PKK Medyasında "Kadın"

Kamuoyunun gündemini büyük ölçüde terörle mücadele belirliyor. Bu süreçte terör örgütü PKK, kendine taban bulabilmek için yoğun bir propaganda yürütüyor. Bu propagandanın içeriği büyük ölçüde PKK yanlısı haber siteleri tarafından belirleniyor. İçeriğin en önemli ana gündem maddelerinden biri ise kadının toplumdaki rolü.

Bir tema olarak “kadın”, ulus inşa süreçlerinde yoğun şekilde kullanılmaktadır. Özellikle batılılaşmaya öykünen Müslüman toplumlarda, modernleşme ve “bağnaz” geleneklerden kopma çabası hep kadın figürü üzerinden gerçekleştirilmiştir. Günümüzde de benzeri bir süreci PKK, Kürt toplumu üzerinde medya aracılığıyla işletmeye çalışmaktadır. Marksist-Leninist söylem ve kavramları yoğun bir şekilde kullanan PKK çizgisindeki medya organları; devrimci, direnen, üreten, emeği için mücadele eden ve savaşan bir kadın figürünü özendirerek kadınları dolaylı bir isyana ve başkaldırıya teşvik etmektedir.

PKK’yı destekleyen medya kuruluşları kadınlara radikal ideolojik bir perspektiften bakıp, toplumdaki geleneksel kadın rolünü aşındırarak kadınları kendi hedefleri doğrultusunda mobilize etmeyi amaçlamaktadırlar. Örneğin birçok haberde “eril zihniyet” ya da “erkek egemen militarist zihniyet” tarafından evine hapsedilen kadınlara “direniş” ve “öz savunma” çağrısı yapılmaktadır. Çünkü kadınlar erkeklere karşı sürekli savaşım içerisinde olmalıdır. Yoğun bir başkaldırı ve isyan mentalitesi bu haber siteleri/ajansları aracılığıyla okuyuculara empoze edilmektedir. Jın Haber Ajansı’nda “Kolektif üretim kadınlara üretimdeki rollerini geri kazandırıyor” başlıklı bir haberde şu kısım dikkat çekmektedir:

"Eril zihniyet tarafından evlerine hapsedilen kadınlar öz irade ve güçleri ile sosyalleşerek ekonomi faaliyetlerine kazandırılıyor. Kadın tarihine bakıldığında üretim tamamıyla kadınların elindeyken süreç içerisinde feodal erkek ve eril zihniyet eksenli kapitalist sistem kadınları evlere hapsederek farklı rollere bürüdü. Kadınlar eril sistemin kendilerine biçtiği rolleri reddederek öz benliğine kavuşmak için iradelerini ortaya koyarak mücadele etmeye devam ediyor.”

Bu ve benzeri birçok haberde kadınlar, “emeklerine” sahip çıkmaya çağırılmakta, “komünler” kurarak üretmeye ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaya davet edilmektedir. Kadınların ancak bu süreçlerden geçerek siyasi bir bilinç yani “öz irade” ve “öz benlik” kazanabileceğini ve böylece kadın öz yönetimini gerçekleştireceğini iddia eden bu propaganda mekanizması, Kürt toplumunun mevcut kültürel yapısı ve geleneklerini alt-üst etmeyi hedeflemektedir. Özgür Gündem’de çıkan “Kadın duruşu Erk’e karşı çıkıştır” başlıklı bir haberde ise yine, kadın mücadelesinin erkek egemenliğine karşı olması gerektiği vurgulanmış, erkekler kadınların sanki doğal düşmanı pozisyonuna oturtulmuştur;

“Devletin kadın bedeni üzerinden kurduğu istediği eril sistemin ancak kadınların birleşmesiyle yıkılacağını söyleyen Kural, iktidar karşısında kadınların da yaklaşık 20 yıldır daha aktif ve görünür bir mücadele sürdürdüğünü dile getirdi. Kadınların bu duruşu ataerkil dünyaya karşı çıkma halidir!”

Kadının günümüzde mahrum bırakıldığı haklarının ve maruz kaldığı haksızlıkların sorumlusu olarak mevcut kültürel yapı, yani dolaylı olarak İslam dini suçlanmakta ve kadınlara kurtuluş yolu olarak da Marksist-Leninist ideolojik soslu terör sunulmaktadır. Yine Özgür Gündem’deki “Kadınlar savaşarak özgürleşir” başlıklı haber, kadınların ellerine silah alması gerektiğini, çünkü bunun kadını özgürleştirecek yegane yol olduğunu iddia ederken şiddeti özendirmekten de kaçınmamaktadır:

“Kadınların yönünü çevirdiği YPS-JIN, tüm kadınlar için özgür bir yaşam umudu oluyor. Tüm kadınlara çağrıda bulunan Akın’ın özgürlük arayışında olan kadınlara mesajı var: Özgürlüğünü arayan, benim gibi zorla evlendirilmek istenen tüm kadınlar buraya gelip YPS’ye katılmalıdır. Her gün katliamların olduğu, çocukların öldürüldüğü bu sisteme karşı kendi özyönetimimizi kurmamız gerekiyor.”

Bu metotla amaçlanın ise yeni bir toplum yaratmak olduğu ve yeni bir toplum inşasının ise ancak ve ancak yeni bir kadın figürü oluşturmaktan geçtiğini görmek çok da zor değil. Öte yandan, medya bu dille, kadınların annelik ve eş olma gibi vasıflarını ise içerdikleri geleneksel kodlardan ötürü hakir göstermektedir. Buna göre, kadın, eril ve erkek egemen zihniyetin temsil ettiği her şeye, dolayısıyla da bunların vücut bulduğu iddia edilen devlete isyan etmeli, ona karşı savaşmalıdır. Örneğin Suriye’de PYD saflarında savaştırılmak üzere yetiştirilen genç kadınlara verilen yoğun ideolojik eğitimi Hawar Haber Ajansı’nda yayımlanan bir haberde görmek mümkün:

“Akademide askeri derslerin yanı sıra ideolojik derslerde veriliyor. Eğitim müfredatı ise şöyle: Ortadoğu, Kadın tarihi, Kürdistan tarihi, Jineoloji, Demokratik uygarlık, Doğal toplum dersleri görülüyor. Görülen askeri dersler ise şöyle; askeri taktikler, savaş disiplini, öz savunma, silah çeşitlerini kullanma.”

Sonuç olarak, PKK medya organları, kadınların günümüzde maruz kaldığı haksızlıkları istismar ederek geleneksel ve kültürel olana saldırmakta ve Müslüman kadından Marksist Leninist bir devrimci yaratma fantezisi peşinde koşmaktadır.

Dicle Haber Ajansı

“Kadınların toplumda önemli bir role sahip olduğunu ve cinsiyetçi yaklaşımlara karşı kadınların tepkilerini daha görünür ortaya koyması gerektiğine vurgu yapan Esra Dilek(28) şunları aktardı: AKP hükümeti kadının özgürlüğünü elinden almaya çalışıyor. Biz kadınlar da oturduğumuz yerden tartışmaktansa artık bir platform etrafında örgütlenerek mücadele etmeliyiz. Çünkü Davutoğlu’nun söyleminden erillik akıyor.”

Fırat Haber Ajansı

“Demokratik ulus inşasının toplumun ahlaki ve politik yapısını oluşturduğu toplumsal özgürlük ve eşitliğin gerçek anlamda mümkün kılındığı bir toplum modeli olarak değerlendirdiği de belirtilen sonuç bildirgesine şöyle devam edildi: Bu modelde esas olan özgür kadın ve demokratik toplumdur. Kadın bu temelde siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, hukuki, ekolojik, etik ve estetik, diplomasi alanlarında güçlü özgün-özerk örgütlenmelerini ve kalıcı kurumlaşmalarını gerçekleştirebilir.”

Hawar Haber Ajansı

“Seyid Eli köyünde yaşayan kadınlar, köyde ilk kadın komününü kurdu… Şervin, komünlerin demokratik toplumsal yaşamın en temel ayaklarından biri olduğunu belirterek her alanda olduğu gibi bu yaşamsal alanda da kadınların aktif olması ve öncülük düzeyini geliştirmesi gerektiğini belirtti.”

“Akademideki devrelerde “kadın tarihi, Kürdistan tarihi, Kobané tarihi,  ğitimin önemi, bilim, önderlik gerçeği, demokratik özerklik vb. dersler ve askeri eğitim veriliyor… Devrelerde çeşitli seminerler de icra edilirken, “arkadaşlık ruhu, kültür ve ahlak, özgür kadını tanıma, üslup ve hitabet” gibi alanlarda eğitim veriliyor.”