Kriter > Dosya > Dosya / Tarım |

İklim Değişikliğiyle Mücadelenin Önemli Aktörleri: Ormanlar


Bütün değerlendirmelerin vardığı nokta şu: Dünyanın ortalama sıcaklığı giderek artıyor ve ortaya çıkan olumsuz sonuçlardan hiçbir bölge ya da ülke muaf değil. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda hidrolojik, tarımsal ve ekolojik kuraklık giderek artacak. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bizleri çoraklık ve orman yangını risklerinde artışlar bekliyor.

İklim Değişikliğiyle Mücadelenin Önemli Aktörleri Ormanlar
(Yasin Akgül/AFP-Getty Images)

Ekosistemlerin tüm canlıların varlıklarını sürdürmesindeki ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü tartışılmaz. Doğanın iklim değişikliğinin etkilerine karşı koyma kapasitesini korumak, kayıp ekosistem işlevlerini restore etmekten veya insan yapımı altyapıları ve teknolojileri geliştirmekten çok daha düşük maliyetli.

Bu konuda çok sayıda bilimsel çalışma olmasına rağmen, doğal kaynaklar zarar görmeye devam ediyor. Önemli arazi kullanım değişikliklerinin ve ormansızlaşma süreçlerinin çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçları beraberinde getirmesi ise kaçınılmaz.

 

Bazı Ekosistem Zararları Geri Döndürülemez Nitelikte

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2021’de yayımlanan 6. Değerlendirme Raporu/Çalışma Grubu-I Raporu’nda insan faaliyetlerinin iklimi son 2 bin yılda benzeri görülmemiş şekilde etkilediği belirtildi. Son 6 yıl, kayıtlara en sıcak yıllar olarak geçti. IPCC, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha hızlı, daha yaygın ve daha şiddetli biçimde görüleceğini vurguluyor.

IPCC tarafından küresel yüzey sıcaklığı artışının yüzyılın ortalarına kadar devam edeceği ve sera gazı emisyonları ciddi şekilde azaltılmadıkça, Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışını 1,5°C ve 2°C ile sınırlama hedeflerinin 21. yüzyılda aşılacağı vurgulanıyor.

Bütün bu değerlendirmelerin vardığı nokta şu: Dünyanın ortalama sıcaklığı giderek artıyor ve ortaya çıkan olumsuz sonuçlardan hiçbir bölge ya da ülke muaf değil. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda hidrolojik, tarımsal ve ekolojik kuraklık giderek artacak. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bizleri çoraklık ve orman yangını risklerinde artışlar bekliyor.

 

Önümüzdeki 5 Yıl İçinde Küresel Isınmanın +1,5°C’a Ulaşması Kaçınılmaz

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün Mayıs 2022’de yayımladığı Yıllık Küresel İklim Güncellemesi Raporu, IPCC’nin vurguladığı söz konusu etkileri teyit ederek, ötesinde sonuçlar ortaya koydu. Raporda, 2022-2026 döneminde her yıl küresel ortalama yüzey sıcaklığının sanayi öncesi döneme kıyasla 1,1°C- 1,7°C arasında daha yüksek olacağı belirtiliyor. Rapora göre, küresel ortalama sıcaklık artışının önümüzdeki 5 yıldan birinde 1,5°C’yi aşma olasılığı yüzde 50'ye ulaştı ve bu olasılık her geçen dakika yükseliyor.

 

Tarım ve Ormancılık Sektörleri de Sera Gazı Azalımı ve Uyum İçin Önemli

Enerji, ulaşım ve sanayi sektörlerinde fosil yakıtların kullanımı, sera gazı emisyonlarında en büyük payı oluşturuyor. Ancak IPCC’ye göre tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımları da (Agriculture, Forestry and Other Land Use- AFOLU) 2007-2016 döneminde karbondioksit emisyonlarının yüzde 13’ünden, metanın yüzde 44’ünden ve diazot monoksitin yüzde 81’inden sorumlu.

Yani iklim değişikliği ve arazi kullanımları bağlamında iki yönlü ilişkiden söz ediyoruz. Bir yandan AFOLU kapsamındaki faaliyetler sera gazı emisyonlarını artırırken, bir yandan da arazi kaynakları insan faaliyetlerinden etkileniyor.

 

Dünyada 30 yılda Türkiye'nin 5 katı büyüklüğünde orman yok oldu, İNFO

Ormanlar, İklim Değişikliğine Karşı En İyi Doğal Savunmalarımızdan Biri

2019’da yayımlanan IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Raporu’nda insan faaliyetlerinde dünyanın buzsuz kara alanının yüzde 72’sinin kullanıldığı ve bu alanların etkilendiği belirtiliyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 27-37’si tarım faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Nisan 2022’de Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekretaryası tarafından yayımlanan Küresel Arazi Görünümü-2 Raporu’nda tarım faaliyetlerinin ormansızlaşmanın yüzde 80'inden, tatlı su kullanımının yüzde 70'inden ve karasal biyolojik çeşitlilik kaybının önemli bölümünden sorumlu olduğu vurgulandı.

Araziler üzerinde gerçekleştirilen faaliyetler bir yandan dünyayı etkileyip, sera gazı emisyonlarına neden olurken; ormanlar ve tarım alanları aynı zamanda önemli sera gazı yutakları. Ormanlar karasal türlerin yarısından fazlasına yaşam ortamı sunarken, bitki örtüsünde ve toprakta karbon depolayarak atmosferdeki karbon döngüsünün, yerel/bölgesel yağış rejiminin düzenlenmesine yardımcı oluyor. IPCC’ye göre ormanlar, her yıl sera gazı emisyonların yaklaşık 1/3’ünü depoluyor. Ormanlar sağladıkları besin, ilaç, içme suyu, rekreasyonel ve estetik yararlar açısından da yaşamsal bir kaynak.

Her yıl ormanlar iklim koşulları, arazi kullanımındaki değişiklikler, yanlış orman yönetimi ve büyük yangınlar yüzünden kaybediliyor. Bu etkiler nedeniyle orman kaynaklarının yutak işlevlerinin devamlılığı, belirsiz hale geliyor. Özellikle iklim değişikliği nedeniyle sıcaklıkların artışı, havadaki nem oranının azalması ve ısı dalgalarının şiddetlenmesi orman yangınları için ortam oluşturuyor.

Orman yangınlarının en olumsuz etkisi karbondioksit emisyonunu artırması. Bu durum büyük yangınların oluşma riskini artırıyor. Böylelikle bir döngü halinde iklim krizi şiddetleniyor. Yüzyıllardan beri farklı iklim koşullarına uyum gösterebilen ormanların uyum kapasitesi de düşüyor.

Mayıs 2022’de FAO tarafından yayımlanan Dünya Ormanları Durumu Raporu 2022’ye göre; orman varlığı iklim kriziyle mücadelede kilit önemde ve üç temel eylemin hayata geçirilmesi gerekiyor: (1) Ormansızlaşmayı durdurmak, (2) bozulmuş arazileri restore etmek ve tarımsal ormancılığı genişletmek, (3) ormanları sürdürülebilir şekilde kullanmak ve yeşil değer zincirleri oluşturmak.

 

Ormanlar ve Arazi Kullanımı Konusu Glasgow’da da Öne Çıktı

2021’de Glasgow’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) başkanlığını yürüten Birleşik Krallık’ta “1,5 derece hedefini canlı tutmak” teması altında belirlenen dört temel eylem alanından biri “Ağaç: Ormanlar ve Arazi Kullanımı” idi.

COP26’nın mottosu “Karbon için net sıfır olmak, ormanlar için net pozitif olmakla mümkün” şeklindeydi. 2030'a kadar kaybettiğimizden daha çok ağaç dikilmesi gerektiği vurgulandı. Bu çalışmalar sonucunda 140'tan fazla lider, Glasgow Liderlerinin Ormanlar ve Arazi Kullanımı Bildirgesi'nde 2030’a kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmak ve tersine çevirmek için çalışmayı taahhüt etti. Bu taahhüde ülkemiz de katıldı.

 

Ormanları Korumak ve Yangınlarla Mücadele Etmek Tüm Dünya İçin Önemli

AB, iklim değişikliğiyle mücadelesinin temelini oluşturan Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 2030’a kadar mevcutlara ek olarak 3 milyar ağaç daha dikmeyi taahhüt etti. ABD’de yayımlanan güncel bir makaleye göre, 1992-2021 arasında ortaya çıkan orman yangınlarının yüzde 84’ü insan kaynaklı ve bu yangınların doğal nedenlerle gelişen yangınlara kıyasla daha uzun sürdüğü ve daha etkili olduğu belirlenmiş. Avustralya’da 2019-2020 arasında gerçekleşen büyük orman yangınlarında ise 18 milyon hektardan fazla alan ve 5 bin 900’ü aşkın bina zarar görmüş. Yangınlardan tüm canlıların yaşam alanları ve birçok farklı sektör olumsuz etkilenmiş durumda.

Bilimsel çalışmalar iklim değişikliğinden kaynaklanan büyük orman yangınları nedeniyle 1 milyonu aşkın türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Orman yangını kaynaklı yoğun duman ve hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kronik rahatsızlıkları olanları ve kalp rahatsızlığı olanları en fazla etkiliyor. Ayrıca orman yangınları tüm sektörler için ilave maliyetler ortaya çıkarıyor.

Tüm bu hususlar ormanların, tarım ve diğer alan kullanımlarıyla birlikte ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Mayıs 2022’de Çin’in Kunming şehrinde düzenlenen BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi COP15 kapsamında da bu yönde önemli kararlar alındı.

Görünen o ki, ormanlar başta olmak üzere doğal varlıkların korunması hususu, ilerleyen süreçte de uluslararası gündemin önemli bir maddesi olmaya devam edecek.

 

Türkiye’nin Orman Varlığının Korunması ve Geliştirilmesi Oldukça Önemli

FAO’nun Mayıs 2022’de yayımlanan Dünya Ormanları Durumu Raporu’nda ormanlarının yakıt dışı kullanımlarına ve gıda güvenliğine katkılarına yönelik ankette, Türkiye ormanlarının yarısında orman köylülerinin kuşburnu, çam kozalağı, mantarlar ve yüzde 44’ünde tıbbi veya aromatik bitkiler topladıkları belirlendi. Dolayısıyla ormanlarımızı korumamız sadece iklim değişikliğine uyum ve sera gazı yutaklarımızı korumak bağlamında değil; suyumuzu, gıdamızı, biyoçeşitliliği ve geçim kaynaklarımızı korumak için de önemli.

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre 1937-2020 döneminde ülkemizde kaydedilen orman yangını sayısı 114 bin 941. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerine göre, Türkiye’de 2008-2020 döneminde her yıl ortalama 20 bin 760 hektar alan yanarken, bu miktar 2021'in Ocak-Ağustos arasında 177 bin 476 hektara ulaştı. Türkiye’deki orman yangınlarının yüzde 91’i insan kaynaklı.

Paris Anlaşması’na taraf olan ve 2053’te net sıfır karbon hedefini belirlemiş olan ülkemizde, yeşil kalkınma politikası doğrultusunda sera gazı azalımı ve iklim değişikliğine uyuma ilişkin eylemlerde ormancılık sektörü oldukça önemli. Ormanların korunması bağlamında uyguladığı doğru politikalar sonucunda ülkemiz, son 10 yılda orman varlığını en çok artıran ülkeler arasında 6. sırada.

Ormanlarımızı korumak için uyum kapasitelerini güçlendirmek, sıcaklık artışına dayanıklı ağaç türlerini korumak/yaygınlaştırmak ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak önemli stratejiler. Yani reaktif yöntemlerden, proaktif yöntemlere geçmek gerekli. Ormanlarımızın korunmasına ilişkin farkındalığın geliştirilmesi bu proaktif yöntemlerin en başında geliyor.

Ormanlarımızı, yani milli servetimizi korumak, gelecek nesillere sağlıkla aktırılabilmeleri ve iklim değişikliğiyle etkin mücadele için elzem. Bu amaç doğrultusunda ülke olarak topyekun çalışmalarımızın devam etmesi gerekiyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası