Kriter > Siyaset |

Yeni Anayasa Arayışı ve Siyasette Yumuşama


Hemen belirtilmeli ki yeni anayasa ve siyasette yumuşama, birbirini besleyecek ve kolaylaştıracak süreçler olacaktır. Siyasi parti liderleri arasında, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında çok da öngörülmeyen bir şekilde bir görüşme trafiği başladı. Görüşmelerden sonra da genellikle olumlu mesajlar öne çıktı.

Yeni Anayasa Arayışı ve Siyasette Yumuşama
Türkiye Büyük Millet Meclisi (Güven Yılmaz / AA, 29 Ekim 2022)

Siyasi partilerin, önceki seçimlerde olduğu gibi son genel ve yerel seçimlere giderken de vaatleri arasında yeni anayasaya önemli bir yer verdiği görülmüştü. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun bir süredir bütün siyasi partilere ön koşulsuz masaya gelme çağrısı yapıyor. Muhalefet partileri ise 2023 seçimleri öncesinde altılı masa adı altında defalarca toplanarak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi” başlıklı somut bir taslak hazırlamış ve bunu seçimin birinci vaadi olarak sunmuştu.

AK Parti’nin ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un anayasa girişimlerinin devam etmesi ve seçim sonrası gerçekleşen partiler arası görüşmeler, yeni anayasayı yeniden ülkenin gündemine soktu. Hemen belirtilmeli ki yeni anayasa ve siyasette yumuşama birbirini besleyecek ve kolaylaştıracak süreçler olacaktır.

Siyasi parti liderleri arasında, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında çok da öngörülmeyen bir şekilde bir görüşme trafiği başladı. Görüşmelerden sonra genellikle olumlu mesajlar öne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i AK Parti Genel Merkezi’nde kabul etti ve kendisinin de CHP Genel Merkezi’ne giderek iadeiziyaret yapacağını belirtti. Sonrasında başka partiler arasında da ziyaretler oldu. Siyasette yumuşama veya normalleşme olarak adlandırılan bu ziyaretler ve açıklamalar, yeni anayasa konusundaki beklentileri yeniden canlandırdı. Bu gelişmeler üzerine hemen her platformda yoğun bir şekilde yeni anayasa konuşulmaya başlandı. Görüldüğü kadarıyla önümüzdeki aylarda yeni anayasa siyasetin önemli bir gündemi olacak.

Yeni bir anayasanın yapılması konusunda ciddi zorlukların bulunduğu açık. Siyasi partilerin ve ittifakların anayasadan beklentileri birbirine çok yakın değil. Ayrıca 14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası oluşan TBMM son yirmi yılın en dağınık meclisi. Mecliste on dört siyasi parti ve altı siyasi parti grubu var. Ayrıca dört tane de bağımsız milletvekili görev yapıyor. Partilerin sandalye sayısı yetmediği gibi ne iktidar ne de muhalefet bloku yeni bir anayasa yapacak çoğunluğa sahip.

En son 2011 genel seçimleri sonrası oluşan dört partili Meclis yapısı ve o dönemki siyasi atmosfere rağmen büyük umutlarla kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu başarıya ulaşamamış ve bir anayasa metni üzerinde uzlaşamamıştı. Ancak bütün bunlara rağmen anayasanın önündeki engeller onu kolaylaştıran şartlara da dönüştürülebilir ve anayasanın önü açılabilir.

 

TBMM’deki Çoğulcu Yapı Anayasa Yapımı İçin Avantaja Dönüştürülebilir

Meclis’te bu kadar çok siyasi partinin varlığı, çoğulculuk olarak kabul edilip yeni anayasa için şans olarak da değerlendirilebilir. Bu kadar geniş temsil kabiliyeti olan bir Meclis’in hazırlayacağı anayasanın toplumsal kabulü ve meşruluğu daha yüksek olacaktır. Öncelikle 14 Mayıs 2023 seçimlerine katılım oranı yüzde 87 ile hayli yüksektir. Ayrıca ittifak sistemi sayesinde seçimde kullanılan oyların neredeyse tamamına yakını Meclis’te temsil edilebilme imkanı elde etmiştir. Temsil gücü açısından bu Meclisin anayasa yapımına itiraz etmek mümkün değildir.

Ayrıca bütün zorluklarına rağmen Türkiye’de siyasetin çok dinamik olduğu ve kısa süreler içerisinde büyük değişim gösterebildiği unutulmamalı. Bu hızlı değişim potansiyeli, seçim sonrası partiler arasındaki yakınlaşmada görüldü. O nedenle siyasetin yeni anayasa ümidini diri tutması ve motivasyonunu kaybetmemesi önemli.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, TBMM’deki bu çoğulcu yapı, yeni anayasa yapmanın bir gerekçesi olarak kabul edilmelidir. Katılımcı bir yöntemle yürütülecek anayasa yapım süreci toplumsal ve siyasal sorunların ele alınacağı ve tartışılacağı bir platform olacaktır. Katılım, müzakere ve uzlaşmaya dayanan anayasa yapım süreci sayesinde bütün toplumsal kesimler talep ve beklentilerini sunabileceği meşru ve etkili bir zemine kavuşacaktır. Yeni anayasa sürecinin siyasal ve toplumsal meseleler konusunda taraflar arasında diyaloğu ve anlayışı güçlendirecek olumlu etkileri de olacaktır. Toplum, günlük siyasi tartışmaların ötesinde temel meseleler konusunda kalıcı çözümleri özgürce tartışma imkanı elde edecektir.

Son haftalarda görüldüğü üzere, yeni anayasa siyasi partiler arasında diyaloğun ve yakınlaşmanın bir aracı olma potansiyeline de sahiptir. Yeni bir anayasa hazırlanması konusunda başarı elde edilemese dahi siyasi partiler arasındaki yakınlaşma siyasette başka alanların açılmasını sağlayacaktır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Anayasası-Sivil Anayasa, Güçlü Türkiye" sempozyumuna katılarak konuşma yaptı. (Serhat Çağdaş / AA, 27 Mayıs 2024)

 

Yeni Anayasa Toplumun Gündeminde Değil mi?

Yeni anayasa çağrılarına yönelik itirazlardan birisi de vatandaşın gündeminin anayasa olmadığı ve ekonomi başta olmak üzere başka temel meselelere odaklanmak gerektiğidir. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un açıklamalarına göre hiçbir siyasi parti anayasaya kapıları tamamen kapatmış olmasa da bu hususun çok dillendirildiği görülüyor. Özellikle İYİ Parti’nin yeni yönetiminin bu konuda başı çektiği malum. Elbette ki vatandaş için yaşamını doğrudan etkileyen yakın sebepler birinci gündemdir. Bu açıdan fiyat artışları, maaşlar ve işsizlik gibi ekonomik konular, onlar için daha önemlidir ve siyasetin toplumun bu hassasiyetlerine duyarsız kalması beklenemez.

Ancak siyasetin toplumun beklentileri doğrultusunda gündemdeki konuları yönetmesi ve gerekiyorsa uzun vadeli ihtiyaçlar sebebiyle anayasa gibi bazı konuları toplumun gündemine kendisinin sokması gerekir. Yani bazı konuları toplumun gündemine siyaset getirmelidir. Türkiye’de yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğu, uzun yıllardır bütün siyasi partilerin üzerinde uzlaştığı bir konu olduğuna göre, bu konunun siyasetin gündeminden çıkarılması düşünülemez. Son on yıldaki bütün seçimlerde siyasi partilerin öne çıkan vaatlerinden birisi hep yeni anayasa olmuştur.

Ayrıca yakın dönemde yapılan anketlerde, Türkiye’nin yeni anayasa ihtiyacı, toplum tarafından da daima yüzde 70’ler civarında kabul edilmektedir. Bu nedenle yeni anayasanın toplumun gündeminde yer almadığını söylemek doğru değildir.

Meselenin dikkat çekilmesi gereken bir yönü de henüz bir yıl önce anayasa taslağı hazırlayıp altı parti olarak imzalayan ve seçime yeni anayasa taahhütleri ile giren muhalefetin, şimdi toplumun başka öncelikleri var demesidir. Aylarca anayasa ve sistem değişikliği konuşan partilerin şimdi birden farklı şeyler söylemesi inandırıcı olmayacaktır. Hatırlanacağı üzere 2022 ve 2023’te uzun süre altılı masanın en önemli gündemi anayasa değişikliği ile yapılacak sistem değişimi olmuştu. Toplumun temel meseleleri bu kadar kısa sürede değişmediğine göre, uzun bir süre boyunca anayasa gündemi yapan muhalefetin şimdi seçmenin öncelikleri farklıdır demesi tutarsızlık olacaktır.

 

Süreç Nasıl İlerlemeli?

AK Parti, muhalefete kendi hazırlayacağı anayasa teklifini dayatmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca ön koşulsuz bir şekilde bütün siyasi partileri masaya davet etti. Bu durumda muhalefetin kendi hazırlığını yapması ve kamuoyunun önüne çıkması gerekecektir. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un Meclis çatısı altında başlattığı girişim önemli bir adımdır. Partiler arası görüşmeler tamamlandıktan sonra, önce yöntem konusunda uzlaşma sağlanması ve sonrasında somut adımlar atılması beklenmektedir.

2011 seçimleri sonrası kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu, demokratik yöntemlerle anayasa yapımı konusunda ülkemizde önemli bir tecrübenin elde edilmesini sağladı. Hangi yöntemlerin çalıştığını ve hangi usullerin süreci tıkadığını daha rahat öngörebiliriz. Bu birikimden faydalanmak gerekecektir.

Bu süreci kolaylaştırmak amacıyla başka temel yasaların ele alınması anayasa konusunda uzlaşmanın önünü açabilir. Örneğin, önümüzdeki dönemde uzun süredir konuşulan TBMM İçtüzüğü konusunda somut adımlar atılması beklenebilir. Yine siyasi partiler ve seçim kanunları akla gelen diğer düzenlemelerdir.

Türkiye’nin 150 yıllık anayasal birikimi ve uzun süredir devam eden anayasa arayışları; yeni, sivil ve demokratik bir anayasanın yapılması için gereken tecrübenin oluşmasını sağlamıştır. Buna göre yeni anayasa yazımına sıfırdan başlanılmayacaktır. Siyasetin, sivil toplumun ve anayasa hukuku literatürünün bu konuda geniş bir hafızası oluşmuştur. Artık bu girişimleri engelleyecek ya da sabote edecek vesayet odaklarından bahsetmek mümkün değildir. Türkiye kurumsal yapıların veya seçkinlerin taleplerine göre değil halkın isteklerine uygun bir anayasa yapabilecek imkanlara sahiptir.

Son olarak belirtmek gerekir ki 1982 Anayasasının kabulünden sonra dünyada yaşanan anayasa gelişmeleri ve özellikle olağan dönemlerde demokratik katılımcı yöntemlerle anayasa hazırlanması konusunda önemli bir tecrübe oluşmuştur. Bu nedenle 1982 Anayasası’nın mevcut metninin esas alınması ve onun üzerinden düzenlemeler yapılması yerine, tamamen temiz ve boş bir sayfa açılması ve yeni bir anayasa hazırlanması dünyadaki anayasacılık tecrübelerinin Türkiye’ye taşınmasını sağlayacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası