Vergi düzenlemeleri, ekonominin işleyişini ve ekonomik aktörlerin davranışlarını doğrudan etkileyen kritik araçlardır. 2024 için planlanan yeni vergi düzenlemelerinin Türkiye ekonomisinin çeşitli alanlarında önemli etkiler oluşturması beklenmektedir. Bu yazıda, düzenlemelerin amacı, mevcut durumu ve önerilen değişiklikler incelenerek; ekonomik büyüme, yatırım ortamı, vergi adaleti ve yerli üretim üzerindeki potansiyel etkileri değerlendirilecektir.
Mevcut Durum
Türkiye'de vergi düzenlemeleri genellikle kamu maliyesinin ihtiyaçlarını karşılamak, bütçe açıklarını kapatmak, kamu harcamalarını finanse etmek, cari açığı azaltmak ve fiyat istikrarını sağlamak gibi konjonktürel nedenlerle yapılır. 2018’den bu yana yaşanan pandemi, küresel krizler, depremler ve seçim harcamaları gibi öngörülemeyen olaylar, vergi gelirlerinde azalmaya ve kamu harcamalarında ise artışa neden olmuştur. Bu durum, yeni vergi düzenlemeleri ihtiyacını doğurmuştur.
Şubat 2023’te yaşanan büyük depremler, 104 milyar dolarlık bir maliyetle sonuçlanmıştır. Bu maliyetin karşılanması ve deprem sonrası yeniden yapılanma çalışmaları için ek kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, 2023 ve 2024’te yapılan iki büyük seçim de kamu harcamalarında önemli bir artışa yol açmıştır.
Pandemi döneminde ekonomik faaliyetlerin azalmaması ve istihdamın korunması için verilen üretim ve istihdam teşvikleri ile sosyal destekler de kamu maliyesi üzerinde önemli bir yük oluşturmuştur. Küresel gıda, enerji ve konut fiyatlarındaki artışların telafisi amacıyla yapılan maaş ve ücret artışları da kamu harcamalarını artırmıştır.
Önerilen Vergi Düzenlemeleri ve Gerekçeleri
Mevcut vergi sisteminin gelir adaletini sağlamada yetersiz kaldığı, üretim ve istihdamı cezalandırdığı, servet üzerinden alınan doğrudan vergilerin yetersiz olduğu, yeni teknolojiyle oluşan ekonomik faaliyetleri kapsayamadığı ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelede yetersiz kaldığı düşünülmektedir. Bu nedenle, önerilen vergi düzenlemeleri, mevcut sistemdeki yapısal sorunları ele alarak daha adil, etkin ve kapsayıcı bir vergi sistemi oluşturmayı amaçlamaktadır.
Örneğin, 2023’te 1 milyon 143 bin 344 kurumlar vergisi mükellefinin yaklaşık yarısı ya zarar ya da matrahsız beyanname vermiştir. Bu mükelleflerin toplam bilanço karı 5,7 trilyon TL ve toplam hasılatı 60 trilyon TL'dir. Bu durum, kurumlar vergisinin etkinliğinin ve gelir adaletinin sağlanmasında sorunlar olduğuna işaret etmektedir. Benzer şekilde, 2023 için hesaplanması gereken özel tüketim vergisi ve diğer vergiler dahil satış bedeli 1 milyon 591 bin 200 TL'nin altında olan bazı araçların engelliler için ÖTV'den muaf tutulması uygulaması da vergi kaybına neden olmaktadır. Rapora göre, 2023’te engelli istisnası ile satılan araçlar nedeniyle 41,7 milyar TL vergi kaybı yaşanmıştır.
Önerilen Vergi Düzenlemelerinin Amaçları
- Vergilemede Güvenliğin Sağlanması ve Kayıt Dışılıkla Mücadele: Vergi kayıp ve kaçağını önlemek, vergiye uyumu artırmak ve kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak.
- Vergi Adaletinin Güçlendirilmesi ve Doğrudan Vergilerin Payının Artırılması: Gelir ve servet dağılımındaki adaletsizlikleri gidermek, vergi yükünün daha adil dağılmasını sağlamak.
- Vergilendirmede Basitlik ve Vergi Uyumu: Vergi mevzuatını basitleştirerek ve vergiye uyumu kolaylaştırarak mükelleflerin yükünü azaltmak.
Önerilen Düzenlemeler
Düzenlemeler kabaca sınıflandırılmak istenirse:
Gelir ve Kurumlar Vergisi Düzenlemeleri:
- Küresel Asgari Kurumlar Vergisi: OECD BEPS projesi kapsamında, çok uluslu şirketlerde asgari yüzde 15 vergi uygulanması planlanmaktadır.
- Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi: Kurumlar için belirli bir asgari vergi oranı getirilmesi.
- Asgari Gelir Vergisi: Belirli ticari ve serbest meslek kazançlarına uygulanacak asgari gelir vergisi düzenlemesi.
- Harcamaların Beyanı ve Özel Gider Bildirimi: Beyan edilen gelir ile harcamalar arasındaki uyumsuzlukların izah edilmesi zorunluluğu ve özel gider bildirimi getirilmesi.
- Tevkifatın Genişletilmesi: Kurumlar vergisinde bazı ödemelerin tevkifat kapsamına alınması ve vergi kesintisinin artırılması.
KDV Düzenlemeleri:
- Devreden KDV ve KDV İadeleri: Devreden KDV’nin ve KDV iadelerinin azaltılması amaçlanmaktadır.
- KDV Tevkifatının Kapsamının Genişletilmesi: Yapım işleri, iş gücü temin hizmetleri, danışmanlık hizmetleri gibi işlemlerin KDV tevkifatına tabi tutulması planlanmaktadır.
- E-Ticaret Üzerinden Vergi Kesintisi: E-ticaret platformları aracılığıyla yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılması önerilmektedir.
Diğer Vergi Düzenlemeleri:
- Özel Gider Bildirimi: Harcamaların beyan edilmesi zorunluluğu ve izah edilemeyen harcamaların arızi kazanç olarak vergilendirilmesi.
- Teşvik ve İstisna Düzenlemeleri: Belirli sektörlerde uygulanacak teşvik ve istisnalar ile ilgili düzenlemeler.
Vergi Usul Kanunu Düzenlemeleri:
- Hasılatların Kayıt Altına Alınması: Banka veya EFT-POS bağlantılı ödeme kayıt cihazlarının kullanımı ve ödemelerin banka kartları ile yapılması zorunluluğu getirilmesi.
- Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele: Başkalarının hesaplarına yapılan ödemeler için özel usulsüzlük cezası kesilmesi planlanmaktadır.
- Meslek Mensuplarının İş Kapasitesi: Meslek mensuplarının yapabileceği azami iş kapasitesinin belirlenmesi ve bazı mükellefler için tam tasdik zorunluluğu getirilmesi.
Vergi Düzenlemelerinin Ekonomik ve Sosyal Etkileri
Gelir ve Kurumlar Vergisi Düzenlemeleri:
Mali Etki: 2025’e ilişkin gelir ve kurumlar vergisi düzenlemeleri kapsamında öngörülen mali etkinin 458 milyar TL tutarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Söz konusu düzenlemelerin bütçe gelirleri üzerindeki bu denli kayda değer etkisi, kamu maliyesi politikalarının şekillendirilmesinde ve kamu harcamalarının finansmanında önemli bir faktör olarak değerlendirilmelidir.
Ekonomik Etki: Gelir ve kurumlar vergisi düzenlemelerinin ekonomik etkileri çok yönlüdür. Vergi güvenliğinin artırılması ve vergi tabanının genişletilmesi, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir vergi sistemi oluşturarak yatırım ortamını iyileştirir. Yatırımların teşvik edilmesi, ekonomik büyümeyi hızlandırırken, vergi adaletinin sağlanması ise gelir eşitsizliğini azaltıcı etkisi de vardır. Ancak, bu düzenlemelerin enflasyon, tasarruf eğilimleri ve dış ticaret üzerindeki potansiyel etkileri de dikkate alınmalıdır.
Sosyal Etki: Gelir ve kurumlar vergisi düzenlemelerinin sosyal etkileri, gelir dağılımı ve istihdam üzerinde belirgin bir şekilde gözlemlenebilir. Vergi dilimlerindeki değişiklikler ve muafiyetlerin yeniden yapılandırılması, gelir dağılımında kaymalara neden olabilirken, yatırım teşvikleri ve vergi indirimleri istihdam üzerindeki etkisi olumludur. Bununla birlikte, bu düzenlemelerin yoksulluk, sosyal refah ve toplumsal eşitsizlik üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir.
KDV Düzenlemeleri
Mali Etki: KDV düzenlemelerinin yıllık gelir etkisi 181 milyar TL olarak öngörülmektedir. Bu, kamu maliyesi açısından dikkate değer bir tutardır ve bütçe gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturacaktır. Söz konusu gelir artışı, kamu hizmetlerinin finansmanında ve kamu yatırımlarının gerçekleştirilmesinde kullanılabilecek kaynakları artıracaktır.
Ekonomik Etki: KDV düzenlemelerinin ekonomik etkileri; ithalatın azaltılması, KDV iadelerinin düşürülmesi ve vergi uyumunun artırılması şeklinde özetlenebilir. İthalatın azalması, yerli üretimi teşvik ederek cari açığın azaltılmasına katkı sağlayabilir. KDV iadelerinin azaltılması ise kamu maliyesine olumlu yansıyacaktır. Vergi uyumunun artırılması, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, KDV artışlarının enflasyonist etkileri ve tüketici harcamaları üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Sosyal Etki: KDV düzenlemelerinin sosyal etkileri, fiyat artışları ve sağlık hizmetlerine erişim üzerinde yoğunlaşmaktadır. KDV oranlarındaki artışlar, mal ve hizmet fiyatlarını yükselterek tüketici refahını olumsuz etkileyebilir. Özellikle düşük gelirli haneler, bu fiyat artışlarından daha fazla etkilenecektir. Sağlık hizmetlerine erişim ise KDV muafiyetleri ve istisnaları ile yakından ilişkilidir. Bu düzenlemeler, sağlık hizmetlerinin maliyetini ve vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini etkileyecektir.
Diğer Vergi Düzenlemeleri
Mali Etki: ÖTV ve yurt dışına çıkış harcı düzenlemelerinin 2024’ün ilk yarısında 20,5 milyar TL gelir sağlaması öngörülmektedir. Bu gelir, kamu maliyesine katkı sağlayarak bütçe açıklarının azaltılmasında ve kamu hizmetlerinin finansmanında önemli bir rol oynayacaktır. Ayrıca, bu düzenlemeler, cari açığın azaltılması ve yerli üretimin desteklenmesi yönünde de önemli potansiyeli taşımaktadır.
Ekonomik Etki: Engelli araç istisnasının yeniden düzenlenmesi, mevcut kötüye kullanımın önüne geçilmesi ve sadece hak eden kişilere yönelik bir sistem oluşturulması açısından olumlu bir adımdır. Bu sayede hem kamu kaynakları daha etkin bir şekilde kullanılacak hem de yerli araç kullanımının artırılmasıyla ithalatın düşürülmesine katkı sağlanacaktır. Yurt dışına çıkış harcı uygulaması ise yurt dışı seyahatlerini kısmen de olsa sınırlandırarak döviz talebini azaltma ve cari açığın iyileştirilmesine destek olma potansiyeli taşımaktadır.
Sosyal Etki: Engelli araç istisnasının daha adil ve hakkaniyetli bir şekilde uygulanması, engelli vatandaşların ulaşım ihtiyaçlarının karşılanmasına ve sosyal hayata katılımlarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Öte yandan, yurt dışına çıkış harcı uygulamasının, özellikle düşük gelirli vatandaşların yurt dışı seyahatlerini kısıtlayıcı etkisi olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, sosyal etkileri dengelemek adına gelir seviyesine göre farklı harç oranları belirlenmesi veya düşük gelirli vatandaşlar için muafiyetler getirilmesi gibi önlemler değerlendirilebilir.
Vergi Usul Kanunu Düzenlemeleri
Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri, vergiye uyumun artırılması ve vergi kayıp ve kaçağının azaltılması yoluyla kamu gelirlerine dolaylı ancak önemli bir katkı sağlama potansiyeli taşımaktadır. Bu düzenlemeler, vergi mükelleflerinin hak ve yükümlülüklerini daha açık bir şekilde tanımlayarak, vergi beyannamelerinin doğru ve zamanında verilmesini teşvik edebilir. Ayrıca, vergi denetim süreçlerinin etkinliğini artırarak, vergi kayıp ve kaçağının tespit edilmesini ve önlenmesini kolaylaştırabilir.
Vergiye uyumun artması, vergi gelirlerinin artmasına ve dolayısıyla kamu hizmetlerinin finansmanının güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Vergi kayıp ve kaçağının azaltılması ise kayıt dışı ekonomiyle mücadelede önemli bir adım olacaktır. Bu sayede, kayıtlı ekonomi teşvik edilecek ve adil bir rekabet ortamı oluşturulacaktır. Sonuç olarak, Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri, vergi sisteminin etkinliğini ve verimliliğini artırarak hem kamu maliyesini hem de ekonomiyi olumlu etkileyecektir.
Sonuç
2024 için planlanan vergi düzenlemeleri, Türkiye ekonomisi için kapsamlı bir modernleşme hamlesi niteliğindedir. Bu düzenlemeler, artan mali baskılara rağmen, kısa vadeli finansman ihtiyaçlarının ötesinde, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik ve vergide adalet hedeflerini önceliklendirmektedir. Vergi sisteminin modernizasyonu, ekonomik büyüme ve sosyal refahın temel taşlarından biridir. Reform çalışmasının başarısı, toplumun tüm kesimlerinin desteği ve katılımıyla mümkün olacaktır. Vergi reformunun gerekçeleri ve hedefleri konusunda şeffaf ve açık bir iletişim stratejisi izlenmesi, mükelleflerin gönüllü uyumunu artıracak ve reformun başarılı bir şekilde uygulanmasına katkı sağlayacaktır.