Filistin topraklarında el Fetih ve Filistin Kurtuluş Örgütü kapsamında bazı sol hareketlerin önderlik ettiği silahlı direniş, bir yandan İsrail işgalinin kendisine yönelik şiddetinin artması, diğer yandan örgütün varlığının azalması ve Lübnan, Suriye ve Ürdün’de işgale karşı çarpıcı bir güç oluşturmaya odaklanmasıyla, yetmişli yıllarda net bir düşüşe tanık oldu. Aralık 1987'deki ilk Filistin ayaklanmasının başlamasından sonra ise işler değişti. İslami Direniş Hareketi Hamas, halk direniş çalışmalarına öncülük ederek ön plana çıktı.
O zamandan beri Hamas, işgal altındaki Filistin topraklarındaki silahlı direniş hareketlerinde, İslami Cihad ve sol hareketler gibi diğer bazı küçük gruplarla birlikte en büyük bloğu oluşturdu. İsrail işgaliyle devam eden müzakereler, el Fetih'in elini kolunu bağlayarak hareketin silahlı kolunu zayıflattı. Böylece Filistin direnişindeki etkisini kaybetti.
Tabancayla Direnişten Füzeli Direnişe
Filistin'deki silahlı direniş eylemi, özellikle Gazze Şeridi'nde, 1940'larda üretilen İsveç malı Carlo gibi basit ve eski silahlardan başlayarak farklı gelişim aşamalarından geçti. Ancak işgal kuvvetlerine yönelik silahlı eylemin devam etmesiyle silahlanma, işgal askerlerinin gelişmiş silahlarına el konarak, Filistin içindeki ve dışındaki silah tüccarlarından satın alınarak geliştirildi.
İsrail işgalinin tırmanan şiddetine, Filistinlilere yönelik terör ve öldürmeler de eklenince 1993’te yeni bir silahlı direniş baş gösterdi. Patlayıcı kemerler veya araba bombalarının kullanıldığı bu yeni direniş türü, işgalci İsrail toplumu üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Bu yeni direniş türü, Aksa İntifadası'nın başladığı 2000’lerin başında giderek yükseldi. Her operasyon, İsrail'in katliamlarına cevap olarak geldi.
Direniş yanlısı partilerin bazıları bile, bu tür askeri eylemlerin, direnişin Batı’daki imajına zarar verdiğini ve işgalci İsrail’in Filistinli sivillere karşı daha fazla suç işlemesini kolaylaştırdığını düşünse de direnişin elinde askeri eylemden başka işgali yıpratacak, güvenliğini ve istikrarını tehdit edecek başka bir güç yoktu.
Savaşın Yeni Boyutu
2001’de, Hamas askeri kanadının bir komutanı, ilk yerel füze Kassam-1'i üretmeyi başardı. 1 kilogramlık patlayıcı harp başlığı olan bu füzenin menzili ise sadece 3 kilometreydi. Bu tecrübenin başarılı olması, direnişin yeteneklerini yerel olarak geliştirmesinin önünü açtı. Böylece 10-12 kilometre menzilli ve 5 kilogram harp başlıklı Kassam-2 üretilebildi.
2008’de 17 kilometre menzilli ve 10 kilogramı aşan patlayıcı harp başlıklı Kassam-3 füzesi, ardından 2012’de Kassam Tugayları Genel Komutanı Ahmed el-Caberi suikastına karşılık olarak Tel Aviv ve Kudüs’e yollanan M75 füzesi geliştirildi. Filistin direnişinin askeri gelişimi, son savaşlarında kullandığı Kassam komutanı Yahya Ayyaş'a atfedilen Ayyaş-250 füzesi ortaya çıkana kadar devam etti. Büyük başlığa sahip bu füzeyle Filistin direnişi, İsrail’in 48'den beri işgal altında tuttuğu topraklardaki herhangi bir noktayı vurma becerisi elde etti.
Patlayıcı savaş başlığının menzili ve boyutundaki gelişmelerle birlikte direniş, füzeleri yönlendirme yeteneğini de ilerletti. Hedef noktasına varma noktasındaki hakimiyeti, birçok stratejik hedefi vurmasını sağladı. Bir petrol rafinerisini, İsrail'in Akdeniz'de çaldığı Filistin gazı çıkarmak için kullandığı bir tesisi, bir elektrik santralini ve hatta Gazze Şeridi'ne yakın ve uzak hava limanlarıyla askeri tesisleri vurdu. Direniş, işgalci gücün Gazze'ye yönelik son saldırısına cevap olarak bütün havalimanlarını kapattırarak tüm dünyayla iletişimi kesti.
Direniş’in Bir Başka Yüzü: Tüneller
Direnişin, Gazze'deki işgale karşı verdiği savaşlarda askeri olarak en güçlü düşmanları arasında İsrail’in askeri ve keşif hava kuvvetleri vardı. Buna çözüm olarak füze saldırı platformları kurmak, Gazze’ye yönelik herhangi bir İsrail kara harekatını püskürtmek, askeri harekatın liderlerini korumak gibi çeşitli amaçlarla 20-25 metre derinliğinde yüzlerce tünel kazdı.
Direniş, tünel ve füzelerin yanında, keşif ve saldırı İHA'ları, Kornet tipi tanksavar ve kalkan savaş güdümlü füze sistemleri satın almak ve geliştirmek için girişimlere başladı.
Bu köklü değişim, Filistinli direniş yanlısı mühendisler ve uzmanlar ile Mossad tarafından öldürülen Tunuslu uçak mühendisi Muhammet Zavari gibi Filistin dışındaki bazı direniş destekçileri sayesinde gerçekleşti. Zavari hem insansız havacılık endüstrisinin öncüsü hem Iraklı subay ve uzmanların hocasıydı.
Filistin direnişi hem kendisi hem ülke içindeki ve dışındaki destekçileri sayesinde tüm enerjisini, Filistin halkını savunmak ve meşru haklarını talep etmek için gerekli güç unsurlarına sahip olmak yolunda harcıyor. Ancak şunun da altını çizmek gerekir direnişin şu andaki gücü, dünyadaki en güçlü askeri güçlerden biri olarak kabul edilen ve tüm emperyalist güçlerin desteklediği İsrail işgal gücünün büyüklüğü ile karşılaştırılmaktan halen uzak.