB, tüm bu sürecin ardından Ankara’nın ciddiyetinin de etkisiyle PKK ile iş birliğinde vites küçültürken, PKK ise hem uluslararası muhatapları üzerinden Türk askeri saldırısını engelleme çabaları göstermekte hem de örgüt medyası yoluyla sempatizan kitle üzerinde TSK müdahalesi öncesi konsolidasyon sağlamaya çalışmaktadır. PKK’nın bu diplomatik çabaları ve propaganda hamleleri, Irak özelinde kalmamakta Suriye’de de olası bir Türk askeri harekatının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Ankara’dan gelen açıklamalarda odak Irak cephesi olsa da Suriye’deki PKK varlığının da Türk karar alıcıların her an gündeminde olduğu aşikardır. Bu sebeple Irak’a yapılacak bir askeri harekatın Suriye’ye taşınması veyahut etkileri sebebiyle Suriye’yi de etkilemesi kuvvetle muhtemeldir.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta Güvenlik Konusunda Bakan Düzeyli Toplantı gerçekleştirildi.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta Güvenlik Konusunda Bakan Düzeyli Toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Irak Savunma Bakanı Sabit Rıza El Abbasi katıldı. (Murat Gök / AA, 14 Mart 2024)

 

Irak’a Harekat Suriye’ye Nasıl Yansıyabilir?

Irak’ta gerçekleşecek askeri harekatın etkisini kırmak, Türkiye’nin hızını kesmek adına Suriye’de YPG unsurlarının Tel Rıfat’tan Rasulayn’a kadar olan hattaki Türk askeri varlığına yönelik saldırı ve tacizlerinde artışlar yaşanabilir. Buna ek olarak Türkiye’nin kontrol ve himayesindeki muhalif bölgelerde gerçekleşecek terör eylemlerine karşı da hazır olunmalıdır. PKK’nın Suriye kolu YPG Azez ve Cerablus’ta benzer saldırılarla sivil kayıplara yol açmış ve istikrara darbe vurmuştur. Bölgede terörün artması hem sivillerin güvenlik çekincelerini tetikleyerek yeni bir göç dalgasına yol açabilir hem de rejim/İran/Rusya blokunun muhalif bölgelere yönelik yeni bir saldırısına zemin hazırlayabilir.

PKK’nın Suriye kolu YPG’nin Türkiye’yi tek başına durdurması, kapasitesi dahilinde mümkün olmadığı için farklı aktörleri bir araya getirmek suretiyle şimdiye kadar olduğu gibi Türkiye’nin önüne set kurulmak isteyecektir. Moskova ve Tahran’ı, rejim unsurlarına arka çıkmak suretiyle İdlib ve diğer muhalif bölgelere yönelik harekete geçirmek, terör örgütünün ilk amaçlarından olacaktır. YPG’nin de dahil olacağı geniş bir çatışma cephesi, Türkiye’nin odağını ve gücünü Irak’tan kaydırmasına yol açma potansiyeli taşımaktadır. Rusya’nın Ukrayna savaşına odaklanmış olması, İran’ın Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in bölgedeki asli hedefi olması sebebiyle önemli kayıplar vermesi, her iki aktörün de Türkiye ve Suriyeli muhaliflere karşı yeniden sıcak savaşa girmeleri için en azından 2024 itibariyle isteksiz olma ihtimallerini artırmaktadır. Bu sebeple terör örgütünün Suriye muhalefeti ve TSK’ya yönelik provokatif eylemlerinin tüm cephe hattına yayılabilecek rejim bloku vs. Suriye muhalefeti savaşına evrilmesi nispeten düşük bir olasılıktır. Öte yandan ABD bir yandan Suriye ve Irak’tan çekilmeyi gündeme almış olsa da öte yandan halen hem Suriye’deki askeri üslerini tahkim etmekte hem de YPG’ye hem askeri eğitim hem de silah desteği vermeyi sürdürmektedir. ABD’nin Irak’taki PKK karşıtı operasyondan rahatsızlık duyacağı aşikar olup, Ankara’ya karşı hamlesini Suriye’de yapması olasıdır. YPG’nin olası provokasyonlarını belli bir seviyeye kadar ABD’nin göz ardı ederek terör örgütüne kalkan olmayı sürdürmesi beklenebilir. Lakin asıl ABD etkisinin Irak-Suriye geçişlerinde yaşanması olasıdır.

Irak’a yönelik harekatta Suriye ile Irak arasındaki lojistik kanallarının kopmaması için hem Sincar’daki PKK unsurlarının TSK’ya karşı istihbarat ve silah desteği ile desteklenmesi hem de Irak’tan Suriye’ye geçiş yapmak isteyen yöneticiler başta olmak üzere PKK unsurlarının geçişinin sağlanması, ABD’nin dahlinin olacağı konu başlıklarıdır. Türkiye’nin ise Irak harekatı esnasında Suriye’de terör örgütüne karşı hamle üstünlüğü için yıpratıcı atışlarla örgüt mevzilerini vurması ve SİHA operasyonlarına hız kazandırması beklenmelidir. Zira örgüte bırakılacak nefes alma imkanı, ABD tarafından yukarıda bahsi geçen hamleleri pratiğe dökmek için kullanılacaktır. Türkiye, asli hedefi olan Irak-Suriye bağlantısını kesmek veyahut örgüt için zorlaştırmak yönünde hareket edecektir. Bu hedefe ulaşılması, örgütün Suriye’deki gücünü muhafaza etmesini ABD için de maliyetli bir hale getirecektir. Maliyetli bir taşeron, ABD açısından örgütün politikalarının daha fazla sorgulanması ve engellenmesi anlamına gelecektir. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında Deyrezzor-Haseke hattında Arap aşiretlerle YPG arasındaki çatışmaya daha önce yaşanan benzer gelişmelerdeki tavrın aksine ABD’nin müdahil olmaması ve YPG’yi daha fazla maliyet çıkmaması için aşiretlerle çatışmada nispeten yalnız bırakması gelecek projeksiyonları için örnek teşkil etmektedir. Türkiye Irak’taki olası askeri operasyonu örgütün IKBY bölgesindeki etkisini kırmak, dağlık bölgedeki muhkem mevzilerini Türk askeri için tehlike oluşturacak konumdan uzaklaştırmak gibi Irak’a dair hedeflerle birlikte Suriye’de YPG’yi Irak’tan koparacak ve ABD açısından daha maliyetli bir hale getirecek role sahip olabilir. Bu durum Suriye sahasında Türkiye’nin elini oldukça güçlendirecek olup nihai Suriye ateşkesi hususunda da mihenk taşı olacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası