Kriter > Dış Politika |

CAATSA Yaptırımlarının Hukuki Boyutu


2021 için hazırlanan ve Savunma Bakanlığı’nın bütçesini belirleyen yasa tasarısında yaptırımların hangi koşullarda kaldırılabileceği belirtiliyor. Belirtilen bu koşullar, 2017’de çıkarılan CAATSA’dan daha detaylı bir şekilde kaleme alınmış. Türkiye S-400’lere artık sahip olmadığı, S-400’ler operasyonel hale getirilmediği ve ülkede bulundurulmadığı ve Türkiye S-400’leri tekrar satın almayacağını garanti ettiği takdirde Kongre, yaptırımların kaldırılmasına ikna olabilir.

CAATSA Yaptırımlarının Hukuki Boyutu

Kongre’nin ezici çoğunluğu tarafından kabul edilen ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Kanunu (CAATSA) 2 Ağustos 2017’de Başkan Trump’ın imzası ile yürürlüğe girdi. Yasa ile Kongre, dış politika alanında geniş yetkilere sahip olan Başkanlığa yaptırım uygulama zorunluluğu getirdi ve ABD’nin Rusya ile ilişkileri konusunda manevra imkanını kısıtladı. CAATSA’ya göre; Rusya, Kuzey Kore ve İran, ABD’nin hasımları olarak belirlendi ve kanun, Beyaz Saray’ın bu ülkelere yönelik ağır yaptırımlar getirmesini emretti. O dönem dış politikada İran ve Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlar konusunda herhangi bir çekincesi olmayan Trump yönetimi için bu ülkelere yönelik yaptırımların, kanun seviyesinde düzenlenmesi ciddi bir problem teşkil etmiyordu.

Trump 2016 başkanlık seçimleri için yürüttüğü kampanya sırasında ve başkanlığının ilk döneminde Rusya ile ilişkilerin iyi bir şekilde yürütülmesini istediğini açıkça belirtmişti. Fakat CAATSA yaptırımları buna engel oluyor ve yönetime yaptırım uygulamaktan başka çare bırakmıyordu. Trump yönetimi için Rusya politikasını derinden etkileyen bu yaptırımlar Kongre tarafından empoze edilen bir durum olarak görüldü. CAATSA'nın Trump tarafından imzalanıp yürürlüğe girdiği gün Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, CAATSA'nın anayasa tarafından Başkanlığa verilen yabancı hükümetleri tanıma yetkisinin kullanılmasına engel teşkil ettiği vurgulanarak, kanunun Amerikan Anayasası’na aykırı olduğu belirtildi. Buna ek olarak kanunun, Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen diplomatik temaslara halel getireceği ileri sürüldü ve Anayasanın Başkanlığa vermiş olduğu “büyükelçileri ve diğer yabancı devlet temsilcilerini kabul etme” yükümlülüğüne aykırı olduğunun altı çizildi. Zira bu bölümler uyarınca Başkanlığın yaptırıma tabi kişileri ülkeye sokmama yükümlülüğü doğuyor, büyükelçiler ve diğer ülke temsilcileri için bir istisna tanınmıyordu. Kongre tarafından Rusya’ya yaptırım uygulanması yükümlülüğü, Beyaz Saray’ın ve Dışişleri Bakanlığı’nın elini kolunu bağladığı için Trump yönetimi, kanununda öngörülen Rusya yaptırımlarını gecikmeli olarak uygulamaya başladı. Örneğin Kongre Trump yönetiminden, 60 gün içerisinde yaptırım uygulanacak şahısların belirlenmesinde kullanılacak bir kılavuz istedi. Fakat yönetim bu kılavuzu belirtilen sürede göndermedi.

Trump yönetimi yaptırım uygulanacak listeyi açıkladığında Rusya tarafından gelen tepkiler alaycıydı. Kimileri bu listenin 2017 Forbes En Zengin Listesi’nden alındığını, kimileri de Kremlin’in İngilizce resmi sitesinde bulunan şahısların isimlerinin direk listeye eklendiğini söylediler. Hatta şaka yoluyla Dmitry Medvedev, “bu listeye girmeyenlerin istifasını almamız gerekir” dedi. Amerikalı hukukçulara göre CAATSA uyarınca yaptırıma tabi tutulan şahısların açıklanmasının bir amacı, bu şahısların kara listeye alındığının ilan edilmesi ve bu kişilerin uluslararası alanda utandırılmasıdır. Trump yönetimin CAATSA uyarınca açıkladığı yaptırım listesindeki şahıslar için ise ya zaten yaptırımlar uygulanıyor ya da bu şahıslara yaptırım geleceği aşikardı. Kanundan doğan yükümlülük nedeniyle yayınlanan bu liste, Rusya’ya yönelik yaptırımlar açısından pratikte ciddi bir etki yaratmadı.

 

CAATSA’nın Amacı ve İkincil Nitelikte Yaptırımlar

CAATSA’nın kabul edildiği dönemde Rusya’nın istihbarat ve güvenlik sektörlerinde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla kayda değer nitelikte işlem yapan şirketlerin de yaptırıma tabi tutulması birçok uzmanı şaşırtmıştı. Zira bu yolla yaptırımların kapsamı Rusya, Kuzey Kore ve İran haricinde onlarca ülkeye genişletilmiş oldu. Özellikle savunma sektöründe Rusya ile ilişkisi olan ülkeler, kısa sürede yaptırımla anılmaya başladı ve bu durum yeni belirsizlikler yarattı. Örneğin, Çin ile mücadelede ABD’nin kilit roldeki müttefiki olan Hindistan bir anda, Rusya ile S-400 anlaşması olduğu için, yaptırımlara maruz kalabilecek bir ülke konumuna düştü.

CAATSA, diğer yaptırım içeren kanunlara göre daha kapsamlı hükümler içeriyor ve Rusya’nın S-400 savunma sistemini almayı düşünen yaklaşık on ülkeyi yaptırımla tehdit ediyordu. Rusya ile S-400 anlaşmasını tamamlayan Çin, Hindistan ve Türkiye aleyhinde kanundan kaynaklanan yaptırımların işletilmesi kısa sürede gündeme geldi. Ayrıca S-400 savunma sistemini satın almayı düşünen Katar, Suudi Arabistan, Fas, Mısır, Vietnam ve Cezayir gibi ülkelere ise yaptırım uygulama tehdidi içeren bir mesaj gönderilmiş oldu. CAATSA ABD’nin bahsedilen ülkelerle ilişkilerini kısa sürede değiştirebilecek nitelikteydi.

Trump yönetimi tarafından CAATSA yaptırımları ilk defa 20 Eylül 2018’de Çin’in Ekipman Geliştirme Bölümü (Equipment Development Department) ve bu kurumun başındaki isme karşı uygulandı. Rus Rosoboronexport isimli şirketten SU-35 uçaklarını ve S-400 savunma sistemi alan ve Türkiye’nin Savunma Sanayii Başkanlığı’na (SSB) benzer görevleri yerine getiren EDD, CAATSA’nın ikincil nitelikte olan yaptırımlarına maruz kaldı. ABD Dışişleri Bakanlığı bu yaptırımların uygulanmasındaki amacın “Rusya ile mücadele” olduğunu vurguladı. CAATSA kanunu uyarınca uygulanan yaptırımların asıl hedefi Çin’in savunma sanayisi değildi. Nitekim yaptırım kararı, Çin’in savunma sektörünün tamamını etkilemedi.

ABD Senatosu

ABD Senatosu, Türkiye’ye Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri satın alması nedeniyle yaptırım uygulanmasını öngören CAATSA tasarısını kabul etti, 9 Aralık 2020

 

Türkiye’ye Yönelik CAATSA Yaptırımları

14 Aralık 2020’de ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı’na ve Türkiye Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu, Bölge Hava Savunma Sistemleri Müdürü Mustafa Alper Deniz’e yaptırım uygulama kararı alındığı belirtildi. Açıklanan yaptırımlar kapsamında dört Türk vatandaşının, ABD’deki mal varlığına, ABD’ye giriş çıkışına, ABD’de bulunan banka ve kurumlardan kişilerin menfaatine olan kredi ve ödemelere engellemeler getirildi. Yaptırımlar dahilinde Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı’nın, ABD finans sektöründen ve Uluslararası kuruluşlardan 10 milyon doları aşan kredi alması ile ABD’nin ürün ve teknolojileri için ihracat lisansı ve yetki alması yasaklandı.

ABD yönetiminin CAATSA yaptırımlarını uygulama amacı Rusya’nın savunma gelirlerine karşı bir darbe vurması. Fakat uygulamada yaptırıma tabi tutulan şahısların savunma sektöründeki bilinirliğini ve prestijini zedeliyor. Dünyada savunma sektöründe birçok projede ismi geçen SSB’nin yaptırıma tabi tutulması sebebiyle ABD ile ilişkileri kuvvetli olan ülkeler ve şirketler SSB ile aynı projede yer almak istemeyebilir. Fakat bir NATO üyesi ülkenin savunma sektöründeki en önemli kurumlarından biri olan SSB’ye uygulanan yaptırımların, örneğin Çin’in EDD isimli kurumuna, İran’a ve İran’ın finansal kurumlarına yönelik diğer yaptırımlardan farklılık gösterdiğinin altını çizmek gerekir. Hazine Bakanlığı bünyesinde yaptırıma tabi tutulan şahıslar belirtilirken SSB için ayrı bir liste hazırlandı ve diğer kurumlardan ayrı tutuldu. “Kara liste” olarak bilinen ve Hazine Bakanlığının yaptırımlardan sorumlu birimi olan Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC) tarafından hazırlanan Özel Belirlenmiş Uyruklu ve Engellenmiş Kişiler (SDN) listesinde SSB yer almadı. Örneğin Çin’in EDD kurumuna ait döviz alım-satım işlemleri yasaklanırken SSB için bu tür ağır yasaklar konmadı.

 

CAATSA Yaptırımları Meselesi Nasıl Çözülebilir?

14 Aralık 2020’de uygulanan yaptırımların asıl amacı, Türkiye’nin en kısa sürede yaptırım listesinden çıkarılarak, yaptırımın cezalandırıcı olarak değil, işlevsel olarak kullanılmasıdır. CAATSA’da da belirtildiği üzere amaç, Rusya’nın savunma ve istihbarat sektöründeki gelirlerinin kesilmesidir. Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400’leri ülkeden çıkarmaya yaptırımlar yoluyla ikna edilmesi durumunda (veya CAATSA 236. bölümünde belirtilen hükümler kapsamında ABD yönetiminin ve Kongre’nin kabul ettiği başka bir durumda) yaptırımlar işlevsellik kazanacak. 14 Aralık yaptırımları, Türkiye’nin Rusya ile SU-57 savaş uçaklarına ya da S-500 savunma sistemine ilişkin ve iki ülke arasında savunma iş birliğini derinleştiren anlaşmaların yapılmasını engellemeyi de hedefliyor.

SSB’ye yönelik yaptırımların açıklanması sonucunda Türkiye ve ABD arasındaki S-400 krizinin çözülmesi için birçok farklı senaryo ortaya atıldı ve bu senaryolarda S-400’lerin Türkiye’den başka bir ülkeye gönderilmesi ya da aktive edilmemesi gibi çeşitli ihtimaller konuşulmaya başlandı. CAATSA’da S-400’lerin konuşlandırılmasının nasıl olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almıyor. Bu açıdan bakıldığında yaptırımların kaldırılması konusu, hukuki bir konu olmaktan öte, siyasi bir konu haline geliyor. Zira yaptırımların kaldırılması için gerekli şartların sağlandığına karar verecek yetkili merci Kongre. 2020 başkanlık seçimleri ile aynı dönemde yapılan Kongre seçimleri sonuçlarına bakılacak olursa Kongre’de geniş çaplı değişikliklerin olmadığını söylemek mümkün. Kongre’de dış politika dosyalarını inceleyecek isimler ve genel olarak Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti liderliği benzer şekilde görevine devam edecek. Kongre’deki Türkiye karşıtı tavrın değişmesi ve Kongre’nin yaptırımların kaldırılmasına ikna olması için ise Biden yönetiminin ciddi bir çaba sarf etmesi gerekecek.

2021 için hazırlanan ve Savunma Bakanlığı’nın bütçesini belirleyen yasa tasarısında yaptırımların hangi koşullarda kaldırılabileceği belirtiliyor. Belirtilen bu koşullar, 2017’de çıkarılan CAATSA’dan daha detaylı bir şekilde kaleme alınmış. Türkiye S-400’lere artık sahip olmadığı, S-400’ler operasyonel hale getirilmediği ve ülkede bulundurulmadığı ve Türkiye S-400’leri tekrar satın almayacağını garanti ettiği takdirde Kongre, yaptırımların kaldırılmasına ikna olabilir. Söz konusu bu hüküm, yürürlüğe girerse CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için tek şart olarak görülebilir. Fakat Kongre, gelecek dönemde bu hükmü değiştirebilir ve CAATSA yaptırımlarının hangi koşullarda uygulanacağını belirten yeni bir hüküm kabul edebilir. CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasında Kongre son derece önemli bir rol oynayacak. CAATSA yaptırımlarının kaldırılması ve S-400 krizinin çözümü için S-400’lerin geleceğine ilişkin senaryoları tartışmak yerine, iki ülke arasındaki ilişkilerin ve özellikle Kongre ile olan ilişkilerin geliştirilmesi için çözüm önerilerinde bulunmak gerekiyor.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası