Kriter > Dış Politika |

İsrail’in Hukuk Tanımazlığı Karşısında Uluslararası Yargı Düzeninin ve BM Yapısının İşlevsizliği


Uluslararası Adalet Divanı kararından iki ay sonra dahi İsrail, sivilleri katletmeye, sistematik askeri saldırılarla sivilleri hedef almaya ve yasa dışı, ayrım gözetmeyen ve son derece yıkıcı silahlar kullanmak da dahil olmak üzere soykırım suçunu tüm şiddetiyle işlemeye devam ediyor. Hatta öyle ki İsrail’in Divan’ın kararına kadar olan sürede olduğundan daha fazla uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normlarını ihlal ettiği belirtiliyor.

İsrail in Hukuk Tanımazlığı Karşısında Uluslararası Yargı Düzeninin ve BM

Bugün tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de asimetrik savaş, insanlık dışı tahribat ve trajediler yaşanmaktadır. Gazze’de terör ve şiddet devleti İsrail’in apartheid rejimi; ölçek, şiddet ve acımasızlığı yönünden benzersizdir. Öyle ki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Gazze’deki duruma yönelik “kan banyosu, insan haklarının iflası ve devam eden bir cehennem” ifadesi, bu durumu gözler önüne sermektedir. İsrail’in Filistin’i işgal politikası, dünyadaki en uzun ve ölümcül askeri işgallerden biri olarak dile getirilmektedir. Hatta işgalci İsrail’in Filistinlilere yönelik yaygın ve sistematik insan hakları ihlalleriyle karakterize edildiği görülmektedir. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, yıllar geçtikçe İsrail’in askeri işgalinin, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden daimi bir işgale dönüştüğünü ifade etmektedir.

 

Güney Afrika’nın Ateşlemeye Çalıştığı Fitil

Bu daimi işgale ve kitlesel vahşete kayıtsız kalamayan Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023 tarihinde Uluslararası Adalet Divanına (UAD) dava açarak İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmiştir. Güney Afrika tarafı, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de birçok etnik ve dini grubun ortadan kaldırılma niyetiyle hedef alındığını ifade ederken; bu kapsamda Filistinlilerin güvenliği ve yaşamı için saldırıların durmasını ve acilen ihtiyati tedbir kararının alınmasını istemiş, İsrail’in Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin ilk 3 maddesini kesintisiz biçimde ihlal ettiğini vurgulamıştır. Bu kapsamda İsrail’in, “Gazze’deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımını önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerinin sağlanması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan’a düzenli rapor sunması hususları” talep edilmiştir.

Tüm bu talepleri ve İsrail’in savunmasını dinleyen UAD, 26 Ocak 2024 tarihinde Güney Afrika’nın Gazze’deki soykırım iddialarıyla ilgili olarak İsrail’e karşı açtığı davada ihtiyati tedbir kararı almıştır. Bu tarihi kararla Divan; İsrail’in soykırımı önleme, İsrail güçlerinin soykırım yapmamasını sağlama ve soykırıma teşviki önleme ve cezalandırma yükümlülüğünü hüküm altına almıştır. Kararda ayrıca İsrail’in acilen insani yardım sağlaması, delilleri muhafaza etmesi ve 26 Şubat’tan önce uyumun boyutuna ilişkin bir rapor sunması gerektiği ifade edilmiştir.

Güney Afrika’nın açtığı davanın Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa’daki ülkelerden de giderek artan biçimde desteklendiği görülmektedir. Kimi ülkeler İsrail’e ve destekçilerin tutumunu değiştirmesi için baskı yapabilecek benzer ya da tamamlayıcı süreçler başlatmıştır. Endonezya, İsrail’in Filistin topraklarında uzun süredir devam eden işgalinin, diğerlerinin yanı sıra, uluslararası hukuk kapsamındaki kendi kaderini tayin hakkını ihlal ettiğini öne sürerek UAD’de İsrail’e karşı ayrı bir davaya öncülük etmektedir.[1]

Ancak gerek Divan kararına gerekse de uluslararası baskıya rağmen İsrail’in uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normlarına riayet etmeyerek tüm faşizan saldırılarına devam ettiğine tanıklık etmekteyiz. İsrail’e karşı soykırım suçu kapsamında hiçbir sorumluluğun isnat edilemediği global bir düzende, Filistin halkını suçtan koruma konusunda tam bir uluslararası başarısızlığın[2] yaşandığı aşikardır. UAD’nin kararından iki ay sonra İsrail, sivilleri katletmeye, sistematik askeri saldırılarla sivilleri hedef almaya ve yasa dışı, ayrım gözetmeyen ve son derece yıkıcı silahlar kullanmak da dahil olmak üzere soykırım suçunu tüm şiddetiyle işlemeye devam etmektedir.[3]

Hatta öyle ki İsrail’in Divan’ın kararına kadar olan sürede olduğundan daha fazla uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normlarını ihlal ettiği ifade edilmektedir. Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yeni yayımladığı “Uluslararası Adalet Divanı’nın Gazze Kararından İki Ay Sonra: Soykırımdaki Artış ve Sorumluluğun Yokluğu” (Two Months after the International Court of Justice’s Ruling on Gaza: Escalation in Genocide and Absence of Accountability) başlıklı rapor, İsrail’in Gazze Şeridindeki Filistin halkına karşı devam eden soykırım eylemlerini belgelemektedir. Raporun verileri, İsrail’in altı ihtiyati tedbir alması yönünde talimat veren Divan kararına uyma durumunu analiz etmektedir. Bu kapsamda rapor, İsrail’in, açlığı yalnızca bir savaş taktiği olarak değil, aynı zamanda Gazze Şeridi’ndeki, özellikle de Gazze’nin kuzeyindeki Filistin halkına karşı soykırım suçunu gerçekleştirmenin bir aracı olarak kullandığını ortaya koymaktadır.[4]

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde gösteri
Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı duruşmalar devam ederken, UAD önünde toplanan göstericiler, Filistin’e destek gösterisi düzenledi. (Nikos Oikonomou / AA, 23 Şubat 2024)

 

UAD’nin Yeni Kararları

UAD, 28 Mart 2024 tarihinde İsrail’e Gazze Şeridinde Filistin halkına karşı işlenen soykırım suçunu önlemek için birtakım ihtiyati önlemler almasını öngören yeni bir karar yayımlamıştır. Kararda İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerinin Filistin halkına yönelik gerçek ve acil bir tehdit oluşturduğunu belirterek Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında korunan Filistinlilerin haklarına geri dönülemez etkiler ve zarar verme olasılığına işaret etmiştir. Divan kararında, 26 Ocak 2024 tarihinden bu yana “Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin feci yaşam koşullarının, özellikle Gazze’deki Filistinlilerin gıda ve diğer temel ihtiyaçlardan uzun süreli ve sistematik biçimde mahrum bırakılması nedeniyle daha da kötüleştiğinin” gözlemlendiği, Gazze’de “kıtlığın, risk olmanın ötesine geçerek açık biçimde baş gösterdiği” vurgulanmıştır. Tüm bu değerlendirmeler kapsamında UAD’nin yeni kararı Soykırım Sözleşmesinin taraf devleti olan İsrail’e “kara geçiş noktalarının kapasitesinin ve sayısının artırılması ve bu noktaların gerektiği kadar açık tutulması da dahil olmak üzere” bu tedbirleri alma çağrısında bulunmaktadır.

Ek tedbirler, İsrail’in, Soykırım Sözleşmesi uyarınca “ordunun korunan bir grup olarak Gazze’deki Filistinlilerin herhangi bir hakkını ihlal edecek eylemlerde bulunmamasını derhal yürürlüğe koyması” gerektiğini vurgulamaktadır. UAD’ye göre bu, “acil olarak ihtiyaç duyulan insani yardımın sağlanmasının herhangi bir eylem yoluyla engellenmesini” de kapsamaktadır. Divan ayrıca İsrail’in bir ay içinde tüm tedbirlere ilişkin UAD’ye rapor sunmasına karar vermiştir. UAD yargıçları, oy birliğiyle İsrail’e, temel gıda malzemelerinin Gazze’deki Filistin halkına gecikmeden ulaşmasını sağlamak için gerekli ve etkili tüm adımları atması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca kararda, Gazze’deki Filistinlilerin yaşam koşullarının kötüleştiği, kıtlık ve açlığın yayıldığı vurgulanmıştır.

Bilindiği üzere İsrail’in BM Şartı uyarınca, UAD’nin kararlarına uyma yükümlülüğü bulunmaktadır. Divan Şartı’nın (1948) 59. maddesi uyarınca kararlar taraflar için bağlayıcıdır. Bundan ötürü UAD’nin kararı İsrail’i yalnızca belirli ihtiyati tedbirlere değil, aynı zamanda Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmelerinin daha kapsamlı yükümlülüklerine uymaya zorlamaktadır. İsrail’in Divan kararına uymaması durumunda mağdur devletin kararın icrası için BM Güvenlik Konseyi’ne başvurma hakkı bulunmaktadır. Ancak ABD’nin İsrail’in güçlü koruyucusu olmaya devam ettiği ve Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip olduğu göz önüne alındığında, Güvenlik Konseyi’nin kararı İsrail’e karşı uygulamak için harekete geçmesi pek olası görünmemektedir.[5]

Nitekim bugün hegemonik küresel iktidarın güç savaşlarının yürütüldüğü Filistin, ne yazık ki kitlesel bir şiddet sarmalıyla çevrilmiş durumdadır. Küresel adaletin tesis edileceğine yönelik inanç, terör devleti İsrail’in emperyal destekçilerinin hipokratik tutumlarından ötürü gölgelenmektedir. İsrail’in hukuk tanımazlığı sistematikleştiren politik tavır ve tutumu, evrensel insan hakları normlarının işlevsizleşmesine yol açmaktadır. Mazlum Filistin halkı, evrensel hukuk normları ile politik çıkarların gölgesinde bitimsizce mağduriyetlere, kitlesel yıkımlara ve soykırım suçlarına maruz bırakılmaktadır. İnsan hakları normlarını ve uluslararası hukuk düzenini hiçe sayan İsrail, abluka ve yıldırma politikalarıyla daimi işgaline devam etmektedir. Evrensel adalet idesine ve insan haklarına olan inancın tazelenmesi, ancak İsrail’in tüm hukuk dışı eylemlerinden ötürü sorumlu tutulması ve hesap sorulmasıyla mümkün olacaktır. Aksi takdirde global düzenin norm alanına içkin hipokratik insan hakları politikaları, küresel vicdanın gölgesi altında hükümranlığını sürmeye devam edecektir.

 

[1] https://issafrica.org/iss-today/icjs-gaza-genocide-case-big-win-but-with-what-effect, Erişim Tarihi: 29. 03. 2024.

[2] https://euromedmonitor.org/en/article/6242/Report:-Israel-continues-to-violate-ICJ-ruling-on-Gaza , Erişim Tarihi: 29. 03. 2024.

[3] https://euromedmonitor.org/en/article/6242/Report:-Israel-continues-to-violate-ICJ-ruling-on-Gaza, Erişim Tarihi: 29. 03. 2024.

[4] https://euromedmonitor.org/en/article/6242/Report:-Israel-continues-to-violate-ICJ-ruling-on-Gaza, Erişim Tarihi: 29. 03. 2024.

[5] https://global.upenn.edu/perryworldhouse/news/explaining-international-court-justices-ruling-israel-and-gaza, Erişim Tarihi: 30. 03. 2024.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası