Kriter > Siyaset |

Türk Deniz Kuvvetleri: Caydırıcı, Etkin, Modern


Türkiye, denizlerdeki kontrol ve hakimiyetini güçlendirecek adımları birer birer hayata geçiriyor. Deniz Kuvvetleri’nin modernizasyonu için konulan hedeflerin gerçekleştirilmesinde kararlılıkla sürdürülen “fırkateyn muhrip”, “amfibi çıkarma gemisi” ve “denizaltı” projeleri önemli bir eşik olacak.

Türk Deniz Kuvvetleri Caydırıcı Etkin Modern

Karadeniz, Ege ve Akdeniz gibi çatışmaların ağırlık merkezi haline gelen coğrafyaların yanı sıra uzak coğrafyalardaki ilgi ve etki alanında da faaliyet gösterebilen Deniz Kuvvetleri’nin harekat yarıçapı arttıkça, aktif ihtiyaçları ve stratejik rolleri de aynı oranda güncellenmektedir. Bugün, Deniz Kuvvetleri’nin diplomatik misyonunun haricinde ana vatana yönelik risk ve tehditlere karşılık veren, ikili/çok uluslu iş birliği girişimlerini destekleyen, bölgesel/ küresel istikrarın sürdürülmesi için efor sarf eden, kriz yönetiminde başat rol üstlenen, deniz hak ve menfaatlerini koruyan caydırıcı, çok cepheli icra yetkinliğine sahip bir güç olduğu yadsınamazdır.

Mevcut ve muhtemel risk ve tehditlere yönelik caydırıcı ve etkin bir kuvvet yapısının oluşturulması ve idame ettirilebilmesi için kısa, orta ve uzun vadede stratejik planlamaların yapılması, gerekli yapısal düzenlemelerin ifa edilmesi elzemdir. Bu bağlamda denizaşırı harekatlar icra edebilecek, güç aktarımı yapabilecek, çok uluslu ittifak/koalisyon kuvvetlerini komuta edebilecek yetenekte platformlar ve kritik teknolojilerden azami ölçüde istifade edilmesi gerekmektedir.

2015’te “Türk Deniz Kuvvetleri Stratejisi” belgesinde, “Orta Ölçekli Küresel Güç Aktarım Yeteneğine Sahip Deniz Kuvveti” hedefinin ortaya konulmasından bir yıl sonra yapısal düzenlemeler için adımlar atıldığı görülmektedir. Tersaneler Genel Müdürlüğü’nün, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması bu amaçla atılan adımlardan ilkidir. Bir diğer adım ise gemi ve deniz teknolojileriyle gemi yan sanayisine yönelik üretim, ithalat ve ihracatın mevcut durumunu tespit ve analiz ederek geliştirici önerilerde bulunmak üzere 2019’da Deniz Teknolojileri ve Sanayisi Teknik Komitesi’nin (DENİZ-TEK) oluşturulmasıdır. Bu yapısal düzenlemeler ile Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına yönelik platformların ve teknolojilerin geliştirilmesinde ve teknik know-how oluşturulmasında önemli bir aşamaya ulaşılmıştır.

 

Denizdeki Gücümüz

Strateji belgesine göre, kısa vadede ADA sınıfı korvetler, milli hücumbotlar, lojistik gemileri, amfibi gemiler (LST), genel maksat helikopterleri, deniz karakol uçakları, insansız hava araçları ve insansız/ otonom su altı araçlarının temininin sağlanması hedeflenmektedir. Orta vadede, “İ” (İSTİF) sınıfı firkateynler, hava savunma harbi (HSH) firkateynleri, havuzlu çıkama gemisi (LPD/LHD), muharebe destek gemisi, yeni nesil mayın avlama gemileri ve havadan bağımsız tahrik sistemli denizaltıların geliştirilmesi ve milli olanaklar ile inşa edilmesi planlanmaktadır. Uzun vadede ise deniz kontrolü, kuvvet koruma ve güç aktarımı platformlarının sayısının artırılmasıyla, Türk Deniz Kuvvetleri’nin mevcut yapısının modernize edileceği öngörülmektedir.

 

Yeni Çıkarma Gemileri Yolda

Mevcut projeler mercek altına alındığında, “Firkateyn Muhrip”, “Amfibi Çıkarma Gemisi” ve “Denizaltı” proje gruplarının mevzubahis hedeflerin gerçekleştirilmesinde önemli bir eşik oluşturduğu görülmektedir. ADA sınıfı korvet projesi kapsamında TCG HEYBELİADA (F-511) 2011, TCG BÜYÜKADA (F-512) 2013, TCG BURGAZADA (F-513) 2018’de hizmete girmiştir. TCG KINALIADA (F-514) korveti ise 29 Eylül 2019’da Deniz Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir. MİLGEM Projesi kapsamında geliştirilen ADA sınıfı korvet projesiyle korvetlerin kıyıya dayalı harp alanındaki yeteneklerinin geliştirilmesi, denizaltı savunma imkan ve kabiliyetlerinin artırılması, güdümlü füze ve top entegrasyonu ile etkin su üstü harbi yeteneği kazandırılması hedeflenmiştir. İlk kez bir savaş gemisinin tüm tasarım, entegrasyon ve analiz süreçleri ile muharebe yönetim sistemi entegrasyonu tamamen milli kapasite ve tecrübe aktarımıyla başarılmıştır. Öyle ki MİLGEM, yerli üretim olanaklarını geliştirmekle birlikte GENESİS, GENESİS ADVENT muharebe yönetim sistemi, YAKAMOS-1 sonar sistemi, ateş kontrol ve imha sistemi, kızıl ötesi iz yönetim sistemi, lazer ikaz sistemi gibi kritik teknolojilerin geliştirilmesine olanak sağlayan bir konsept olmayı başarmıştır.

MİLGEM konseptinin devamı niteliğindeki “İ” sınıfı firkateyn projesinde Deniz Kuvvetleri’nin harekat ihtiyaçlarına uygun olarak ADA sınıfı korvet platformunun imkan ve kabiliyetlerini genişletecek şekilde yeni bir platform olarak tasarlanması öngörülmüştür. TCG İstanbul’un (F-515) inşasına 2017’de İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda başlanmış olup 2021’de, TCG İzmir’in (F-516) 2022’de, TCG İzmit’in (F-517) 2023’te, TCG İçel’in (F-518) ise 2024’te Deniz Kuvvetleri’nin envanterinde yer alması planlanmaktadır.

“İ” sınıfı firkateynlerin Ada sınıfı korvetlere kıyasla yüzde 50 daha fazla yakıt kapasitesine ve seyir menzili kapasitesine sahip olması; Mk41 VLS, Evolved Sea Sparrow Missile (ESSM), Harpoon Blok I/II ve Atmaca satıhtan satha güdümlü mermi, elektronik taarruz kabiliyeti ile GENESIS ADVENT ağ destekli muharebe yönetim sistemiyle donatılması planlanmaktadır. Tüm bu silah ve sensor sistemleri Deniz Kuvvetleri’ne su üstü harbi, denizaltı savunma harbi, hava savunma harbi, keşif gözetleme, asimetrik tehditlere karşı savunma, komuta-kontrol görevlerini icra edebilme kabiliyetleri kazandıracaktır.

Öte yandan, üstün hava savunma ve taarruz kabiliyetine sahip bir yüzer platform ihtiyacının giderilmesi maksadıyla başlatılan TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi (HSHM) Projesi, Deniz Kuvvetleri’nin uzun menzilli hava savunma harbi, denizaltı savunma harbi ve su üstü harbi görevlerini icra etmesine olanak tanıyacaktır. İkisi opsiyonel olmak üzere toplamda dört geminin üretilmesi düşünülmektedir. İlk geminin inşasının İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda yapılması ve 2025’ten sonra hizmete girmesi öngörülmektedir. TF-2000 HSHM’nin ana sensoru olan Çok Amaçlı Faz Dizili Radar (ÇAFRAD) ile hava ve su üstü hedeflerinin uzak mesafelerden tespiti ve imhası mümkün kılınacaktır. Aynı zamanda TF-2000 HSHM’nin GENESİS ADVENT muharebe yönetim sistemine sahip olması planlanmaktadır. AESA (Active Electronically Scanned Array) teknolojisi ile özgün olarak tasarlanıp üretilen ÇAFRAD sistemi, Kasım 2018’de TCG GÖKSU (F-497) Firkateyni’nin helikopter pistine kurulmuş, ESSM güdümlü mermi atış kontrol sistemi ve muharebe yönetim sistemiyle entegre edilmiştir. Aralık 2018’de gerçekleştirilen atışlı testler sonucunda ÇAFRAD sisteminin başarıya ulaşması ile çok önemli bir eşik aşılmıştır.

 

Gölcük Tersane Komutanlığı Yeni Tip Denizaltı Projesi

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gölcük Tersane Komutanlığında Yeni Tip Denizaltı Projesi 1’inci Gemisi Piri Reis’in Havuza Çekme ve 5’inci Gemisi Seydi Ali Reis’in İlk Kaynak Töreni’ne katıldı, 22 Aralık 2019

Prestij Gemisi 2020’de

Deniz Kuvvetleri’ne yeni kabiliyetler kazandırılması bakımından önem atfedilen Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD-Landing Helicopter Dock) projesi kapsamında ise Deniz Kuvvetleri’nin prestij gemisi olarak nitelendirilen TCG Anadolu’nun (L-400) inşası 2016’da başlatılmıştır. Hava araçları ve çıkarma vasıtalarının da etkin kullanımı amaçlanan proje kapsamında, LCM (Mekanize Çıkarma Aracı), ZAHA (Zırhlı Amfibi Hücum Aracı), LCVP (Zırhlı Personel Taşıma Aracı), rehberleme maksatlı komutan vasıtası ve RHIB (Sert karinalı şişme bot) tedarikinin de temin edilmesi ve taarruz uçakları, taarruz helikopterleri, çok maksatlı orta yük nakliye helikopterleri, havadan erken ihbar helikopterleri, genel maksat helikopterleri, gemiye konuşlu insansız hava araçlarının da envantere kazandırılması planlanmaktadır.

Geminin planlanan süreden yaklaşık bir yıl daha önce 2020’nin sonunda Deniz Kuvvetleri’ne teslim edileceği ifade edilmiştir. TCG Anadolu, tabur büyüklüğünde bir muharip kuvveti barındırabilecektir. Geminin depolama alanları Deniz Kuvvetleri’nin icra edeceği harekat tipine uygun olarak konfigüre edilebilmektedir. Güvertede yer alan fırlatma rampası (ski jump), STOVL (Short Take Off Vertical Landing) kabiliyetine sahip hava unsurlarının iniş ve kalkış yapabilmesine olanak sağlayarak yakın hava desteği verilmesine imkan tanıyacaktır. Amfibi harp, güç aktarımı, alternatif uçak/helikopter gemisi, bayrak gösterme, insani yardım, tahliye operasyonları, arama kurtarma faaliyetleri, doğal afet ve tıbbi destek vazifeleri icra edilebilecektir. Çıkarma harekatında mobil bir üs vazifesi görecek olan TCG Anadolu, çıkarma unsurlarının sevki, unsurlara yakın hava desteği, NATO ve BM görev gruplarında komuta kontrol görevleri icra edebilecektir. TCG Anadolu, Deniz Kuvvetleri’nin klasman atlayarak, küresel güç aktarım kabiliyetine sahip bir kuvvete dönüşmesini tescilleyecektir

 

Yeni Tip Denizaltı

Diğer yandan, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında inşasına 2015’te başlanan 6 adet REİS sınıfı denizaltıdan ilki olan TCG Piri Reis, Deniz Kuvvetleri’nin ilk havadan bağımsız tahrik sistemli denizaltısı olacaktır. Piri Reis geçen ay havuza indirilerek suyla buluştu. İkinci denizaltı Hızır Reis’in donatımı, üçüncü ve dördüncü denizaltıların gövde imalatları sürmektedir. Reis Sınıf Tip 214TN denizaltılarının 2022-2027 arasında donanmaya katılması planlanmaktadır.

Hidrojen Yakıt Hücresi teknolojisi ile geliştirilen Havadan Bağımsız Tahrik Sistemine sahip olacak denizaltılar, Türk Deniz Kuvvetlerinin muharebe etkinliğine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Reis sınıfı denizaltılar, Mk48 Mod 6AT ve DM2A4 ağır torpidolarının yanı sıra Harpoon Block I/II ve IDAS füzeleri ile silahlandırılacaktır. Yerli olarak geliştirilen Akya ağır torpido ve Atmaca güdümlü mermisinin de önümüzdeki yıllarda platformlara entegre edilmesi beklenmektedir. Yeni Tip Denizaltı Projesi’nden elde edilen tecrübelerin ışığında, Milli Denizaltı (MİLDEN) projesi Ekim’de başlatılmıştır. Proje kapsamında geliştirme faaliyetleri başlatılan yerli imkanlarla üretilen denizaltıların 2030’ların ikinci yarısından itibaren Deniz Kuvvetleri’nin envanterine gireceği öngörülmektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Deniz Kuvvetleri’nin savunma sanayii hedeflerinin desteklenmesi suretiyle Deniz Kuvvetleri’nin caydırıcılığının, esnekliğinin ve hareketliliğinin güçlendirileceği görülmektedir. Denizde üslenme ve denizaşırı harekat gibi yeni yetenekler kazanacak olan Deniz Kuvvetleri’nin etkili bir dış politika enstrümanına evirilerek bölgesel istikrarın korunmasında ve çok uluslu ittifak görev gruplarındaki potansiyel rolünün önem kazanacağı değerlendirilmektedir. Bu ise Türkiye’nin etki ve ilgi alanlarında deniz kontrolü ve hakimiyetinin artacağı anlamına gelmektedir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası