Kriter > Dış Politika |

Putin’in Körfez Ziyareti ve Suud-BAE ile Stratejik İlişkileri


Putin'in ziyareti bağlamında, Rusya'nın Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri çok yönlü ve giderek stratejik hale gelen bir nitelik ortaya koyuyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve OPEC+ sorunları gibi konulardaki tartışmalar, geleneksel enerji iş birliğinin ötesinde derinleşen bir angajmana işaret ediyor.

Putin in Körfez Ziyareti ve Suud-BAE ile Stratejik İlişkileri
(UAE Presidential Court-Handout/AA, 6 Aralık 2023)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 6 Aralık günü, BAE ve Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Ziyaretler, Putin hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararı çıkarmasının ardından, Rusya Devlet Başkanının gerçekleştirdiği nadir ziyaretlerden olması hasebiyle ön plana çıktı. Putin, yakın zamanlarda bu sebepten ötürü, Güney Afrika’daki BRICS ve Hindistan’daki G20 zirvesine katılmamıştı.

Putin’in Körfez ziyareti, birçok açıdan kritik noktaları ihtiva ederken, temelde Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Rusya-Körfez ilişkilerinin yapısı ile de ilgili. BAE ve Suudi Arabistan’a gerçekleştirilen ziyaretlerin temel odak noktaları, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’ye saldırıları, OPEC+ çerçevesinde enerji meseleleri ve Yemen meselesi olarak ifade ediliyor.

 

Rusya-Körfez Hattındaki Konjonktürel Gelişmelerin Tahlili

Her şeyden önce Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlaması ile birlikte başta Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere Körfez ülkeleri, tarafsız bir dış politika eğilimi gösterdiler. Temelde Körfez ülkelerinin, ABD öncülüğündeki Batılı ülkelerin Rusya’ya karşı hayata geçirdikleri yaptırımlara katılmamaları, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın öncesindeki dış politika eğilimleri ile benzerlik gösterdi. Körfez ülkeleri, ABD’nin bölgeden çekilmekte olduğu söylemi ve eylemi sebebiyle halihazırda ABD ile ilişkilerinde sorun yaşadıkları bir dönemde, Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi sonrasında, ABD ile ilişkilerinde bir güven krizine girmişlerdi. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan ile Biden-Muhammed bin Selman gerginliği, petrol üretimi politikaları ve diğer bazı meselelerde problemleri olan ABD, BAE ile ilişkilerinde de Rusya-BAE ilişkileri, BAE’nin Esed yönetimi ile ilişkileri gibi konularda gerginlikler yaşamıştı. Nitekim bu çerçevede, gerek bölgesel gerekse uluslararası ortaklık arayışlarını artıran Körfez ülkeleri, Batılı ülkelerin Rusya yaptırımlarına katılmamışlardı. Aynı zamanda bu ortaklık arayışları çerçevesinde, Körfez’de farklı aktörler nezdinde farklı düzeylerde de olsa, 2020’den bu yana İsrail ile, İran ile ve Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi süreçlerinden geçilmişti. Bu çerçevede, temelde Körfez ülkelerinin Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik pozisyonlarının derinliğini, Körfez’in çok kutuplu bir dünya düzeninin emarelerini görmüş olmasına bağlamak mümkündür.

Aynı zamanda Rusya, Körfez ülkeleri tarafından sadece çok kutuplu bir dünya düzenindeki alternatif bir güç olarak değerlendirilmemekte; enerji politikaları, stratejik ortaklıklar ve bölgesel güvenlik kaygıları açısından da kritik bir aktör olarak görülmektedir. 2019’dan itibaren pandemi dönemi önlemleri muhtevasında ve yenilenebilir enerjiye geçiş projeleri kapsamında petrol ve doğal gaz türevlerine olan küresel talebin azalması, Rusya ve Körfez ülkelerinin ortak bir çözüm aradığı noktaydı. Fosil yakıtların kullanımının azaltılması söyleminin, küresel iklim değişikliği ile mücadelenin önemli boyutlarından birisini oluşturduğu dönemde, petrol ve doğal gazda yaşanan küresel arz kaybı, Rusya ve Körfez ülkelerini yeniden birer stratejik enerji aktörü haline getirmişti.

Şubat 2022’den itibaren Rusya’nın petrol/doğal gaz ihracatının Batılı ülkeler tarafından yaptırıma uğratılması, Rusya ve Körfez ülkelerinin OPEC+ platformunu, küresel uluslararası ilişkilerde etkin bir şekilde kullanmasını beraberinde getirdi. Bu çerçevede 2019’dan itibaren birçok defa, ABD’nin ciddi eleştirilerine ve yer yer üstü kapalı tehditlerine rağmen, temelde en büyük üreticiler Rusya ve Suudi Arabistan’ın uzlaşısının sağlanması ile birlikte OPEC+ çerçevesinde, petrol üretiminin kısılması kararları alınmış ve petrol piyasasında fiyat istikrarı sağlanmıştı.

Aynı zamanda Rus finansal ve ekonomik kaynaklarına sahip oligarkların, Batılı yaptırım rejimlerinin takibine kaptırmamak istedikleri kaynaklarını, temelde Ortadoğu ülkelerinde ve özelde Dubai emirliği gibi yerlerde koruduğu ifade edilmelidir. 2022’deki verilere göre Rus vatandaşlarının, İngiliz ve Hint vatandaşlarını geride bırakarak, Dubai’deki konut satışlarında bir numaraya yerleştiği bilgisi, Rusya’nın Körfez ülkeleri ile bu stratejik ilişkisini açıklayan emarelerden birisidir.

BAE'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin

Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, başkent Abu Dabi'deki El-Vatan Sarayı'nda BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan tarafından resmi törenle karşılandı. (UAE Presidential Court-Handout/AA, 6 Aralık 2023)

 

Stratejik Güvenlik ve Savunma Ortaklığının Arka Planı

Rusya’nın Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri, aslında sadece çok kutuplu bir dünya düzeninin emarelerinin görüldüğü son yıllara yahut Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ortaya koyduğu konjonktüre dayanmıyor. Aynı zamanda 2010’lardan itibaren Suudi Arabistan ve BAE’nin Rusya ile geliştirdiği askeri, savunma ve güvenlik iş birliklerinin olduğunu hatırlamak gerekiyor. Suudi Arabistan’ın Rusya’dan S400 Hava Savunma Sistemi’nin yanında, Kornet-EM tipi antitank güdümlü füze sistemleri ve diğer belirli askeri teçhizatlar satın alması gündeme gelmişti. Aynı zamanda iki ülke, Ağustos 2021’de bir askeri iş birliği anlaşması imzaladı. Suudi Arabistan’ın bu hamlesi, o dönem güvenlik ve savunma politikalarında sadece ABD’ye güvenmek yerine, nüfuzlu uluslararası aktörler ile ilişkiler kurma ve ortaklıklar yoluyla göreceli özerklik elde etme stratejisi olarak yorumlanmıştı.

BAE de tıpkı Suudi Arabistan gibi Rusya ile askeri, savunma ve güvenlik ortaklığı iş birliklerini bir süredir yürütüyor. Öyle ki Rusya’nın BAE ve Hindistan ile SU-57 beşinci nesil savaş uçağının ortak üretimi konusunda müzakereler yürüttüğü biliniyor. Aynı zamanda Rusya-BAE savunma ve güvenlik iş birliği, 2015’ten itibaren Rusya’nın Suriye ve Libya’daki müdahalelerinde kendisini göstermiş ve BAE her iki bölgede Rusya’nın stratejisi ile kendi strateji ve gücünü uyumlaştırma çabasına girmişti. İki ülkenin Yemen’in güneyinde de ortak bir strateji takip ettiği ifade edilebilir. Aynı zamanda, Rusya 2009-2013 arasında BAE’ye Pantsir-S hava savunma sistemlerini sağlamış, daha sonradan bu sistemler reforme edilmişti. Bu çerçevede, uzun yıllardır BAE başkenti Abu Dabi’de düzenlenen uluslararası fuarlarda, Rus şirketleri güncel ürünlerini tanıtabilmekte, bu platformlar, askeri teçhizat tedariki anlaşmalarına aracı olabilmektedir. Dolayısıyla bu çerçevede, BAE’nin Rusya ile savunma/güvenlik ortaklığı ilişkilerinin konjonktürel bir zorunluluğun aksine stratejik bir çeşitlendirme tercihi olduğu ifade edilmelidir.

 

Ziyaretler Dahilinde Rusya’nın Suudi Arabistan ve BAE ile İlişkileri

Bütün bu arka plan dahilinde, Putin’in BAE ve Suudi Arabistan ziyaretleri, temelde üç noktaya işaret edebilecektir. İlk nokta, Mart 2023’te Çin tarafından kotarılan Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşmenin ardından, Rusya’nın da Körfez güvenlik mimarisinde stratejik konumda bir aktör olduğunun vurgulanmasıdır. BAE’de Putin’in karşılanma törenindeki üst düzey görüntüler ve aynı zamanda Muhammed bin Selman ile Putin’in gerek son ziyaretler gerekse uluslararası platformlarda verdikleri samimi görüntüler, Rusya’nın Körfez’deki konumunu açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Putin’in ziyareti, geçtiğimiz dönemlerde Cidde’ye bir ziyaret düzenleyen ABD Başkanı Joe Biden’ın ziyareti ile karşılaştırıldığında, Rusya’nın Körfez’deki güçlü konumu anlaşılabilir.

İkinci nokta olarak, BAE ziyaretinde Putin’in BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid el Nahyan ile görüşmesinde, Rusya-BAE ilişkilerinin eşi görülmemiş yükseklikte bir seviyeye ulaştığını belirtmesi ve ardından BAE’nin Rusya’nın Arap dünyasındaki en büyük ticari ortağı olduğunu ifade etmesi, Rusya-BAE ilişkilerinin stratejik boyutlarını göstermektedir. Rusya-BAE ticaret hacmi 2022’de, önceki yıla oranla yüzde 68 artarak, 9 milyar dolar seviyelerine yaklaşmıştı. Rusya’nın Suudi Arabistan ile ticaret hacmi ise 2022’de 2 milyar dolara yakın seviyelerde iken, Şubat 2023’te iki ülke arasındaki ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılma hedefi bulunmaktaydı.

Üçüncü nokta, Putin’in Körfez ülkeleri BAE ve Suudi Arabistan’a ziyaretleri, Rusya’nın uluslararası izolasyonunu kırma çerçevesindeki önemli hamlelerinden birisi olarak değerlendirilebilir. Putin en son 2019’da BAE’yi ziyaret ederken, Muhammed bin Zayid de gerek Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki gelişmeleri takip edebilmek gerekse de St. Petersburg Ekonomi Forumu’na katılma amacıyla Temmuz 2023’te Rusya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmişti. Aynı zamanda siyasi ve güvenlik ortaklığının yanında, ticari meselelere de ek olarak, OPEC+ çerçevesinde Rusya ve BAE’nin ortaklık yürüttüğünü belirten Putin, iki ülke ilişkilerinin enerji politikalarındaki uyum ile perçinlendiğini ima etmektedir.

 

Çıkarımlar ve Sonuç

Putin'in ziyareti bağlamında, Rusya'nın Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri çok yönlü ve giderek stratejik hale gelen bir nitelik ortaya koyuyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve OPEC+ sorunları gibi konulardaki tartışmalar, geleneksel enerji iş birliğinin ötesinde derinleşen bir angajmana işaret ediyor. Her iki Körfez ülkesi de Batılı güçlerle geleneksel ittifaklarını sürdürürken, Rusya ile kritik jeopolitik konularda ve ekonomik iş birliklerinde daha dengeli bir dış politikaya yönelme eğilimi gösteriyor. Bu ziyaret, Körfez diplomasisinde incelikli bir değişimi simgeliyor ve Suudi Arabistan ile BAE gibi bölgesel güçlerin uluslararası ortaklıklarını çeşitlendirdiği, gelişen çok kutuplu dünya düzenini yansıtıyor.

Rusya'nın Körfez ülkeleriyle, özellikle de Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri, pragmatizm ve stratejik çıkarlarla karakterize edilmektedir. Başlangıçta OPEC+ aracılığıyla enerji iş birliği ve petrol piyasası istikrarı etrafında yoğunlaşan bu ilişkiler, güvenlik, askeri iş birliği ve jeopolitik uyumlar gibi daha geniş konuları kapsayacak şekilde, zaman içerisinde gelişti. Körfez ülkelerinin Rusya'ya yaklaşımı, hem geleneksel Batılı müttefiklerle hem de Rusya ve Çin gibi yeni ortaya çıkan güçlerle bağları dengeleyerek, karmaşık bir uluslararası ortamda pozisyon elde etmeye yönelik daha geniş stratejilerinin bir göstergesi. Bu dinamik, Körfez ülkelerinin dış politika kararlarında daha fazla özerklik talep etmesiyle birlikte küresel uluslararası ilişkilerdeki değişimin de altını çiziyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası