Kriter > Ekonomi |

Türkiye Ekonomisine Reform Aşısı


Reform paketi iki saç ayağı üzerine inşa edilmiş. Birinci ayakta makro ekonomik istikrarı yeniden tesis etmeyi amaçlayan politikalar var. İkinci ayak ise Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağından kurtulmasını ve kurumsal altyapısını güçlendirmesini hedefleyen politikaları kapsıyor. Kararlı ve sabırlı olmalıyız. Sonuçta ekonomik kalkınma dediğimiz olgu bir 100 metre koşusu değil, uzun bir maratondur.

Türkiye Ekonomisine Reform Aşısı

Beş ay önce reform paketinin devreye gireceğine dair yapılan ilk açıklama, piyasaların havasını değiştirmeye yetmişti. Ekonomi çevreleri reform söylemine daha baştan ciddi bir kredi açmıştı. Kasım ayından bu yana merakla beklenen ekonomik reform paketinin perdesi aralandı. Reform paketinin içindeki maddeleri artık biliyoruz. Reform paketi iki saç ayağı üzerine inşa edilmiş. Birinci ayakta makro ekonomik istikrarı yeniden tesis etmeyi amaçlayan politikalar var. İkinci ayak ise Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağından kurtulmasını ve kurumsal altyapısını güçlendirmesini hedefleyen politikaları kapsıyor.

 

Mali Disiplin Vurgusu

Bu pakette mali disipline enflasyonla mücadeleden daha çok vurgu yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Mali disipline yönelik politika maddeleri, daha kapsamlı ve özelleştirilmiş halde. Koronavirüs salgını, tüm dünyada kamu maliyelerini bir hayli zorluyor. Ülkeler, salgının ekonomik etkilerini hafifletmek için trilyonlarca dolarlık mali teşvik verdi. Bütçe açığının GSYH’ye oranı çift haneli rakamlara çıkan birçok ülke var. Türkiye bu ortamda bile bütçe açığını yüzde 3,5-4 bandında tutmayı başardı. Bunun altında yatan iki sebep var: Mali desteklerin kompozisyonu ve ekonomik canlanma etkisi. Türkiye’nin salgın döneminde verdiği mali desteğin GSYH’ye oranı yüzde 10’u aşsa da kamunun vergi ve harcama kanallarıyla doğrudan verdiği teşvikin oranı görece sınırlı kaldı. Bununla birlikte, Türkiye ekonomisi 2020’nin ikinci yarısında yakaladığı büyüme ivmesi sayesinde vergi gelirlerini arttırma şansı yakaladı ve bu da kamu maliyesinin toparlanmasına katkı sağladı. Türkiye’de kamu borcunun GSYH’ye oranının da oldukça düşük seviyelerde olduğunu unutmayalım. Bu kulvarda G20 içerisindeki en düşük orana sahip ülkelerden biriyiz.

Peki, mali tarafta resim o kadar kötü değilken, disipline neden bu kadar vurgu yapılmış olabilir? Türkiye’de kamunun bazı harcama kalemlerinde israfa kaçtığı bilinen bir gerçek. AK Parti hükümetleri bu israfı azaltma konusunda belli bir başarı yakalamış olsa da hala kat edilecek mesafe var. Sosyal yardımların daha entegre bir yapıya kavuşturulması ve kamu ihalelerinin daha şeffaf ve etkin hale getirilmesi önemli ihtiyaç alanlarıydı. Döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payının da düşürülmesi gerekiyordu. Tabi bir de işin uluslararası boyutu var. Tüm dünyada artan bütçe açıkları ve kamu borç stoku, tahvil piyasaları üzerinde baskı oluşturuyor. Hazine tahvil faizleri birçok ülkede artmaya başladı bile. Bütçe açıklarını küresel piyasalardan borçlanarak kapatmak hiç de kolay olmayacak. Birçok G20 ülkesinin başı ağrıyacak. Bütçe açıkları ve enflasyona yönelik endişeler zaman zaman küresel çapta dalgalanmalara neden olacak. Bu dalgalanmaların en çok bizim gibi gelişmekte olan ekonomileri vurması bekleniyor. Ekonomi yönetimi geleceği de düşünerek bugünden bütçe disiplinini koruyup salgın sonrası dönemde sıkıntı yaşamayı ve gelişmekte olan ülkeler içerisinde bu konuda pozitif ayrışmayı hedeflemiş olabilir.

 

Vergi Reformu Şart

Ancak mali disiplin konusunda aşırı muhafazakar bir tutum sergilemekten kaçınmalıyız. Zira, salgın koşullarının etkisini hissetmeye devam ettiğimiz bir ortamda ekonominin halen mali desteklere ihtiyacı var. Kamu bu desteği verme noktasında yeterli olmadığında vatandaşlar ve şirketler çözüm olarak kredi mekanizmasına sarılıyorlar. Bunun sonucunda artan hane halkı ve reel sektör borçluluk seviyesinin ekonomiye zararları daha fazla olabiliyor. Devletin ekonomiye destek elini uzatmaya devam edeceğini düşünüyorum. Mali destekler biraz daha seçici yapılabilir. Örneğin, mali destekler salgının yeni dalgalarını daha ağır hisseden hizmet sektörüne yoğunlaştırılabilir. İlave mali desteklere vergi yoluyla kaynak oluşturmak da mümkün olabilir. Salgın döneminde ciro ve karlılık anlamında ciddi artış yaşayan sektörlere yönelik bazı vergi ayarlamaları yapılabilir. Veya gelişmiş ülkelerin de gündeminde olduğu gibi toplumun ultra zengin kesimlerinden ve büyük şirketlerden daha fazla vergi toplamaya yönelik düzenlemeler yapılabilir. Vergi adaletini sağlama konusu, bu reform paketinde atlanmış gibi duruyor. Türkiye’de toplam vergi gelirleri içerisindeki KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin payı yüzde 65’i aştı. Gelir ve kurumlar vergisi gibi doğrudan vergilerin payının arttırılması mali sürdürülebilirlik ve gelir dağılımı açısından daha doğru bir politika tercihi olur. Dünya, vergi politikalarında buraya doğru kayıyor. Bizim de bu meseleyi etraflıca düşünüp uygun adımları bir an önce atmamız gerekiyor.

Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı”na katılarak Ekonomi Reform Paketini açıkladı. (Emrah Yorulmaz, 12 Mart 2021) 

 

 

Enflasyonla Mücadele ve İşsizlik

Reform paketinin içerisinde enflasyonla mücadeleye dönük olarak dijital tarım pazarı ve gıda bankacılığı sistemi gibi yeni uygulamalar mevcut. Hal Yasası’nın çıkarılması ve soğuk zincirlerin desteklenmesi gibi önceki reform paketlerinden kalan bazı maddelerin bu pakette de yer aldıkları not edilmeli. Bu başlıklarda bir an önce mesafe kat edilmesi gerekiyor. Enflasyon ataletini kırmak için kamunun yönettiği ve yönlendirdiği ürünlerdeki fiyat artışlarının bundan sonra beklenen enflasyon baz alınarak yapılması planlanıyor. Çok doğru ve yerinde bir karar. Geçtiğimiz yıllarda kamunun sigara, köprü geçiş ücreti ve su gibi kalemlerde enflasyonun üzerinde zam yaptığına şahit olduk. Bu yüksek zamlar enflasyonu yukarı çeken faktörler arasındaydı. Vatandaşın enflasyon beklentisinin aşağıya inebilmesi için bu tarz fiyat ayarlamalarının makul ölçülerde yapılması faydalı olacaktır.

İşsizliği düşürmeye yönelik olarak reform paketinde genel itibarıyla kredi ve vergi teşviklerine dayalı bir anlayışın benimsendiğini görüyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde de benzer politikalar uygulanmıştı. Bu politikalar istihdamın artmasına katkı sağlayacaktır; ancak işsizliğin tek haneli makul seviyelere gerileyebilmesi için daha fazlasına ihtiyacımız var. Bu noktada reform paketinde bahsi geçen esnek çalışma modellerinin teşvik edilmesi ve akıllı otomasyon çağında istihdamı kolaylaştıracak becerilerin gençlere kazandırılmasına yönelik daha kapsamlı bir yol haritası ortaya koymamız gerekecek.

 

Yeşil Dönüşüm

Son yıllarda sağlık ve yazılım gibi alanların sadece ekonomik ve sosyal olarak değil, ulusal güvenlik açısından da ne kadar kritik öneme sahip olduğunu yaşayarak gördük. Reform paketi kapsamında bu alanlara yönelik yeni mekanizmaların oluşturulması ve desteklerin arttırılması planlanıyor. Son yıllarda savunma sanayinde yakaladığımız başarıların benzerlerini doğru strateji ve politikalar yardımıyla sağlık ve yazılım gibi kritik alanlarda da gerçekleştirebiliriz. Cari açığı kalıcı biçimde düşürmemize yardımcı olacak bir başka alan, yeşil ekonomidir. ABD ve AB gibi gelişmiş coğrafyaların son dönemde açıkladığı yatırım paketlerinin merkezinde yeşil dönüşüm var. Ülkeler karbon ayak izlerini küçültmeden sürdürülebilir büyümeyi sağlayamayacaklarını geç de olsa gördüler. Sanayileşmesini henüz tam anlamıyla tamamlayamayan Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin, gelişmiş ülkeler kadar cesur ve büyük bütçelerle sanayide yeşil dönüşüm yakalamaya çalışması gerçekçi olmaz. Ancak bu hayati konuyu ne kadar erken bir aşamada ciddiye alır ve ekonomik gelişmişlik seviyemize uygun hedeflerle politikaları ne kadar hızlı eşleştirebilirsek akran ülkelere fark atarak ekonomi ve çevre için o kadar avantajlı bir konuma erişebiliriz. Yeşil teknolojilerin sadece kullanımına değil, kendi sınırlarımız içerisinde üretimine de kamunun daha fazla destek olması gerekiyor. Reform paketi kapsamında yeşil tahvil ve sukuk ihraçlarının teşvik edilecek olması, bu noktada değerli bir adım olacaktır. Yeşil dönüşüm sayesinde Türkiye üretkenlik artışına dayalı bir büyüme performansı ortaya koyabilir, cari açığını azaltabilir ve sürdürülebilir bir geleceği yakalayabilir.

Reel ekonomiye verilen teşviklerin sadeleşmesi reform paketindeki bir başka politika maddesi. Bu uygulama, şirketlerin işlem maliyetlerinin azalmasına ve teşviklerden alınacak verimin artmasına katkı sağlayacaktır. O kadar çok sayıda teşvik veriliyor ki bunlar gerçekten doğru şirketlere ulaşabiliyor mu endişesi doğal olarak ortaya çıkıyor. Profesyonel destek olmadan özellikle küçük ve yeni şirketlerin bu teşvik sistemi içerisinde kaybolmaları ve günün sonunda teşviklere erişememeleri gibi riskler doğuyor. Tabii bir de verilen bütün teşviklerin düzgün işlediğini de iddia edemeyiz. Faydalı teşviklerle faydasızlar bir arada kalmaya devam ettikçe kamunun sağladığı desteklerden beklenen verim alınamayabilir. 11. Kalkınma Planı ile birlikte teşvik sistemini sektör odaklı hale getirme noktasında önemli adımlar atmaya başladık. Teşvik sistemini daha seçici hale getirmek için ürün bazında çalışmalara ağırlık vermeliyiz. Yani bir sektörde üretilen tüm ürünlere teşvik vermek yerine, o sektörde gelecek vaat eden, katma değeri yüksek, farklı ürünlerin üretimi için kritik öneme sahip ve Türkiye’nin mevcut ürün uzayını genişletecek ürünlere odaklanmalıyız.

Salgın döneminde sosyal ve ekonomik hayatımızdaki ağırlığı artan dijitalleşmeye yönelik maddelerin, reform paketinde kendine yer bulması şaşırtıcı değil. Rekabet koşulları gereği KOBİ’lerimizin dijitalleşme sürecine daha hızlı ve yoğun şekilde entegre olmaları artık kaçınılmaz. KOBİ’lerimiz büyüme yolunda e-ticareti etkin biçimde kullanmalı. Ancak bir taraftan da e-ticaret platformlarının esnafla vahşi bir rekabet içine girerek onların piyasa koşullarını zorlaştırmamaları teminat altına alınmalı. Kamu, bu platformların KOBİ’lerle birlikte kapsayıcı iş modelleri geliştirmesine yönelik destekleyici ve denetleyici bir rol oynayabilir. Reform paketinde kamunun bu rolü üstlenmeye hazır olduğunu görüyoruz.

 Ekonomi Reformları Eylem Planı - İnfografik

İcraat Zamanı

Kağıt üzerinde sağlam ve güzel duran reform maddelerini ortaya çıkarmak, işin sadece bir boyutu. Esas mesele, reformların planlandığı hızda ve kapsamda hayata geçirilebilmesidir. Günümüzün ekonomik sorunları oldukça karmaşık ve çok boyutludur. Bu gerçek, farklı kamu kurumlarının politikalarını koordineli biçimde hayata geçirmesini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda ilgili kamu kurumlarının ekonomik reformlardaki rolleri iyi belirlenmeli ve koordinasyon bu roller üzerinden kurgulanmalıdır. Reformların başarıya ulaşması için veri bazlı ilerlemeliyiz. Kamu, sahip olduğu büyük veriyi etkin biçimde kullanarak, politikaların faydalarını ve maliyetlerini sık sık ölçmeli. Uzun vadede ekonomiye katma değer sağlayacak politikaları sabırla sürdürmeye devam ederken, verimsiz olduğu aşikar olanlardan ise vazgeçmeyi bilmeli.

Reformların açıklanmasıyla birlikte bir anda bütün sorunların çözülebileceğini düşünmeyelim. Reform süreçlerinde tedrici şekilde ilerlemek daha sağlıklı ve kalıcı başarıların önünü açar. Kararlı ve sabırlı olmalıyız. Sonuçta ekonomik kalkınma dediğimiz olgu bir 100 metre koşusu değil, uzun bir maratondur. Hedef tempomuzu iyi belirlemeliyiz. Ne çok yavaş ne de çok hızlı koşmaya çalışmak, kürsüye çıkmamıza yardımcı olur.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası