Kriter > Siyaset |

Ağır Çekim Millet İttifakı: Kararsız Siyaset


Kendi başına seçim kazanması zor olan İYİ Parti’liler durumdan memnun olsa da CHP’liler sağcı adaylara mahkum kalmaktan pek de memnun görünmemektedir.

Ağır Çekim Millet İttifakı Kararsız Siyaset
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Merkezi'nde ortak basın toplantısı düzenledi, 12 Aralık 2018

Siyaset karar vermektir. Alman siyaset felsefesinde “karar” ayrılıkların yok edilmesi anlamını taşımaktadır. Bizde karar kılmak dengeyi bulmak anlamını taşımaktadır. Siyaseti ister çatışma isterseniz uzlaşma üzerinden tanımlayın hedefiniz karardır. Kararsızlık süreci bir nevi siyaset üretememe sürecidir. Millet İttifakı’nı sorunlu kılan husus kararsızlığı ya da alabildiği kararların siyasetin rasyonalitesinden uzaklığıdır.

Siyaseti rasyonel kılanın müzakere süreçleri olduğu söylenir. Fakat çoğu zaman bu tür rasyonalitenin sağlanması için iletişim akışının doğrultulması gerektiği ihmal edilmektedir. İyi niyetten yoksun ve kendi çıkarını maksimize etmek için yapılan ama rasyonel siyaset adına gerçekleştirildiği zannedilen müzakere süreçlerinin boş sohbetlere dönüşmesi zor değildir. 70’lerdeki koalisyonlar için ya da cumhurbaşkanı seçimi adına yapılan müzakerelerin ne tür boş sohbetlerden oluştuğunu zamanında gözlemlemiştik. Bugün Millet İttifakı adına gerçekleştirilen müzakerelerin de benzer bir bıktırıcılığı söz konusudur. İlginç olan ise bıktıran ittifak süreçlerinin demokratiklik adına savunulmasıdır. Modern demokratik siyasetin en önemli vaadi müzakere sürecine dayanan karar mekanizmalarıyla toplumsal rasyonalitenin yakalanmasıydı. Millet İttifakı adaylarına kendi partilerinden gösterilen tepkiye baktığımızda toplumsal bir rasyonalitenin parti politikasında bile yakalanamadığı görülmektedir.

Siyasetin Sırlar Alanı

Modern siyasetin bir diğer vaadi de müzakere süreçlerinin aleniliğiyle ilgilidir. Yani siyasi karar alma mekanizmalarının nasıl işlediği milletin önünde gerçekleşecektir. Oysa millet adına yapılan müzakerelerin –değil milletten– partiden bile gizlenerek gayriresmi mekanlarda yapılması aleniliği zedeleyen bir husustur. CHP’deki tüzük değişikliği sonrası genel sekreterliğin yanında parti meclisinin bile önemsizleşmesi parti siyasetini sırlar alanına hapsetmektedir.

Aslında CHP, tarihi olarak sırlar alanına sıkışmış siyasetini 1950 seçimlerini kaybettiğinde bırakmıştı. Kendi delegeleriyle yeni bağlar kuran CHP genel sekreterlik ve parti meclisi seçimleriyle parti içi demokrasiyi hareketlendirmişti. Bu hareketlilik parti içi gayrimeşru adımlara ihtiyaç duymadan lider değişimini de 1972’de sağlamıştı. Partinin kurucu ismi İsmet İnönü parti içi demokratik bir mücadeleyle yıkılmış, yerini zamanında sosyal demokrasinin parlayan yıldızı Bülent Ecevit almıştı. Bugün ise sırlar alanına sıkışan CHP siyasetinde demokratik bir değişim beklemek hayaldir. Fiili olarak değişmeyen ve değiştirilemeyecek başkana dönüşen Kılıçdaroğlu’nu aleni siyasete zorlayan hiçbir parti içi mekanizma bulunmamaktadır. Git dediğini göndermekte zorlansa da ol dediği olmakta, gel dediği gelmektedir.

Ağır Çekim Millet İttifakı: Kararsız Siyaset-Bünyamin Bezci

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Yavaş, ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı, 24 Aralık 2018

Millet İttifakı’nın diğer ayağı olan İYİ Parti için ise alenilik hiçbir zaman hedef olmuş değildir. Kuruluş hikayesi bile alenilik açısından sorunlu olan partinin siyaseti mahremiyet alanı olarak görmesi şaşırtıcı değildir. Siyaseti mahremiyet üzerinden okuyanların ortak niteliği sıkıştıklarında hesap verme yerine rest çekmeleridir. Cumhurbaşkanı seçimi sonrası Akşener’in restini melankoliden ziyade buradan görmek gerekmektedir. İYİ Parti siyaseti açısından sorun olan ise alenilik yerine sırlar alanı üzerinden siyaset yapılması değildir. Asıl sorun sırlar alanı üzerinden yapılan siyasetin nimetlerinden yararlanamamış olmalarıdır. Eğer siyaseti sırlar alanı üzerinden yapıyorsanız aynı zamanda karar süreçlerine hız kazandırmış olmalısınız. Zira günümüz siyasetinde birkaç saat içinde ve pek de sorup soruşturmadan verilmesi gereken kararlar giderek çoğalmaktadır. Siyaset süreçlerinde aleniliği pek de iplemeyen İYİ Parti’nin sorunu hızlı akan dünyada siyaseti ağır çekimle işletiyor olmasıdır.

Siyasetin Millet İttifakı cenahında ağır çekimle işlemesini zorunlu kılan ilk neden taban olarak da siyasi elitler açısından da birbirinden uzak yapıların uzlaşma arayışıdır. Her ne kadar CHP ve İYİ Parti ittihatçı siyasetin ittifak arayışı olarak birbirine yakın dursa da tarihi ittihatçılığın sol/modernist kanadı ile sağ/ihyacı kanadı arasına giren husumet tortulaşmıştır. Tortuların Cumhur İttifakı korkusu tarafından ne kadar temizleneceğini zaman gösterecektir. Her iki partinin ikinci partisinin çoğunlukla birbirleri olması aradaki sorunları kolay halletmelerini sağlamamaktadır. Kendi başına seçim kazanması zor olan İYİ Parti’liler durumdan memnun olsa da CHP’liler sağcı adaylara mahkum kalmaktan pek de memnun görünmemektedir. Dahası parti geçirgenliklerinin kolay olması bir sonraki seçimde gidenlerin orada kalma riskini de taşımaktadır.

CHP Tutkalıyla İYİ Parti-HDP İttifakı

Siyaset üretim süreçlerini asıl ağırlaştıran unsur ise Millet İttifakı’nın gayriresmi üyesi HDP’dir. İttifakın kamera arkasına saklanmış boyutu olarak HDP olmadan kemale ermesi mümkün gözükmemektedir. Büyükşehirlerde HDP oylarını alamayan ittifakın başarılı olması zordur. Boşa çıkan açılım politikaları sonrasında oluşan Cumhur İttifakı’nın etnik politikalara kapalı kapısını aralayamayan HDP seküler sosyalist köklerine geri dönüş sürecine girmiştir. CHP’nin sosyal demokrat kanadına sevimli gelen politikalarını Cumhur İttifakı karşıtlığı adına CHP’nin Kemalist kanadı da desteklemektedir. Fakat İYİ Parti için HDP ile ortaklık kolay değildir. Birbirlerine karşıt politikalar yürüten iki partinin tutkalını CHP oluşturmaktadır. CHP’nin Kemalist kanadı İYİ Parti ile, sosyal demokrat kanadı da HDP ile ortaklığı doğal karşılamaktadır. Parti politikası düzeyinde gayet rasyonel görünen bu durumun tabandaki karşılığı ise sıkıntılıdır. Partilerin alt düzey teşkilatlarındaki rahatsızlıklar artmaktadır. Rasyonel olan duygusal olana hakim olmakta zorlanmaktadır.

İttifak siyasetinin asıl çıkmazı ise tabanda yaşanmaktadır. Siyaset nihayetinde dağıtım mekanizmaları hakkında karar verebilme gücü ise partileşmeler siyasetten pay almak isteyenlerin toplandığı yerlerdir. Fakat alınabilecek paylar yukarıdan dağıtıldığında aşağıdakilerin motivasyonları bozulmaktadır. Bu nedenle teşkilatların kabul etmekte zorlanacağı adaylar için çalışmaları da aynı derecede sıkıntılı olacaktır. Teşkilatlar çalışmadan alınacak oylar ise ancak her halükarda orada olanların belirli oylarıdır. Seçim ittifaklarının bu nedenle kapasite artırma olanakları da sınırlı kalacaktır. Yani ittifaklar çoğu zaman matematiksel toplamlarından az oy alırlar. Bu sonuç hayal kırıklığı yaşayan parti teşkilatlarının çalışmamasıyla yakından ilgilidir. Nitekim CHP içerisinde şimdiden ittifak politikalarını sorgulamak için 31 Mart’ı bekleyen bir kesim oluşmuştur.

CHP’nin üst aklının çıkmazı kendi içindeki farklılıklarını yönetemediği halde dışarıdaki farklılıkları da yönetmek zorunda oluşudur. Türkçe ezan tartışmasında yaşanan kırılmanın acısı henüz hissedilmemiştir. 31 Mart’ı bekleyenler içinde Kemalist nostaljiyi canlı yaşayanlar da bulunmaktadır. Partinin selameti açısından susanlar sessizce de olsa kendi adaylarıyla seçime gitmeyi savunmaktadır. Onlar için onurlu kaybedişler sağcı adayları destekleyerek kaybetmekten daha iyi görünmektedir. Yabancı oldukları söylemler ya da şimdiye kadar karşı oldukları siyasi duruşları canıgönülden desteklemek zor görünmektedir. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi iki büyükşehirde de durum farklı değildir.

İttifakın bir diğer çıkmazı da bizatihi HDP seçmeninin tavrıdır. Doğuda PKK üzerinden kurulan baskılar işe yarasa da HDP batıdaki seçmenini ikna etmek zorundadır. Dahası batıdaki HDP seçmeni politik olarak daha radikaldir. Milliyetçi muhafazakar söylemlere sahip olmak batıdaki HDP seçmenini cezbetmeyecektir. HDP olmadan muhalefetin Ankara’da başarılı olma ihtimali olsa da İstanbul’da yoktur. HDP parti olarak destek açıklamaları yapmış olsa da AK Parti adayları örnek alınarak açıklanan CHP adaylarına seçmenlerinin ikna olması zor olacaktır.

İttifakın ana partisi CHP üst akıl gibi hareket etse de kendi partililerini bile buna ikna etmiş değildir. İlginç olan partililerin bile anlamakta zorlandıkları CHP’deki üst akla uyumlu hareket eden tek politik oluşumun HDP olmasıdır. Uzun zamandır dış münasebetleri gelişmiş bir parti olarak HDP siyasal sınırlarının farkındadır. Hangi söylemi tutturduğunda Batı’dan destek alacağını, hangi eylemi yaptığında aferinle karşılanacağını ve içerideki baskıları nasıl gizleyeceğini iyi bilmektedir. Uzun yıllardır içe kapanık, Batı’ya rağmen Batıcı olan ve küresel siyaset tecrübesi olmayan CHP için ise değişime uyum sağlamak zor gözükmektedir. Bir proje partisi gibi durmasına rağmen milliyetçi tonu kimlik edinmiş İYİ Parti için ise küresel siyasetle uyum görünümü ölüm gibidir. Dahası CHP oylarının en az yarısı küresel siyasete karşı direnenlerden gelmektedir. Bu nedenle Muharrem İnce gibi yerel öğretmen edalı polemikçi liderlerin karşılık bulması da kolay olmaktadır. CHP üst aklının parti içindeki bu çıkmazı yerele hapsolmadan nasıl aşacağı halen önünde sorun olarak durmaktadır.

CHP’nin ince ayar bir diğer çıkmazı da sağ adaylarla ne kadar yürüyebileceğidir. Aslında CHP –kabul etseydi– Mansur Yavaş’ın İYİ Parti adaylığını destekleyerek kendi içindeki sağcılara da adres göstermiş olacaktı. Böylece parti de her seçimde sağa çekmekten kurtulacaktı. İttifak güçlendikçe iktidara yaklaşacak olan ama asla tek başına iktidar olamayacak CHP sağdan arınmış bir sol/modernist kimliğini koruyabilecekti. Bugün ise CHP’yi bekleyen başarısız bir seçim sonucunda içindeki sağ eğilimle hesaplaşma olacaktır. CHP’nin İYİ Parti sonrasında kaldırabileceği sağcılık ancak muhafazakar Anadolu solculuğudur. Son genel başkanlık yarışında İnce’yi destekleyen bu kesimden daha sağı İYİ Parti varken sahicilik sıkıntısı çekecektir.

Millet İttifakı’nı müttefik kılan rakibinin gücüdür. Cumhur İttifakı gücünü korudukça Millet İttifakı da dağılmayacaktır. Fakat ittifak kendi arasında geçişkenliklerini henüz tamamlamamıştır. Bu nedenle pazarlıklar da uzamakta ve karar alınamamaktadır. Siyaset üretmekte zorlanan Millet İttifakı şose yolda ilerleyen bir araba gibiyken Cumhur İttifakı’nın yolu asfalttır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası