Bir 28 Şubat'ı daha geride bıraktık. Takvimler Şubat’ın sonunu gösterdiğinde yaşanan acılar ve sıkıntılar yeniden hatırlanıyor. O günden beri birçok şey değişti. Siyasi hayatı bitti denenler, bürokrasinin ve siyasetin en üst noktalarında yer aldılar. Çok sancılı bir sürecin sonunda olsa da başörtüsü yasağı -en azından resmi düzeyde- bütün alanlarda kaldırıldı. İmam hatip ve meslek lisesi problemi sona erdi. Yeşil sermaye etiketi vurulan şirketler, daha rahat hareket ediyor. Sivilleşme birçok alanda gerçekleşti. Öte yandan bütün bunlar hiç kolay olmadı, her bir adım için büyük bedeller ödendi. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı duruşu olmasaydı belki biz bugün hala hizmet alan/hizmet veren ya da başörtüsü şöyle bağlanırsa simge, böyle bağlanırsa türban öyle bağlanırsa babaanne usulü olur diye tartışacaktık.
Bu parametrelere bakınca 28 Şubat'ı tarihin tozlu sayfalarında bırakmak gerekiyor belki de. Arzu eden tarihçiler gidip arşivde konu hakkında araştırma yapabilir. Hem tarihi tarihçilere bırakmak lazım değil mi?
Gerçekten böyle mi yapmalıyız? Bin yıl sürecek denen 28 Şubat süreci sahiden bitti mi?
Bir kişi polis ya da güvenlik görevlisi gördüğünde halen tedirgin oluyorsa bunun sorumlusu kimdir?
Yıllar sonra hala tek başına devlet dairesine girmeye korkuyorsa ne yapılmalıdır?
İnsanlara güvenini kaybettiyse, herkesin ona karşı geldiğini ve onu engellemek için çabaladığını düşünüyorsa nasıl bir çıkış yolu bulmalıdır?
Psikiyatristler, terapiler ve ilaçlar, yaşanan sıkıntıların üstesinden gelmeye yetmiyorsa kimlerden yardım istenmelidir?
İnsanlar artık hayal kuramıyorsa ve geleceğe dair hiçbir umutları kalmamışsa, hayata nasıl tutunmalıdır?
Hayal kırıklığına uğrayan aileleri, bundan sonra hep "geç kalmış" olacak yaralı insanların ızdırabı dindirilebilir mi?
İyi Bir Tez, Güzel Bir Kitap!
Bu soruların cevabını kısa süre önce okuduğum 28 Şubat'ın Psikolojik Etkileri başlıklı kitapta gördüm. Deniz Işıker Bedir aldığı psikoloji eğitimi ve ailecek çok yakından hissettikleri 28 Şubat darbesinde yaşadıklarını bir araya getirerek özgün bir esere imza atmış. Kitap 28 Şubat hakkında konuşurken, mağdurlar hakkında yorum yaparken ve hatta iletişime geçerken ne kadar hassas olmamız gerektiğine dair çok kıymetli. Çok çarpıcı bir şekilde 28 Şubat’ın nasıl bin yıl süreceğini hatırlatıyor.
Bilgi Üniversitesi'nde çalışılan bir teze dayanan bu kitap aslında akademik ürünlerin nasıl kitaplaştırılması gerektiğiyle de ilgili güzel bir örnek. Akademinin sıkıcı ağırlıklarından arındırılınca kolay okunan bir kitap ortaya çıkmış. Böylesi başarılı ve özgün bir tezin yanında yeteri kadar çalışma yapılmadığı için hep şikayet ettiğimiz 28 Şubat hakkında bir de güzel bir kitaba imza attığı için yazar Bedir ve Muhit Kitap tebriki hak ediyor.
Neden 28 Şubat Hakkında Sadece Belirli Çevreler Yazıp Çiziyor?
Öte yandan 28 Şubat hakkında çalışmalardan bahsederken Meryem İlayda Atlas'ın Sabah Perspektif sayfasında hatırlattığı üzere belli bir kesimin 28 Şubat'ı darbelerle ilgili etkinlikte dahi görmezden gelmesi oldukça ilginç. Herhalde dindarlara yarayacağından katiyen 28 Şubat'a dair üretim yapmamaları ve aynı zamanda kutuplaşmadan şikayet ederken en ön sırasını kimselere bırakmamaları manidar. Biraz da bu seçmeciliği sorgulamak lazım.
Yayıncılar Dörtnala Koşmaya Devam Ediyor
Kağıt krizi, yükselen döviz fiyatları, salgın koşulları yayıncıları durduramıyor. YAYFED'in istatistiklerine göre 2020 kitaplar için en çok bandrol alınan yıl oldu. Geçtiğimiz yıl kitaplar için alınan bandrol sayısı 433 milyon 213 bin 632’ye ulaştı. Bu ise yüzde 2,27 büyüme anlamına geliyor. Her zaman olduğu gibi eğitim kitaplarının ağırlığı oluşturduğu kategori dağılımında yetişkin araştırma-inceleme ve çocuk-gençlik kitapları öne çıkan kategoriler oldu. Kitap fuarlarının yapılamadığı, AVM'lerdeki kitap satış mağazalarının ziyaretçi sayısının düştüğü, yüz yüze eğitimin çok kısıtlı yapılabildiği bu dönemde böylesi bir başarı sektörün geleceği adına ümit veriyor. Türkiye genç nüfusu, büyük ekonomisi ve özveriyle çalışan yayıncılarıyla rekorlar kırmaya devam edecek.
Yeni Çıkanlar
Oğuz Göksu (editör), Algı Yönetimi, Literatürk Academia, 2021.
Mehmet Akif Kireççi (editör), Örgütten Darbeye FETÖ ve 15 Temmuz, ASEM, 2021.
Kemal Gümüş, Takiye, Kumpas, Tasfiye: FETÖ’nün Yol Haritası, Kopernik, 2021.