Sosyal medyanın ve gelişen iletişim teknolojilerinin gündelik hayatın bir parçası olduğu günümüzde, devletlerin klasik diplomasi anlayışının dar kalıplarından ziyade toplum odaklı farklı yöntemler üzerinden diplomasilerini inşa ettikleri görülmektedir. Nitekim devletler, klasik diplomasinin elitler arasındaki iletişimi önceleyen yapısından farklı olarak, yabancı kamuoylarına ulaşmayı hedefleyen etkileşim ve iletişim araçlarını tercih etmeye başlamışlardır. Bahse konu bu araçlar üzerinden, kendi ülkelerine dair olumlu imajın ihracı marifetiyle, verilmek istenen mesajların iletilmesi şeklinde süreç cereyan etmektedir. Kamu diplomasisi, işte bu yöntemlerin en önemlilerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yazımızda Türkiye’nin kamu diplomasisi gündemine, 2022’de gerçekleşen önemli kamu diplomasisi adımlarına ve 2023’e dair öngörülere yer verilecektir.
2022’de Türkiye’nin Kamu Diplomasisi Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi
Ukrayna-Rusya Savaşı
Şüphesiz 2022, dünya tarihi için Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başladığı yıl olarak not edilecektir. Zira 24 Şubat 2022’de başlayan savaş, üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olmasına rağmen, uluslararası sistemi etkileyen bir unsur olarak varlığını devam ettirmektedir. Bu bağlamda da uluslararası arenada ve hassaten Deşt-i Kıpçak bölgesinde savaşın olumsuz etkileri hissedilmektedir. 24 Şubat 2022’den bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti izlediği barış temelli dış politika ile taraflar arasında konsolidatör görevi görebilme kapasitesini ve yetkinliğini ortaya koyabilmiş yegane ülkedir.
Nitekim 22 Temmuz 2022'de Türkiye’nin girişimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması imzalanmıştır. İmza edilen anlaşma marifetiyle Ukrayna limanlarından tahıl ve gübre ihracatı mümkün olmuştur. Temmuz 2022’de Türkiye’nin girişimleriyle Ukrayna ve Rusya’nın savaşın başlamasından bu yana ilk defa masaya oturdukları anlaşma, hem dünya gıda krizinin önlenmesi hem de iki ülke arasında normalleşme sürecinin başlayabilmesi için önemli bir adımdı. Anlaşma tarihinden Aralık’a kadar 500’e yakın gemi ile 11 milyon tondan fazla tahıl ve gıda maddesi ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Bu, anlaşmanın dünyanın gıda temini ve güvenliği için ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Elbette anlaşmanın mimarı ülke olarak Türkiye’nin de bahse konu anlaşma temelinde kamu diplomasisini çok başarılı bir şekilde yürüttüğü söylenebilir.
Her ne kadar ilerleyen süreçte imza edilen anlaşmanın olası bir sonucu olarak ümit edilen, iki savaşan devlet arasındaki normalleşme, Ukrayna ve Rusya tarafları arasındaki gerilim neticesinde arzu edildiği gibi sağlanamamıştır. Yine de anlaşma Türkiye’nin proaktif dış politikasının ve bu çerçevede izlenen etkin kamu diplomasisinin önemli bir sonucudur. Zira anlaşma sonrasında uluslararası medyada “Türkiye insanlığı açlıktan kurtardı!” şeklinde haberler çıkmış, bu çerçevede de Türkiye’nin kamu diplomasisinin başarısı gözler önüne serilmiştir.
Yine Rusya-Ukrayna Savaşı’nda, Türkiye’nin stratejik ortağı olan Ukrayna’ya ihracını gerçekleştirmiş olduğu Bayraktar TB-2 SİHA’larının sahada ortaya koydukları başarılar, dünyada ilk defa sert güç unsurları üzerinden bir ülkenin yumuşak gücünün ivmelenmesine ve bu çerçevede kamu diplomasisin etkinliğinin artmasına vesile olmuştur.
Milli Teknoloji Hamlesi
Bu bağlamda Türkiye’de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde başlatılan Milli Teknoloji Hamlesi de ayrı bir öneme sahiptir. Yukarıdaki satırlarda da vurgulandığı üzere dünya tarihinde ilk defa bir devletin yumuşak gücü ve dolayısıyla kamu diplomasisi; sert güç unsurları sayesinde ivmelenmiştir. Zira Türkiye’nin SİHA’ları Şuşa Zaferi’nde Azerbaycan’a ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna’ya ciddi bir kabiliyet üstünlüğü kazandırmıştır. Bu başarılar neticesinde Türkiye’nin kamu diplomasisinin de güç kazandığı, uluslararası arenada Türkiye markasının güçlendiği görülmektedir. Bugün uydu teknolojilerinden Bayraktar Kızılelma'ya, insansız hava araçlarına, SİHA’lara, Bayraktar TB 2'ye, sağlık endüstrisindeki yapay zeka uygulamalarından (Türk Beyin, Sanal Göz projeleri gibi) yerli otomobilimiz TOGG'a kadar birçok alandaki başarılar, Milli Teknoloji Hamlesi'nin bir tezahürü olarak değerlendirilmelidir. Zira Milli Teknoloji Hamlesi bir vizyon ve hedef olarak; halihazırda kullanılan ve ileride ihtiyaç duyulacak kritik teknolojilerin yerli ve milli şekilde Türkiye'de üretilerek, bahse konu kritik teknoloji alanlarında dışa bağımlılığın azaltılması; bununla birlikte üretilen teknolojilerin ihraç edilerek Türkiye'ye katma değer sağlanması ve ilgili kritik teknolojiler alanında uluslararası karar alma mekanizmalarında, Türkiye'nin bir paydaş olarak söz sahibi olmasıdır. Anlaşılacağı üzere Milli Teknoloji Hamlesi, öz olarak Türkiye'nin teknoloji alanındaki bağımsızlığının garanti altına alınmasını amaçlayan bir vizyondur.
Antalya Diplomasi Forumu
2021’den itibaren yılda bir Antalya’da gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) da şüphesiz Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetleri açısından önemli bir başarıyı ortaya koymaktadır. İkinci Antalya Diplomasi Forumu, “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” ana temasıyla 11-13 Mart 2022’de Antalya'da gerçekleştirilmiş; 75 farklı ülkeden devlet ve hükümet başkanları, bakanlar, diplomatlar, iş dünyası üyeleri ve basın ve akademi mensuplarından oluşan 3 bin 260 kayıtlı katılımcıya ev sahipliği yapmıştır. Nitekim her sene gerçekleşen etkinlik zemininde, dünyanın birçok ülkesinden gelen davetlilerin etkin katılımlarıyla Antalya’da gerçekleşen Forum’da hem dünya gündemini ilgilendiren konular masaya yatırılmakta hem de Türkiye’nin olumlu imajının ihracı, bir diğer deyişle Türkiye’nin kamu diplomasisi icra edilmektedir.
5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü
Türkiye’nin izlediği dış politikada olduğu gibi Türkiye’nin kamu diplomasisi de çok boyutludur. Nitekim gastro diplomasi de Türkiye’nin kamu diplomasisinin önemli sacayaklarından bir tanesi olarak öne çıkmaktadır. 2020’den bu yana 5 Aralık tarihi Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanmaktadır. Bu bağlamda 2022’de İletişim Başkanlığı Kamu Diplomasisi Daire Başkanlığı hazırlamış olduğu bilgilendirme videolarıyla, Türk Kahvesi’nin neden Türkiye’ye ait olduğunu, Yunanca başta olmak üzere birçok yabancı dilde hazırlayarak uluslararası medyaya sunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” mesajıyla “5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü” dolayısıyla sosyal medya hesabından videolu mesaj paylaşmıştır. İletişim Başkanı Altun, paylaşımında, “Bugün Dünya Türk Kahvesi Günü. 2013 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne dâhil edilen, kendine özgü pişirme yöntemi, sunumu ve tadıyla kültürümüzün eşsiz öğelerinden Türk kahvesi, dünyanın dört bir yanında dostlukları pekiştirmeye devam ediyor. Ziyade olsun.” ifadelerini kullanmıştır. Görüleceği üzere Türkiye’ye ait değerlerin her biri Türkiye’nin kamu diplomasisinin, daha doğru bir deyişle uluslararası alanda inşa edilecek güçlü bir Türkiye markasının önemli yapı taşlarındandır. Zira ancak bu sayede Türkiye markası uluslararası sistemde daha güçlü hale getirilebilir.
2023’te Türkiye’yi Kamu Diplomasisi Açısından Neler Bekliyor?
2023’ün en azından ilk çeyreğinin yine Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gölgesinde geçeceği aşikardır. Türkiye’nin, öncesinde olduğu gibi barış temelli dış politikası, bölgedeki istikrar ve barışı savunan duruşu, daha adil bir dünyanın var olması için teminat niteliğindedir. Yukarıdaki satırlarda da vurgulandığı üzere Türkiye’nin girişimleriyle gerçekleşen Tahıl Koridoru gibi anlaşmaların yine Türkiye’nin arabuluculuğunda imzalanması, bölge ve dolayısıyla dünyadaki istikrar için önemli olacağı gibi Türkiye’nin kamu diplomasisi etkinliğini de ivmelendirecektir.
Diğer taraftan Aralık 2022’de Fransa’daki terör olayları neticesinde yaşananları, Türkiye’nin kamu diplomasisini etkin kullanarak yönetmesi büyük önem arz etmektedir. Zira Fransa’da terör örgütü taraftarlarınca gerçekleştirilen vandalizm ve şiddet olayları neticesinde özelde Fransız genelde de Avrupa kamuoyuna PKK/YPG’nin bir terör örgütü olduğunun anlatılması için kullanılabilecek süreç, Türkiye’nin kamu diplomasisi adına önemli bir fırsattır. Zira Türkiye’nin tüm uyarılarına ve 2002’de terör örgütü listesine eklenmiş olmasına rağmen Avrupa Birliği (AB) PKK/PYD terör örgütü yapılanmalarına zaman zaman STK kılıfı altında alan açabilmektedir. Nitekim geçmişte Ermeni terör örgütü ASALA, 42’si diplomat olmak üzere 57 vatandaşımızı şehit etmiş, Türkiye’nin ASALA’nın bir terör örgütü olduğuna dair çağrıları cevapsız kalmıştır. Ancak 1983’te Orly Havalimanı’nda ASALA terör örgütü Fransa vatandaşlarını da hedef alınca Fransa ASALA’nın bir terör örgütü olduğunu kabullenmiştir. Benzer şekilde sürecin başarılı bir kamu diplomasisi yönetimiyle yürütülmesi ve Avrupa kamuoyuna bu yapıların birer terör örgütü olduğunun anlatılması büyük önem arz etmektedir.
10-12 Mart 2023’te Antalya’da düzenlenecek olan geleneksel Antalya Diplomasi Forumu da yine Türkiye’nin önemli kamu diplomasisi faaliyetlerinden birisi olarak okunmalıdır. Yukarıdaki satırlarda da değinildiği üzere, ADF bünyesinde Türkiye; dünya liderlerine, akademisyenlere, gazetecilere ve STK önderlerine ev sahipliği yapmaktadır. ADF zemininde geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen ve bundan sonra da gerçekleşecek ev sahipliği Türkiye’nin müşfik dış politikasının bir tezahürü olarak, Türkiye’nin ilettiği mesajlar da kamu diplomasisi araçlarının doğru şekilde yürütülmesiyle hedefe ulaşacaktır.
Ekim 2022’de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen “Türkiye Yüzyılı” vizyonu, ortaya koyulan hedef ve projeler ile dikkat çekmektedir. Nitekim Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye’yi sadece yer aldığı coğrafyada değil, uluslararası alanda da öne çıkartmayı hedefleyen vizyonun, şüphesiz birçok önemli sacayağı bulunmaktadır. Teknolojiden sanayiye, demokrasiden eğitime kadar Türkiye’yi hem yer aldığı coğrafyada hem de uluslararası sistemde üst sıralara çıkartacak bu vizyonun işletilmesinde ve dünyadaki görünürlüğün artırılmasında, yine kamu diplomasisi faaliyetlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi gerekliliği öne çıkmaktadır.
Bugün fiziksel olarak 783 bin 562 kilometrekare bir alana tekabül etse de etkin kamu diplomasisi faaliyetleri ve müşfik dış politika zemininde Türkiye, Türkiye sınırlarından çok daha büyüktür. Büyük devlet olmanın gereği olarak Türkiye’nin uluslararası alanda izlediği çok yönlü, çok destinasyonlu ve çok boyutlu dış politikanın devamı yukarıdaki satırlarda vurgulandığı üzere Türkiye Yüzyılı bir vizyon ve Milli Teknoloji Hamlesi gibi önemli girişimlerle desteklenmelidir. Türkiye, sadece Türkiye sınırlarından ibaret olmadığı gibi, Türkiye Vizyonu da sadece Türkiye için bir gelecek vizyonu değil, mazlum coğrafyalarda kimsesizlerin kimsesi olan bir devletin vizyonu olarak tüm dünyaya şamildir. Türkiye Yüzyılı vizyonu başarılı bir şekilde yürütülebilirse, dünya için barış ve istikrarın da yüzyılı olma potansiyeline sahiptir.