Kriter > Dosya > Dosya / Ukrayna Krizi |

Pentagon’un Rusya-Ukrayna Savaşı İzlenimleri


Rus ordusunun savaş öncesi konuşlanmasından, olası harekat planlarına, Rus işgalinin Avrupa güvenlik mimarisi için askeri ve jeopolitik sonuçlarından, Moskova’daki olası yansımalarına kadar her şeyi en ince detayına kadar takip eden Pentagon’un savaşa yönelik en temel çıkarımının, Rus ordusunun topyekun harekat kabiliyetini, doktrinlerinde yer verdikleri gibi sahaya yansıtamaması olduğunu ve bu savaşın Avrupa’daki güvenlik mimarisini derinden etkilediği sonucuna varmış olduğunu belirtmek gerekir.

Pentagon un Rusya-Ukrayna Savaşı İzlenimleri
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ile Pentagon'da bir araya geldi. (Alex Wong/Getty Images, 22 Şubat 2022)

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal girişiminin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçti. Rus ordusunun 24 Şubat’ta Ukrayna’ya kuzeyden, doğudan ve güneyden başlattığı taarruz, siyasetten sivil topluma, düşünce kuruluşlarından ordulara kadar dünya çapında geniş bir yelpazede ana gündem konusu oldu. Bu savaşta dünya gündemini besleyen en kritik merkez de şüphesiz ABD. Ülkede istihbaratın yanı sıra savaşı daha başlamadan birkaç ay öncesinden an be an takip eden kurumların başında ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) geliyor.

Rus ordusunun savaş öncesi konuşlanmasından, olası harekat planlarına, Rus işgalinin Avrupa güvenlik mimarisi için askeri ve jeopolitik sonuçlarından, Moskova’da olası yansımalarına kadar Pentagon’da savaşla ilgili hemen her konu gündeme geldi. Bu çalışmada Pentagon’un savaşı takip yöntemini ve savaşa yönelik beklenti ve izlenimlerini aktaracağım. Bu irdelemeye geçmeden önce Pentagon’un savaşa yönelik en temel çıkarımının Rus ordusunun topyekun harekat kabiliyetini doktrinlerinde yer verdikleri gibi sahaya yansıtamaması olduğunu ve bu savaşın Avrupa’daki güvenlik mimarisini derinden etkilediği sonucuna varmış olduğunu belirtmek gerekiyor.

 

ABD, Rus Ordusunun Topyekun Muharip Gücünü İlk Kez Sahada Gördü

Rusya, 2008’den itibaren sadece silah envanterini değil aynı zamanda geniş çaplı harekat konseptlerini de büyük ölçüde modernize etti. Ordu ve kolordular yerine savaşları esneklikle yürütmek için savaş planlarını tümenler üzerine kurgulayan bir savaş konseptine yöneldi. Bu durum büyük ölçüde günümüzün savaşlarının ölçek ve mahiyetinden kaynaklanıyordu ve Washington’da da benzer bir yönelim söz konusuydu. Temel varsayım, Soğuk Savaş döneminde olduğu orduların topyekun askeri yetenekleriyle doğrudan karşı karşıya gelmeyeceğiydi. Bunun yerine hasımların asimetrik yollarla büyük orduların savunmasındaki zayıflıklardan yararlanmaya çalışacağına ilişkin bir kanı vardı. Dolayısıyla, iki güç de büyük harekatlar yerine kompozit güç bileşenlerinden oluşan intikal ve harekat icrası bakımından esneklik sağlayan daha küçük güç birimlerinden oluşan savaş konseptlerine yöneldi. Hem Rusya hem ABD, bu yeni konseptleri sadece bir iki küçük çaplı operasyonda test edebilmişti. Rusya Osetya krizinde ilk kez bu yeni esnek savaş konseptini denedi. Daha sonra da 2014’te Ukrayna krizine, 2015’ten bu yana Suriye’de ve 2019-20’de de Libya’daki sınırlı müdahalelerinde kullandı. ABD ise 2014’te DEAŞ’a karşı Suriye ve Irak’ta ilk kez bu esnek, kompozit muharip gücünü gerçek bir çatışma alanına yansıttı.

Bu bağlamda Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, ABD için iki şekilde önem arz ediyor. Birincisi, ABD ilk kez, uzun bir süredir hasım olarak tanımladığı Rusya’nın reform edilmiş muharip gücünün topyekun bir savaşta harekat icrasını izleme fırsatı buldu. İkincisi ise Ukrayna-Rusya savaşı ABD’ye bu yeni savaş planlama konseptinin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirme fırsatı sundu. Bu nedenle, Pentagon Rusya’nın savaş hazırlıklarından, harekatın her anına kadar savaşla ilgili her veriyi dikkatle topluyor. Aynı zamanda, Ukrayna’nın da savunma kabiliyetine mühimmat desteğinin yanı sıra taktiksel tavsiye niteliğinde destek de sağlayan Pentagon, böylece bahsi geçen savaş konseptinin savunma boyutunu test etme imkanı da buldu. Tabii şunu belirtmek gerekir; savaş başladıktan sonra Pentagon’un sahaya doğrudan müdahalesi yok ancak ABD Ulusal Muhafızlarının savaşın başladığı güne kadar Ukrayna’da eğitim verdiği, Ukrayna ordusuna bağlı özel birliklerin ABD’de gayri nizami harp ve asimetrik harekat eğitimi aldığı da sır değil. Dolayısıyla bu savaş sadece Rusya’nın modern kabiliyetlerini gerçek bir savaşta görme fırsatının yanı sıra ABD’ye kendi savunma konseptlerini görme ve 10 yılı aşkın bir süredir başlattıkları modern güç kullanma konseptlerinin açıklarını da değerlendirme fırsatı verecektir.

Ukrayna’da Rus askeri konvoyu

Ukrayna’ya giren Rus askeri konvoyları tedarik zincirindeki zafiyetler nedeniyle çok güç durumlara düştüler. (Maximilian Clarke/ Getty Images, 23 Mart 2022)

 

Rusya’nın Harekat Kabiliyetindeki Açıklara Şaşırdılar

Pentagon, Eylül ve Ekim’den itibaren Rusya’nın Ukrayna sınırına yaptığı yığınağı yakından takip etti. Kasım’dan itibaren ise dünya kamuoyuna bunun bir tatbikat olmadığını, bilakis bir savaş hazırlığı olduğunu duyurdu. Bunu duyurmak temelde Pentagon’a ve ABD güvenlik bürokrasisine birkaç avantaj sağladı. Birincisi, savaşı önleyemediler ama Rusların savaş planlarını açığa çıkardılar. İkincisi, dünyadaki güvenlik uzmanlarının dikkatini buraya çekerek olası savaş senaryolarının analizlerini takip etme imkanı buldular. Üçüncüsü, ortaya çıkacak senaryolar üzerinden Ukrayna ordusunun olası savunma senaryoları için destek sağladılar.

Savaş tartışmalarının başından beri Washington’da Rusya’nın olası dört savaş senaryosundan bahsediliyordu. Birincisi, Rusya’nın sadece Donbas bölgesini ilhak edip bir sonraki harekat için beklemeye geçeceği yönündeydi. İkincisi, Rusların Donbas bölgesi ile birlikte Kırım ile Donbas’ı bağlayacak kara köprüsü kuracak bir işgal olacağı yönündeydi. Üçüncüsü, ki bu savaşın hemen öncesinde Washington’da en güçlü senaryoydu, Rusya’nın Kiev’e ani bir baskınla yönetimi devirip, yerine Moskova’nın desteklediği bir yönetim getirmesiydi. Son olarak da Rusya’nın Ukrayna’yı topyekun işgal etmesiydi. Son senaryo en az beklenen senaryoydu ama Pentagon, Rusya’nın buna yöneleceğini iddia ediyordu. Ukrayna’ya verilen destekleri de bu senaryo üzerinden hesap etmişlerdi. Diğer bir ifade ile Rusya’nın üç koldan kara saldırısını, güdümlü Javelin tanksavar füzeleri ile omuzdan atılabilen ve uçak dahil hava unsurlarına karşı etkili olabilen Stinger füzeleri ile etkisizleştirmek, Rus kayıplarını artırıp savaşı Moskova’nın beklediğinden daha uzun bir süreye yaymaktı. Nitekim şu ana kadar bu varsayım doğru çıkmış durumda.

Bununla birlikte, Pentagon’un bu savaşta şaşırdığı birkaç nokta söz konusu. Bunlardan biri, Rus kara harekatı taktiklerindeki açıklar. Rus ordusunun onca hazırlığına rağmen tedarik ve ikmali yeterince dikkate almamış olması Pentagon için sürpriz oldu. Örneğin, Kiev’in kuzeyinden ülkeye giren 64 kilometre uzunluğundaki konvoy kente 15 kilometre mesafede tıkandı ve ilerleme kaydedemediği her gün yakıt ve gıda ikmali konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ayrıca o denli büyük bir kara gücünün farklı rotaları olmayan tek çıkışlı bir çevre yoluna sokulmasını büyük bir taktiksel hata olarak görüyorlar. ABD ordusunda bu taktiğe “Ölüm Çevreyolu” (Death Highway) deniliyor. Çünkü etkili bir saldırının o yolu ordu için ölüm tuzağına dönüştürebileceği düşünülüyor.

Kara harekatına yönelik Pentagon’a şaşırtıcı gelen bir nokta da, savaşın ön safında özel kuvvetler yerine zorunlu askerlik görevinde bulunan ve oldukça deneyimsiz askerlerin yer alması oldu. Beklentileri, Rus özel birliklerinin önden yolu açarak ilerleyeceği, daha sonra da düzenli birliklerin sahaya gireceği şeklindeydi. Rusların ağır kayıplar vermesinin bir nedeninin de bu olduğunu düşünüyorlar.

Kara harekatında şaşırdıkları diğer bir nokta ise Ukrayna ordusunun bu denli dirençli çıkmasıydı. Pentagon, Ukrayna ordusunun bu kadar uzun süre dayanabileceğini ve Ruslara bu kadar kayıp verebileceğini beklemiyordu. Ama ABD savunma taktik ve ekipmanını kullanan kararlı bir gücün direniş etkisini görmeleri için gelecekteki çatışmalar açısından önem arz ettiğini söylemek mümkün.

Pentagon için Rusya-Ukrayna savaşında önemli bir şaşırtıcı nokta da Rusya’nın oldukça güçlü hava kuvvetleri envanterine rağmen Ukrayna hava sahasında halen üstünlüğü tam sağlayamamış olması. Rusya’nın elinde 4. ve 4,5. nesil Su-35, Su-34 gibi uçaklar, Ukrayna topraklarının büyük bir kısmını şemsiyesi altına alabilecek S-400 gibi hava savunma sistemleri varken, Ukrayna’nın elindeki en güçlü kabiliyet MiG-29 savaş uçakları ve birkaç hava savunma sistemi. Dolayısıyla, Rusya’nın durumsal farkındalığının olduğunu ve sahadaki savunmaya göre güç kullanıp hava sahasını kontrol altına alabileceğini tahmin ediyorlardı. Ancak Pentagon, Rusların şu ana kadar günlük 200 sorti yapabildiğini ve bunların önemli bir kısmının Ukrayna hava sahasına girmeden uzun menzilli mühimmat kullanılarak icra edildiğini gözlemliyor. Ayrıca, hava gücü kullanımı ile kara harekatı arasında bir entegrasyonun olmaması, böylece müşterek güç kullanım kabiliyetindeki açıklar da Pentagon’u şaşırtmış durumda. Çünkü Pentagon, Rusların kendi doktrinlerini de kâğıt üzerinde olduğu gibi sahaya yansıtamadığını düşünüyor.

Patriot hava savunma sistemi
ABD Avrupa Kuvvetleri'nin (EUCOM) Polonya'ya sevk ettiği iki Patriot hava savunma sistemi bataryası, Polonya-Ukrayna sınırındaki Rzeszow havaalanına konuşlandırıldı. (Agnieszka Majchrowicz/AA, 9 Mart 2022)

 

Savaşın Sonuçlarından Beklendiği Kadar Endişeli Değil

Savaşın taktiksel boyutunun yanı sıra jeopolitik ve stratejik yansımaları da hem Washington’da hem de Pentagon’da yakından takip ediliyor. ABD, Rusya’nın saldırısının Avrupa’da oluşturduğu paniğin, Avrupa güvenlik mimarisinde ABD’nin ve NATO’nun etkinliğini ve önemini artıracağını düşünüyor. Güvenlik bürokrasisi, savaşın başında NATO’nun güçlü bir birlik sergilemesinin uzun sürmeyeceğini düşünüyordu ancak gün geçtikçe bu birlik ve ittifak ruhunun ayakta kalmasını sağlamaları gerektiği kanısı da hakim. Pentagon, bölgeye askeri yığınaklar yaparak, müttefik ülkelerin Ukrayna’ya yardım yapmalarını sağlayarak, Avrupa’da Rusya karşıtı bir genel hissiyat oluşturmaya çalışıyor. Ancak ABD’nin beklentisi Rusya’nın Ukrayna’da olabildiğince uzun kalması ve bununla iki kuşun aynı taşla vurulması yönünde. Rusya Ukrayna’da tıkandığında uzun menzilli saldırılarla bu ülkedeki yıkımı artıracağını düşünüyorlardı. Rusya tam bu hataya düştü. Böylece Avrupa’daki az da olsa kalan meşruiyet zeminini kaybetti ve Avrupa’nın Rus tehdidi algısını yineledi. Diğer taraftan da Rusya’nın ağır kayıplar vermesi, Avrupa’da Rusya’nın beklendiği kadar büyük bir güç olmadığı kanısını oluşturdu. Rus ordusunun Ukrayna’da ağır kayıplarla zayıflaması da ABD için bu süreçte önemli bir kazanım olarak görülüyor.

Pentagon bu savaşla birlikte Avrupa’da güvenlik bakımından hiçbir şeyin eskisi gibi olacağını beklemiyor. Bu savaşın, Avrupa’da yeni bir algı ve yeni bir toparlamaya yol açacağını ve Doğu Avrupa’ya yönelik tehdidin ne kadar büyük olduğunu ortaya net bir biçimde koyacağını düşünüyor.

Bununla birlikte savaşın kısa sürede biteceği yönünde bir iyimserlik de söz konusu değil. En nihayetinde nükleer bir güç olan Rusya’nın savaşta karar mekanizmalarının nasıl dönüşeceği konusunda ve savaşın bitiş noktası konusunda endişeler, kamuoyuna açıklanmasa da var. Rusya’nın nükleer silah retoriği ve bu konunun gündeme getirilmesinin tehlikeli olduğu, ABD tarafından vurgulanıyor. Ama Rusya’nın nükleer konuşlanmasını da yakından izledikleri aşikar. Putin’in şu aşamada nükleere yönelmesi beklemiyorlar ama savaşın bir noktasında hızlı bir sürecin işlemesinden de korkuyorlar.

 

Sonuç

Pentagon, Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmaya başladığı günden beri Rusya-Ukrayna Savaşını yakından takip ediyor ve elde ettiği verilerle taktiksel olarak Ukrayna ordusuna verdiği askeri desteği yönlendiriyor. Diğer taraftan Pentagon bu verilerle, hem Rus ordusunun modern gücünü ve taarruz kabiliyetini hem de buna karşı kurguladıkları savunma senaryolarını değerlendirme imkanı buldu. Aynı zamanda, Rusya ile eş zamanlı girdikleri esnek güç, daha küçük güç birimleri ile savaş planlama konseptinin açıklarını görme imkanına da kavuştu. Savaşın Avrupa güvenlik mimarisini etkilediği konusunda net bir kanının hakim olduğu Pentagon, bu savaşın sonucunda, ABD’nin Avrupa’daki elinin güçleneceğini ve NATO’nun öneminin artacağını düşünüyor. Bunlarla birlikte savaşın ilerleyen süreçlerinde nükleer gibi daha yıkıcı unsurların devreye girmesi konusunda ise endişeleri var.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası