Kriter > Kitaplık |

Türkiye’de Aleviliğin Çok-Boyutlu Bir İncelemesi “Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi (Re-Negotiating Alevi Identity: Values, Emotions and Contending Visions on Future)”


Türkiye’deki etnik ve dinsel azınlıklar üzerine önemli çalışmaları bulunan Talha Köse’nin uzun bir araştırma çabasının ürünü olan ve SETA Vakfı Yayınlarından çıkan İngilizce eser; “Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi (Re-Negotiating Alevi Identity: Values, Emotions and Contending Visions on Future)” ülkemiz açısından Aleviliğin çok boyutlu ve kapsamlı bir serencamını sunuyor.

Türkiye de Aleviliğin Çok-Boyutlu Bir İncelemesi Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi

Özellikle Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte dünya politikasında “insan ve azınlık hakları” kavramı yükselişe geçerek, birçok ülkede etnik ve dini/mezhepsel topluluklar kendi kimlik ve aidiyet tanımlamaları çerçevesinde daha görünür olmaya başlamıştır. Nitekim Ortadoğu bölgesindeki ülkeler için de böyle olmuş, İslam’ın farklı mezhep ve ekollerine mensup olan gruplar, çeşitli ülkelerde değişen sistem şartları ekseninde dönüşerek, siyasal ve toplumsal hayata eklemlenmeye başlamıştır. İslam dini açısından tarihi ve siyasi koşulların bir ürünü olan, “sosyolojik bir netice ve kader” olarak değerlendirilen “mezhep(ler)” bu dini inancın hüküm sürdüğü ülkelerde, sosyal yapının kimyasını belirleyen en önemli kıstaslardan biri sayılmıştır. Türkiye’nin toplumsal yapısı büyük çoğunlukla homojen bir görünüm arz etse de başat etnik ve mezhepsel kimlikler konuşulduğunda gündeme “Alevilik” de gelmektedir.

Türkiye’deki etnik ve dinsel azınlıklar üzerine önemli çalışmaları bulunan Talha Köse’nin uzun bir araştırma ve inceleme çabasının ürünü olan ve SETA Vakfı Yayınlarından çıkan İngilizce eser; “Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi (Re-Negotiating Alevi Identity: Values, Emotions and Contending Visions on Future)” ülkemiz açısından Aleviliğin çok boyutlu ve kapsamlı bir serencamını sunuyor. Toplam 7 bölüm ve yaklaşık 215 sayfadan oluşan yabancı dildeki eserin “Giriş” kısmında Köse, “etnik ve dinsel kimliklerin oluşumu ve dönüşümü üzerine” olarak nitelediği çalışmanın özellikle Alevi kimliğinin 1980 sonrası süreçteki “siyasallaşmasında” rol oynayan kollektif anlatılar, ortak acılar, sevinçler, zaferler ve travmalara vurgu yaptığını belirtiyor. Yazara göre bunlar aynı zamanda Alevi kimliğini inşa eden ve 1980 sonrası Türkiye’de Alevi kimliğinin sisteme yeniden eklemlenmesinde ve siyasallaşmasında önemli rolü bulunan kollektif duygu ve düşünce kapsamındaki unsurlar. Köse’ye göre Türkiye’deki en büyük dinsel/mezhepsel azınlıklardan birini temsil eden Alevilik kimliğinin siyasallaşma süreci, günümüze kadar ihmal edilen bir akademik çalışma alanı olmuştur. Eserin bu yönüyle bahse konu alandaki literatür eksiğini kapatacak başarıda olduğunu söylememiz çok boyutlu yapısıyla mümkün hale geliyor. Keza Alevi kimliğini kuşatan bu “çok-boyutluluk” eserin bölümlerine bakıldığında kolayca anlaşılıyor.

Kitaptaki birinci ve “giriş (introduction)” niteliğindeki bölümde özellikle yöntemsel ve teorik açıdan çalışmanın dayandığı arka plan açıklanırken, bütüncül bir perspektifle eserdeki bölümlerin içerik yapılandırması başlıklar halinde okuyucuya kısa ve öz bir biçimde sunuluyor. Yine birinci bölümde önemli bir not olarak; araştırmacının inceleme konusu kapsamındaki kendi sosyal, politik ve etik kimliği/konumu hakkında bilgi veriliyor. Yazar bu hususta Alevi kimliğini irdeleyen “Sünni” bir araştırmacı olarak karşılaştığı durum, olgu ve maruz kaldığı sorular ve diyaloglar hakkında okuyucuyu bilgilendiriyor. İkinci bölüme baktığımızda Alevi kimliğinin siyasal yönünün (“The Politics of Alevi Identity”) ele alındığını ve Alevi topluluğunun demografisi, yapısı yanında özellikle 1980 darbesi sonrasında Alevi kimliğinin yeniden uyanışa geçmesinden bahsedildiğini görüyoruz. Bölüm, Adalet ve Kalkınma Partisi dönemi açılım politikalarını ve yeni dönemdeki uygulamaları içeren başlıklarla devam ederken, değişen sosyopolitik ortamda ve ikinci açılım sürecinde Alevilerin konumunu ele alan açıklamalarla son buluyor.

Eserin “Etnik-Sekter Kimliklerin Psikokültürel Dinamikleri (Psychocultural Dynamics of Ethno-Sectarian Identities)” başlıklı üçüncü bölümünde, öncelikle genel düzeyde etnik-dinsel kimliklerin psikokültürel analizi hakkında bilgi verilerek, daha sonra Alevi kimliğinin oluşumu ve dönüşümü üzerinde rol oynayan mağduriyet anlatıları, kimlik inkarı ve sol siyasetteki Alevi katılımı hareketleri gibi unsurlar izah ediliyor. Yine bunun yanında birer psikokültürel dinamik olarak çeşitli Alevi yaşam öykülerindeki bastırılmışlıklar, aşağılanmışlıklar, dönüm noktaları ve Alevi halk anlatılarındaki yaygın unsurlar, bu bölüm dahilindeki önemli konu başlıkları olarak sıralanıyor. Devam eden dördüncü bölümde, Alevi kimliğinin değişimi, dönüşümü ve marjinalleştirilmesi ulusal ve uluslararası bağlamda tartışılıyor. “Between Differentiation and Marginalization” başlıklı bu bölümde yazar, Alevi uyanışının resmi Türk ulusal kimliğinin meta anlatısına karşı çıkan yönlerini aktardıktan sonra, ulusaldan evrensele uzanan bir bakış açısıyla Alevi kimliğini tanımlama çabası içine giriyor. Alevi ahlak anlatılarının değişen yapısını açıklamak için “biz”, “onlar”, “Sünniler”, “Marksist anlatılar”, “Alevi tarihi”, “kültürü” ve “inanç sistemi” gibi konulara değinildiğini görmekteyiz. Alevi kimliğinin oluşumunu ve dönüşümünü etkileyen Marksist ve evrensel söylemler, ilkel bağlardan kollektif etik ve estetik değerler kapsamında Alevi grup kimliğini inşa eden değerler bu bölümde anlatılırken “kollektif aksiyoloji” konseptinin normatif kimlik gruplarının sınırlarını çizen önemli ve kritik bir kavram olarak ele alındığını da görüyoruz.

Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi (Re-Negotiating Alevi Identity: Values, Emotions and Contending Visions on Future

Eserdeki beşinci bölümde Alevi kültürel kimliğine dair daha detaylı anlatıların “Moral Qualities of Heroes and Villains in Alevi Popular Beliefs” başlığı altında işlendiğini görüyoruz. Bu bölüm kapsamında Alevi ve Sünni kimlikleri arasındaki sınırlar, her iki mezhepsel kimliğin moral karakterleri üzerinden tartışılırken, özellikle Alevi kimliğini biçimlendiren Alevi halk kültüründeki tarihsel şahsiyetlerin, kahramanların ve bunların ahlaki değerler üzerindeki etkisinden bahsedilmektedir. “Contending Visions on the Future of Alevi Identity” isimli altıncı bölümde Alevi toplumunun geçmişine ve geleceğine dair vizyonların yanı sıra Alevi kimliğinin siyasi sınırları üzerine bir tartışma da okuyucuyu bekliyor. Keza bu bölüm dahilinde modern kentsel yaşamda Alevi kimliğinin öne çıkan beş kategorizasyonu altındaki inşa edici söylemler ve Aleviliğin farklı konumları işleniyor. Bölümdeki bu kategorizasyonu kısaca; i) İdeolojik konum, ii) Dini konum, iii) Bektaşi konumu, iv) Etnik Alevi ve v) Post Alevi olarak ifade edebiliriz.

Kitaptaki son bölüm olan yedinci bölümde ise Alevi kimliğinin tanınma ve kabul mücadelesinin yanında, bu konudaki engeller ve olası çözümlerden bahsediliyor. “Alevi Struggle for Recognition and Dignity: Obstacles and Possible Solutions” başlığı altında yazar, hem AK Parti hükümetleri dönemindeki açılım politikalarına değiniyor hem de Alevi kimliği üzerinden etnik-dini/mezhepsel çatışmaları anlamak ve bu konuda dersler çıkarmak üzere önümüze kapsamlı bir tartışma ve perspektif açıyor.

Türkiye’deki majör mezhepsel kimliklerden biri sayılan “Alevi kimliğini”, teorik ve metodolojik açıdan güçlü bir biçimde desteklenmiş bilimsel bir arka planla okuyucunun bilgisine sunan “Alevi Kimliğinin Yeniden Müzakeresi/Re-Negotiating Alevi Identity” adlı eser; sosyolojik, siyasal, toplumsal ve dinsel olana dair zengin spesifik bölümlerden oluşan içeriği ve yazarın etkili anlatımı ile Türkiye’deki etnik-dinsel kimliklere ve özellikle de Alevi kimliğine dair çok-boyutlu bir çalışma olarak öne çıkıyor. Eser, özellikle Aleviliğin “siyasallaşma” boyutuna yaptığı vurguyla, bu alandaki yabancı dilde yazılmış literatüre kapsamlı bir destek sunuyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası