Kriter > Dosya > Dosya / NATO |

Türkiye’nin Adalet ve Barış Arayışı


Yaşanan krizler, uluslararası sistemdeki karmaşa ve çözümsüzlük, dünya siyasetindeki ihtiyaçları daha belirgin şekilde ortaya serdi. Bu dönemde, dünyada yaşananların sonucu olarak en çok adalet, barış ve çözüm arayışı öne çıktı. Böyle bir zeminde Türkiye, pek çok bölgede adil bir biçimde barış ve istikrara katkı sunan ve çözüm üreten bir ülke profili ortaya koyuyor.

Türkiye nin Adalet ve Barış Arayışı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, olağanüstü NATO zirvesi için Brüksel'deki NATO Genel Merkezi'nde (Evan Vucci/AFP-Getty Images, 24 Mart 2022)

Dünya bir kriz dönemi yaşıyor. Pek çok bölgede istikrarsızlık, çatışma ve kaos var. Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında kurulu uluslararası sistem, sorunları çözmekte yetersiz kalıyor. Hatta öyle ki; BM’nin mevcut yapısı, çözümsüzlüğü besleyen bir hüviyet kazanmış durumda. Bu nedenle uluslararası sistem, ciddi bir güven kaybıyla karşı karşıya. Özellikle son dönemde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ederek başlattığı geniş kapsamlı savaş, dünyada yaşanan kırılganlığın ve uluslararası sisteme duyulan güvensizliğin zirve örneklerinden biri oldu. BM ve uluslararası toplum bu işgali ve savaşı engellemekte aciz kaldı.

Yaşanan krizler, uluslararası sistemdeki karmaşa, güçlünün hakimiyeti ve çözümsüzlük, dünya siyasetindeki ihtiyaçları daha belirgin şekilde ortaya serdi. Bu dönemde, dünyada yaşanan sorunlar ve oluşan beklentilerin sonucu olarak en çok adalet, barış ve çözüm arayışı öne çıktı. Böyle bir zeminde Türkiye, pek çok bölgede adil bir biçimde barış ve istikrara katkı sunan ve pek çok konuda çözüm üreten bir ülke profili ortaya koyuyor. Bu bağlamda Türkiye’nin dünyada adalet, barış ve çözüm arayışının hikayesi, son yıllarda içte ve dışta sergilediği politikalardan meydana geliyor. Türkiye’nin yaşadığı olaylar ve attığı adımlar bir araya getirildiğinde bu politikaların bütüncül bir çerçeve kazandığı söylenebilir.

 

Adalet, Barış ve Çözüm Odaklı Adımlar ve Olaylar

Bu anlamda Türkiye, uzun yıllardır savaşın kol gezdiği Filistin’de, adaletsizliğin zirveye çıktığı İsrail işgalini normalleştirmek isteyenlere karşı Davos’ta Recep Tayyip Erdoğan’ın “One Minute” çıkışıyla adeta milyonların sesi olmuştur. 2008’de gerçekleşen bu hadise sonrası, Türkiye’nin Filistin konusundaki yaklaşımları, bölge için daha da önem kazanmıştır. Milletler düzeyinde önemli bir hassasiyet oluşturan ancak yönetimler nezdinde duyarsız kalınan İsrail dayatmalarına karşı Türkiye eleştirilerini açıkça dünyaya duyurmuş ve Filistinlilerin adalet arayışına cevap veren politikalarla bölge halkının da teveccühünü kazanmıştır.

2014’e gelindiğinde Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu’nda, dünyadaki uluslararası sistemin çözümsüzlük girdabından çıkması ve mevcut adaletsizliklerin giderilmesi için bir çözüm önerisi olarak “Dünya Beşten Büyüktür” politik doktrinini dile getirmiştir. Bu doktrin BM merkezli uluslararası sistemin açmazlarını ortadan kaldırarak daha işlevsel, adil ve çözüm odaklı bir yaklaşımı öneriyor. Mevcut BM sisteminin revizyon ihtiyacı pek çok gelişme bağlamında kendini gösteriyor. Bu anlamda Türkiye, bu ihtiyacı karşılamaya yönelik olarak BM’de reform çağrıları yapıyor.

Türk halkı, 15 Temmuz 2016’da devletin içine sinsice sızan hainlerin darbe girişimine mukabil destansı bir mücadele sergileyerek askeri vesayete ve darbelere karşı dünyada örnek gösterilen bir millet olmuştur. Dünyada pek çok ülkede vesayetin ve dış unsurların etkisiyle halkın seçtiği liderleri hedef alan darbe girişimlerinden biri Türkiye’de akamete uğramış ve Türkiye bir ilki başararak bu konuda öncü olmuştur. Bu gelişme sonucunda Türk halkı, milletin egemenliğine darbe vurmak isteyen her türlü girişime direnen bir örnek teşkil ederek diğer halklara ilham kaynağı olmuştur.

Erdoğan Antalya Diplomasi Forumunda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumunda (Arif Hüdaverdi Yaman/AA, 11 Mart 2022)

 

Ayrıca Türkiye, dünyadaki krizleri müzakere etme ve bu krizlere çözüm aramaya yönelik 2017’de “TRT World Forum” organizasyonu düzenleyerek fikri bir tartışma zemini oluşturmuştur. Bu zemin dünya siyasetinde yaşanan değişimin müzakere edilmesi ve geleceğin inşası konusunda sürece ev sahipliği yapılması bakımından önemli bir başlangıç olmuştur. Diğer taraftan 2018 küresel insani yardım raporuna göre milli gelir oranına kıyasla en fazla insani yardım yapan ülke olarak sergilediği “insani diplomasi” ile Türkiye dünyanın vicdanı olmuştur. Bugün Türkiye Ortadoğu, Afrika, Türkistan ve Avrupa’da sergilediği insani diplomasi örnekleriyle önemli bir saygınlık kazanmıştır.

Türkiye, maske tedarik savaşlarının yaşandığı, ülkelerin kendi içine kapandığı pandemi sürecinde 158 ülke ve 11 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ve destek göndererek Covid-19’la mücadelede dünyada en çok tıbbi destek sağlayan 3. ülke olarak insani bir “sağlık diplomasisi” yürütmüştür. Ayrıca pandemi sürecinde pek çok devletin halkını diğer ülkelerde bıraktığı bir atmosferde hiçbir vatandaşını ayırt etmeksizin diğer ülke vatandaşlarına da hizmet sağlayacak şekilde bir “kamu diplomasisi” örneği sergilemiştir.

2019’da Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu’nda Filistin’de artarak devam eden İsrail zulmüne karşı “İsrail devletinin sınırları neresidir” diye sorarak İsrail işgaline sessiz kalan dünyaya karşı hakkın ve adaletin sesi olmuştur. İsrail’in bölgede tırmandırdığı gerilime, yaptığı saldırılara ve izlediği baskı politikalarına dünya sessiz kalsa da Türkiye bu durumun sürdürülemez olduğunu BM kürsüsünden dile getirmiştir. Türkiye, 2019’da adaletsizliğin hüküm sürdüğü Suriye krizinde terör örgütlerinden arındırılmış bir dünya için halkın güvenliği ile barış ve istikrarı temin etmeye yönelik sahada somut bir katkı olarak “Barış Pınarı Harekatını” icra etmiştir. Böylelikle Suriye halkının bombardıman ve katliamlardan korunmasının teminatı olmuştur.

Dünyanın uzun yıllardır çözüm üretemediği bölgeler Suriye, Libya ve Karabağ’da işgalin karşısında, istikrarın ve haklı olanın yanında yer alan Türkiye, bölgenin ihtiyacı olan bir “barış diplomasisi” yürütmüştür. Böylelikle yakın çevresindeki sorunların çözümünde belirleyici aktör olmaya başlamıştır. Türkiye artık sadece karşıt girişimleri akamete uğratmakla kalmamış, bölgede dengeleri değiştiren ve denge oluşturan bir ülke haline gelmiştir. 2021’e gelindiğinde Türkiye, Doğu-Batı arasındaki birleştirici konumunu, Asya’nın yükselişini, Türk dünyasının iş birliği arzusunu ve Türk hariciyesinin inisiyatif alma rolünü yansıtan bir diplomasi zemini olarak Antalya Diplomasi Forumu’nu hayata geçirmiştir.

2021’in ilerleyen dönemlerinde Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu konuşmasında daha adil bir dünya mümkün yaklaşımıyla “Dünya Beşten Büyüktür” doktrinine önemli bir çerçeve çizmiş ve dünyanın beklentilerine karşılık vermek için dünyayı bu doktrine destek vermeye davet etmiştir. Bu davetin akabinde Türkiye’nin BM’de reform çağrılarına Afrika ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkeden destek mesajları gelmeye başlamıştır.

 

Türkiye’nin Çabalarını Tescil Eden Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, dünyayı sarsan yeni bir kriz meydana getirdi. Rusya her ne kadar sadece Ukrayna topraklarını işgal etmiş olsa da gelişmelerden Avrupa ülkeleri de önemli ölçüde etkileniyor. Ayrıca Rusya’nın işgaline Batı ülkeleri verdikleri tepkiyle savaşın dolaylı tarafı da oldular. Bu bağlamda Rusya ve Batılı ülkeler arasında güvensizlik had safhaya ulaşmış, daha tarafsız ve güvenilir bir ara bulucu beklentisi oluşmuştur. Ara buluculuk konusunda Fransa ve İsrail bazı girişimler yapsa da şimdiye dek bu girişimlerden beklenen sonuç elde edilemedi. Savaşın tarafı olan iki ülke de bu süreçte Türkiye’nin konumunu takdir etmiş ve Türkiye’nin ara buluculuğuna ilişkin olumlu kanaatlerini Türkiye’de müzakerelere dönüştürdüler. Ayrıca özellikle Avrupa ülkeleri bu olay öncesi pek çok konuda Türkiye karşıtı pozisyon alırken gerçek ve sıcak bir Rus tehdidi karşısında Türkiye’nin bölgede üstlendiği barış misyonu ve istikrar sağlayıcılığını net şekilde kabul ettiklerini ifade eden beyanlarda bulunmaya başladılar. Bu anlamda Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş, Türkiye’nin bölgede ve dünyada barış ve istikrara sunduğu katkıları tescil eden bir sonucu meydana getirmiştir.

Hülasa; Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, dünyadaki İsrail sorununa ve bu sorunun normalleştirilmek istenmesine karşı One Minute, küresel adaletsizliğe çözüm önerisi olarak Dünya Beşten Büyüktür doktrini, dünyada fikirsel bir müzakere zemini olarak TRT World Forum ve Antalya Diplomasi Forumu, en çok insani yardım yapan ülke olarak insani diplomasi, İsrail zulmüne sessiz kalan dünyaya karşı İsrail’in sınırları neresidir sorgulaması, terörden arındırılmış güvenli bir dünya için Barış Pınarı Harekatı, Covid-19’la mücadelede dünyanın en çok tıbbi destek sağlayan ülkesi olarak sağlık diplomasisi, pandemi sürecinde halkına ve dünyaya güven veren bir ilişki biçimi sergileyerek kamu diplomasisi, çatışma ve kriz bölgelerinde işgalin karşısında ve istikrarın yanında tavır alarak sunduğu somut katkılarla barış diplomasisi gibi örneklerle “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” yaklaşımını teorik ve pratik olarak uygulamaya koymuştur. Bu gelişme, girişim ve olaylar Türkiye’nin dünyada adalet, barış ve çözüm arayışının somut göstergeleri olarak bu sürece bütüncül bir çerçeve çizmeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler, ilerleyen yıllarda Türkiye’nin çizdiği bu çerçevenin uluslararası sistemde oluşan açmazları ve boşlukları doldurmaya yönelik önemli katkılar sunacağını göstermektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası