Kriter > Dosya > Dosya / Eğitimde Koronavirüs Etkisi |

Pandemi Sürecinde Dünyada Eğitim


Ülkeler, koronavirüsten etkilenme oranına bağlı olarak okulları ülke genelinde ya da bölgesel olarak açma, eğitime ara verme ya da çevrimiçi ortamlarda devam etme gibi YÖNTEMLERİ uyguluyor. Norveç ve İsveç gibi ülkelerde eğitim açık havada sürmektedir. Belki bu süreçte, “Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır” mottosuyla sınıf dışında çeşitli öğrenme ortamlarının temeli de atılabilir.

Pandemi Sürecinde Dünyada Eğitim

Dünyada ve Türkiye’de eğitimin her düzeyinde okulların ne zaman, nasıl ve hangi koşullarda açılacağı ile açılmaması durumunda nasıl bir planlamayla eğitime devam edileceği zihinleri çokça meşgul eden sorular arasındadır. Virüse dair her geçen gün ortaya çıkan yeni bilimsel bulgular ve pandeminin seyri her bir ülkede sürekli değişim içerisindedir. Bu nedenle karar vericiler, hem bu gelişmeleri takip etmek hem de eğitimin en verimli şekilde nasıl ilerleyeceğine yönelik çalışmalar yapmak durumundadırlar. Bu süreç, basit bir fayda maliyet analizinden çok daha fazlasını içermektedir. Çünkü öğrenciler için bu kriz sadece akademik gelişimden geri kalmak değil akran öğrenimi, sosyalleşme ve hatta fiziksel hareketten de mahrum kalma anlamına gelmektedir. Sürekli ve yoğun müdahaleye ihtiyacı olan özel gereksinimliler, mülteciler, yoksullar ve diğer dezavantajlı gruplar düşünüldüğünde eğitim, akademik ilerlemeden çok daha fazlasını kapsamaktadır. Her geçen gün farklılaşan ve değişen, oldukça dinamik bu süreçte tüm ülkeler, pandeminin öğrenme üzerindeki etkilerini en aza indirmek için çok çeşitli yaklaşımlar kullanmaktadırlar. Tüm ülkelerin eğitimde benzer ikilemler yaşadığı göz önünde bulundurularak Küresel Eğitim Komisyonu (Global Education Coalition) kurulmuştur. Bu komisyon, eşitsizliklerin arttığını belirterek ülkelerin eğitim süreçlerine devam etmeleri için destekleme çalışmaları yürütmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, eşitsizliklere dikkat çekerek eğitimin devam etmesine yönelik destekleyici raporlar, eylem planları ve metinler yayımlamaktadır.

 

Ülkelerin Tercihleri

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 14 Eylül 2020 verilerine göre tüm dünyadaki öğrencilerin yüzde 49,9’u pandemiden olumsuz etkilenmektedir. Bu oran yaz aylarında azalırken eylül ayı itibarı ile tekrar yükselişe geçmiştir. Bu durum hem ülkelerin yaz sürecini akademik tatil olarak değerlendirmeleri hem de virüs yayılımının tekrar artması ile açıklanabilir. Ülkeler, virüsten etkilenmelerine bağlı olarak okullarını ülke genelinde açma, bölgesel olarak açma, eğitime ara verme ya da çevrimiçi ortamlarda devam etme gibi çeşitli kararlar vermektedir. Hem yüz ölçümü hem de öğrenci sayısı fazla olan Kanada, Amerika ve Avusturalya gibi ülkelerde okullar, bölgesel olarak açıktır. Açık olmayan bölgelerde eğitim, uzaktan devam etmektedir. Diğer taraftan Rusya, Çin, İsveç, Norveç, Danimarka, Fransa, İtalya ise eğitime yüz yüze devam etmektedir. Mısır, Mali, Sudan gibi ülkeler de ise yaz tatili sürmektedir. Nepal, Hindistan, İran, Brezilya, Kolombiya gibi ülkelerde ise okullar virüs nedeniyle kapalıdır. Her ülke kendi koşullarına uygun olarak pandeminin eğitim üzerindeki etkisini en aza indirmek için sürekli yeni karar ve uygulamaları hayata geçirmektedir. Yüz yüze eğitimin devam ettiği ülkelerde okullar sadece pandeminin yoğun olduğu bölge ve illerde kapatılmaktadır.

Türkiye’de yükseköğretimde eğitimin nasıl devam edeceğine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yetkilendirmesiyle üniversiteler, bölüm veya fakülte bazında karar vermektedirler. Üniversiteler, kararlarını kendi koşulları, öğrencilerinin ve bölümlerinin özellikleri doğrultusunda almaya devam etmektedirler. Bu yetki devri üniversitelerin kendi bağlamlarını fark etmeleri için de olumlu bir duruma işaret etmektedir. Temel eğitim ve ortaöğretim için ise 21 Eylül itibarıyla okulların “aşamalı ve seyreltilmiş” olarak açılacağı ve eğitimin hibrit yani hem yüz yüze hem de uzaktan devam edeceği duyuruldu. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2019-2020 istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimdeki öğrenci sayısı 18 milyon 241 bin 881’dir. Bu sayı, çoğu Avrupa ülkesi nüfusundan fazladır. Bu nedenle eğitimin yüz yüze veya uzaktan olması konusundaki kararların ülke genelinde alınması eşitlik gibi görünse de eğitimin niteliğine dair sorunları da beraberinde getirmektedir. Çünkü bireysellikleri ve ev ortamları göz ardı edilerek tüm öğrencilere aynı formatta verilecek akademik eğitimin niteliği tartışmaya açıktır. Bu nedenle il, ilçe, semt, kasaba, köy, mahalle temelinde alınacak nitelikli eğitim kararları, öğrencilere adil fırsatlar sunabilir. Kararların alınabilmesi için il merkezli bilim kurullarının hızla oluşturulması gerekmektedir. Bu bilim kurulları içerisinde hekim, okul yöneticileri, öğretmen, psikolog, sosyolog, ebeveyn gibi eğitimin tüm paydaşları bulunmalıdır. Böylelikle sorunlar, olumsuz düşünceler önceden öngörülebilir, gerekli kararlar genel bir açıklama beklenmeksizin alınabilir. Bu sürecin ana yöneticisi olarak MEB, yetki devirleri ve genel çerçeveleri belirleyerek denetleme ve en önemlisi liderlik rolünü oynamak durumundadır. Eğitime hibrit, uzaktan veya yüz yüze devam eden tüm öğrenciler, öğretmenler ve ebeveynler için ilgili çerçevelerin oluşturulması sağlanmalıdır.

 

Ebeveynlerle İletişimin Kazanımları

Eğitim sürecinin en önemli paydaşlarından biri olan ebeveynlerden okulların açılmasına yönelik olumlu ve olumsuz birçok tepki gelmektedir. Nasıl ki pandemi dönemi, herkesi farklı düzeylerde psikolojik ve fizyolojik olarak etkilediyse ebeveynleri de eğitimin yüz yüze devam etmesi farklı şekillerde etkileyecektir. Bu nedenle alınan her türlü kararın ebeveynlere açık ve şeffaf şekilde açıklanması, her durumda eğitimin niteliğine odaklanılması, ebeveynlerin karar alma süreçlerine katılımlarının sağlanması sürecin ilerlemesine destek olacaktır.

Tüm açılardan olumsuzlukları barındıran pandemi dönemini eğitim için fırsata çevirmenin bir yolu, eğitim ortamlarının gözden geçirilmesidir. Virüsün yayılımının azaltılması için gündemde olan açık alanlar, okullar için de düşünülmelidir. Özellikle sadece öğrencilerin teneffüslerde etkin kullandıkları okul bahçelerinin yeniden tasarlanarak derslerin bu ortamlarda geçmesi için açık hava sınıfı gibi çeşitli yolların kullanılması, bu zorlu süreci kolaylaştıracak adımlardan biridir. Kış aylarının gelmesi ile bu duruma olumsuz yaklaşılabilir ancak Norveç, İsveç gibi İskandinav ülkelerinde her ne koşulda olunursa olunsun açık havada öğrenme devam etmektedir. Bu ülkelerin iyi örnekleri incelenerek “Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır” mottosu hayata geçirilmelidir. Böylelikle gelecekteki eğitim için sınıf dışında çok çeşitli öğrenme ortamları oluşturulmasının temelleri atılabilir. Bilgi toplumunu yaşayan günümüzde öğrenme, sanayi toplumunun sınıf ortamının çok ötesindedir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası