İstikrar konusunda maalesef çok iyi değiliz. Hızlı karar verip çabuk harekete geçiyoruz ama devamını getirmekte zorlanıyoruz. Hele ki yapılan iş reklam olacak, hemen sonuç verecek, manşetlere çıkacak bir şey değilse neticesini bekleyemiyoruz. Ama her zaman bu şekilde olmuyor. SETA’nın yayımladığı Türk Dış Politikası Yıllığı bu istisnalardan biri. Burhanettin Duran, Kemal İnat ve Mustafa Caner’in editörlüğünü yaptığı Türk Dış Politikası Yıllığı’nın onuncu sayısı çıktı. Tam on yıldır Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB) ve Rusya gibi büyük güçlerle olan ilişkilerinden Orta Asya ülkeleri, Asya-Pasifik bölgesi ve Latin Amerika’yla ilişkilerine kadar geniş bir coğrafyayı ele alan bir seri var elimizde. Bölge uzmanlarının kaleme aldığı makalelerde analiz ve yorumdan ziyade veriler ve o senenin gelişmeleri yer alıyor. Bunun yanında birçok bağımsız makaleyle de desteklenen yıllıklar alanında rakipsiz durumda.
Bugünlerde yayımlanan Türk Dış Politikası Yıllığı 2018’de önceki sayılardan bazı farklılıklar göze çarpıyor. Bu sene yıllık Burhanettin Duran’ın makalesiyle başlıyor. Makalede özellikle Trump yönetimindeki ABD politikalarının uluslararası sistemin içinde bulunduğu krizi aşikar hale getirdiği birçok örnekle anlatıldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin bütün imkanlarını kullanarak nasıl bu krizle mücadele ettiği masaya yatırılıyor.
Yıllıkta önceki yılların aksine daha az bağımsız makale mevcut. İlk makalenin ardından Türkiye’nin dünyanın geri kalanıyla kurduğu ilişkilerin mahiyetini içeren makaleler başlıyor. Bu makalelerin içerikleri rastgele oluşturulmuş değil. Her bir ülke ve bölgeyle gerçekleştirilen ekonomik ilişkiler mutlaka yer alıyor. Bunun yanında Türkiye ile ilgili bir çatışma alanı varsa yıl içerisinde konuyla ilgili alan detaylı bir şekilde değerlendiriliyor. Söz gelimi Türkiye-İran ilişkilerini anlatan makalede Suriye, Irak, terörle mücadele, ABD yaptırımları ve enerji başlıkları yer alıyor.
Bu seneki yıllıkta göze çarpan önemli bölümlerden biri ise açık oturum. Moderatörlüğünü Gökhan Gökçe’nin yaptığı açık oturumda SETA’dan Kemal İnat, TRT’den Serdar Karagöz, Altınbaş Üniversitesi’nden Çağrı Erhan ve Galatasaray Üniversitesi’nden Beril Dedeoğlu dış politikadaki 2018 gelişmelerini ele alıyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi de olan Dedeoğlu –kendisine rahmet diliyorum– vefatından kısa bir süre önce hem 2018’in muhasebesini yapıyor hem de 2019’a dair bir projeksiyon ortaya koyuyor. Bu bölümde ayrıca Türkiye-Rusya ilişkileri ile Türkiye-ABD ilişkilerinin birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olduğu, Avrupa’da özellikle İspanya ve İtalya ile güçlü ilişkiler kurulabileceği ve AB içinde parçalanmanın devam edeceği senaryosu gibi ilgi çekici analizler bulunuyor.
Devamını merak edenler için artık bir gelenek haline gelmiş Türk Dış Politikası Yıllığı’nın bütün makalelerinin internetten ulaşılabilir durumda olduğunu unutmadan belirtelim: https://tdpyilligi.setav.org
Bandrol Skandalı
Bu ay yayın dünyasındaki bir diğer önemli gelişme Sel Yayıncılık’la ilgiliydi. Mevzu özetle Sel Yayıncılık’ın Ferit Edgü’nün kitaplarını yazarına haber vermeden çok sayıda basıp satmasıydı. Bunu itiraf eden yayınevi yöneticisi her ne kadar yazarın hak kayıplarının giderildiğini duyursa da Edgü bunu yalanladı; kendisiyle bu konuda görüşülmediğini ve hak kaybının giderilmediğini söyledi. Olayın sosyal medyada gündeme gelmesiyle birçok okur kitaplarının bandrollerini Telif Hakları Genel Müdürlüğünün uygulamasında sorguladı. Farklı yayınevlerinin birçok eserinin bandrolü başka kitaplara ait çıktı. Anlaşılan emek hırsızı yayınevleri için zor bir dönem başlıyor.